Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/330 E. 2021/448 K. 13.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/330 Esas
KARAR NO : 2021/448

DAVA : Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması)
DAVA TARİHİ : 09/04/2021
KARAR TARİHİ : 13/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Kayyımlık (Ticari Şirkete Kayyım Atanması) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçsinde; müvekilinin eşi ve küçükler … ile …’ nın babası … 20.03.2021 tarihinde vefat ettiğini, müvekkillerinin murisi …’ın vefatından önce … Makina A.Ş.’ nin tek ortağı ve tek şirket yekilisi konumunda bulunduğunu, murisin ölümü sebebiyle mirasçıların yaşlarının küçük olması, şirket malvarlığının hak ve yetkilerini yönetemeyeceğinden şirkete yönetim kayyumu atanması zaruret teşkil ettiğini, küçük çocuklardan …’in 10 yaşında, diğer küçük …’nın ise 8 yaşında olduğunu, çocukların ergin olmayıp fiil ehliyetine haiz olmadıklarını, şirketin diğer yetkilisi ve çocukların vasisi anne ile ergin olmayan çocuklar açısından menfaat çatışması ihtimaline bulunduğunu, çocuklar için kayyum atanması talebinde bulunma zorunluluğu hasıl olduğunu belirterek … Makina A.Ş.’ye , mirasçı küçükler … ile … için …’in kayyum olarak atanmasına, şirket yönetim kurulu başkanı olarak tedbiren …’ın atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava: şirkette miras sebebiyle pay sahibi olan küçüklerin şirket hisselerinin yönetimini ve devrini yapmak üzere kayyım atanması istemine ilişkindir.
Görev hususu resen mahkememizce tensip aşamasında dosya üzerinden yapılan incelemede;
HMK 114.madde ve devamı uyarınca görev dava şartı bakımında dosya ele alınmış olup iş bu eldeki dava murise ait paranın sağlığında diğer mirasçılara ödenmesi sebebiyle miras hissesi oranında alacağın tahsili talebinden ibaret olup Asliye Hukuk Mahkemesince talebin bankacılık işleminden kaynaklanması sebebiyle mahkememize gönderilmesine karar verilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Oysa huzurdaki dava, şirkette miras sebebiyle pay sahibi olan küçüklerin şirket hisselerinin yönetimini ve devrini yapmak üzere kayyım atanması istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanununun 426/2. maddesine göre “Bir işte yasal temsilcinin menfaati ile küçüğün veya kısıtlının menfaati çatışıyorsa” kayyım tayini gerektiği açık kanun hükmü karşısında TMK’nın 2. kitabının üçüncü kısmında yer olan uyuşmazlığın çözümünde sulh hukuk mahkemesi görevlidir. Davacılar, babaları şirket ortağı … ‘ın ölümü üzerine … Makina Anonim Şirketindeki paylarının kendilerine intikal ettiğini, yaşlarının küçük olduğunu, … Makina Anonim Şirketi malvarlığının hak ve yetkilerini yönetemeyeceklerinden şirkete kayyım atanmasını istedikleri, bu şekliyle talebin ticari şirkete kayyım tayini istemine ilişkin olmayıp yaş küçüklüğü ve menfaat çatışması nedeniyle küçüğe temsil kayyımı atanması talebine ilişkin olduğu, uygulanması gereken hükümlerin Ticaret Kanunun hükümleri olmayıp, Medeni Kanunun kayyım atanmasına ilişkin hükümleri olduğu, bu suretle davaya bakmakla görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmıştır.
Sulh hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen dikkate alınması gerektiğinden HMK 138 maddesindeki düzenleme de gözetilerek HMK’nın 115/2.maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının … Makina A.Ş.’ne mirasçı küçükler … ve … için …’in kayyım olarak atanması talebi bakımından; davanın HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsizliği nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin BAKIRKÖY SULH HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Sulh Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-İki haftalık süre içerisinde dosyanın gönderilmesi talebinde bulunulmadığı takdirde davanın açılmamış sayılacağının İHTARINA,
5-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
6-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
7-Davacının … Makina A.Ş.’ne yönetim kurulu başkanı olarak tedbiren …’ın atanması talebi bakımından; davanın bu dosyadan TEFRİKİNE, karşı davanın yeni esas numarasında değerlendirilmesine, mahkememizin ayrı bir esas numarasına kaydını yapılarak karşı davanın tefrik edilen dosya üzerinden yürütülmesine, dosya üzerinden tefrik ara kararı yazılmasına,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.13/04/2021

Başkan …
¸

Üye …
¸

Üye …
¸

Katip …
¸