Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/209 E. 2022/131 K. 14.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/209 Esas
KARAR NO : 2022/131

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
DAVA TARİHİ : 05/03/2021
KARAR TARİHİ : 14/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/03/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan), İtirazın İptali (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin …. Nakliye ve Lojistik Hiz. Tic. Ltd. Şti. hava, kara ve denizyolu taşımacılığı yaptığını, davalı firma ile olan uyuşmazlığın kara taşımasından kaynaklandığını, 18 Haziran 2020 tarihinde, İngiltere’den İstanbul Türkiye’ye Gönderici: …. Ltd, Alıcı: Referans Metal olmak üzere ithalatı yapılacak olan emtiaların taşımasına ilişkin müvekkili şirket ile forwarderlik hizmeti kurulduğunu, söz konusu nakliye işlemi tarafların anlaşmaya vardığı şartlar Navlun Teklifi- Şartları üzerinden gerçekleştirildiğini, müvekkilinin basiretli bir tacir gibi davranarak edimini eksiksiz yerine getirdiğini, fakat davalının söz konusu taşıma hizmetinden kaynaklanan borçlarını ödemediğini, nakliye işleminden doğan navlun alacağı konulu temel e-fatura olduğunu, davalı yana elektronik sistem üzerinden tebliğ edildiğini, TTK 21/2 md gereğince davalı taraf 8 gün içinde faturaya herhangi bir itirazda bulunmadığından kesinleştiğini, zira ilgili hüküm gereği faturanın içeriği hakkında bir itirazda bulunmayan muhatabın bu içeriği kabul ettiğinin sayılacağı, müvekkili şirket ile davalı şirket arasında cari hesap ilişkisi olarak devam eden bir ticari ilişki bulunduğunu, müvekkilinin muhasebe kayıtlarında, davalı şirketin cari hesaba dayalı toplam 575,00 EUR borcunun olduğunun anlaşıldığını, ticari defter kayıtları incelendiğinde de davalı firmanın, müvekkiline 575,00 EUR borcu olduğunun görüleceğini, müvekkili tarafından gerçekleştirilen hizmetler sonucu oluşan alacaklara ilişkin olduğunu, alacağın geçmiş fatura ve cari hesap kayıtları ile kesinleştiğini, söz konusu cari hesap alacağı için işbu itirazın iptali istenen icra takibi açılmadan önce davalıya müracaatta bulunulduğunu, ancak sonuç alınamadığını, kesinleşen fatura ve cari hesap alacağı ile müvekkilinin davalı şirketten toplam 575,00 EUR alacağı bulunması nedeniyle, 25.08.2020 tarihinde Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası ile davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını, ancak davalı şirketin herhangi bir borcu olmadığından bahisle icra takibine itiraz ettiğini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, talep kabul edilmediği takdirde alacak davası olarak devamına, davalı borçlunun Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü … esas sayılı icra dosyasına vaki itirazın 575,00 EUR asıl alacak yönünden iptali ile takibin bu miktar üzerinden devamına, borç bakiyesinin en yüksek Kamu Banka EUR faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, alacağımız likit ve belirlenebilir olduğundan davalının %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf herhangi bir cevap dilekçesi sunmamıştır.
Küçükçekmece …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin, davalı şirket aleyhine 575- Euro (5.005,43-TL)toplam ve asıl fatura alacağın, asıl alacağa işleyecek yıllık %1,25 (TBB Mevduat Euro değişen oranlarda ) faizi ile, icra masrafı, vekalet ücreti ile birlikte tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır. takibe konu icra dosyası, faturalar ve ticari defter kayıtları dosyamız içerisine alınmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi Mali Müşavir … ve Taşıma ve Lojistik Uzmanı ….’in 15/11/2021 tarihli raporunda özetle; Dava konusunun, davacının, davalı ile olan ticari ilişki dolayısıyla oluşan cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali talebinden ibaret olduğu, davacının 2020 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (25.08.2020) itibariyle davacının davalıdan 4.414,62 TL (575,00 EUR) alacaklı olduğu, davalı şirket ticari defterleri ile ilgili olarak; davalı şirketin mahkemece belirlenen 22.10.2021 tarihli incelemeye katılmadığı ve yerinde inceleme talebi bulunmadığından ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı, takip konusunun davacının davalıya düzenlemiş olduğu 29.06.2020 tarihli “Sevkiyat Hizmet Bedeli” açıklamalı 575,00 EUR (4.414,62 TL) tutarlı faturadan kaynaklı olduğu, mezkur fatura içeriğindeki hizmetin davacı tarafından davalıya sunulup sunulmadığı hususu heyetimiz teknik bilirkişisi tarafından değerlendirilmekle, faturaya açık itiraz olmadığı, icra takibinde itirazın soyut borca itiraz olduğu ve bu yönü ile fatura konusu işi ve sözleşmeyi inkar etmediği, kara yolu taşıma yönetmeliği gereği, itiraza uğramayan taşıma faturalarının taraflar arası taşıma sözleşmesi ve sözleşme konusu işi ispat bakımından karine sağladığı, bu yönü ile tespit edilen alacak bakımından davacının alacaklı olduğunun değerlendirildiği, neticeten; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 4.414,62 TL (575,00-EURO) alacaklı olduğu sonuç ve kanaatine varılmıştır.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava taraflar arasında ticari ilişki olduğundan bahisle alacak olduğuna dair yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş inceleme günü sadece davacı defterlerini incelemeye esas olacak şekilde dosyamıza sunmuştur.
Yapılan inceleme neticesinde davacı defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiş fakat davalının defterlerini incelemeye esas olacak şekilde ibraz etmemiştir. Rapor neticesinde incelenen davacı defterlerine göre davacının davalıdan faturalar karşılığında 575,00 EURO alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.

Bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı, fatura teslim olgusunun artık ispatının gerekmeyeceği kanaatine varılmış, ayrıca birleşen dosya yönünden ise yargılamanın henüz başlangıç safhasında olması ve dosyalarının birleşerek görülmesinin yargılamaya katkısı olmayacağı gibi yargılamayı uzatacağı dikkate alınarak usul ekonomisi gereği hem ana davanın esası hakkında hem de birleşen dosyanın tefrikine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın ticari defterlerde belli olduğu, yani likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-ANA DAVA YÖNÜNDEN;
DAVANIN KABULÜ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE,
-Takibin asıl alacak miktarı olan 575-EURO üzerinden aynen DEVAMINA,
-Asıl alacağa davacının takip talebindeki miktarı aşılmamak üzere takip tarihinden itibaren kamu bankaları nezdinde fiili ödeme tarihinde Euro cinsinden açılmış kısa vadeli mevduat hesaplarına uygulanan en yüksek faizin İŞLETİLMESİNE,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın %20’sine tekabül eden 115-EURO’ya denk gelen 1.772,15-TL( karar tarihi itibariyle Euro efektif satış kuru: 15,41-TL baz alınarak) icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
2-BİRLEŞEN DAVA YÖNÜNDEN;
-Mahkememiz dava dosyası ile birleşen Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesine ait … esas sayılı dava dosyasının tefrik edilerek ayrı bir ESASA KAYDINA,
-Bu dosya üzerinden yapılacak yargılamanın yeni esası üzerinden DEVAMINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 346,06-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 91,49-TL harcın mahsubu ile bakiye 254,57-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 5.066,00-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından ödenen 59,30-TL başvurma harcı, 91,49-TL peşin harç, 1.652,00-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.802,79-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
7-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; Ana dava yönünden MİKTAR İTİBARİYLE KESİN OLMAK üzere, taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 14/02/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza