Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/135 E. 2021/529 K. 28.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/135 Esas
KARAR NO : 2021/529

DAVA : Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 12/02/2021
KARAR TARİHİ : 28/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Ticari İlişkiden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil şirketin …. İlçesinde kurulu olduğunu, inşaat, hafriyat, yok bakım vs işi ile iştigal eden bölgede tanınan bir şirket olduğunu, müvekkil şirketine davalı … Ulaşım A.Ş. Tarafından Bakırköy … İcra Müdürlüğü dosyasından ilamsız takiplerde ödeme emri gönderildiğini, takibe dayanak olarak faturalar gösterildiğini ancak müvekkil şirketin bu faturalara dayalı ya da başka bir sebebe dayalı bir borcu bulunmadığını, davalı ile müvekkil arasında faturaya imza ya da herhangi bir sözleşme de olmadığını, bu durumun defter incelemesiyle ortaya çıkacağını, müvekkilin davalı ile hiçbir hukuki veya ticari ilişkisi bulunmadığını, müvekkile çekilen ihtarnameye cevaplarında faturaları kabul etmediklerini bildirmelerine rağmen kötü niyetli olarak takibe geçildiğini, takibi kesinleştirip müvekkilin banka hesaplarına haciz yazıları yazılarak ve müvekkilin çalıştığı şirketleri bularak 89/1 haciz ihbarnameleri gönderildiğini, menfi tespit davasının arabuluculuğa tabi olmadığını, bu nedenlerle icra takibinin durdurulmasına, alacağın %15 inden fazla olmamak kaydı ile teminatla ihtiyati tedbir kararı verilmesine, icra dosyasında borçlu olmadıklarına karar verilmesine, davalı aleyhine %20 den az olmamak koşuluyla kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iş makinesi kira sözleşmesinden doğan borcuna istinaden faturalar düzenlendiğini ve davacı şirket çalışanına gönderildiğini, ödeme yapılmaması üzerine noterden ihtarname çekildiğini, ihtarnameye itiraz edildiğini ve müvekkil şirkete kira bedelinin ödenmediğini, bunun üzerine icra takibi başlatıldığını ve takibin kesinleştiğini, davanın yetkisizlik nedeniyle reddinin gerektiğini, davanın arabuluculuk dava şartı yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, davacı tarafın müvekkil şirketle herhangi bir ticari ilişkisi bulunmadığı beyanının gerçeği yansıtmadığını, taraflar arasında her iki tarafın imzasını taşıyan belgeler bulunduğunu, davacı şirketin SGK’lı çalışanı tarafından imzalanmış ve teslim alınmış tesellüm tutanaklarının mevcut olduğunu, ticari defter ve kayıtların incelenmesi taleplerinin olduğunu, bu nedenlerle dosyanın yetkili İstanbul Mahkemelerine gönderilmesine, davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine, davanın esastan reddine, alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, taraflar arasındaki sözleşme ilişkisinden kaynaklı olarak davacı tarafından borçlu olmadığının iddia ettiği faturalardan kaynaklı menfi tespit davasına ilişkindir.
Mahkememizce öncelikle davalı yanın yetki ilk itirazının incelenmesi gerekmiştir. Davalı vekili yasal cevap süresi içerisinde yetki ilk itirazında bulunmuştur. Taraflar arasında ihtilafsız olan İş Makinesi Kiralama Sözleşmesinin 11. Maddesinde taraflar arasındaki uyuşmazlıkların çözümünde İstanbul Mahkemelerinin yetkili olacağı düzenlenmiştir.
6100 sayılı HMK’nun yetki sözleşmesinin düzenlendiği 17’nci maddesinde; “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça dava sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” denilmektedir. Bu maddeyle münhasır yetki sözleşmesi yapabilme imkânı getirilmiştir. Münhasır yetki sözleşmesinden; tarafların yetki sözleşmesi ile belirlenen mahkemenin dışında başka bir mahkemede dava açmama konusunda anlaşmış olmaları hâli anlaşılmalıdır. Başka bir deyişle, yetki sözleşmesinde taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça sözleşme ile belirlenen mahkeme veya mahkemelerin münhasır yetkili olduğu kabul edilmiştir. Taraflar şayet kanunla yetkili kılınan genel ve özel mahkemelerin yetkisinin de devam etmesini istiyorlarsa bu hususu ayrıca sözleşmede kararlaştırmaları gerekir. Burada vurgulanması gereken önemli hususlardan biri de HMK.nun 17’nci maddesinde öngörülen yetki sözleşmesinde belirlenen mahkeme ya da mahkemelerin münhasır hâle gelmesi kuralı ile kesin yetki kuralının birbirine karıştırılmaması gereğidir. Zira, yetkinin kesin olduğu hallerde yetki sözleşmesi yapılamaz (HMK’nın 18/1. Md.).
Somut olayda, davacı vekili dilekçesi ile taraflar arasındaki sözleşme kapsamında verilen hizmetlerin karşılığı olarak düzenlenen faturalardan davacının borçlu olmadığına ilişkin menfi tespit istemiş ise de, tarafların tacir olduğu, davanın tarafların serbestçe tasarruf edebileceği dava türlerinden olması karşısında yetki ilk itirazının süresinde yapıldığı da gözetilerek münhasır yetki anlaşması nedeniyle HMK’nun 17.maddesi uyarınca mahkememizin yetkisizliği karşısında davanın usulden reddine, yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğuna ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada; yetkili ve görevli mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olması nedeni ile mahkememizin YETKİSİZLİĞİNE,
2-Yetkisizlik nedeni ile dava dilekçesinin REDDİNE,
3-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin yetkisizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğinin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
4-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın yetkili ve görevli İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere İstanbul Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 28/04/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim ….
¸e-imza