Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/206 E. 2021/1217 K. 15.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/206 Esas
KARAR NO : 2021/1217

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/03/2021
KARAR TARİHİ : 15/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 2020 yılında müvekkili ile davalı arasında iplik ticareti olduğunu, davalı yanın toplam 24.751,47 USD karşılığı iplik aldığını, akabinde iş bu bedele karşılık dava dilekçesi ekindeki çekleri müvekkiline verdiğini ve müvekkiline işbu ticari faaliyetten dolayı kur farkından kaynaklı olarak 8.493,02 TL cari borcu bulunduğunu, davalı hakkında icra takibine başlandığını, davalının kötü niyetli olarak takibe ve borca itiraz ettiğini, arabuluculuk görüşmelerinde anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı ile müvekkili firma arasında iplik alımına dayalı bir ticaret olduğunu, müvekkil firmanın almış olduğu iplik bedelini davacı tarafın kabul etmiş olduğu TL ve USD çekleri ile ödediğini, tarafların ticari kayıtlarının incelemesinde durumun ortaya çıkacağını, müvekkili firma ile davacı arasında herhangi bir cari hesap sözleşmesi olmadığı gibi kur farkı olması halinde lehine kur farkı oluşan tarafın bu farkı ödeyeceği yönünde bir taahhüt ve sözleşme de olmadığını, davacının satmış olduğu ipliklerle ilgili müvekkili firmaya düzenlemiş olduğu faturada, iplik bedelinin USD olarak düzenlenmiş olsa da müvekkili firma tarafından fatura bedeline karşılık verilen TL bedelli çeklerin davacı tarafça kabul edildiğini, bir başka ifade ile davacının TL ile yapılan ödemeyi kabul ettiğini, bu durumda kur farkı istenemeyeceğinin ticari hayatta bir teamül haline geldiği gibi, Yargıtay uygulamasında da ödemeyi TL olarak kabul eden tarafın kur farkı talep edemeyeceği yönünde istikrar kazanmış kararlarının mevcut olduğunu, müvekkili firmanın davacıya herhangi bir borcu olmadığını, bu nedenle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun olan davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kur farkı nedeniyle cari hesaptan kaynaklanan alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
Bakırköy…. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş olmakla incelenmesinde; alacaklının …. Tekstil Tic. Ve San. A.Ş., borçlunun …. Teks. Oto. İnş. San. Ve Tic. Ltd. Şti., borç miktarının 8.493,02-TL olduğu, borçlu vekilinin 08/02/2021 havale tarihli dilekçesi ile borca, faiz ve ferilerine itiraz ettiği ve 09/02/2021 tarihinde İcra Müdürlüğünün durdurma kararı verdiği, itirazın alacaklı vekiline tebliğ olunmadığı, iş bu itirazın iptali davasının yasal sürede açıldığı anlaşılmıştır.

Mahkememiz dosyası tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, lehlerine delil niteliğinde olup olmadığı hususları ile takip tarihi itibariyle taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davacının davalı şirketten alacaklı olup olmadığı, alacağın varlığı hususlarında rapor düzenlenmek üzere SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından 14/10/2021 tarihli rapor tanzim edilerek mahkememiz dosyasına ibraz edilmiştir.
SMMM bilirkişinin 14/10/2021 tarihli raporuna göre; “…Davacının 2020 ve 2021 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 21.885,34-TL alacağının olduğu, davalının 2020 ve 2021 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davalının davacıdan 4.607,07-TL alacaklı olduğu, taraf ticari defterlerinin 30/12/2020 tarihi itibariyle 4.607,01-TL davalının davacıdan alacaklı olduğu noktasında birbiri ile uyumlu olduğu, takip tarihi itibariyle taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının ise (21.885,34-TL+ 4.607,07-TL) 26.492,41-TL olduğu, mezkur farkın kaynağının davacının ticari defterlerinde kayıtlı olan 31/12/2020 tarihli kur farkı hesaplamasından kaynaklı olduğu, Mahkemece davacı faturalarının döviz cinsinden düzenlenmiş olması ve davalının döviz bedelli çek ödemesinin bulunduğundan bahisle taraflar arasında döviz cinsinden ticari ilişkinin varlığının kabulü halinde; takip tarihi itibari ile davacının davalıdan taleple bağlılık ilkesi gereği 8.493,02-TL alacaklı olduğunun kabulünün gerekeceği, taraflar arasında yazılı bir sözleşme ve teamül oluşturacak yeterli bir dayanak bulunmadığının kabulü halinde; davacının takip tarihi itibariyle alacağının bulunmadığının kabulünün gerekeceği ” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan dilekçeleri sunulmuştur.
İİK’nun 67. maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’un 67/2.maddesinde “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, iddia, savunma, sunulan deliller, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, 14/10/2021 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında tekstil ürünleri alım satımı hususunda süre gelen bir ticari ilişki bulunduğu, davacı tarafından kur farkından kaynaklı cari hesap bakiye alacaklı olduğu iddia edilerek davalı hakkında icra takibine girişildiği, davalı tarafça borca, faiz ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine işbu itirazın iptali istemli davanın açıldığı, taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, 14/10/2021 tarihli bilirkişi raporunda, taraf şirketlerin 2020 ve 2021 yılları ticari defterlerinin lehlerine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 21.885,34-TL alacağının olduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davalının davacıdan 4.607,07-TL alacaklı olduğu, taraf ticari defterlerinin 30/12/2020 tarihi itibariyle 4.607,01-TL davalının davacıdan alacaklı olduğu noktasında birbiri ile uyumlu olduğu, takip tarihi itibariyle taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının ise (21.885,34-TL+ 4.607,07-TL) 26.492,41-TL olduğu, mezkur farkın kaynağının davacının ticari defterlerinde kayıtlı olan 31/12/2020 tarihli kur farkı hesaplamasından kaynaklı olduğunun tespit edildiği, kural olarak kur farkı alacağının talep edilebilmesi için taraflar arasındaki sözleşmede bu konuda bir hüküm bulunması veya akdi ilişkinin yabancı para cinsinden olması gerektiği, davalının çekle ödemede bulunduğu hususunun bilirkişi raporu ile tespit edildiği, çekin bir ödeme vasıtası olup, alacağının tahsili için davalı tarafından TL cinsinden düzenlenen çeki teslim almış ve ödemeyi Türk lirası üzerinden çek olarak kabul eden davacının bu aşamadan sonra kur farkı isteyemeyeceği, bu itibarla davacının icra takibine dayanak yaptığı alacağın varlığını ispatlayamadığı anlaşılmakla; davanın reddine dair aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 102,57-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 43,27-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Davalı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 5.100,00-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 15/12/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza