Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/283 E. 2023/350 K. 31.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/283 Esas
KARAR NO : 2023/350 Karar

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 29/03/2021
KARAR TARİHİ : 31/03/2023

Davacı tarafından mahkememizde açılan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin, davalı ….’nun de ortağı ve münferiden müdürü olduğu bir şirket olduğunu, Davalı ….’nun ortaklığı ve müdürlüğü kapsamında şirket nezdinde pazarlama, sipariş oluşturma ve diğer işlemleri yapmak üzere görevleri üstlendiğini, şirket ortağı ve münferiden müdür olması dahilinde şirketlerinin tüm bilgi ve ticaretine hakim durumda olduğunu, şirket ortaklığından ve müdürlüğünden ayrılacağı bildirimi üzerine şirketlerinin kayıtlarının doğrulanması, ayrılış sonrası pazarlama ve sipariş oluşturma açısından eylem planı programlanması kapsamda kayıtlarımızın incelenmesi sırasında; şirketin ortağı ve müdürü iken davalı ….’nun eşi ….. adına 28.05.2020 tarihinde davalı … San. Ve Tic. Ltd. Şti isimli bir şirket kurulduğu, şirketten …. San. Tic. Ltd. Şti ve …. San. Tic. Ltd. Şti. isimli şirketlere normal fiyatından çok daha ucuz ürün satıp o ürünlerin de diğer davalı firmaya aktarıldığı, yine diğer davalının … isimli firma üzerinden, 2 yılı aşkın bir süredir tüm tanıtım ve organizasyonunu yapmış oldukları (yıllarca tüm platformlarda şirketimizi acenta/distirübitör olarak tanıtmış, Türkiye’ye doğrudan satış yapmasına rağmen şirketimize satış primi ödemiş); internet sitesinde kataloglarda acenta/distirübitör olarak yer aldıkları …. isimli firmanın Türkiye’deki acentası/distirübitörü gibi hareket ettiği ve bu hususlar ilgili firmanın internet sitesinde ve kataloglarında …. olarak yer aldığı, pandemi öncesinde oluşturulan ancak diğer davalı şirketin kurulması sonrası şirketten oluşturulan 6 konteyner siparişin iptal edildiği, (bu siparişlerin …. üzerinden yeniden oluşturulduğu tespitleri yapılmış olup gümrük kayıtların celbi talep olunur) müvekkili şirket tarafından piyasada numune dağıtılan ürünlerle ilgili firmalardan müvekkili şirkete dönüş olmamasının yanı sıra bu numunelerle ilgili davalı …. üzerinden …. isimli firmaya aktarımlar yapıldığı, davalı, Türkiyedeki ticareti tek başına müvekkili şirket üzerinden yapılmasına rağmen piyasa içerisindeki diğer şirketlere …. isimli firmanın acentası/distirübitörü olarak …. isimli şirketin lanse edilmesi nedeniyle ciddi ekonomik kayıplar yaşandığını, davalının eşi …’in sahibi olduğu diğer davalı …. üzerinden bahsi geçen firma ticareti devam ettirmekte ve davalı …. Şirket ortağı ve müdürü olarak şirketi kasten zarara uğratmakta olduğunu, Davalı …. ve …. Sahibi … hakkında Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının … Sor. Numaralı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, neticede davanın kabulü ile şimdilik 10.000-TL zararımızın dava tarihinden itibaren avans faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olarak alınmasını ve müvekkiline ödenmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalılar üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde; davacı şirket ve ortakları …, … ve … tarafından keşide edilen ve işbu dava dilekçesinde ileri sürülen hususların tamamı 22/06/2020 tarihinde müvekkiline ihtarname yolu ile bildirildiğini, dolayısıyla davacı tarafça işbu davaya konu iddialar bu tarih itibariyle bilindiğini, davacı tarafça işbu iddiaların 3 aylık zamanaşımı süresi içerisinde yani en geç 22/09/2020 tarihine kadar ileri sürülmesi gerekirken zamanaşımı süresinden çok daha sonra işbu dava ile ileri sürüldüğünden, söz konusu iddialar taraflarınca kesinlikle kabul edilmemek kayıt ve şartıyla bir an için doğru olduğu varsayılsa dahi zamanaşımına uğradığını, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesini, Davacı tarafça ikame edilen işbu davada dayanılan hukuki neden, limited şirket ortak/müdürünün haksız rekabetine ilişkin TTK hükümleri olduğunu, oysa söz konusu hükümlerin diğer müvekkili …. Ltd. Hakkında uygulanmasının mümkün olmadığını, davalı …. LTD.ŞTİ’nin pasif husumet ehliyeti bulunmadığını, bu davalı yönünden davanın husumetten reddi gerektiğini, taraflarınca davacı şirkete karşı müvekkili ….’ın ortaklıktan haklı nedenle ayrılması hakkında Bakırköy … asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. E. Sayılı dosyasında dava açıldığını, davanın halen derdest olduğunu, müvekkilinin davacı şirketteki ortaklığını devam ettirmek adına uzunca bir süre uğraş verdiğini ancak dava dışı ortakların hakarete varan muamelelerine maruz kaldığını ve nihai aşamada ortaklıktan ayrılma iradesini ortaya koyduğunu, neticede davanın usulden, aksi kanaatte olunması halinde esastan reddine reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davacı tanığı …’ın 12/10/2021 tarihli celsede alınan beyanında; “Ben davacı ile grup şirketi olan ve aynı işi yapan …. şirketinde çalışmaktayım, tahminimce 2019 yılının Kasım ayının ilk haftasında bu iş yerinde çalışmaya başladım, halen çalışmaktayım, ben kimya mühendisi satış temsilcisiyim, ben davalı ….’ı tanımaktayım, kendisi o dönemde davacı firmanın hissedarı idi, kendisi 2020 yılındaki pandemi başlangıcına kadar davacı şirketin hissedarı idi, daha sonra davacı şirketin patronlarıyla ihtilafa düştüler, kendisi şirketten ayrıldı, ben davalı ….’ın eşini ilk kez işe geldiğinde ihtilaflı olunan dönemde gördüm, bizim şirketimiz kimyasal madde satmaktadır, Mısır menşeili bir firmanın Türkiye dispütörü olarak çalışmaktaydık, bu firmanın tüm ilişkilerini …. yönetmekteydi, ben mal alım satımı yaparken davalı ….’a sormadan yapmazdım, benim çalışmış olduğum dönemde …. doğum yapmıştı, bu sebeple evden çalışıyordu, şirkete birkaç kez geldiğine vakıfım, …. davacı firmanın gizli bilgilerini bilebilecek düzeyde bir kişidir, ben … hanımın …. şirketine mal satışını yaptığını ve yine …. şirketine de mal satışı yaptığını bilmekteyim, pandemi süreci başladıktan sonra davalı …. bu … şirketine zararına mal satıyor daha sonra bu …. şirketi bizim şirketimizden çıkan malları davalı …. şirketine satıyor, …. şirketi üzerinden de …. şirketine malları aktarıyor dedi. Tanıktan davalı ….’ın …. Şirketine satılan malları nasıl ve neden tek başına bu firmadan davalı …. şirketine hangi yetkiyle sattığı soruldu: ben …. ile … firması arasında ticari ilişkilerinin ve aralarının çok iyi olduğunu bilmekteyim, bu sebeple bu malı çıkardığını bilmekteyim, böyle bir satış 1 veya 2 kez yapılmıştır, mala herhangi bir kâr koymadan satışının yapıldığını bilmekteyim dedi. Tanık beyanına devamla: …. şirketi kurulduktan sonra bizim dispütörü olduğumuz Mısır menşeili şirket olan …. şirketi bizimle çalışmayacağını, artık …. ile çalışacağını söyledi, bizim şirkette …. ile muhatap olan tek kişi …. idi, …. şirketi bizimle çalışmayacağını bildirdiğinde davalı …. bizim firmamız bünyesinde çalışmaktaydı, ben doğrudan ….’ın …. şirketinin dispütörlüğünü kendi eşinin şirketine yönlendirdiğine dair görgüye sahip değilim, ancak bunun böyle olabileceği şeklinde bende kanaat oluşmuştur, bizim bu dispütörlüğü alamamamızdan dolayı zararımız yıllık 500 – 600.000 USD civarındadır, davacı tarafından firmalara numuneler dağıtılmaktaydı, kargoları ben yapmaktaydım, geri dönüşlere ilgili bilgiye sahip değilim, müşterilerle …. hanım görüşmekteydi, geri dönüşümlerin davalı şirkete yapıldığına dair bilgiye sahip değilim, tanıklık ücret talebim yoktur dedi. Davacı vekilinin istemi üzerine tanıktan soruldu: …. şirketinin yeni çıkan kataloğunda dispürütör firma olarak davalı …. yazmaktadır, …. şirketiyle çalışmanın sona erdirilmesinden sonraki çıkan katalogdur bu dedi. Davalı vekilinin istemi üzerine tanıktan soruldu: ben iş veren olarak ….’i bilmekteyim, biz ….’e …. olarak fatura çıkışı yapmıştık, bu fatura çıkışına konu ürünün ….da olduğuna yapmış olduğumuz görüşmeler sonucunda vakıf olduk, … yada … dan geldiğini öğrendik, bunu ….’daki satın alma yetkilisinden öğrendim. Bu ürünün bizim firmamızdan çıkan ürün olduğunu ben öğrendim, benim görgüye dayalı bilgim yoktur, ben …. firması ile davacı şirket arasında dispütörlük sözleşmesi olup olmadığını bilmiyorum, benim bildiğim …. firmasının uluslararası yayınladığı katologunda bir dönem davacı şirketin dispürütör olarak yer aldığı şeklindeydi,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davacı tanığı …. ‘nın 12/10/2021 tarihli celsede alınan beyanında; “Ben davacı ile grup şirketi olan ve aynı işi yapan …. şirketinde çalışmaktayım, tahminimce 2016 yılının Şubat ayıc ivarında bu iş yerinde çalışmaya başladım, halen çalışmaktayım, ben muhasebe ile ilgilenmekteyim, ben davalı ….’ı tanımaktayım, önce işe başladığında davalı ….’ın …. bey ile … şirketi bünyesinde satın alma ve satış biriminde SGK’lı çalışan olarak bilmekteyim, …. bey dediğim kişi davacı şirketi ile …. şirketinin ortağı ve şirket sahibidir, daha sonra davalı …. anlaşma neticesinde davacı şirketin satın alma ve satış biriminde çalışmaya başladı, ayrıca davacı şirketin de hissedarı oldu, bunu ben 2019 yılının (Ekim Kasım Ayları) ortaları gibi hatırlamaktayım, ben pandemi döneminde hiç kendisini görmedim, kendisi o dönemde hamileydi, bu sebeple evden çalışmaktaydı, ben genel olarak …. hanım ile telefon ile görüşmekteydim, müşterilere kesilen faturaların fiyatlarını söylüyordu, faturaları ben kesip kendisine gönderiyordum, benim duyduğuma göre iş yeri patronu …. beyin davalıya müşteriye kesilen fiyatların neden düşük fiyattan kesildiğini sorduğu, bununla ilgili davalıyla …. beyin konuştuğunu bilmekteyim, daha sonra duyduğuma göre de bu düşük fiyatlı satılan mallar ….’ya satılmış oradan da başka bir firmaya satılmıştı, ben faturalandırmayı yapmaktaydım, ….’ya satılan bir ürün görmedim, ben sürekli mal sattığımız müşterilere düşük miktardan mal satıldığını gördüm, bu firmalar …. ve …. idi, bu şekliyle yapılan satış 2 ya da 3 faturaydı, yaklaşık olarak her satışa konu fatura 1 konteynır kadardı, bu konteynırda 16 ton civarındadır, ben üzerinden çok zaman geçtiği için konteynırın fiyatının ne kadar olduğunu bilmiyorum, bana şirket yetkilisi …. bey bizim düşük miktardan satmış olduğmuz malların …. ve …. tarafından ….’ya satıldığını söyledi, …. ve ….’yı …. hanım bizim şirkete müşteri olarak bulmuştu, onun müşterisiydi, daha sonra kendisinin onlarla görüştüğünü duyduk, …. iş yerinden ayrıldıktan sonra bizim …. veya ….’ya mal satıp satmadığımızı bilmiyorum, davacı şirket Mısır menşeili …. şirketinin dispürötörüydü, davalı …. bu şirket ile tüm görüşmeleri yapmaktaydı, tek muhatap …. dı, …. bizden ayrıldıktan sonra …. şirketi bizimle çalışmamaya başladı, …. beyin söylediğine göre …. ile çalışmaya başlamışlar, tanıtım kataloglarında da Türkiye dispütörü olarak ….yı belirtmişlerdir, benim bildiğim kadarıyla …. şirketi ile davacı şirket arasında dispütörlüğe yönelik herhangi bir yazılı anlaşma yoktu, sadece görüşmeyle bu ilişki kuruldu, …. firmasının yetkilisi Türkiye’ye geldi, kendisiyle ofiste görüşme yapıldı, bu görüşmeyi yapan da …. ve …. beydi, …. şirketinin yetkilisini Türkiyeye getiren ….’dı, benim bildiğim kadarıyla Türkiye’deki tek dispütör bizim şirketimizdi, …. şirketinin bizim şirketle çalışmamasından kaynaklı olarak yıllık 500.000 USD civarı ciro zararı oluştu diye bilmekteyim, ben numunelerin dağıtılması ve kargolanması işlemlerini yaptım ancak geri dönüşlerine yönelik bilgiye sahip değilim, tanıklık ücret talebim yoktur dedi. Davacı vekilinin istemi üzerine tanıktan soruldu: Davalı …. kendi ticari ilişkisi kapsamında …. ve …. şirketlerinden kendilerine satılan ürünü davalı …. şirketine çıkarttırmıştır, bu şirketlerle arası iyiydi, bu işlemi yaptırabilecek güçte idi, kendisinin böyle bir samimiyeti vardı dedi. Davalı vekilinin istemi üzerine tanıktan soruldu: davacı şirketin müşteri portföyünü ağırlıklı olarak davalı …. hanım belirlemiştir, …. Bey’in buradaki faktörü finansör olmasıydı, ticari yatırım amacıyla …. bey hareket etmekteydi, ben faturalar kesildiğinde mal fiyatının düşük olduğunu gördüm ancak bunu o sırada iş yeri patronu …. beye söylemedim, tahmini 2-3 hafta sonra söyledim, ben bu faturaları kestikten sonra …yşe hanıma mail atıyordum, …. beye de şifaen faturaların kesildiğini bildiriyordum, ancak fiyatını söylemiyordum, fiyatı daha sonradan kendisi öğrendi, …. şirketi ile …. şirketi daha öncesinde çalışmıyordu, davacı şirket kurulunca …. Şirketi ile çalışmaya başladı, ben yukarıdaki beyanımı şu şekilde düzeltmek istiyorum, satışa konu mallar ayrı ayrı faturalarla ayrı ayrı satışlarla ….’ya ve ….’e satılmış bu iki şirket üzerinden bu satılan mallar ayrı satışlarla davalı ….’ya yapıldığını duydum, ben faturaya konu mal ile ….’ya satılan malın aynı mal olduğunu duydum, görgüye dayalı bilgim yok dedi. Davacı vekilinin istemi üzerine tanıktan soruldu: …. hanım ile …. bey arasında düşük faturalardan kaynaklı görüşmeler yapıldı ancak aralarında nasıl bir görüşme yapıldı bilmiyorum, ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı ….’ın 12/10/2021 tarihli celsede alınan beyanında; “Ben …. Boya Kimya San. Tic. Ltd. Şti’nin muhasebe şefiyim, davacı ve davalı firmada herhangi bir çalışmam yoktur, bizim şirketin davacı şirket ile ticari ilişkisi mevcuttu, davacı firmadan akrelik reçine almaktaydık, bizim muhatap olduğumuz kişi davalı …. idi, bunun dışında herhangi bir kişiyle görüşmemiz olmuyordu, ben 2018 yılından beri ….’ı tanımaktayım, ayda ortalama 2-3 defa davacı firma ile alışverişimiz olmaktaydı, …. bize herhangi bir malı olağanından aşağıya zararına satmamıştır, satılan mal günlük dolar kuruna göre belirlenmekteydi, bizim şirket üzerinden şirketi sadece aracı kılmak amacıyla olağandan düşük fiyatla davalı …. şirketine herhangi bir mal satılmamıştır, bizim davalı ….’ya satmış olduğumuz herhangi bir ürün yoktur, biz davalı ….’dan mal almaktayız, bizi hiçbir şekilde davalı …. aracı kılmamıştır, benim buna ilişkin herhangi bir bilgim yoktur dedi.Davacı vekilinin istemi üzerine tanıktan soruldu: davalı şirketin yetkilisi …. ile daha önceki şirketiyle yapmış olduğumuz ilişkiden kaynaklı olarak 2016 yılından beri tanışıklığımız vardır, en son davacı şirketten ne zaman mal aldığımızı hatırlamıyorum, …. davacı şirketten ayrıldıktan sonra davacı şirketten mal almadık dedi.Davalı vekilinin istemi üzerine tanıktan soruldu: ben davacı şirketin diğer ortaklarını tanımıyorum, davacı şirketle ilişki kurmamızı sağlayan kişi ….’dır, davacı şirketin ortakları arasında problem olduğunu duyduk, güven probleminden dolayı davacıdan mal almamaya başladık, …. firmasını bilmekteyim, Türkiyede herhangi bir dispürütörü yoktur, mal almak isteyen herkes direk …. firmasından mal alabilir, biz direk …. firmasından mal almadık, ben …. firmasıın Türkiye dispütörü olmadığını biliyorum, bu bilgiye piyasa bilgilerinden hakimim net bir bilgim yoktur, ” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı ….’ın 12/10/2021 tarihli celsede alınan beyanında; ” ben davacı ve davalı firmalardan hiçbirinde çalışmadım, ben ….’ı sektörden tanımaktayım, ben şu an …. Ltd. Şti’nde çalışmaktayım, ben kimya mühendisiyim, bu çalıştığım şirketin satın alma biriminde çalışmaktayım, ayrıca üretim biriminde de çalışmaktayım, ben şirketin alım satımından sorumluyum, davacı firmayla daha önceden de ticari ilişkimiz oldu, ben davacı firmayla yapmış olduğumuz ticari ilişki sırasında davalı …. ile muhatap olmaktaydım, bunun dışında herhangi bir kişiyi tanımıyorum, bizim şirketin davacı şirket ile arasındaki müşteri ilişkisini davalı …. hanım kurmuştur, bizim şirketin davalı şirketin sahibi ….’ın daha önceki şirketi ile herhangi bir ilişkisi olmamıştır, benim …. hanımla yapmış olduğum telefon görüşmelerinde davalı şirketin ortakları arasında yaşanan ortaklara yönelik hususlara bilgim vardır, prim ve alacaklarıyla ilgili şirket hesabı ve yakıt giderleriyle ilgili …. hanım bana söylemekteydi, ben …. firmasını bilirim, Mısır menşeilidir, Türkiyede benim bildiğim kadarıyla dispütörü yoktur, ben davacı şirketin …. firmasının dispütörü olup olmadığını bilmiyorum, …. firmasının internetten kataloğunu görmüştüm, Türkiye dispütörüne ben bakmadım bilmiyorum, doğrudan …. firmasından ürün satın alınıp alınamayacağını bilmiyorum,” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Davalı tanığı ….’nun Gebze Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …. Talimat sayılı dosyasında alınan beyanında; “Davacı şirketin kiralamış olduğu …. Ltd. Şti.’nde 2019 yılı mayıs ayı ile 2021 yılı mayıs ayı tarihleri arasında depo sorumlusu olarak görev yapıyordum, benim çalıştığım süreç boyunca davalı …. müdür idi, depoya giriş çıkışlar ve bütün işlemlerle ilgili bizzat davalı …. hanımla görüşüyordum ve bütün işlerle ilgili teyitleri ondan alıyordum diğer ortaklar bildiğim kadarıyla sadece finansördü, fiili olarak onları iş başında görmedim, davalıyı aynı zamanda kimya sektöründeki piyasadan da tanırım, eşi … bey de bu sektörde çalışmaktadır, davacı şirket adına Mısır menşeili …. ile iş yapıyorlardı, bu firmanın distribütörlüğünü alıp almadığını bilmiyorum ancak isteyen bütün firmalara bu firma ile iş yapabilir, davalının bilgisi dışında şirketten ürün çıkışına müsade etmiyorduk, kendisinin davacı şirkette ortak olup müdürlük yaparken aynı zamanda başka bir şirket kurup kurmadığı konusunda bilgim yoktur, ben sadece davacı şirkette çalışırken depo ile ilgili bütün işlemlerde kendisinden teyit almam gerektiğini ve aldığımı, onun müsadesi olmadan başka bir işlem yapılamayacağını biliyorum.” şeklinde beyanda bulunmuştur.
Bilirkişi heyeti tarafından düzenlenen 10/06/2022 tarihli raporda;”Davalıların davacıya karşı, TTK.md.626, md.553, md.54/f.2, md.55, md.56 uyarınca sorumluluklarının bulunması için gerekli olan vakıaların gerçekleştiği hususunun ispata muhtaç olduğu; bu nedenle, davacının, davalılardan iddia ve talep ettiği gibi tazminat alacaklarının bulunmadığı, ” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları. bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, tazminat isteminden ibarettir.
Dava konusu, davalı ….’ın davacı şirketin şirket ortağı ve müdürü iken eşi tarafından kurulan …. San ve Tic. Ltd. Şti. İle birlikte davacının yapmış olduğu ticaret ve bu ticarete dayalı pazarlama ve piyasaya yönelik işlerini davacı firmanın müşterilerine vakıf olması ve pazar piyasasını bilmesi sebebiyle zarara uğrattığı iddiasından kaynaklı zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının ve davalının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı – davalı lehine delil niteliğinin olduğu dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmıştır.
Hükme esas bilirkişi raporu içeriğinden anlaşıldığı üzere; davacı şirketin mali yönden zarar ve bu zararın davalılar tarafından gerçekleştirdiğine yönelik iddialarını yazılı delil ile ispat edemediği, davacı tanıklarının beyanlarının çelişkili olduğu, davalı ….’ ın ve davalı şirketin ticari faaliyeti kapsamında hareket ettiği, davacının zararına yönelik hareket ettiğine dair herhangi bir tespitin yapılamadığı görülmüştür.
Davacı şirketin, dava dışı …. şirketinin Türkiye Distribütörlüğünü yaptığını gösterir herhangi bir yazılı anlaşmanın olmadığı; dava dışı …. şirketinin, davacı dışında başka bir şirket ile ticari ilişki yürütmesini engelleyecek bir durumun mevcut olmadığı, ticari faaliyeti kapsamında her şirket ile ticari ilişki yürütebileceği; aksine ilişkin bir anlaşmanın olması halinde zaten muhatap tarafın …. şirketi olacağı, davalıların bu konuda bir sorumluluğunun olmayacağı; yine davalı ….’ ın, davacı şirketten ayrılıp davalı şirket bünyesine geçtikten sonra dava dışı …. şirketinin davalı şirket ile ticari ilişki yürütmesinin tek başına davalı ….’ın tazminat sorumluluğunu doğurmayacağı; yine davalı ….’ ın ve davalı şirketin davacı şirketi kötülediğine, davacı şirket hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunduğuna ya da davalı ….’ ın davacı şirket bünyesinde çalıştığı dönemde bilerek kasten davacı şirket aleyhine hareket ettiğine dair dosya kapsamında herhangi bir delil olmadığı, eylemlerin ticari faaliyetler kapsamında yerine getirildiği; davacı şirketten düşük fiyatlı satışla … şirketine, bu şirketten davalı şirkete ve davalı şirket tarafından da …. şirketine satılan mallardan kaynaklı, davalı ….’ ın eylemleri ile olduğu ve zarar iddiası mevcutsa da, …. şirketinden alınan malların sadece davacı şirket tarafından alınmadığı, davacı şirketin distribütor olmadığı, bu hususların iddia kapsamında kaldığı mahkememizce kabul edilerek, açılan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının sübut bulmadığından REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90-TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 170,78-TL peşin hartan mahsubu ile bakiye 9,12-TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat KAYDINA,
-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.360,00 TL arabuluculuk ücretinin; davacıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına),
4-Davalı tarafından sarf edilen toplam 98,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
-Davalı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın davalı tarafa İADESİNE,
5-Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim ….
¸e-imzalıdır