Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/241 E. 2021/1018 K. 25.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/241 Esas
KARAR NO : 2021/1018

DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2021
KARAR TARİHİ : 25/10/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 25/11/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili ile dava dışı … arasında 15.09.2019 tarihli kira sözleşmesi mevcut olduğunu, ilgili sözleşmenin 15.09.2019 tarihinde keşide edildiğini, davalının da ilgili sözleşmeye kefil olduğunu, davalının sözleşmede kefil olsa da taşınmazın davalı tarafından kullanıldığını, ancak taşınmazın 2020 yılının sonlarına doğru tahliye edildiğini, davalı tarafından taşınmaz tahliye edildikten sonra müvekkili hakkında 06.11.2020 tarihinde BAKIRKÖY ….İCRA MD. … E. Sayılı dosyası açıldığını ve müvekkilinin borçlu , davalının alacaklı olarak göründüğü , ancak müvekkilinin kendisi tarafından keşide edilmeyen , imzasının taklit edildiğini ve müvekkilinin davalıya 400.000.-TL borçlu olduğunu gösteren 15.09.2019 keşide tarihli , keşide yeri İSTANBUL olan sahte bir senet icraya konularak müvekkili hakkında icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin ilgili icra dosyasının ilk aşamada kendisi hakkında olduğunu anlamadığını ve davalının eski kiracı olması ve davalının borçları nedeniyle açılan bir icra takibi gibi düşünerek dosyaya yasal sürede itiraz etmediğini, bu tarihten itibaren davalı tarafından ilgili icra dosyasında müvekkilinin hakkında haksız ve hukuksuz hacizler yapıldığını ve müvekkilinin gayrimenkulüne de haciz konulduğunu, haciz konulan gayrimenkullerin … İli- … ilçesi- … mah- … parsel ve … parsel sayılı taşınmaz olduğunu, yakın zamanda bir takım yetkililerin kıymet takdiri yapmak adına müvekkiline ait haciz konulan taşınmaza geldiklerini, müvekkilinin bu işlemi görmesi akabinde açılan icra takibinin kendisi hakkında olduğunu anladığını ve ilgili icra dosyasını kontrol ettiğinde ve kendisine tebliğ edilen ödeme emri ve senet suretini gördüğünde senet üstünde bulunan imzanın kendi el ürünü olmadığı ve sahte olarak keşide edilerek davalının kendini alacaklı olarak gösterdiğini ve bu senedi icraya koyarak müvekkili hakkında kötü niyetli olarak sahte senede ilişkin icra takibi yaptığını fark ettiğini, davalı ile müvekkili arasında hiçbir ticari ilişki bulunmadığını, müvekkilinin davalıya herhangi bir borcu olmadığını, İlgili senedin müvekkili tarafından keşide edilmediğini, senet üzerinde bulunan imzanın müvekkili tarafından atılmadığını ve davalı tarafından taklit edildiğini, bu nedenlerle Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı ve Bakırköy …. İcra İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takiplerinin iptaline, müvekkilinin davalıya 400.000,00-TL borçlu olmadığının tespitine, icra takiplerinin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini, tedbir talebinin reddi halinde haciz konulan gayrimenkul vd hususların teminat olarak kabul edilerek icra dosyalarına girecek paranın alacaklıya ödenmemesi hususunda karar verilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dilekçesinde özetle; öncelikle davacı taraf vekilince belirtilen harca esas değer, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasındaki dosya hesabı olmadığını, davacının borçlu olmadığının tespitini istediğini, dosyada mevcut borç miktarının 539.484,21 TL olduğunu, menfi tespit davalarında uygulanacak harç oranı nispi olduğunu, eksik harcın tamamlatılmasını aksi halde davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesini talep ettiklerini, davacı tarafın; İcra ve İflas Kanunun ilgili maddeleri gereği davacı taraf itiraz nedenlerini İcra Mahkemesinde ileri sürebiliceğini ancak İcra Mahkemelerinde dava açmadığı için huzur daki davayı açmada davacının hukuki yararının bulunmadığını, bu açıdan davanın usulden reddi gerektiğini, senetteki imzasının müvekkillerine ait olmadığı hususlarının kötü niyetli ve davayı uzatmak niyetiyle yapılmış itiraz olduğunu, bilirkişilerce imzaların incelenmesi yapıldığında imzanın davacı asile ait olduğunun anlaşılacağını, ayrıca davacı tarafın vekilinin imzaların sahte olduğu iddiasının gerçek olmadığını, imza incelenmesinde imzaların davalıya ait olduğunun anlaşılacağını, davacı taraf vekilinin ıslah dilekçesi ile iddialarını genişletmesine tamamen itiraz ettiklerini, bu nedenlerle davanın reddine karar verilerek, kötü niyetli açılan davanın reddi halinde harca esas değerin %20 sinden aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının karşı tarafa yükletilmesine ve yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklı … tarafından, borçlu … aleyhine 400.000,00-TL asıl senet alacağı, 63.174,79 -TL işlemiş faiz, 151,80-TL ihtiyati haciz harcı, 755,00-TL ihtiyati haciz vekalet ücreti olmak üzere toplam 464.081,59-TL alacağın, asıl alacağa işleyecek (yıllık %14,25(TBB – Mevduat TL bankalarca değişen oranlarda ) faizi ile birlikte icra giderleri ve masrafları ile icra vekalet ücretini tahsilini talep edildiği anlaşılmıştır.
Bakırköy …. Ağır Ceza Mahkemesi’nin … Esas sayılı davaya konu senet üzerinde tahrifat yapıldığı, senetteki imzanın şikayette bulunan …’a ait olmadığı, şüpheli …’in cezalandırılmasını talep ettiği, …’ın imza ve yazı örneklerinin alındığı, dosyaya sunulan 09/06/2021 tarihli raporda; soruşturmaya konu senet aslı ön yüzünde …’A atfen atılı bulunan borçlu imzalarının …’ın eli ürünü olduğu, soruşturmaya konu 15/09/2019 düzenlenme tarihli, 15/10/2019 ödeme günlü, borçlusu …, alacaklısı … olan senet aslında, rakamla meblağın senedin ilk tanziminde “4. 000” , yazıyla meblağın “Dört Bin” olarak yazılmış iken bilahare rakamlar ve ibareler arasında boş alanlara aynı fiziki evsafta mürekkepli kalemle ve elle “00” rakamları ve “yüz” ibaresi yazılmak suretiyle senedin halen mevcut duruma dönüştürülmüş olduğu kanaatine varıldığı, duruşmasının … günü saat 09:40’a bırakıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizce davacı …’ın uyuşmazlık konusu senet aslındaki imza ve yazı örneklerinin kendisinin eli ürünü olup olmadığı konusunda rapor düzenlenmek üzere dosyamız EGM Grafoloji Uzmanı Bilirkişi …’a tevdi edilmiş, bilirkişinin 24/09/2021 tarihli raporunda özetle; Davacı …’ın referans imzaları ile aralarında genel biçimlendirme ve imza yolu yönünden gözlemlenen benzerlikler, karşılaştırmalı incelemelerde esas alınan diğer kriterlerle de ileri düzeyde desteklendiğinden inceleme konusu, alacaklı “…”, borçlu “…” adlarına düzenlenmiş, “15/09/2019” tanzim ve “15/10/2019” tediye tarihli senet aslında … adına atfen atılmış olan borçlu imzalarının davacı …’ın eli ürünü olduğu kanaatine varılmış, inceleme konusu senedin rakamla ve yazıyla değer gösteren bölümlerindeki karakterlerin kendi aralarında mürekkep rengi ve kalem ucu kalibresi bakımından farklılık olduğunu gösterir nitelikte bulgulara rastlanmamış olmakla birlikte, rakamla değer gösteren kısımda yazılı “# 4,00,000 #” simge ve rakamlarından, binler ve onbinler basamağındaki “0” rakamlarında -bu kısımdaki diğer rakam ve simgelere kıyasla- derin fulaz izi bulunmasının, rakamla değer gösteren bölümün aynı anda, aynı zeminde ve bir kerede yazılmadığına; mükerrer gidiş yapılmış olmasının, “4” rakamından sonra konulmuş olan ayıraç niteliğindeki virgülün kamufle edilmesi amacıyla yapılmış olduğuna, yazıyla değer gösteren kısmındaki “YÜZ” sözcüğünü oluşturan harflerin fulaj izinin, bulunduğu kısımdaki “#DÖRT BİN?” yazılarını oluşturan harf ve simgelerin fulaj izinden farklı olduğunun saptanmış olması, yazıyla değer gösteren bölümün de aynı anda, aynı zeminde ve bir kerede yazılmadığına, karine olarak değerlendirilmiş; inceleme konusu senedin rakamla ve yazıyla değer gösteren kısımlarının ilk olarak “4,000/DÖRT BİN” meblağlı olarak düzenlendiği, bilahare yapılan tahrifatla “4,00,000/DÖRTYÜZBİN” e dönüştürüldüğü kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava İİK ‘nun 72.maddesi kapsamında tanzim edilen bononun geçersizliğinin ve bu bono gereğince davacının davalıya borçlu olmadığının tespiti talebini içermektedir.

Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Menfi tespit davalarında ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalı üzerinde olsa da uyuşmazlık eğer kambiyo senedinden kaynaklanıyor ise bu halde ispat yükü uyuşmazlık konusu kambiyo senedinden ötürü borçlu olmadığını iddia eden davacı üzerinde olur. Nitekim olayımızda da ispat yükü davacı üzerindedir. Tarafların delilleri bu muvacehe ölçüsünde toplanıp yargılama sonuçlandırılmıştır.
Öncelikle belirtilmelidir ki, senede karşı mutlak defiler senede hamil olan herkese karşı ileri sürülebilir. Senedin hükümsüzlüğünü gerektiren defiler senet ve eklentilerinden anlaşılsın anlaşılmasın bütün ya da bir kısım sorunları bakımından hükümsüz sayılmasını gerektiren defilerdir. Bu defilerin bir kısmı mutlak, bir kısmı nispi (kişisel) defi niteliğindedir. Hangisinin mutlak, hangisinin nisbi defi sayılacağı, ‘görünüşe itimat (güven)’, ‘iyiniyet’ ilkesiyle, ‘kambiyo senetlerine ilişkin işlemlerdeki emniyetin korunması’ ilkelerinden hangisine öncelik tanınacağı sorunuyla ilgilidir. Bu iki çıkarın karşılıklı olarak çatıştığı bazı durumları yasa yapıcı özel olarak ele alıp hangi çıkarın korunacağını kendisi (örneğin; TTK. mad. 571/II, 592, BK. mad. 18/II, 505/II, TMK. mad. 990’ da olduğu gibi) düzenlemiştir.
Kanunda öngörülüp açık bir hükümle düzenlenen bu durumların dışında gerek doktrinde ve gerekse de uygulamada “imzanın sahte olması”, “senet metninde sahtekarlık (tahrifat) yapılmış olması”, “borçlunun borçlanma ehliyetinin bulunmaması”, “senette zorunlu şekil koşullarının bulunmaması”, “imza sahibinin temsil yetkisinin bulunmaması”, “senedin zamanaşımına uğramış bulunması” vb. defiler senedin hükümsüzlüğüne yönelik olup her hamile (iyiniyetli olsa dahi) karşı ileri sürülebilen mutlak def’i olarak kabul edilmektedir.
Bu nedenledir ki, borçlunun hamil/alacaklıya karşı senet metninde sahtekarlık (tahrifat) iddiası mutlak def’idir. (Nitekim konuya ilişkin Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.05.2010 gün ve 2010/12-74 E., 2010/243 K. ile 06.07.2011 gün ve 2011/19-413 E. 2011/476 K. sayılı kararlarında da aynı ilke benimsenmiştir.)
Somut olayımızda davacı tahrifat iddiasına dayanmış olup toplanan deliller neticesinde bilirkişi raporu ile uyuşmazlık konusu senedin bedel kısımında tahrifat yapıldığı, bu hususun ayrıca ceza dosyasında alınan rapor ile de tespit edildiği anlaşılmış alınan raporların birbirini teyit eder nitelikte olması nedeniyle davacının iddiasını ispatladığı, senette zorunlu unsurlardan olan bedel konusunda tahrifat yapılmış olması nedeniyle anlaşma olmadığı, bu haliyle geçerli bir kambiyo senedinin varlığından söz edilemeyeceği dikkate alınarak dava hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. Ayrıca Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … esas ve Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyaları yönündeki talepler bakımından ise davalının bu icra dosyalarından feragat ettiğine ilişkin davacı beyanları dikkate alınarak artık takibin varlığından söz edilemeyeceğinden aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE;
-Davacının, davaya konu Keşidecisinin davacı …, lehtarın ise … olduğu, 15/09/2019 düzenlenme tarihli, 15/10/2019 ödeme tarihli, 400.000,00-TL bedelli kambiyo senedinden kaynaklı davalıya BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİNE,
-Yatırılan teminatın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE,
-Bakırköy …. İcra Dairesi’nin … esas ve Bakırköy … İcra Dairesi’nin … esas sayılı takip dosyaları yönündeki talepler hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 27.324,00-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 6.831,00-TL harcın mahsubu ile bakiye 20.493,00-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 36.450,00-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından ödenen 59,30-TL başvurma harcı, 6.831,00-TL peşin harç, 933,80-TL tebligat ve müzekkere ücreti olmak üzere toplam 7.824,10-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde ilgili tarafa İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacının ve davacı vekillerinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.25/10/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza