Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/143 E. 2021/1085 K. 12.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/143 Esas
KARAR NO : 2021/1085

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 23/09/2014
KARAR TARİHİ : 12/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalılardan …..Bankası ….. Şubesi’nde bulunan kredili mevduat hesabından … tarihinde saat 14:10 sıralarında müvekkiline gönderilen e-postada söz konusu kredili mevduat hesabında 29.850.00-TL’nin …..’nun ….. Bankası ….. Şubesinde bulunan hesabına EFT yapıldığının bildirildiğini, müvekkili şirketin hemen …..Bankasını aradığını ve herhangi bir EFT talimatının bulunmadığını ve yapılan işlemin iptal edilmesini talep ettiğini, aradan bir süre geçtikten sonra davalı bankanın 50.000,00-TL gibi 2. bir EFT işleminin de davacının …. Şubesinde bulunan hesabına yapıldığının söylendiğini, bu işlemin de iptal edilmesinin talep edildiğini, müvekkili …. Şubesine vardığında, bu şubedeki hesabına gönderilen 50.000,00-TL’nin 34.500,00-TL’sinin …..’ın … Bank A.Ş nezdindeki hesaba havale edildiğini, kalan 15.700,00-TL’nin ise müvekkili …. Şubesinde iken bloke konulan paranın çekilmesi yönünde teşebbüslerin devam ettiği ancak bloke nedeniyle belirtilen miktarın çıkışının önlendiğini, her iki para çekilme işleminin …. İP numarasından gerçekleştirildiğini,müvekkilinin Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığına … soruşturma numarası ile şikâyette bulunduğunu, müvekkilinin bilgisi ve izni dışında internet yoluyla yapılan işlemlerde davalı bankalar nezdindeki hesaplarına tanımlanmış … numaralı cep telefonuna … No.’lu şifre ile yapılan işleme onay sağlayan …. No.lu şifre (işlem şifresi)’nin gelmediğini, müvekkilin internet bankacılığı işlemlerinde kullandığı bilgisayarlarına anti virüs programının yüklü olduğunu, internet bankacılığında kullanılan müşteri numarası, kullanıcı kodu, şifre, parola gibi kişisel bilgilerinin de hiçbir kimseyle dolayısıyla internet dolandırıcıları ile paylaşılmasının söz konusu olmadığını, davaya konu olmuş usulsüz işlemleri yapan kişi veya üçüncü kişilerle el ve işbirliği yapmasının söz konusu olmadığını, davalıların, nezdlerinde bulunan paranın güvenliğini tam olarak sağlamadığını, kötü niyetli kişilerin işlemlerine karşı koruyamadığını, bu kişilerin işlem ve işlemlerine karşı koruyacak etkili mekanizmayı, güvenlik önlemini geliştirmediği için oluşan müvekkil zararından sorumlu olduğunu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 16/01/2013 tarihli kararına göre de bankaların sorumlu olduğunu, müvekkilinin, banka kayıtlarındaki olumlu sicilini düşünerek 64.150,00-TL’yi 15/08/2014 tarihinde ihtirazi kayıtla ödemek zorunda kaldığını, davalı …..Bankası’nın, 29.850,00-TL’ yi dava açıldıktan sonra müvekkilin hesabına iade ettiğinden bu miktar üzerinde ayrıca yargılama gideri ve vekâlet ücreti gerektiğini, öne sürülmekte ve 64.150,00-TL’nin müştereken ve müteselsilen (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı …..Bankası A.Ş oluşan zararın tamamından, davalı … Bankası A.Ş 34.300,00-TL miktar ile sorumlu olacak şekilde) 13/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkiline verilmesine karar verilmesini,yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … Bankası Aş. Vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı şirketin hesabından, 34,300,00-TL’nın …. bank nezdindeki dava dışı ….. hesabına gönderildiği ve davacı şirketin bu işleme vaki itirazı üzerine yapılan görüşmelerde, ilgili tutarın çekildiğinin tespit edildiğini, davacıya söz konusu işlem için sistemde kayıtlı telefonuna IB girişi için … gönderildiğini, ancak davacının hesabı 150.000,00-TL ve üzeri limit tanımlı olduğundan işlem için OTP gönderilemediğini, yine, IB giriş IP bilgilerinin müşterinin sürekli kullandığı IP ile aynı olduğunun tespit edildiğini, yani 34.300,00-TL’lik EFT işleminin, davacının cep telefonuna gönderilen parola ile sürekli kullandığı IP üzerinden gerçekleştirildiğini, davacının işlemlerin rızası hilafına bilgisi dışında gerçekleştiği yönündeki iddialarının inandırıcılıktan uzak göründüğünü, müvekkili bankanın internet bankacılığı sisteminin güvenliği bakımından hiçbir zafiyet bulunmadığını, bir an için davacının internet bankacılığında kullandığı verilerin kötü niyetli 3.kişilerin eline geçtiği düşünüldüğünde ise bu hususta bankaya atfı kabil herhangi bir kusur bulunmadığını, bankaların, kendi denetimi altında olmayan, internet ortamına açık müşteri bilgisayarlarının ya da cep telefonlarının güvenliğini sağlamalarının teknik bakımdan olasılık dahilinde olmadığını, davacının kusurlu eylemleriyle uğramış olduğu zararlardan bizzat kendisinin sorumlu olduğunu, müvekkili bankanın herhangi bir tazmin yükümlülüğünün bulunmadığını, davaya konu olayda davacıya ait kişisel bilgilerin, davacının cep telefonuna ve/veya bilgisayarına kötü niyetli kişilerce erişilerek davacının sorumluluk alanından elde edilmiş olduğunun açık olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı …..Bankası Aş vekili cevap dilekçesini özetle; Husumet yöneltilmesi gereken tarafın, davacının haklarında Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturması başlatılmış olan internet yolu ile dolandırıcılık yaptıkları iddia edilen şüpheliler olduğunu, müvekkili bankanın husumet ehliyetinin mevcut olmadığını, EFT işleminin hızlı ve güvenli para transferi için IBAN uygulamasıyla gerçekleşen bir sistem olduğu, müvekkili bankanın işin mahiyetine uygun olarak hareket ettiğini, bankanın, internet üzerinden gerçekleşen işlemin ilgilisinin rızası dahilinde olup olmadığını kontrol yükümlülüğünün mevcut olmadığını, müvekkili bankanın eksik-özensiz veya kendisine kusur atfedilebilecek denetimsizliğinden kaynaklanan bir davranışının mevcut olmadığı, kaldı ki müvekkili bankanın üzerine düşen özeni yerine getirdiğini, şahsı işlemin yapıldığı dakikalarda posta ile bilgilendirdiğini, internet bankacılığı kullanımında, müvekkili banka tarafından verilen şifrenin güvenliğini sağlama yükümlülüğünün davacıya ait olduğunu, müvekkili bankanın iş sahasına girmeyen ve müdahale edemeyeceği bir zarar kaleminin talep edildiğini , daha sonra müvekkili banka haberdar olmakla birlikte kendi kusuru ile sebebiyet vermediğini, internet bankacılığı sebebiyle oluşmuş 29.850,00-TL tutarındaki maddi zararın “müşteri memnuniyeti” çerçevesinde iyi niyetli bir şekilde 13/11/2014 tarihinde müşteri hesabına yatırdığını, aynı tarihte gerçekleşen ikinci EFT işleminin 50.000,00-TL olduğunu, fakat bu işlemin davacının … şubesinde bulunan kendi hesabına yapıldığını, bahsedilen tutarın hâlâ fiili olarak davacının mal varlığında göründüğünü, bu aşamadan sonra … den … bankasına gerçekleşen EFT işleminin sorumluluğunun ise müvekkili bankanın olmadığını, diğer bankaları alakadar ettiğini, müvekkili bankanın, ayrıca tüm müşterilerine elektronik imza ve … akıllı anahtar kullanımını opsiyonel olarak sunduğunu, müşteri tarafından talep edilmesi halinde SMS’le tek kullanımlık şifre gönderimi yerine banka tarafından müşteriye teslim edilen akıllı anahtar ya da akıllı telefonlara yüklenecek uygulamalar aracılığıyla üretilecek tek kullanımlık şifre ile internet bankacılığına giriş yapılmasının mümkün olduğunu, kişisel bilgilerinin kötü niyetti 3. kişilerin eline geçmesinde davacının kusurlu olduğunu, dosya kapsamından, davacının kişisel bilgilerinin 3. kişilerce korsan yazılımlar aracılığıyla ele geçirildiğinin anlaşıldığını, davacının internet bankacılığı kullandığı bilgisayarlara ilişkin olarak gerekli güvenlik önlemlerini almamakla tamamen kusurlu davrandığını,bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacının davalı bankalar nezdindeki hesaplarından internet bankacılığı yoluyla 3. Kişi hesabına aktarılan para nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının zararına neden olan internet bankacılığı hizmeti sebebiyle davalıların kusurlarının olup olmadığı, varsa kusur oranlarının ne olduğu, davacının internet şifresi ve diğer bilgilerini saklamakta üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirip getirmediği dolayısıyla müterafik kusurunun bulunup bulunmadığı hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
… İletişim Hizmetleri A.Ş.’den …. numaralı hattın 13/08/2014 tarihindeki HTS kayıtları celp edilmiştir.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini ibraz etmişler, bildirdikleri deliller toplanılmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişiler …., Dr. Ö. … ve Doç. Dr. …. tarafından düzenlenen 11/03/2015 havale tarihli bilirkişi raporunda; Dava konusu somut hadisede, davacı ….. Plastik Ltd. Şti’nin, davalı bankalar …..Bankası ve … Bankası nezdinde bulunan mevduat hesaplarına 13/08/2014 tarihinde İnternet Bankacılığı üzerinden erişim sağlanarak, davacıya ait hesaplardan neticeten 34.300,00-TL paranın dava dışı … bankası nezdindeki bir hesaba aktarılarak çekilmiş olduğunu, davacının mevduatını muhafaza etme sorumluğunun, birer güven ve itibar müesseseleri olan davalı bankalarda olduğunu, raporlarında atıf yapmış oldukları Yargıtay Genel Kurul Kararının, bankaların, internet bankacılığı işlemlerinde dinamik şifre kullandırmadığı dönemdeki davalarla ilgili olduğunu, bankaların ve somut hadisedeki davalı bankaların, internet bankacılığı işlemlerde zorunlu olarak dinamik şifre uygulamaya başlayıp dinamik şifreyi hesap sahiplerinin cep telefonlarına sms mesajı olarak göndererek tedbir almalarından sonra, dolandırıcıların bu defa cep telefonlarının SİM kartlarını sahte kimlikle klonlayıp dinamik şifreyi gene ele geçirdiklerini, raporlarında atıf yapmış oldukları Yargıtay …. Hukuk Dairesinin örnek kararının bu tür dolandırıcılık hadiseleriyle ilgili olduğunu, bankaların, cep telefonlarına ait SİM kartlarının klonlanmasını engelleyen tedbirinden sonra, dolandırıcıların, bu defa, artık hesap sahiplerine ait cep telefonlarının kontrolünü ele geçiren yöntemler uygulamaya başladıkları ve dinamik şifreyi ele geçirerek hesapları boşalttıkları, her iki davalı bankanın dinamik şifreyi cep telefonuna sms mesajı olarak gönderme yöntemlerinin, BDDK Tebliğine uygun, ancak dinamik şifre üreten cihazlar (şifrematik) ve Elektronik İmza Kanunuyla tanımlanmış olan ” Elektronik İmza” kadar güvenli bir yöntem olmadığını, olayın ortaya çıkmasında bu hususun en önemli etken olduğunu, zira cep telefonlarının, tıpkı hesap sahiplerine ait bilgisayarlarda olduğu gibi, dışarıdan müdahalelere açık cihazlar olduğunu , keza, bankaların, dinamik şifreyi cep telefonuna SMS mesajı olarak gönderirken kendilerine ait olmayan bir altyapıyı (servis sağlayıcılar: …..,) ve kendilerine ait olmayan cihazları (cep telefonlarını) kullandıklarını, davalı … Bankası tarafından, ihtilaflı 29.850,00-TL’nin, dava açıldıktan sonra 13/11/2014 tarihinde, davacı şirketin mevduat hesabına alacak kaydedilmek suretiyle, davacı şirkete iade edilmiş olduğunu, bu itibarla davacının bu tutar bakımından davalı …..Bankasına karşı talebinin konusuz kaldığını, statik IP bilgilerine göre, dava konusu işlemlerin davacı sistemlerinden yapıldığının hususlarından hareketle, takdiri tamamen Mahkemeye ait olmak üzere, dava konusu hadisede, gerek davacının, gerekse davalılar …..Bankası ve …. Bankasının kusurlarının bulunduğu ve oluşan 34.300,00-TL’lik zarardan davacının müterafik kusuruna göre belirlenecek tutar düşüldükten sonra davalı bankaların müteselsilen sorumlu olacakları tespit ve kanaatine ulaşıldığını, raporlarında, davacının başvurusu üzerine Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan (….) Soruşturma Dosyası ile ilgili bilgilerin yokluğunda tanzim edildiğinden, davacının müterafik kusur oranı, davalıların kusur oranları ve rücu ilişkisinde sorumluluklarının belirlenmesi konusunda bir öneri yapılamadığını, ancak, heyetlerindeki bilirkişi …., İnternet bankacılığı dolandırıcılıklarında gerekli tüm bilgilerin zaten davacı hesap sahiplerinin sisteminden ele geçirildiğini, esas problemin işlem yapan kişinin gerçek hesap sahibi olup olmadığının tespiti noktasında kimlik belirlemedeki zaafiyet olduğu noktalarından hareketle, davacının müterafik kusuru olduğu görüşüne katılmamakta ve ihtilaf konusu 34.300,00-TL’lik tutardan davalı bankaların sorumlu olduğunu bildirdikleri görülmüştür.
Bilirkişiler …, Dr. Ö. ….ve Doç. Dr. … tarafından düzenlenen 18/06/2015 havale tarihli Ek bilirkişi raporunda;… tarafından gönderilen arama kayıtlarında … numaralı hatta gönderilen SMS’ler ve yapılan aramalar listelenmediğinden bankalar tarafından SMS gönderilip gönderilmediğinin tespiti mümkün olmadığını, banka tarafından gönderilen SMS’ lerin, kullanım detayları incelendiğinde … numaralı hatta yönlendirilmiş olması mümkün olmakla birlikte, yazı sadece giden iletişimi gösterdiğini, gelen arama ve SMS’ler hakkında bilgi olmadığı için, bankanın SMS gönderip göndermediği, ya da bu SMS gelir gelmez SMS gönderilip gönderilmediğine dair bir tespit yapılamadığını, 11/03/2015 tarihli kök raporlarına ilave bir değerlendirme yapacak bilgi ya da belge yer almadığını bildirdikleri görülmüştür.
Bilirkişiler …, Dr. Ö. … ve Doç. Dr. … tarafından düzenlenen 28/01/2016 havale tarihli 2. Ek bilirkişi raporunda; halen devam etmekte olan Ceza davası doyasında ki verilerin, suç örgütünün, davacı şirketin yanı sıra, çok sayıda başka mağdurların da hesaplarını ele geçirdiğini, hesapların yanı sıra, mağdurlara ait akıllı cep telefonlarının ve bu arada davacı şirkete ait …. no.lu telefonun da dolandırıcılar tarafından … (…) virüsü vasıtasıyla ele geçirilmesi suretiyle, banka tarafından mağdurun cep telefonuna gönderildiği zannedilen tek kullanımlık şifrenin kendi telefon numaralarına yönlendirilmesin) sağladıkları, virüsün çalışma şekli itibariyle mağdurların kendi telefonlarına gelen tek kullanımlık şifreyi göremedikleri anlaşıldığını, öte yandan, dolandırıcılar ile davacı erişimlerinin aynı IP üzerinden yapılmış olması hususu ile ilgili olarak bir tespit yapılıp yapılmadığı konusunda Ceza Dosyasında bir bilgi bulunmamakla birlikte, son derece mütekamil bir metod (…) uygulayan dolandırıcılar için, bilgisayar ağına sızmalarının güç olmayacağı düşünülmekte olduğunu, sonuç olarak, davacının, mevcut dosya kapsamı ve soruşturma dosyasındaki bilgi ve belgeler değerlendirildiğinde müterafik kusurunun bulunmadığı kanaati oluştuğunu, bu itibarla, takdiri Mahkemeye ait olmak üzere, davalılar …..Bankası ve … Bankasının kusurlarının bulunduğu ve oluşan 34.300,00-TL’lik zarardan davalı bankaların müteselsilen sorumlu olacaklarını bildirdikleri görülmüştür.
Mahkememizin … esas 01/06/2016 tarih … Sayılı kararı ile; “…havale işlemini gerçekleştiren sanıklar hakkında internet yolu ile hırsızlık suçundan İstanbul .. Asliye Ceza Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyası derdest olup, davalılar, nezdlerindeki hesaplarda bulunan paranın üçüncü kişilerce internet yöntemleriyle usulsüz olarak havale edilmesinde davacının bu kişiler ile işbirliği içinde olduğunu ispatlayamadığından ve yukarıda yapılan açıklamalar ışığında sorumluluk kendilerinde bulunduğundan müşterisinin kendilerine tevdi ettiği parayı iade etmelerinin gerekli olduğu” gerekçesiyle “Davanın kabulü ile 34.300,00 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalı …..Bankası tarafından 29.850,00-TL dava açıldıktan sonra iade edildiğinden konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, konusuz kalan davada davalı banka haksız olduğundan buna ilişkin yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalı bankadan tahsiline ” karar verilmiştir.
Mahkememizden verilen kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin …. esas 25/06/2018 tarih …. karar sayılı kararında özetle;”…somut olayda, davacının davalı …..Bankası A.Ş nezdindeki banka hesabından 13.08.2010 tarihinde bilgi ve talimatı olmadan 50.000 TL’nin davalı … Bankası A.Ş. nezdindeki banka hesabına aktarıldığı, bu hesaptan da yine bilgi ve talimatı olmadan 50.000 TL’nin 34.300 TL’sinin dava dışı …. Bankası’nda bulunan bir başka kişinin hesabına eft yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda, ilk işlemin gerçekleştirildiği davalı …..Bankası A.Ş’nin davacıya ait hesapta bulunan paranın davacının rızası dışında diğer davalı … Bankası A.Ş’de bulunan hesabına aktarılmasından sorumlu olup, diğer davalı … Bankası A.Ş’ye husumet yöneltilemeyeceği hususu dikkate alınmaksızın yazılı şekilde anılan davalı yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmeyip bozmayı gerektirmiştir” demek suretiyle mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce bozma sonrası yapılan yargılama sırasında usul ve yasaya uygun bulunan Yargıtay bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yargılamaya devam olunmuştur.
Davacı vekili 25/01/2019 tarihli celsede davalılardan …..Bankası A.Ş’nin Yargıtay ilamı doğrultusunda dosya borcunun tamamını ödediğini, alacaklarının kalmadığını, bu davalı yönünden vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini beyan ettiği, yine aynı celsede davalı … vekilinin Yargıtay kararı doğrultusunda müvekkili yönünden davanın reddine karar verilmesini, ayrıca davanın açılmasında müvekkilinin sebebiyet vermediğini, bu nedenle vekalet ücreti taleplerinin olduğunu beyan ettiği görülmüştür.
BOZMA ÖNCESİ YARGILAMA VE GEREKÇE:
Mahkememizin … Esas 25/01/2019 tarih …. Sayılı Kararı ile;
“… davacı vekili her ne kadar 64.150,00-TL’nin müştereken ve müteselsilen (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı …..Bankası A.Ş oluşan zararın tamamından, davalı ….. Bankası A.Ş 34.300,00-TL miktar ile sorumlu olacak şekilde) 13/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiş ise de; davacı vekilinin 25/01/2019 tarihli celsesinde …..Bankası A.Ş’nin Yargıtay ilamı doğrultusunda dosya borcunun tamamını ödediğini, alacaklarının kalmadığını, bu davalı yönünden vekalet ücreti taleplerinin olmadığını, aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmemesine karar verilmesini beyan etmesi üzerine davanın konusuz kaldığı” gerekçesiyle konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
BOZMA SONRASI YARGILAMA VE GEREKÇE:
Mahkememizin … Esas … Karar sayılı dosyasından verilen 25/01/2019 tarihli kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiş ve Yargıtay …. Hukuk Dairesi’nin …. esas 22/10/2020 tarih … karar sayılı kararı ile: “… Dairemizin … Esas … Karar sayılı bozma ilamında, davacının davalı …..Bankası A.Ş. nezdindeki banka hesabından 13.08.2010 tarihinde bilgi ve talimatı olmadan 50.000 TL’nin davalı ….. Bankası A.Ş. nezdindeki banka hesabına aktarıldığı, bu hesaptan da yine bilgi ve talimatı olmadan 50.000 TL’nin 34.300 TL’sinin dava dışı … Bankası’nda bulunan bir başka kişinin hesabına eft yapıldığı, bu durumda, ilk işlemin gerçekleştirildiği davalı …..Bankası A.Ş’nin davacıya ait hesapta bulunan paranın davacının rızası dışında diğer davalı ….. Bankası A.Ş.’de bulunan hesabına aktarılmasından sorumlu olduğu, diğer davalı ….. Bankası A.Ş.’ye husumet yöneltilemeyeceği hususu dikkate alınmaksızın anılan davalı yönünden de davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı belirtilmiştir. Mahkemece Dairemiz bozma ilamına uyulmasına karar verilmiş olmasına rağmen, davalı ….. Bankası A.Ş. yönünden husumetten red kararı verilmesi gerekirken, anılan davalı lehine oluşan usuli müktesep hakkı ihlal edecek şekilde diğer davalı … Bankası A.Ş. tarafından yapılan ödeme sebebiyle davanın konusuz kaldığı gerekçesi ile karar verilmesine yer olmadığı yönünde hüküm tesisi doğru olmamış” denilerek mahkememiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce usul ve yasaya uygun bulunan bozma ilamına uyulmasına karar verilmiştir.
Hüküm tarihinde geçerli olan A.A.Ü.T.’nin 7/2 maddesi “Davanın dinlenebilmesi için kanunlarda öngörülen ön şartın yerine getirilmemiş olması ve husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesinde, davanın görüldüğü mahkemeye göre tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde yazılı miktarları geçmemek üzere üçüncü kısımda yazılı avukatlık ücretine hükmolunur.” hükmünü içermektedir.
Tüm dosya kapsamı ve Yargıtay bozma ilamı birlikte değerlendirildiğinde; Davacının davalı …..Bankası A.Ş. nezdindeki banka hesabından 13.08.2014 tarihinde bilgi ve talimatı olmadan 50.000 TL’sinin davalı ….. Bankası A.Ş. nezdindeki banka hesabına aktarıldığı, bu hesaptan da yine bilgi ve talimatı olmadan 50.000 TL’nin 34.300 TL’sinin dava dışı … Bankası’nda bulunan bir başka kişinin hesabına eft yapıldığı, bu durumda, ilk işlemin gerçekleştirildiği davalı …..Bankası A.Ş’nin davacıya ait hesapta bulunan paranın davacının rızası dışında diğer davalı ….. Bankası A.Ş.’de bulunan hesabına aktarılmasından sorumlu olduğu, diğer davalı ….. Bankası A.Ş.’ye husumet yöneltilemeyeceği anlaşılmakla; Davacı vekili her ne kadar 64.150,00-TL’nin müştereken ve müteselsilen (tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla davalı …..Bankası A.Ş oluşan zararın tamamından, davalı ….. Bankası A.Ş 34.300,00-TL miktar ile sorumlu olacak şekilde) 13/08/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep etmiş ise de; davacı vekilinin 25/01/2019 tarihli celsesinde …..Bankası A.Ş’nin Yargıtay ilamı doğrultusunda dosya borcunun tamamını ödediğini, alacaklarının kalmadığını, bu davalı yönünden vekalet ücreti taleplerinin olmadığını beyan etmesi nedeniyle nedeniyle davalı … Bankası A.Ş. Aleyhine açılan dava ödeme nedeniyle konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı ….. Bankası A.Ş. aleyhine açılan davanın husumet yönünden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Davacı tarafça davalı … Bankası A.Ş. aleyhine açılan dava ödeme nedeniyle konusuz kaldığından ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Davalı ….. Bankası A.Ş. aleyhine açılan davanın HUSUMET YÖNÜNDEN REDDİNE
3-Bozmadan önce harç tahsil müzekkeresi yazıldığından harç tayinine yer olmadığına,
4-Talep edilmediğinden davalı …..Bankası A.Ş yönünden davacı yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,
6-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Davalı …..Bankası A.Ş’nin yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
8-Davalı ….. Bankası A.Ş tarafından yapılan 50,00 yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
9-Davalı ….. Bankası A.Ş kendini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
Dair davalı … A.Ş vekilinin yüzüne karşı diğer tarafların yokluğunda gerekçeli kararın kendilerine tebliğinden itibaren 15 GÜN içinde Yargıtay nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/11/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim ….
¸e-imza