Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/297 E. 2021/676 K. 22.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/297 Esas
KARAR NO : 2021/676

DAVA : Menfi Tespit
ASIL DAVA TARİHİ : 09/10/2008
KARŞI DAVA TARİHİ : 10/11/2008

KARAR TARİHİ : 22/06/2021
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 14/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile müvekkili ile davalı arasında 16.06.2008 tarihli kira sözleşmesinin akdedildiğini, müvekkilinin davalıya ait … Sitesi, … Sokak, No:…, …, …/… adresinde bulunan gayrimenkulün kiracısı olduğunu, müvekkilinin söz konusu binada tekstil üretimi yapmayı düşündüğünü, bunun için binada bir kısım tadilata başladığını, tadilat esnasında ustaların uyarmasıyla binanın küçük bir sarsıntıyla yıkılabilecek derecede zayıf olduğu hissine kapıldığını, İTÜ Yapı ve Deprem Araştırma Merkezine başvurduğunu, binanın kullanıma elverişli olup olmadığının incelenmesini istediğini, üniversite tarafından gerekli incelemenin yapıldığını, 05.09.2008 tarihli rapor ile binanın kullanıma uygun olmadığı ve güçlendirme yapılması gerektiğinin bildirildiğini, bunun üzerine müvekkilinin 12.09.2008 tarihli ihtarname ile kira sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini, zararlarının da tazminini talep ettiğini, müvekkilinin Haziran 2008 ayına ait 5.000 Euro ve Temmuz 2008 ayına ait 10.000 Euro, Ağustos 2008 ayına ait 10.000 Euro olmak üzere toplam 25.000 Euroyu davalıya ödediğini, bu nedenlerle müvekkili tarafından ödenen ve durum itibarı ile sebepsiz zenginleşme teşkil eden 25.000 Euronun 15.09.2008 fesih bildirimi tarihinden itibaren mevduata ilişkin en yüksek faiz uygulanmak ve fazlaya ilişkin hakları saklı olmak üzere, davalı tarafından fiili ödeme günündeki döviz kuru karşılığının, davalıdan alınarak davacıya verilmesini, bilirkişi marifetiyle tespit edilen ve kiralanan gayrimenkuldeki tadilat masrafı bedeli olan 65.088 TL nin, yine fesih tarihi olan 15.09.2008 tarihinden itibaren, bankalarca uygulanan en yüksek ticari faiz uygulanmak suretiyle ve fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak, davalıdan alınarak müvekkiline verilmesini, yine 10.000 Euro bedelli ve kira sözleşmesinin teminatı olması amacıyla davalıya verilen senedin teminat senedi olduğunu, ödenmesine yer olmadığının tespitini, ödeme halinde faiz ve istirdat, fazlaya ilişkin hakları saklı olmak koşuluyla söz konusu senedin kayıtsız şartsız bir borç ikrarı ihtiva etmediğini, dolayısıyla kambiyo senedi vasfı taşımadığını, müvekkilinin yaşadığı mağduriyet nedeni ile senedin teminat olarak verildiğini, yazılı belgeyle de sabit olduğunu, davalı ya da ciro yoluyla senedi devir alabilecek kişilerce senedin icra takibine konu edilememesi amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile davanın HUMK. ve TTK. amir hükümlerine aykırı olarak açıldığını, iş bölümü itirazında bulunduklarını, müvekkilinin durumun tespiti ve açılacak davalara esas olmak üzere Bakırköy …. Sulh Hukuk Hakimliğinin … D. İş sayılı dosyasından 27.10.2008 tarihinde tespit talebinde bulunduğunu, zira müvekkilinin mükemmel, kullanmaya hazır, boya ve badanası tertemiz olarak kiraladığı mecurda davacının akde aykırı olarak müvekkilinin iznini almadan keyfe keder tadilatlar yapmaya kalkıştığını, bu meyanda birçok oda bölmelerini yıktırdığını, kartonpiyer ışıklandırmalı tavanları söktürdüğünü, oda, kapı ve bölmelerini yok ettiğini, mevcut tuvalet ve lavaboları yıktırdığını, başladığı tüm işleri yarım bıraktığını, inşaat artıklarını dahi mecurda bıraktığını, müvekkilini mağdur ettiğini, tespit talebi doğrultusunda tanzim edilecek bilirkişi raporunun beklendiğini, iş bu rapor ile müvekkilinin uğradığı zararların açıkça tespit edileceğini, mağdur durumda olan müvekkilinin bir de huzurdaki dava ile karşılaştığını, İstanbul’daki binaların hemen hemen %95 inin depremden önce yapılmış olduğunu, binaların eski yönetmeliklere göre yapılmış olduğunun herkesçe bilinen bir gerçek olduğunu, kaldı ki davacı tarafın tacir olduğu göz önüne alınırsa vasat, orta seviyede bir insandan daha fazla bu hususları bildiğini, bilmesi gerektiğinin kesin olduğunu, iş bu fiili gerçek karşısında, …’da eski yapı satın alacak veya kiralayacak kişilerin bu binaların mevcut durumunu bilerek gerekli incelemeleri sözleşmeden önce yapmaları-yaptırtmalarının söz konusu olabileceğini, davacı tarafta açıklanan bu gerçekleri bilerek mecuru kiraladığını, davacının haksız fesih sebebi ile müvekkilinden her hangi bir talepte bulunmasının mümkün olmadığını, davacının 16.06.2008 tarihli kira akdi ile mecuru kiraladığını, aleyhe kabul anlamına gelmemek üzere bir an için davacının feshinin haklı nedene dayalı olduğu kabul edilse bile, hukuken fesih tarihine kadar mecurun işlemiş kira bedellerini ödemek zorunda olduğunu, bu nedenle davacının ödemiş olduğu toplam 25.000 Euronun iadesine ilişkin talebinin BK amir hükümleri, taraflar arasındaki sözleşme ve iyi niyet kuralları gereği redde mahkum olduğunu, davacı kıracının talep ettiği 65.088 TL tadilat masraf bedelinin müvekkilinden talep edilemeyeceğini, kira akdinin 14. maddesinde, mecurun durumu her bir kat için ayrı ayrı belirtilmek sureti ile tespit edildiğini, mecurun mükemmel durumda olduğunun açık olduğunu, 18 09.2008 tarihli bilirkişi raporunun 3. maddesinde, katlarda seramik (hangi katta olduğu belirli değil) döşeme, ihzarat, tavan alçıpan kaplama alçıpan duvar, ihzarat, havalandırma kanalı, tuvalet sıhhi tesisat imalat işlerinin inşa halinde olduğunu, masrafların belirtildiğini, raporda da görüldüğü gibi masrafları istenen işlerin, hem yarım bırakılmış, hem de ne kadar keyfi işler olduğunun açık olduğunu, bilirkişi tarafından ihzarat olarak nitelendirilen yani stokta atıl olarak bekletildiği beyan edilen inşaat malzemelerini bıraktığını, bunların masraf kapsamında değerlendirilemeyeceğini, asıl davanın reddini savunmuştur.
Karşı davada karşı davacı vekili, 2008 Eylül-Ekim-Kasım ayı dahil olmak üzere kira bedellerini dahi ödemediğini, bunun haricinde kira kontratının her iki tarafı bağlayan hukukî bir işlem olduğunu, bu durumun göz önüne alınarak yasa ve usul gereğince karşı davalının (kiracının) akdin hitamına kadar olan kira bedellerinin tümünden sorumlu olduğunu, kiracıdan dava tarihine kadar işlemiş ve akdin hitamına kadar işleyecek kira bedellerinden şimdilik 2.000 Euronun tahsilini talep etmek zorunluluğunun hasıl olduğunu, karşı davalı (kiracı) tarafından mecura bir çok zarar verildiğini, mevcut halinin bozulduğunu, binada bulunan ana elektrik panosunun söküldüğünü, jeneratör sisteminin çalışmaz durumda bırakıldığını, duvarların yıkıldığını, bir çok kapının söküldüğünü, bilgisayar network, elektrik ve telefon tesisatının kullanılamaz hale geldiğini, bazı yerlerde mozaik olan yer döşemesi üzerine fayans döşendiğini, döşenen fayansların söküldüğünü, yer döşemesine çok zarar verildiğini, Bakırköy …. Sulh Hukuk Hakimliğinin … D. İş sayılı dosyasında yargılamanın ilerleyen aşamalarında davacının taraflar arasındaki kira kontratının 14. maddesinde durumu belirlenen mecura vermiş olduğu zararların açığa çıkacağını, karşı davalıdan iş bu zararlardan şimdilik 1.000 TL nin tazminini de talep etmek zorunluluğu hasıl olduğunu, açıklanan nedenlerle, asıl dava yönünden haksız ve yasal dayanaktan yoksun davanın reddi ile yargılama masrafı ve ücreti vekaletin davacılara tahmilini, karşı dava yönünden, fazlaya ilişkin hak ve alacakları saklı kalmak kaydı ile karşı davalı-davacının kira akdini haksız feshi sebebi ile dava tarihine kadar işlemiş ve kontratın hitamına kadar işleyecek kira bedelleri için şimdilik 2.000 Euro, karşı davalı-davacı tarafından mecura verilen zararların tazmini için şimdilik 1.000 TL nin ticari faizleri ile birlikte karşı davalı-davacıdan tahsilini talep etmiştir.
Karşı davalı ise dava dilekçesinde ve diğer dilekçesindeki beyanlarını tekrar ile sözleşmenin feshinde haklı olduğunu, binanın depreme dayanıklı olmadığını, bu nedenle kendisinden herhangi bir talepte bulunamayacağını, bu çerçevede karşı davanın reddini savunmuştur.
Mahkememizce toplanan deliller sonrasında mahkememizin … Esas, .. Karar sayılı dosyası davalı-karşı davacı tarafından temyiz edilmiş olup, Yargıtay …. Hukuk Dairesinin … Esas, … Karar sayılı 25.11.2014 tarihli Onama kararının asıl davada 10.000 Euro teminat bonosu ile ilgili menfi tespit ve karşı davada, tazminat talebi ile ilgili kısmının kaldırılmasına ve açıklanan nedenlerle hükmün asıl davada 10.000 Euro teminat bonosu, karşı davada tazminat yönünden BOZULMASINA dair Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin … esas, … karar sayılı karar düzeltme ilamı ile karar verilmiş olmakla mahkememizce Yargıtay kararına uyulmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi kurulu …, … ve …’ın mahkememize vermiş olduğu 06/06/2016 havale tarihli raporunda; dava konusu işyerinin kiracı davacı tarafından boşaldığındaki durumunu gösterir fotoğraflar dava dosyasında olmadığından binanın onarılan ve kullanılan katlarının ilk orijinal haline getirtilip getirilmediğinin keşif günü yapılan tespitler ile karşılaştırılmasının mümkün olmadığını, kiralanan işyerinin kiralama öncesi durumunu gösteren “CD” dava dosyası içinde bulunmadığından bu yöntem ile de karşılaştırma yapılamadığını, açıklanan nedenlerle Bakırköy … SHM. sinin … D. İş dosyasında ki tespit raporundaki saptamalara göre değerlendirme yapılabildiğini, delil tespitinin yapıldığı 03.11.2008 itibariyle tahliye edilmiş işyerinin taraflar arasında imzalanmış olan sözleşmedeki geri teslim şartlannda ki kullanılır durumuna getirilebilmesi için tespit raporundaki takdir edilen 46.700,00 TL toplam malzeme işçilik bedelinin heyetimiz tarafından kadri maruf görüldüğünü, işyerine bu tutarda zarar verilmiş sayılabileceğini, işyerinin eski hale getirilmesi için 60 iş günlük sürenin yeterli olacağını, davacı kiracı tarafından yapılan, yukarıda tek tek açıklanan tadilatlar, yıkım, sokum ve yer değiştirme işlemlerinin faydalı ve zorunlu giderler olarak değerlendirilemeyeceğini, işyerine verilen zararlar olarak kabul edilebileceğini, davalı karşı davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere karşı dava dilekçesinde bu konuda 1.000,00-TL’lik zarar isteminde bulunduğunu, belirlenen zarar tutanna göre davacı kiracının bu amaçla davalı kiralayana verdiği 10.000,00-Euro bedelli (19.919,00 TL) teminat bonosundan dolayı sorumluluğunun sürdüğünü, davacı kiracının işyerine yaptığı faydalı giderlerden kaynaklanan alacağı ile ilgili uyuşmazlığın Yargıtay onamı kararı ile kesinleştiğini sonuç ve kaanatine varıldığını bildirdikleri görülmüştür.
Bilirkişi kurulu …, … ve …’ın mahkememize sunmuş olduğu 28/11/2016 havale tarihli bilirkişi raporunda; davacı-karşı davalı kiracı şirketin kiralananda yaptığı faydalı masraflar dışında kalan ve davalı-karşı davacı kiraya verenin talep edebileceği zarar miktarının 46.700,00-TL olduğunu, tespit edilen tazmini gereken miktar itibariyle, davacı-karşı davalı kiracı şirketin 10.000,00-EURO bedelli bono yönünden sorumluluğunun devam ettiği sonuç ve kaanaatine varıldığını bildirdikeri görülmüştür.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı, … Karar sayılı kararı ile asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmiş olup, Yargıtay …. Hukuk dairesi’nin … esas, … Karar sayılı kararı ile karar bozularak, mahkememizin … sayılı esasına tevzi olduğu görülmüştür.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Asıl dava menfi tespit, karşı dava ise tazminat talepli eda davasıdır.
Taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan hususlar; asıl davada davacı/karşı davalının, 10.000 Euro bedelli, taraflar arasındaki 16/06/2008 tarihli kira sözleşmesi uyarınca düzenlenen, düzenleyeni … Giyim San. ve Tic. Ltd. Şti., lehtarı … olan, ödeme günü yazılmamış bulunan, “teminat senedi” ibaresinin yer aldığı bonodan dolayı davalı/karşı davacıya borçlu olup olmadığı, karşı davada ise davalı/karşı davacının mecura verildiğini iddia ettiği zarardan ötürü davacı/karşı davalıdan tazminat talep etme şartlarının oluşup oluşmadığı noktalarında toplanmaktadır.
Toplanan deliller, alınan Yargıtay karar düzeltme talebi üzerine bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi heyet raporları ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; taraflar arasında 16/06/2008 tarihli işyeri kira sözleşmesi bulunduğu, davacı karşı davalı tarafından iş bu kira sözleşmesine istinaden davalı karşı davacıya 10.000 Euro bedelli teminat amaçlı bono verildiği (halen bu bononun uhdesinde bulunduğu), bu hususların taraflar arasında tartışma konusu olmadığı, bozma ilamından sonra iki ayrı bilirkişi heyetinden alınan 06/06/2016 havale tarihli ve 28/11/2016 havale tarihli bilirkişi raporlarına göre davacı/karşı davalının kiralananda yaptığı faydalı masraflar dışında kalan ve davalı-karşı davacı kiraya verenin talep edebileceği zarar miktarının 46.700,00-TL olduğunun tespit edildiği, dolayısıyla asıl davada davacının menfi tespit talebine konu 10.000,00-EURO bedelli bononun dava tarihindeki euro kuru (1 EURO=1.9323 TRY) karşılığının 19.329,00-TL olduğu, kiralanana verilen zarar tutarının 46.700,00-TL olduğu göz önünde bulundurulduğunda asıl davada davacının bonodan doğan sorumluluğunun devam ettiği anlaşılmakla, menfi tespit talebinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Karşı dava açısından yapılan incelemede; davalı karşı davacının hor kullanma tazminatı talepli karşı davasını 1.000,00-TL üzerinden ikame ettiği, 6100 sayılı HMK’ da 22/7/2020 tarih ve 7251 sayılı kanunun 18. maddesi kapsamında ıslaha ilişkin ” Yargıtayın bozma kararından veya bölge adliye mahkemesinin kaldırma kararından sonra dosya ilk derece mahkemesine gönderildiğinde, ilk derece mahkemesinin tahkikata ilişkin bir işlem yapması hâlinde tahkikat sona erinceye kadar da ıslah yapılabilir. ” şeklinde yeni düzenleme yapıldığı, usul kuralının derhal uygulanması ilkesi kapsamında, bozma ilamından sonra sunulan 16/01/2017 tarihli ıslah dilekçesi dikkate alınarak ve kiralanana verilen zararın 46.700,00 TL olduğu da mahkememizce kabul edilerek tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Ancak, davalı – karşı davacıya kira sözleşmesi kapsamında kiralananın hor kullanılması halinde zararın tazmini için teminat kapsamında verilen ve halen uhdesinde bulunan 10.000 Euro – 19.329,00 TL bedelin mahsubu yapılarak, netice tazminat olarak 27.371,00 TL belirlenmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Asıl Davada;
a)-Davacının 10.000 Euro bedelli, taraflar arasındaki 16/06/2008 tarihli kira sözleşmesi uyarınca düzenlenen, düzenleyeni … Giyim San. ve Tic. Ltd. Şti., lehtarı … olan, ödeme günü yazılmamış bulunan, “teminat senedi” ibaresinin yer aldığı bonodan dolayı davalıya borçlu olmadığının tespiti yönündeki talebin REDDİNE,
b)- Mahkememizin …. esas, … karar sayılı ve 22/05/2014 tarihli önceki hükmünde asıl davaya ilişkin;
“25.000 Euro’nun temerrüt tarihi olan 23/09/2008 tarihinden itibaren ve kademeli olarak 3095 sayılı kanunun 4/a maddesinde öngörülen ve devlet bankalarının Euro cinsinden bir yıllık vadeli mevduat hesabına uyguladıkları en yüksek faiz ile birlikte fiili ödeme veya tahsil tarihindeki TL karşılığının davalıdan tahsil edilerek davacıya ödenmesine,
38.406,05 TL imalat bedelinin 23/09/2008 tarihinden itibaren ve değişen oranlarda işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsil edilerek davacıya verilmesine, ” yönelik kısımlar kesinlemiş olduğundan bu hususlarda yeniden hüküm tesisine yer olmadığına;
c) Karar tarihinde yürülükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu karar ve ilam harcının, bozmadan önceki hüküm kapsamında tahsil edilen 62,80 TL harçtan mahsubu ile bakiye 2,78 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı / karşı davalıya iadesine
d) Davacı tarafından bozma ilamından sonra yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
e) Davalı/karşı davacı kendisini bir vekil aracılığı ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürülükte bulunan AAÜT nin 13/1 uyarınca reddedilen miktar üzerinden hesap edilen 4.080,00-TL nispi vekalet ücretinin davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya verilmesine,
2)-Karşı davada;
a)Karşı davacının davasının kısmen kabulü ile kısmen reddine,
-27.371,00 TL hor kullanma tazminatı alacağının (1.000 TL’sine dava tarihinden, bakiye 26.371,00 TL’sine ıslah tarihi olan 16/01/2017 tarihinden itibaren) işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
-Fazlaya ilişkin istemin reddine,
b)Mahkememizin … esas, …. karar sayılı ve 22/05/2014 tarihli önceki hükmünde asıl davaya ilişkin;
“Karşı davacının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 2.000 Euro’ya ilişkin kira bedelinin tahsiline yönelik açtığı davanın sübut bulmaması nedeniyle reddine” yönelik kısım kesinlemiş olduğundan bu hususta yeniden hüküm tesisine yer olmadığına;
c) Karar tarihinde yürülükte bulunan harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 1.869,71-TL nisbi karar ve ilam harcından, peşin alınan 67,00 TL ve ıslah ile yatırılan 780,50 TL olmak üzere toplam 847,50 TL harcın mahsubu ile 1.022,21 TL harcın davacı/karşı davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
– Davalı / karşı davacı tarafça yatırılan 847,50 TL harcın davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya verilmesine,
d) Karşı davacı tarafından bozma ilamından sonra yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
e) Davalı/karşı davacı kendisini bir vekil aracılığı ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürülükte bulunan AAÜT uyarınca hesap edilen 4.105,65-TL nispi vekalet ücretinin davacı/karşı davalıdan alınarak davalı/karşı davacıya verilmesine,
f) Davacı/karşı davalı kendisini bir vekil aracılığı ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürülükte bulunan AAÜT uyarınca hesap edilen 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalı/karşı davacıdan alınarak davacı/karşı davalıya verilmesine,
3) Taraflarca yatırılıp kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde taraflara iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde YARGITAY nezdinde TEMYİZ kanun yolu açık olmak üzere davacı – karşı davalı vekilinin ve davalı – karşı davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza