Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/145 E. 2021/1277 K. 27.12.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/145 Esas
KARAR NO : 2021/1277

DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
DAVA TARİHİ : 12/09/2014
KARAR TARİHİ : 27/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkili …’ın eşi, diğer müvekkilleri … ile … ve …’ın babaları …’ın davalı havayolu şirketine ait uçak ile 20/05/2011 tarihinde Güney Kore (Seul)’den Türkiye’ye yolculuk yaparken uçağın havalanmasından kısa bir süre sonra Çin üzerlerinde rahatsızlandığını, yapılan muayenesinde GİS kanaması (mide kanaması) teşhisi konulduğunu, hastanın ağır şekilde fenalaşmasına rağmen bu şekilde havada 8-9 saat seyahata zorlandığını, acil iniş yapılmaksızın hastanın bu şekilde Türkiye’ye kadar getirildiğini, uçağın 21/05/2011 sabahı saat … sıralarında … Havaalanına indiğini, hastanın saat … de havalimanında acil hizmet veren … Hastanesi doktor ve görevlileri tarafından uçaktan alınarak acil vaka olarak … Hastanesine götürüldüğünü, kanaması olan ve ishal olduğu görülen …’a acil bölümü doktoru tarafından GİS (mide kanaması) teşhisi konulduğunu, doktorundan kanamayı durdurmaya çalıştıkları ve hastanın hayati tehlikesi olduğunun öğrenildiğini, bilahare …’ın bilincini tamamen kaybetmesiyle solunum makinesine bağlanarak yoğun bakım ünitesine alındığını, 31 Mayıs 2011 tarihinde ise vefat ettiğini, Seul-İstanbul arası uçuş süresinin ortalama 10 saat olduğunu, mide kanaması geçiren …’ın tedavisinin hastanede uzman doktor nezdinde yapılmasının mümkün ve zorunlu olduğundan uçağın en yakın havalimanına acil iniş yaparak hastanın hastaneye ulaştırılmasını sağlaması gerektiğini, aksi davranışların suç teşkil ettiğini ve hastanın kan kaybetmesinin daha da fenalaşması ve hayati tehlike neticesini doğurduğunu, müteveffanın denizci ve fitter olarak görev yaptığını ve en son 2.000,00-TL ücret ile çalıştığını, bakıma muhtaç ev hanımı olan eşi …. ile çalışmayan ve üniversite öğrencisi olan oğlu … ın destekten yoksun kaldıklarını, bununla birlikte ağır kusur sonucu hayatını inanılmaz şekilde yitiren müteveffanın kızı ve büyük oğlunun da ağır elem ve ızdırap içinde kaldıklarını, yaşamlarını ilaç kullanarak sürdürmek zorunda kaldıklarını, olayın davalı havayolu şirketi yetkilileri ve çalışanlarının kusurlu tutum ve eylemleri neticesinde hastanın uzun süre uçuşa zorlanması neticesinde meydana geldiğini ileri sürerek HMK 107 maddesi uyarınca fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla, davacı …. ve … için ayrı ayrı şimdilik 5.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00-TL destekten yoksun kalma tazminatının ölüm tarihi olan 31/05/2011 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte, ayrıca her bir davacı için ayrı ayrı şimdilik 50.000,00-‘er TL olmak üzere toplam 200.000,00-TL manevi tazminatın ölüm tarihi olan 31/05/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili ortaklığın 20/05/2011 tarihli Seul-İstanbul seferi yolcularından …’ın uçağın Seul’dan kalkışından birkaç saat sonra Moğolistan üzerinde rahatsızlandığını, bunun üzerine uçağın sorumlu kaptan pilotu tarafından doktor anonsu yapıldığını ve Kore vatandaşı olan bir doktor tarafından …’a ilk müdahalenin yapıldığını, doktor tarafından acil bir durumun olmadığı, ilk durumun stabil olduğu, ihtiyaten iniş meydanı olan İstanbul’da ambulans çağırılabileceğini kaptan pilota beyan etmesi üzerine acil iniş yapılmayarak uçağın yoluna devam ettiğini, bu arada yolcunun sağlık durumu hakkında sorumlu kaptan pilota düzenli bilgi verildiğini, yolcunun sağlık durumunda olumsuz bir gelişme olması durumunda yol boyunca acil durum iniş hazırlıkları yapıldığını, ayrıca aynı uçakta seyahat eden …’ın yakınları tarafından kabin amirine verilen bilgiye göre …’ın Kore’deyken bir iş kazası geçirdiği, işyeri doktorunun tedaviye gerek olmaksızın Türkiye’ye dönmesi gerektiğini söylediklerini belirttikleri, …’ın uçak İstanbul’a inene kadar tüm uçuş boyunca doktor ve kabin ekibinin gözetimi altında tutulduğunu, uçağın İstanbul ‘a inişi ile yolcunun ambulansla hastaneye nakledildiğini, bu nakil sırasında hayati tehlike altında olduğuna dair herhangi bir emareye de rastlanılmadığını, nitekim davacılar tarafından dava dilekçesi ekinde dosyaya ibraz edilen ek 2/b nolu … (Hasta Teslim Formu) formuna göre …’ın bilincinin ve solunum durumunun açık olduğunun sabit olduğunu, yolcunun vefatı uçuşta veya uçuşla ilgili yaşanan bir durum veya bir kaza sonucu meydana gelmediğinden müvekkili ortaklık ve personelinin sorumlu tutulmasının hukuken mümkün olmadığını, manevi tazminat istemine ilişkin olarak ise fazlaya ilişkin hakların saklı tutulmasının mümkün olmadığı gibi her bir davacı için 50.000,00 TL olmak üzere toplam 200.000,00 TL manevi tazminat talebinin son derece fahiş olduğunu, müteveffa …’ın uçaktaki rahatsızlığından itibaren 11 gün sonra vefat etmesinde müvekkili ortaklığa ve personeline atfı kabil hiçbir kusur bulunmadığını belirterek her türlü delil sunma ve beyanda bulunma hakları saklı kalmak kaydıyla tamamen yersiz ve mesnetsiz davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Dava; Uluslararası havayolu ile yolcu taşımasından kaynaklanan uçağın acil iniş yapmadığı iddiası ile davacıların murisinin vefatı nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Taraf vekilleri delil listeleriyle yazılı delillerini ibraz etmişler, diğer deliller mahkememizce toplanmış, taraf tanıkları dinlenmiştir.
Mahkememizce toplanan deliller doğrultusunda; 14/03/2016 tarihinde davanın kısmen kabulüne, davacıların maddi tazminat talepleri konusuz kaldığından buna ilişkin talepler yönünden karar verilmesine yer olmadığına, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulüne, davacı … için 30.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL, davacı …. için 20.000,00 TL, davacı … için 20.000,00 TL manevi tazminat takdirine, ancak davacı …. yönünden 20.000,00 TL , diğer davacılar için 15.000,00’er TL’si dava dışı işverenlerce taraflar arasında yapılan protokol kapsamında davacılara ödenmiş olduğundan bu miktarlar için talepler konusuz kalmakla karar verilmesine yer olmadığına, bakiye olarak davacı … için 10.000,00 TL, davacı … için 5.000,00 TL, davacı …. için 5.000,00 TL , davacı … için 5.000,00-TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara ödenmesine, davacıların fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş, karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Yargıtay …. Hukuk Dairesinin 19/04/2018 Tarih …. Esas, …. Karar sayılı ilamı ile;
” Uyuşmazlık uluslararası hava yolu ile yolcu taşımacılığından kaynaklanmaktadır. Hava taşıyıcısı olan davalının sorumluluğunun Montreal Sözleşmesi’nin 17. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerekir. Nitekim, mahkemece görüşüne başvurulan bilirkişi heyeti raporunda hava taşıyıcının sorumluluğu kapsamında meydana gelen bir kaza olmadığı anılan sözleşmenin 17. maddesi kapsamında taşıyıcının sorumlu olamayacağı görüşü de açıklandığı halde mahkemece yazılı şekilde kısmen kabul kararı verilmesi doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.” gerekçesi ile mahkememiz hükmünün davalı yararına bozulmasına karar verilmiştir.
Davacı vekili; Önceki kararda direnilmesini, davalı vekili bozma ilamına uyulmasını istemiştir.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, kısmen itibar edilen bilirkişi raporu, dava dışı işveren şirketler ile davacılar arasında yapılan sulh protokolü ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirilerek mahkememizce 13/07/2018 tarih, … esas, …. karar nolu kararı ile Yargıtay …. Hukuk Dairesinin … esas, … karar, 19/04/2018 tarihli bozma ilanıa uyularak davacılar … ile … ‘ın maddi tazminat taleplerinin reddine ve tüm davacıların manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş olmakla Yargıtay …. Hukuk Dairesinin … esas, …. karar ve 22/09/2020 tarihli ilamı ile “Mahkemece bozma ilamına uyularak yargılamaya devam olunmuş ise de, verilen 13.07.2018 tarihli hükümde, davacıların maddi tazminat taleplerinin konusuz kaldığı ve bu hususun bozma ilamının kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olduğu hususu gözden kaçırılmış olup, Mahkemece davacı tarafın maddi tazminat istemleri yönünden konusu kalmayan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve tarafların haklılık durumlarına göre masraf ve vekalet ücreti yönünden hüküm kurulması gerekirken yeniden davacıların maddi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru olmamış, kararın bu gerekçeyle davacılar yararına bozulması gerekmiştir.” gerekçesi ile bozularak dosya mahkememizin … esas sayılı dosyasına kaydedilerek yeniden ele alınmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, kısmen itibar edilen bilirkişi raporu, dava dışı işveren şirketler ile davacılar arasında yapılan sulh protokolü, Yargıtay Bozma ilamları ve tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde;
Davacılar vekilinin maddi ve manevi tazminat istemli davasında, mahkememizce kurulan 14.03.2016 tarihli hükümde davacıların maddi tazminat talepleri konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş ve bu husus davacılar tarafından temyiz konusu yapılmadığından kesinleşmiş olup bu sebeple davalı yararına konusuz kaldığının tespit edildiği ilk tarih itibariyle AAÜT uyarınca maktu vekalet ücreti takdir edilmiştir.
Manevi tazminat talebi yönünden ise tüm dosya kapsamına göre; uçuşta görevli kokpit ve kabin ekibinin görevlerini uçuş ve havayolu prosedürlerine uygun olarak yaptıkları, hastanın uçaktan bilinci açık ve genel durumunun “orta” seviyede olarak ambulansa teslim edildiği ve uçuştan sonraki tedavinin devamı sırasında hayatını kaybetmesinden uçuş, uçuş ekibi ve davalı taşıma şirketine sorumluluk yüklenemeyeceği
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVACILARIN MADDİ TAZMİNAT talepleri hakkında konusuz kalması sebebiyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davacıların MANEVİ TAZMİNAT taleplerinin REDDİNE,
3-Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 59,30-TL karar ve ilam harcından davacı tarafça yatırılan 623,70-TL harcın mahsubu ile kalan 564,40-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
4-Mahkememizce düzenlenen 11/08/2016 tarih, … harç nolu, 1.084,85-TL bedelli harç tahsil müzekkeresinin karar kesinleştiğinde iptali için müzekkere YAZILMASINA,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
6-Manevi tazminat yönünden Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
7-Maddi tazminat taleplerinin konusuz kalması ve davacılar … ve …’ın haklılığı nedeniyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/1 maddesi uyarınca tayin ve takdir olunan 1.800,- TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak bu davacılara verilmesine,
8-Davacı tarafından yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİNE,
Dair; davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzlerine karşı gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde YARGITAY NEZDİNDE temyizi kabil olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 27/12/2021 27/12/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim ….
¸e-imza