Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/232 E. 2021/757 K. 01.09.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/232 Esas
KARAR NO : 2021/757

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/12/2020
KARAR TARİHİ : 01/09/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 01/09/2021

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında 26.06.2019 tarihinde Fuar Katılım Sözleşmesi imzalandığını, söz konusu sözleşmedeki fuarın, uluslararası nitelik taşıyan, katılımının önemli kısmının yurtdışı katılımcılarının oluşturduğu bir fuar olduğunu, davacının söz konusu sözleşmeyi imzaladığı sırada fuar katılımcılarının çoğunluğunu yurt dışı katılımcılarının oluşturduğunu ve davacının temelde iş bu fuara katılmasında ve sözleşmeyi kurmasındaki temel amacının yurt dışı katılımın yüksek seviyelerde olması olduğunu, sözleşmenin imzalanması ve ödemelerin başlamasından bir süre sonra tüm dünyayı etkisi altına alan Covid 19 pandemi sürecinin başladığını, davacının bu sürece kadar olan ödemelerini aksatmaksızın, hazırlanan ödeme planına uygun ve düzenli bir şekilde ödediğini, bir kişiyi, belirli içerikte bir sözleşme yapmaya sevk eden bir olay ya da durum hakkındaki düşünce ve tasavvurların, sözleşmedeki temel amaç olduğunu, davacının fuarın uluslararası fuar niteliği taşıması dâhilinde, yurt dışından gelecek olan katılımcılara, gerçekleşecek olan fuarda ihracat yapma amacıyla sözleşmeyi imzalamış bulunduğunu, yurtdışı seferlerinin askıya alındığı, sınırların kapatıldığı bu süreçte, dünya genelinde uluslararası nitelik taşıyan fuarlara katılımın durdurulduğunu, …. dâhil olmak üzere, AB’ye üye olan birçok ülkenin, ….’ye yönelik seyahat uyarısı halen devam etmekle birlikte bu kısıtlamanın ne zaman son bulacağının tam olarak bilinmediğini, dolayısıyla fuara yurtdışını katılımının beklenen miktarda ve nitelikte olmayacağını, davacının da yurt dışından katılımcılarla yaptığı görüşmelerde fuara katılımın olmayacağını bizzat öğrendiğini, içinde bulunulan durum ve şartları göz önünde bulundurulduğunda, sokağa çıkma kısıtlamalarının gündemde olduğu bu günlerde, yurt içi, yurt dışı seyahatler ve toplu alanlarda gerçekleşecek yüksek katılımlı faaliyetlerin, kişi ve toplum sağlığı açısından tehlike teşkil ettiğini, pandemi sürecinde yurt içerisinde fuar etkinliklerinin daha önce iki kez ertelenmiş olduğunu, yeni alınan kararla 1 Eylül tarihi itibariyle fuar etkinliklerinin gerçekleşebileceğini ancak bu durumun henüz netlik kazanmadığını, yine son olarak 2 Eylül olarak belirlenen fuar tarihinin 25-27 Kasım olarak belirlendiğini, bu tarihin dahi kesin olmayıp sürece belirsizliğin hâkim olduğunu, bu belirsizlik ortamında katılımcı sayısının yok denecek kadar az olduğunu, içerisinde bulunulan güncel durumun, davalı tarafın, sözleşmenin olağan niteliğine uygun olarak gereği gibi ifa edilemeyecek olmasına sebep olduğunu, gelinen noktada, korona virüs nedeniyle ticari işletmelerin önceden akdettikleri sözleşmelerin ifasında güçlük yaşadıkları ve bazı sözleşmelerin ise de ifasının imkânsızlaştığının görüldüğünü, her ne kadar Borçlar Hukuku’nun temel prensibi sözleşmeye bağlılık ilkesi olsa da mücbir sebep veya beklenmedik hal nedeniyle hâlihazırda birçok sözleşme yönünden ifa imkânsızlığı veya ifa güçlüğü yaşandığını, sözleşmeye bağlılık ilkesi uyarınca, sözleşmenin içeriğine her hal ve şartta uyulması gerektiğini, kanundan ve sözleşmeden kaynaklanan durumlar dışında sözleşmenin tek taraflı olarak fesh edilemeyeceğini ancak sözleşmenin kurulduğu andaki şartların, salgın hastalık gibi beklenmeyen hal veya mücbir sebep nedeniyle değiştiği durumlarda edim dengesi bozulduğunu, buna rağmen, edimlerin aynen ifası talep edildiği takdirde, sözleşmeye bağlılık ilkesinin sağladığı işlem güvenliğinin hakkaniyete aykırı sonuçlara yol açacağını, bu durumda mücbir sebeple ve ifa imkânsızlığı nedeniyle borç ilişkisinin sona ermesi ve sözleşmenin feshi talebinin haklılık kazandığını, somut olayda davacının fuar katılım sözleşmesini imzaladığı dönemde fuar katılımcılarının büyük çoğunluğunu yurt dışı katılımcısının oluşturduğunu, davacının fuara katılmasının temel sebebinin bu olduğunu ve davacı firmanın bugün olduğu gibi neredeyse hiç yurt dışı katılımı olmayan bir fuar ile sözleşme imzalamayacağını, Covid-19 nedeniyle fuara yurt dışı katılımının olmaması davacının sözleşmeye katılma amacına uygun olmamakla birlikte, davalı yan açısından sözleşmenin gereği gibi ifasını imkânsız hale getirdiğini, davacının davalı tarafa, sözleşmenin mevcut durum ve güncel koşullar dâhilinde yeniden uyarlanmasını defaten talep etmesine karşılık sonuç alamadığını, davacının sürekli olarak davalı tarafından oyalanmaya çalışıldığını, bu noktada davacının amaç ve beklenen fayda açısından imkânsız hale gelen sözleşmeyi geriye etkili olarak fesih ettiğini, yapmış olduğu masraflarla birlikte yapmış olduğu ödemenin iadesini talep ederek Kayseri .. Noterliği’nin … yevmiye numaralı ihtarnamesini keşide ettiğini ancak iş bu ihtardan sonuç alınamadığını belirterek sözleşmenin geriye etkili olarak fesh edildiğinin tespitini ve ödenmiş olan 11.026,13 TL’nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte iadesi ile vekâlet ücreti ve yargılama giderlerinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP : Davalı Vekili cevap dilekçesinde özetle; davalının, sektörlerin ihracatlarının arttırılmasına destek olma ve Türkiye ekonomisine katkı sağlama misyonuyla hizmet veren, kısa zamanda kilit sektörlerde, … tarafından yetkilendirilerek düzenlediği senelik 45’in üzerinde başarılı fuara imza atan, Türkiye’nin en büyük fuarcılık kuruluşu olan … Fuarcılık ve Ticaret A.Ş.’nin iştiraki şirket olduğunu, işbu davada yetkili mahkemenin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri olduğunu, söz konusu fuarın belirlenen tarihte gerçekleştirilmek üzere planlandığını, davalı şirket tarafından gerekli başvuruların yapıldığını ve fuarın bu tarihte gerçekleştirilmesi için gerekli tüm hazırlıkların tamamlandığını ancak Covid 19 pandemisinin ortaya çıkması ile birlikte ülkemizde alınan önlemlerin ilk başında fuarcılık faaliyetlerinin durdurulması geldiğini, Ticaret Bakanlığı tarafından alınan karar ile ülkemiz genelinde yapılacak olan tüm fuarların 16 Mart 2020 tarihinden 01 Eylül 2020 tarihine kadar durdurulduğunu, hal böyle olunca davalı şirketin de ülkemizde faaliyet gösteren diğer tüm fuar firmaları gibi bu tarihler arasında gerçekleştirecek olduğu fuarlarını ertelemek zorunda kaldığını, davalı şirketin faaliyetlerinin bizzat devlet kararıyla durdurulduğunu, davalı şirketin bu süreçte çok önemli maddi kayıplar yaşadığını, pandemi süreci ve bu kapsamda alınan önlemler en başta davalı … mağdur ettiğini, söz konusu fuarın sektör temsilcileri ile de mutabık kalınarak pandemiden dolayı 25-27 Kasım 2020 tarihine ertelendiğini, bu tarihte davalı şirket tarafından gerçekleştirildiğini, davacının tüm iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, bir ifa imkansızlığından söz edilmesinin mümkün olmadığını, çünkü ortada bir ifa imkansızlığının olmadığını, fuarın iptal edilmediğini, ertelendiğini, her ne kadar davalı şirket fuarı pandemi nedeniyle ertelemiş olsa da davacı ile davalı arasında imzalanmış Fuar Katılım Sözleşmesi ikinci maddesinde zaten davalının gerekli görmesi halinde fuar tarihini değiştirme hakkı olduğunu, bu durumun katılımcıya fesih hakkı vermeyeceğinin düzenlendiğini, davacının hem ödeme yükümlülüğü hem de fuara katılma yükümlülüğünün devam ettiğini, Fuar Katılım Sözleşmenin ilgili maddeleri gereği davacının fuara katılmaması halinde cezai şart talep hakkı doğacağını, davacının davaya konu sözleşmenin hukuki işlem temeli konusuz kalmış şeklindeki iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu belirterek davasının reddini, yargılama masrafları ve vekalet ücretinin davacının üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, sözleşmenin feshi ve alacak talebine ilişkindir.
Davacı vekilinin 13/08/2021 havale tarihli dilekçesi ile feragat ettiği görülmüş, vekaletnamesinin incelenmesinde feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmış, feragat dilekçesi ekindeki protokol gereğince davacıdan herhangi bir yargılama gideri ve vekalet ücreti talebi olmadığını bildirmiştir.
Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davadan feragat, davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatın geçerliliği için bunun davalı ve mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur. Somut olayda, davacı vekilinin feragat beyanı nedeniyle 6100 Sayılı HMK’nun 307-312. maddeleri gereğince, davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM : Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın feragat sebebiyle REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1/3 oranında 19,76-TL’nin davacı tarafça yatırılan 188,30-TL peşin harçtan mahsubu ile fazla yatan 168,54-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Tarafların beyanları gereğince davalı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
4-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonunda karar verildi. 01/09/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza