Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/240 E. 2021/454 K. 14.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/240 Esas
KARAR NO : 2021/454

DAVA : Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/03/2021
KARAR TARİHİ : 14/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan) davasının yapılan dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; öncelikle tapuda diğer davalı … Şirketi adına kayıtlı bulunan ve aralarındaki Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi uyarınca davalı … Şirketine devredilmesi gereken bağımsız bölümler; … İlçesi, … Mahallesi, … ada … parselde kain A-1, A-3, A-6, C-4, C-7, C-10, D-3 nolu bağımsız bölümler ile diğer ortaklardan … mülkiyetinde bulunan A-11 sayılı bağımsız bölüm ile … adına kayıtlı … Kuyumculuk şirketinin mülkiyetinde bulunan B-16 sayılı bağımsız bölümlerin tapu kaydı üzerine teminatsız olarak tedbir konulmasına, tedbir talebimizin reddi halinde bu taşınmazlar tapu kaydı üzerine davalıdır şerhi işlenmesine, yapılacak yargılama neticesinde, TBK 125. Maddeye dayanarak; İş ortaklığı sözleşmesinin ifası kabilinden dava konusu kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca davalı … şirketi hissesine isabet eden bağımsız bölümlerden, müvekkil davacı hissesine isabet edenlerden gerek … şirketine devredilmiş gerekse arsa sahibi .. şirketi uhdesinde bulunan tapu kayıtlarının iptali ile müvekkil adına tesciline, tapu iptal ve tescil talebimizin kabulünün hukuken mümkün olmaması halinde, TBK 125. Maddenin 2. Fıkrası uyarınca davalı … şirketinin dava konusu iş ortaklığı sözleşmesinden kaynaklanan borcunu gereği gibi ifa etmemesi nedeniyle müvekkil davacının uğramış olduğu müspet zararının hesabı ile işletilecek en yüksek banka faiziyle birlikte tazminine, mahkemenin aksi kanaatte olması ve sözleşmenin feshedildiğini kabulü halinde ise müvekkilin yapmış olduğu ödeme nedeni ile uğramış olduğu menfi zararın işletilecek en yüksek banka faiziyle birlikte tazminine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava;İş ortaklığı sözleşmesine dayalı ortaklık payı alacağı ile sözleşmenin feshi nedeni ile tapu iptali, aksi halde zararın tazmini istemine ilişkindir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Mahkememizce yapılan araştırma sonucunda; dava dilekçesinden de anlaşılacağı üzere davacı, … bünyesinde çalışan olup, kendisi tacir değildir. Uyuşmazlık haksız fiilden kaynaklanmakta olup, taraf gerçek kişilerin de tacir olmaması nedeniyle mahkememiz görevli olmayıp, uyuşmazlığı çözmede genel yetkili mahkemeler olan Asliye Hukuk Mahkemeleri görevli olup aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklana nedenlerle;
1-Davanın HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsizliği nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin BAKIRKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-İki haftalık süre içerisinde dosyanın gönderilmesi talebinde bulunulmadığı takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
5-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
6-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi.15/04/2021

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸