Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/271 E. 2023/52 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/271 Esas
KARAR NO : 2023/52

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/03/2021

BİRLEŞEN BAKIRKÖY … ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN … ESAS SAYILI DOSYASINDA;

BİRLEŞEN DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN DAVA TARİHİ : 18/02/2022

KARAR TARİHİ : 16/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/02/2023
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) ve birleşen Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine, müvekkili şirketçe, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklanan alacağın tahsili amacıyla Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası nezdinde ilamsız takiplerde haciz yolu ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafından yasal süresi içinde borca itiraz edilmesi nedeniyle icra takibinin durdurulduğunu, davalı borçlunun itirazları takibi sürüncemede bırakmak amaçlı olup itirazın iptali gerektiğini, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari alım-satım ilişkisi mevcut olduğunu, davalı tarafın müvekkili şirketten mal ve hizmet satın alma talebinde bulunulduğunu, müvekkili şirket tarafından ekteki cari hesap ekstres raporundan ve faturalardan da anlaşılacağı üzere, davalıya farklı tarihlerde flok baskı, varak baskı vb. olmak üzere hem mal hem de hizmet satışı yapıldığını, söz konusu mal ve hizmet satışı ve söz konusu malların teslimi karşılığından davalı tarafa fatura kesildiğini, bu satış bedelleri toplamının 27.706,51 USD olduğunu ve ödenmediğini, söz konusu mal ve hizmetin ayıplı olduğuna dair taraflarına bu konuda bir ayıp ihbarında bulunulmadığı gibi söz konusu faturalara da süresi içerisinde itiraz edilmediğini, faturalara süresi içerisinde itiraz edilmemesi alacağın varlığını ispatlamakla birlikte tarafları bağlayıcı olduğunun kabul edilebilmesi gerektiğini, tarafların ticari defter ve kayıtlarının incelenmesinden de davalı şirketin, talep edilen miktarda borcunun bulunduğunun görüleceğini, ayrıca taraflar arasındaki cari hesap ekstreleri de incelendiğinde müvekkili şirketin bakiye alacağının sabit olduğu ortaya çıkacağını, söz konusu icra takibi açılmadan önce davalı-borçlu şirkete müteaddit defalarca şifahi olarak borcun ödenmesi konusunda telkinlerde bulunulduğunu, ancak bu güne kadar borcun tahsili mümkün olmadığından müvekkili şirket tarafından icra takibinde bulunma zorunluluğu doğduğunu, öncelikle tedbir talebinin kabulü ile davalı-borçlu şirketin mal kaçırma ihtimali bulunduğundan takibe konu alacağımızın garanti altına alınması maksadıyla davalı-borçlu şirket adına kayıtlı menkul ve gayrimenkuller üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, davanın kabulü ile Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasından davalı-borçlu tarafın yapılan haksız ve yersiz borca, faize ve tüm ferileri ile birlikte icra takibinin tamamına ve yetkiye yapılan itirazların iptali ile icra takibinin devamına, davalı-borçlu kötü niyetli olduğundan takip konusu miktar üzerinden %20’den az olmamak üzere tarafımıza ödenecek icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı ….ın üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin hakkında Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. numaralı dosyası ile başlatılan icra takibine borcun sebebi olarak “faturalardan kaynaklanan cari hesap alacağı 27.706,51 USD” gösterildiğini ancak müvekkiline tebliğ edilen ödeme emrinin ekinde herhangi bir takip dayanağı belge bulunmadığını, ayrıca borcu kabul anlamına gelmemekle birlikte borcun konusu olarak “faturalardan kaynaklanan cari hesap alacağı” gösterilmişse de, ne fatura ne de cari hesap dönemi belirtildiğini, bu sebeple takibe itirazın kötüniyetli olduğu iddiasını kabul etmediklerini aynı şekilde davacı tarafın, müvekkili şirketten “likit ve muayyen” bir alacağı olduğu iddiasını da kabul etmediklerini, takibe dayanak olan ancak takip talebine eklenmeyen cari hesap ekstresinin işbu davaya delil olarak sunulmasına itiraz ettiklerini, müvekkili şirket … Sanayi ve Tic. A.Ş. (“…”) tekstil sektöründe faaliyet göstermekte ve örme kumaş üretimi yapmakta olan, alanında muteber bir şirket olduğuu, müvekkili şirketin, İspanya menşeli ….. tekstil grubu onaylı bir şirket olduğunu …..’in zorunlu kıldığı koşullarda üretim yapmakta olduğunu, yine …in denetimlerinden geçtiğini, anılan ….. grubu, ürünlerin gerek üretim koşulları gerekse sağlığa zararlı kimyasalların sınırlanması anlamında büyük bir hassasiyet göstermekte olduğunu, kendisiyle çalışan tüm üreticilerden bu koşullara uygun üretim yapacağına ilişkin taahhüt aldığını, davacı …San. Tic. Ltd. Şti. (“…. TEKSTİL”) de ….. grubu üyesi olduğunu, bu koşullara uygun hareket etmeyi taahhüt ettiğini, davacı şirketin internet sitesi incelendiğinde (http://www…..com/…../) “Kaliteli ve güvenilir üretimimiz ile tüm sektörlerin hizmetindeyiz. ‘…’ ve ‘…..’ onaylıdır!” sloganı ile iş yaptığının açıkca görüleceğini, bu sebeplerle haksız davanın usulden ve esastan reddine ve icra takibinin iptaline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. esas, …karar, 22/02/2022 tarihli kararı ile mahkememiz dosyası ile birleştirildiği ve dosyanın mahkememiz dosyasının içerisine gönderildiği anlaşılmıştır.
Birleşen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyasında davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı vekili dava dilekçesi ile davalı şirketin ayıplı şekilde müvekkili şirkete gönderdiği ürünler sebebi ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas Sayılı dosyası ile 27.731,94 USD miktarla ilamsız takip başlatıldığını, müvekkili şirketin ayıplı ürünler sebebi ile uğramış olduğu maddi zarar yüzünden davalı şirkete karşı hiçbir borcu bulunmadığını, işbu icra takibine de itiraz edildiğini, itirazın akabinde de davalı şirket tarafından Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas Sayılı dosyası ile itirazın iptali davası açıldığını, her iki davada da tarafların, uyuşmazlık konusunun aynı olması ve bilirkişi tarafından aynı incelemelerin yapılacak olması, bir davanın sonucunun diğerine etki edecek olması sebepleri ile işbu davanın Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesini talep etmiştir.
Birleşen Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin ….. esas sayılı dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirket ile davalı şirket arasında ticari alım-satım ilişkisi mevcut olduğunu, davacı taraf müvekkil şirketten mal ve hizmet satın alma talebinde bulunduğunu, Müvekkili şirket tarafından dosyada mübrez cari hesap ekstresi raporundan ve faturalardan da anlaşılacağı üzere davalıya farklı tarihlerde flok baskı, varak baskı vb. olmak üzere hem mal hem de hizmet satışı yapıldığını, söz konusu mal ve hizmet satışı ve söz konusu malların teslimi karşılığından davalı tarafa fatura kesildiğini, bu satış bedelleri toplamının 27.706,51 USD olduğunu, tarafa ödenmediğini, bu satışlara ilişkin müvekkili tarafından düzenlenen faturalar esas dosyada yer aldığını, müvekkili tarafından verilen mal ve hizmet akdine konu işlemler hususunda … tarafından yapılan bir ayıp ihbarının mevcudiyeti bir yana, hizmet ve satış karşılığı kesilen faturalara ilişkin herhangi bir itirazda mevcut olmadığını, hal böyle iken Davalı … söz konusu ürünlerin muhteviyatına ve kalitesine ilişkin olarak (bunlarla sınırlı olmamakla birlikte) herhangi bir ayıp ihbarında bulunmadığından ve bunun yanı sıra faturalara da itiraz etmediğinden ürünlerin gerektiği şekilde teslim edildiği olgusu ve alacağın varlığı ispat edildiğini, davaya konu “maddi tazminat” olarak addedilen ve ne olduğu anlaşılamayan bedelin talebi hiçbir surette mümkün olmadığını, konusu olmayan bir davanın kabulü de olanaksız olacağından, davanın öncelikle anılan sebeplerden reddi gerektiğini, davacı taraf dava dışı … Giyim’e ödemiş olduğu bedeli bir nevi rücu edebilmek gayesi ile huzurdaki davayı ikame etmişse de, ayıplı bir ürünün mevcudiyeti halinde düzenlenen bildirim sürelerine uyulmadığı hususuna değinmekten imtina ettiğini, öyle ki, esas dosya muhteviyatı da detaylı olarak irdelendiğinde anlaşılacağı üzere, ayıbın varlığını kabul anlamına gelmemek kaydıyla, Davalı … faturaya konu ürünleri aldığını ve ihbar olunan … Tic. ve San. Ltd. Şti.e test yapmaksızın gönderdiğini, yine dosyada mübrez beyanlarla kanıtlandığı üzere, “zara tarafından talep edilmesi üzerine teste tabi tutulmuş” olduğu ortada olduğunu, basiretli iş adamı gibi davranma yükümlülüğü, tacirin işletmesiyle ilgili faaliyetlerinde, kendi yetenek ve imkanlarına göre ondan beklenebilecek özeni değil, aynı ticaret dalında faaliyet gösteren tedbirli ve öngörülü bir tacirden beklenen özeni göstermesi gerekliliğini vurguladığını, öncelikle birleşen davanın reddine, esas davanın kabulü ile itirazın iptaline ve takibin devamına, davacı aleyhine %20den az olmamak üzere icra ve inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa tahmiline, karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy ….. İcra müdürlüğünün ….. Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin davalı şirket aleyhine 27.731,94 USD toplam ve asıl alacağını, asıl alacağa işleyecek yıllık (%13,75) oranında avans faizi ve üzerinden USD alacak için işleyecek değişen oranlarda faizi ile birlikte, icra masrafı, vekalet ücreti ile birlikte tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamına alınan bilirkişi Tekstil Mühendisi …ve SMMM …tarafından sunulan 02/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda özetle; Ana davada; taraf yasal defter kayıt ve belgelerinin birbiriyle ihtilaflı olduğu ana hususun, davalı
…. tarafından davalı …. ‘e düzenlenen 24.197,08.Usd tutarlı “Reklamasyon”
faturasından kaynaklandığı, bu bakımdan, söz konusu faturanın, yukarıda tekstil yönünden
yapılan değerlendirmeler dikkate alınarak, taraflar arasındaki borç/alacak durumunun tespitinde
hesaplama dışı tutulması ve mahkeme tarafından davacı …. Tekstil ‘in
haklı olduğuna karar verilerek, Bakırköy ….İcra Dairesi ‘nin ….. sayılı dosyasında,
yapılmış itirazın iptali halinde, takibin, 24.197,08.USD tutarındaki kısım için devamı, takip talebi
tarihinden önce, işlemiş faiz talebi ile ilgili olarak, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu 117
maddesi5 ve 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 10.maddesine6 istinaden, takip öncesinde,
davalıyı temerrüde düşüren bir ihtarnamenin olmadığı veya ödeme zamanına ilişkin taraflarca
kararlaştırılan herhangi bir sözleşmenin de mevcut olmaması sebebiyle takip öncesi faiz
hesaplaması yapılamayacağı, davacının, takip talebi sonrası, faiz talebine ilişkin; takip talebinin
tebliğinden (01.02.2021) dava tarihine (24.03.2021) kadar (51) gün, için 574,18.USD tutarında,
%16,75 oranında avans faizi ve davacının talep ettiği icra inkar tazminatının 4.839,41.USD
(24.197,08.USD X %20) tutarında hesaplandığı,
Birleşen davada; davalı … ‘nin, teslim edilen mallarda gizli ayıp olduğu iddiasına
ilişkin, tekstil yönünden yapılan değerlendirmeler dikkate alındığında, 6102 sayılı Türk Ticaret
Kanunu ‘nun 18/3 maddesi7 çerçevesi içerisinde ve aynı kanunun 23/c maddesindeki8 şartlar
dahilinde, davalıya bildiriminin yapılmış olması gerektiği, davaya konu ürünlerdeki ayıbın,
teslim sırasında açıkça belli olması bakımından, durumu derhal davalıya bildirdiğine dair,
dosya içerisinde yukarıda anılan kanun maddesi uyarınca yapılmış herhangi bir ihtar veya
ihbarı bulunmadığı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
TÜM DOSYA KAPSAMI VE TOPLANILAN DELİLLERİN BİR BÜTÜN OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ SONUCUNDA;
Dava; taraflar arasında ticari ilişki olduğundan bahisle alacak olduğuna dair yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Birleşen dava; ayıplı mal sebebiyle davacı şirketin uğramış olduğu zararın tespiti ve maddi tazminat talebine ilişkin alacak davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Ana dava dosyamızda ispat yükü ticari ilişkiden kaynaklı alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde, birleşen dava dosyamızda ise ispat yükü davacıdan aldığı malların ayıplı olduğunu iddia eden davalı üzerinde olup, taraf delilleri bu muvacehe ölçüsünde değerlendirilmiştir.
Taraf iddiaları bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve yapılan inceleme neticesinde taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı defterlerine göre davalıdan icra takip tarihi itibariyle 27.895,08 USD alacaklı olduğu, davalı kayıtlarına göre ise davalının takip tarihi itibariyle davacıya 27.768,80 USD borçlu olduğu tespit edilmiştir.
Ana dava yönünden yapılan inceleme neticesinde, taraf defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, taraf kayıtlarının icra takip tarihi itibariyle takibe konu miktardan daha fazla bedel ile alacak borç durumunun kayıt altına alındığı, diğer bir deyişle davalı kayıtlarına göre davalının icra takip tarihi itibariyle davacıya karşı borcunun takip miktarından daha fazla olduğu anlaşılmıştır. Bu aşamadan sonra davalının ayıp iddiasını irdelemek gerekmektedir.
Davalının hem ana davaya konu ayıp savunması hem de birleşen davaya konu ayıptan kaynaklı alacak iddiası bakımından bilirkişi incelemesi yaptırılmış, yapılan inceleme neticesinde davalıya teslim edilen malların ayıplı olduğu fakat ayıbın niteliğinin açık ayıp olduğu anlaşılmıştır.
TTK’nın 23/c maddesi uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde alıcı durumu satıcıya ihbar etmelidir. Şayet açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemeli veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbar ile yükümlüdür. Bu durumda yapılan tespite göre davalının açık ayıp karşısında muayene ve ihbar külfetini yerine getirmediği, süresinde ayıp ihbarında bulunmadığı anlaşılmış, dolayısıyla ana davaya konu reklamasyon faturasına dair savunmalara itibar edilmediği gibi, birleşen davanın da temelini oluşturan ayıptan ötürü zarar iddiası da süresinde ayıp ihbarında bulunulmaması nedeniyle yerinde görülmemiş, ayrıca ana dava bakımından alacağı likit olduğu dikkate alınarak hem ana dava hem de birleşen dava yönünden aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Mahkememiz Ana davasının KABULÜ İLE ;
-Davalının aleyhine yapılan Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün ….. esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE,
-Takibin asıl alacak olarak 27.706,51-USD üzerinden aynen DEVAMINA,
-Asıl alacağa takip tarihinden itibaren fiili ödeme tarihinde USD cinsinden Devlet bankaları nezdinde açılmış kısa vadeli hesaplara uygulanan en yüksek faizin İŞLETİLMESİNE,
-Asıl alacağın %20’sine tekabül eden 5.541,00-USD icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 15.003,40- TL karar ve ilam harcından peşin alınan 2.722,99-TL harcın mahsubu ile bakiye 12.280,41-TL harcın ana dosya davalısı – birleşen dosya davacısından tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
-Ana dosya davacısı- birleşen dosya davalısı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 33.749,17 -TL ücreti vekaletin davalı – birleşen dosya davacısından tahsili ile ANA DOSYA DAVACISI – BİRLEŞEN DOSYA DAVALISINA ÖDENMESİNE,
-Ana dosya davacısı – birleşen dosya davalısı tarafından ödenen 59,30-TL başvurma harcı, 2.722,99-TL peşin harç, 1.693,50-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 4.475,79-TL yargılama giderinin Ana dosya davalısı – birleşen dosya davacısından tahsili ile ANA DOSYA DAVACISI – BİRLEŞEN DOSYA DAVALISINA ÖDENMESİNE,
2-Mahkememiz dava dosyası ile Birleşen Bakırköy …. Asliye ticaret mahkemesine ait ….. esas sayılı dava yönünden birleşen davanın REDDİNE,
-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 179,90- TL karar ve ilam harcından peşin alınan 5.639,92-TL harcın mahsubu ile artan 5.460,02-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talebi halinde ana dosya DAVALISI – BİRLEŞEN DOSYA DAVACISINA İADESİNE,
-Ana dosya davacısı, birleşen dosya davalısı kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 49.235,54 -TL ücreti vekaletin ana dosya davalısı – birleşen dosya davalısından alınarak DAVACI – BİRLEŞEN DOSYA DAVALISINA ÖDENMESİNE,
-Ana dosya davalısı – birleşen dosya davacısı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
3)Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.16/01/2023

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza