Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/16 E. 2021/1123 K. 22.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/16 Esas
KARAR NO : 2021/1123

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 07/01/2021
KARAR TARİHİ : 22/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 21/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı Dosyasında alacaklı tarafın her ne kadar … Motor A.Ş, olarak gözükmekte ise de müvekkili şirketin ticari unvanının “… Otomotiv A.ş.” olarak değiştiğini, müvekkili şirketin yetkili servis ve satış bayisi olduğunu, davalı borçludan servis işlemlerine dayalı fatura alacağı bulunduğunu, davalı borçlunun, müvekkili şirkete 08.08.2019 tarihinde ödeme yapmış ise de cari hesap ekstresinde yapılan ödemenin devreden bakiye borç nedeniyle dava konusu faturaların yalnızca 1.245,73 -TL’sini karşıladığını, davalı borçlunun. borcunu ödememesi üzerine borçlu aleyhinde Bakirköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı Dosyası ile ilamsız icra takibi başlatıldığını, icra takibine itiraz edilmiş olduğundan Arabuluculuk Kurumuna başvurulduğunu, davalı ile anlaşma sağlanamadığını, bu nedenlerle davanın kabülü ile davalının haksız ve kötü niyetli itirazının iptaline ve takibin devamına, davalı hakkında %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yüklenilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı tarafça savunmada bulunulmadığı, davalı tarafın duruşmalara katılmadığı ve davalı tarafça herhangi bir cevap dilekçesi sunulmadığı anlaşılmıştır.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasının incelenmesinde; davacı şirketin, davalı şirket aleyhine 9.853,16-TL fatura alacağı, 498,15-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.351,31-TL ‘nin asıl alacağa işleyecek yasal faizi ile birlikte icra masrafları ve vekalet ücretinin borçludan tahsilini talep ettiği, ödeme emrinin borçluya tebliği üzerine, borçlunun itirazı üzerine icra dosyasının durdurulduğu görülmüştür.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Mahkememizce tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi S.M. Mali Müşavir …’in 16/09/2021 tarihli raporunda özetle; Dava dosyası içerisinde yer alan Bakırköy … icra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası incetendiğinde; davacı tarafından, davalı aleyhine, 17.02.2020 tarihinde 9.853,16-TL asıl alacak, 498,15-TL olmak üzere toplam 10.351,31-TL tutarında icra takibi başlatıldığı görüldüğü, icra takibinde borcun sebebine 20.07.2019 tarihli 5.618,44-TL tutarlı fatura, 26.07.2019 tarihli 3.358,99.TL tutarlı fatura ve 23.08.2019 tarihli 2.121,46-TL tutarlı fatura yazıldığı, dosya içerisindeki belgeler ve davacı yasal defter kayıtları incelendiğinde, taraflar arasında 2019 dönemi ve öncesinde devam eden bir tari ilişkinin mevcut olduğu tespit edildiği, yasal defterlerin usut yönünden incelenmesi neticesinde; davacıya ait 2019 ve 2020 dönemi defter-i kebir ve yevmiye kebiri elektronik olarak tutulduğunu, beratları zamanında ve usulüne uygun alındığını, fiziki olarak tutulan envanter defteri açılış noter tasdiki, zamanında ve usulüne fıygun olarak yaptırıldığını, davalı inceleme gün ve saatinde, incelemeye iştirak etmediğini, yerinde inceleme talebinde bulunmadığını ve yasal defterlerini incelemeye sunmadığını, davacı tarafından sunulan yasal defter kayıt ve belgelerinin incelenmesi neticesinde; davalı hesabının 2019 yılı sonunda 9.853,16-TL borçlu olduğunu ve aynı tutarda 2020 dönemine devrettiğini, takip talebi tarihinde (17.02.2020) 9.83B,16.TL talep edilen asıl alacak tutarı ile (9.853,16-TL) davacı yasal defteriğrindeki tutarın birbiriyle uyumlu olduğunu, davacı tarafından davalıya düzenlenen takibe konu faturalar ekfatura olarak düzenlendiğini, davalıya düzenlenen takibe konu faturaların, ait oldukları Tcmmuz/2019 döneminde, belge sayısı ve KDV hariç tutar yönünden, davacı farafından BS Beyannamesi ile doğru ve zamanında beyan edildiğini, mahkemece davacının haklı olduğuna karar verilmesi halinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyasında davalının yapmış olduğu itirazın iptali gerektiği, davacının, takip talebi tarittinden sonra, faiz talebi; 3095 Sayılı Kanun (Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun) hükümlerine istinaden, takip talebi tarihinden (17.02.2020) tarihinden, dava tarihine (07.01.2021) kağlar (325) gün için 969 oranında yasal faiz tutarı 789,60-TL tutarında hesaplandığını, davacının talep ettiği icra inkar tazminatının 1.970,63-TL tutarında hesaplandığı görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava, cari hesap ekstresinden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş inceleme günü sadece davacı defterlerini incelemeye esas olacak şekilde dosyamıza sunmuştur.
Yapılan inceleme neticesinde davacı defterlerine göre davacının davalıdan alacaklı olduğu tespit edilmiş fakat davalının defterlerini incelemeye esas olacak şekilde ibraz etmemiştir. Rapor neticesinde incelenen davacı defterlerine göre davacının davalıdan faturalar karşılığında 9.853,16-TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.

Bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı, fatura teslim olgusunun artık ispatının gerekmeyeceği kabul edilerek açılan davanın asıl alacak yönünden kabulüne fakat işlemiş faiz yönünden davalının icra takibinden önce temerrüde düşürülmediği dikkate alınarak bu yöndeki talebin reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın ticari defterlerde belli olduğu, yani likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN KISMEN İPTALİNE,
-Takibin asıl alacak miktarı olan 9.853,16 -TL üzerinden DEVAMINA,
-Hüküm altına alınan asıl alacağa davacının takip talebindeki miktarı aşılmamak üzere takip tarihinden itibaren yasal faizi İŞLETİLMESİNE,
-Hüküm altına alınan asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
-Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 673,07- TL karar ve ilam harcından peşin alınan 125,02-TL harcın mahsubu ile bakiye 548,05-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye İRAD KAYDINA,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00- TL arabuluculuk ücretinin red ve kabul oranları dikkate alınarak 1.256,50-TL’sinin davalıdan tahsili ile geri kalan 63,50-TL’sinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 5.100,00-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından ödenen 59,30-TL başvurma harcı, 125,02-TL peşin harç, 968,50-TL tebligat ve müzekkere ücreti olmak üzere toplam 1.152,82-TL yargılama giderinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 1.097,36-TL’sinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, geri kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/11/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza