Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/287 E. 2021/409 K. 05.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/287 Esas
KARAR NO : 2021/409

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 18/07/2019
KARAR TARİHİ : 05/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin … Projesi Gayrimenkul Satış Sözleşmesi gereğince …, … … .. … Pafta … ada … nolu parsel A-4 blok 0.kat 2 nolu bağımsız bölümün 29/09/2016 tarihinde … ile yapılan teslim ve devir işlemlerinin yapıldığını, müvekkilinin 10 yıldır tamamlanan konutta 3 yıldır fasılasız nizasız sözleşme konusu gayrimenkulde aile ile ikamet ettiğini, teslim edilen konut üzerinde ipotek ve hacizler baki kaldığından şirketin bankalarına ve şahıslara olan borcunun teminatı olarak konkordato ilan edildiğini, konkordato komiserliğine mütaahhidin teminatı olarak devredildiğini, müvekkilinin borcunun tamamını ödemesine ve tapusunu almasına rağmen tüm başvurularının, noter ihtarnamesi sonucu da ipotekve hacizle fekkedilmediğini, müvekkilinin tüm ödemelerini yapmasına rağmen davalı tarafından edimini ifa etmemiş bulunduğunda şaibeli şekilde kontordato ilan ettiğini, müvekkilinin edemini ifa etmiş ödemelerini zamanında yaptığı fakat mağdur edildiğini beyanla gayrimenkulün tapusunun müvekkili adına tescilinin yapılmasından önceki tapu kaydındaki tüm takyidatların fekkinin talep ettiğini, müzkur gayrimenkul üzerindeki ipotek ve hacizler fekkedilmediği takdirde tüm alacak ve tazminatları ile gayrimenkulün bedelinin tarafına iade edilmesini, 50.000,00 TL ayıplı mal ve kötü niyetten yönetimden dolayı müvekkilinin mağduriyetine neden olduklarından dolayı, 50.000,00 TL manevi tazminatında davalılardan tahsil edilerek müvekkiline verilmesine talep ve dava etmiştir.
Davalılara usulünce tebligat yapılmış taraf teşkili sağlanmış, cevap dilekçeleri ibraz etmedikleri, davalı … vekilinin duruşmalara katılarak davanın reddini istediği görülmüştür.
DELİLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, yükleniciden alınan bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin kaldırılması istemine ilişkindir.
6100 sayılı HMK’nun 320.maddesinde mahkemenin mümkün olan hallerde tarafları duruşmaya davet etmeden dosya üzerinden karar vereceği düzenlemesi de nazara alındığında somut olayın belirginliğine bağlı olarak hakim duruşma açmama yönündeki takdir hakkını kullanabilecektir.” düzenlemesi de nazara alınarak; dava şartları bakımından HMK’nun 114.madde ve 115.maddeleri uyarınca görev bakımından Mahkememizde görülmekte olan İpotek (İpoteğin Kaldırılması (Fekki)) davasının yapılan dosya üzerinde yapılan incelemesine geçildi.
Bakırköy … Tüketici Mahkemesince davanın ticari nitelikte olduğu ve davaya Asliye Ticaret Mahkemesinde bakılması gerektiği belirtilerek görevsizlik kararı verilmiş, dosya mahkememize bu şekilde tevzi olmuştur.
Bilindiği üzere 01/07/2012 tarihinde, 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun (TTK) 6335 sayılı kanun ile değişik 4 maddesinde ticari davalar tanımlanmıştır. Buna göre, her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ile maddenin davamı fıkralarında belirtilen davalar ticari dava olarak nitelendirilmiştir. Yine aynı kanunun 5/3 maddesinde “Asliye ticaret mahkemesi ile asliye hukuk mahkemesi ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişki görev ilişkisi olup, bu durumda göreve ilişkin usul hükümleri uygulanır” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenlemeler karşısında, Asliye Ticaret Mahkemelerinin özel mahkeme niteliğinde bulunduğu, bu niteliği gereği görev alanının 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun hükümlerine göre belirleneceği ve genel mahkemeler ile arasındaki ilişkinin önceki kanunun aksine görev ilişkisi olduğu açıktır. Asliye Ticaret Mahkemelerinin çekişmeli yargıdaki görev alanının TTK’nda ve diğer özel kanunlarda ticari dava olduğu belirtilen davalarla sınırlı olduğu kuşkusuzdur.
Öte yandan, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunun 6335 sayılı kanun ile değişik 4 maddesinde ticari davaların; mutlak ticari davalar ve nispi ticari davalar olarak iki gruba ayrıldığı anlaşılmaktadır. Mutlak ticari davalar, tarafların sıfatına ve bir ticari işletme ile ilgili olup olmamasına bakılmaksızın kanun gereği ticari sayılan davalar olup TTK’nun 4/1 maddesinin b, c, d, e, f fıkralarında özel kanunlarda düzenlenmiştir. Nispi ticari davalar ise, tarafların tacir sıfatına haiz olduğu ve her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili uyuşmazlıklardan doğan davalardır. Bir başka ifade ile, bu davalar ya bir ticari işletmeyi ilgilendirmeli ya da iki taraf için de ticari sayılan hususlardan doğmaları halinde ticari dava olarak nitelendirilebilirler.
Gerek mutlak gerekse nispi ticari davaların Asliye Ticaret Mahkemelerinde görüleceği açıktır.
Mahkemelerin görevleri kanunla düzenlenir ve kamu düzenine ilişkindir. Görev bir dava şartı olduğundan yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen gözetilmesi gerekir. İpoteğin fekki talebi aslında bir olumsuz tespit davası olduğundan genel mahkemeler görevlidir. Olumsuz tespit davalarında borçlu-davacının borçlu olmadığını iddia ettiği alacağın niteliğine göre asliye hukuk, ticaret, tüketici ya da iş mahkemeleri görevlidir. Görevli mahkemeleri tespitte ipoteğin hukuki sebebini oluşturan alacak ilişkisine bakmak gerekir. Alacak ilişkisi ticari ise ticaret mahkemeleri davaya bakmakta görevlidir.
Yukarıda değinilen hususlar çerçevesinde somut olaya bakıldığında; eldeki davada davacı yükleniciden yatırım amacıyla satın almış olduğu taşınmaz üzerindeki ipoteğin kaldırılmasını talep etmektedir. Davacı gerçek kişi olup satın alınan taşınmaz, davacının ticari işletmesi ile ilgili değildir. Davacının beyanına ve satın alma amacına göre tüketici olduğu açıktır. Davacı ailesi ile ilgili taşınmazda oturmaktadır. Bu itibarla eldeki dava mutlak ve nispi ticari dava olarak nitelendirilemeyeceği ve TTK hükümlerinin veya özel kanun hükümlerinin uygulanmasını gerektirir ticari bir uyuşmazlıktan söz edilemeyeceği, uyuşmazlığın çözümünün tüketici mahkemelerinin görev kapsamında kaldığı sonucuna ulaşılmaktadır. Davaya bakmakta görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu anlaşılmaktadır.
Somut uyuşmazlığın; tacir vasfı bulunmayan davacı gerçek kişinin davalı … İnşaat Taahhüt San Tic A.Ş’den taşınmaz satın aldığı, dava dilekçesinde konuta ait satış bedelinin tamamının ödendiğinin belirtildiği, davalının borçları sebebiyle dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin fekki istemine ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Somut olayda, davacının aldığı taşınmazdaki ipotek fekki talebinin, davalılar arasındaki ticari kredi ilişkisi nedeniyle istendiği gerekçisi ile görevsizlik kararı verilmiş ise de, dava konusu taşınmazın konut niteliğinde taşınmaz olduğu, davacısının tüketici olduğu, ipotek fekki talep edenin tüketici sıfatının bulunduğu, davalılar arasındaki ilişkinin ticari olmasının tek başına dava konusu talebe ticari nitelik kazandıramayacağı, davacıdan bağımsız olarak dava konusu talebin düşünülmesinin mümkün olmadığı, dava konusu olayda 6502 sayılı yasa düzenlemeleri uygulanamaz ise, davacı tüketici yönünden yetki, harç ve arabuluculuk gibi tüketici lehine düzenleme sağlayan hükümlerin de uygulama alanı bulmayacağı, asıl talep sahibinin tüketici olduğu dikkate alındığında ve temeldeki ilişki dikkate alındığında taraflar arasındaki uyuşmazlık tüketici işlemi olup bu davalara bakma görevi Tüketici Mahkemeleri’ne ait olmaktadır. HMK’nın 1, 114/1-c, 115/1-2 maddeleri uyarınca mahkeme görevsiz olduğu durumlarda görevsizlik kararı vermesi gerektiği, görev kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese bile mahkemece kendiliğinden gözönünde bulundurulması gerektiğinden resen görevsizlik kararı vermek gerekmiştir. Dosyanın karar kesinleştiğinde ve talep halinde görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesine gönderilmesine karar verilerek aşağıda yazılı olduğu biçimde hüküm kurulmuştur. (İstanbul 7 BAM 2020/1675 Esas, 2020/1963 sayılı kararı da bu yöndedir)
HÜKÜM:Açıklaması gerekçeli kararda yazıldığı üzere;
1-Davacı tarafça açılan davanın dava şartı yokluğundan REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli Mahkemenin Bakırköy ..Tüketici Mahkemesi Olduğuna,
3-Dava hakkında daha önceden Bakırköy …. Tüketici Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verildiğinden; Mahkememizin görevsizliğine dair kararın istinaf yasa yolundan geçmek suretiyle kesinleşmesi durumunda, kararın kesinleştiği tarihten itibaren 2 haftalık yasal süre içerisinde (HMK 20.maddesi) mahkememize başvurması halinde ve talep halinde dosyanın görevli Bakırköy 5 Tüketici mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Dava hakkında daha önceden Bakırköy … Tüketici Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verildiğinden; mahkememizce verilen karar istinaf yasa yoluna başvurmaksızın kesinleştiği taktirde olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için merci tayini (Yargı yeri belirlenmesi) açısından re’sen dosyanın İstanbul Bölge Adliye Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE
5-Süresinde müracaat edilmemesi halinde HMK 20/5 maddesi gereğince davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin ihtarına, bu usuli kararın verilmesi ve bu kararla gözetilmesi gereken hususlar dışında kalan yönlerden ise gerekirse talebe bağlı olarak değerlendirme YAPILMASINA,
6-HMK’nın 330/2 md gereğince harç, yargılama gideri ve vekalet ücretinin görevli mahkeme tarafından DEĞERLENDİRİLMESİNE,
Dair, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda kararın tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize müracaatla İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi İstinaf yolu açık olmak üzere karar verildi. 05/04/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza