Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/284 E. 2022/110 K. 08.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/284 Esas
KARAR NO : 2022/110

DAVA : Menfi Tespit ve İstirdat
DAVA TARİHİ : 30/03/2021
KARAR TARİHİ : 08/02/2022

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit ve istirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil aleyhine icra takibi başlatıldığını, takip dayanağının bono vasfına haiz olmadığını, takip dayanağının 45.000,00 TL bedelli senette düzenleme tarihi yer almadığından ve senedin sol üst kısmında tediye tarihinin 25/08/2010 olarak senedin sağ üst kısmında ise 04/05/2017 olarak gösterildiği nazara alındığında çifte vade bulunması ve düzenleme tarihi yer almaması sebebiyle takip dayanağı evrakın bono niteliğine haiz olmadığını, kambiyo senetlerinin sıkı şekil şartlarına tabi kılındığını, kanunda belirtilen şekil şartlarına aykırılığın senedi batıl hale getirdiğini, şekle sıkı sıkıya bağlılık ilkesinin ticari hayatta kambiyo senetlerine duyulan güvenin temelini oluşturduğunu, kambiyo senetlerinde bu ilkenin geçerli olmasının amacının ilgililerin menfaatini korumak olduğunu, arabuluculuğa başvurulduğunu ve anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından müvekkilin borçlu olmadığının tespiti ve daha önceden ödenen paraların istirdatı ile dosyadaki hacizlerin kaldırılarak dosyanın katılmasına, vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf aleyhine başlatmış oldukları icra takibi dayanağı senedin bono vasfına haiz olduğundan işbu davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının haksız olarak borçtan kurtulma çabası içinde olduğunu, borçlu-davacının menfi tespit davası açmakta haksız olduğunu, borçlunun kambiyo vasfını haiz olmadığını iddia ediyor ise iş bu talebine ilişkin 5 gün içerisinde icra mahkemesinde da açmadığını, davacı tarafın işbu talebine ilişkin dava hakkını süresinde kullanmadığını, menfi tespit davası ile davalı(alacaklı) tarafından ileri sürülebilen bir hukuki ilişkinin mevcut olmadığının tespitinin istenebileceğini, bu davanın konusunun alacağın doğum koşullarından herhangi birinin eksikliği veya sona erme sebeplerinden birinin varlığı sonucunda alacağın yokluğunun tespiti olacağını, işbu davaya konu olan bononun vade tarihi olarak 04/04/2017 tarihi yazıldığının açık ve net olduğunu, çifte vade konusunun söz konusu olmadığını, bunun ilk bakışta anlaşılabileceğini, bonoyu düzenleyen taraf ….’in tacir olmadığını, basiretli bir tacirin gösterdiği özene ve bilgiye sahip olmamasının gayet olağan olduğunu, icra takibine konu bono olmasaydı bile yazılı delil başlangıcı olarak kabul edilmesi ve temel alacağın tanıkla ispatının mümkün olduğunu, davacının kötü niyetli olduğunu, bu nedenlerle davacının icra dosyasından borçlu olduğunun tespitine, davanın reddine, dava değeri üzerinden %20 den az olmamak üzere haksız ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, menfi tespit ve istirdat isteminden ibarettir.
Dava konusu, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasındaki 45.000,00 TL’ lik senede dayalı borç yönünden borçlu olunmadığının tespitine ve ödenen paraların istirdatına ilişkindir.
Yargılamaya konu bononun., incelenmesinde; bonoyu düzenleyenin … olduğu, lehtarın … olduğu, miktarın 45.000,00 TL olduğu, tediye tarihinin 25/08/2010 tarihi ile 04 Nisan 2017 tarihi olarak belirtildiği ve yine adres olarak …. Mahallesi, … Sok. No: … Bağcılar adresinin belirtildiği görülmüştür.
Bu haliyle takibe esas bono da çifte vade bulunduğu ve düzenleme yerinin açık adres içermediği görülerek, bononun yasal unsurlarını taşımadığı anlaşılmıştır.
Ancak, bu borç ikrarını içerir belge her ne kadar bono vasfı bulunmasa da, adi bir senet niteliği özelliğini halen korumaktadır. Bu adi senede dayalı olarak borç ilişkisi halen devam etmektedir.
Davacı tarafın dava dilekçesindeki menfi tespit iddiasının, borcun doğumuna ya da herhangi bir şekilde son bulduğuna yönelik değil de, sadece bononun şekil şartlarına aykırı olmasına dayandığı; bu haliyle adi senede dayalı borç ilişkisi devam ettiğinden, aksini davacı tarafın yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğinden, buna ilişkin dosya kapsamında herhangi bir yazılı delil bulunmadığından ve davacı tarafın dava dilekçesinde yemin deliline de dayanmadığından, iddiasını ispat edemediği kabul edilmiştir.
Yukarıda açıklanan sebeplerle aşağıdaki şekilde ispat edilemeyen davanın reddine karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının sübut bulmayan davasının REDDİNE,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 1.080,97 TL peşin hartan mahsubu ile bakiye 1.000,27 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı tarafa İADESİNE,
3- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 9.028,75 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekil ile temsil eden davalıya VERİLMESİNE,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/02/2022
Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza