Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/115 E. 2021/150 K. 11.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/115 Esas
KARAR NO : 2021/150

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/02/2021
KARAR TARİHİ : 11/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 11/02/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı …, müvekkili şirketten, farklı tarihlerde toplamda 119.550,60 -TL tutarında tıbbi medikal ürün satın aldığını, davalı tarafından satın alınan tüm ürünler faturalanmış ve davalıya teslim edildiğini, faturalara ilişkin tarih, tutar, seri ve sıra numarası bilgileri aşağıda ayrılntılı olarak yazılan ;18/06/2019 tarihinde 6.264,00 -TL tutarında Seri .., Sıra … numaralı fatura, 19/07/2019 tarihinde 1.814,40- TL tutarında Seri .., Sıra … numaralı fatura, 22/07/2019 tarihinde 1.814,40 -TL tutarında Seri …, Sıra … numaralı fatura, 06/08/2019 tarihinde 1.846,80 -TL tutarında Seri …, Sıra … numaralı fatura,
06/09/2019 tarihinde 1.846,80 -TL tutarında Seri …, Sıra … numaralı fatura, 19/09/2019 tarihinde 1.879,20 -TL tutarında Seri …, Sıra …. numaralı fatura, 23/09/2019 tarihinde 1.069,20 -TL tutarında Seri …, Sıra …. numaralı fatura, 01/10/2019 tarihinde 1.539,00 -TL tutarında Seri …, Sıra … numaralı fatura, 07/10/2019 tarihinde 2.138,40 -TL tutarında Seri …, Sıra … numaralı fatura, 10/10/2019 tarihinde 2.138,40 -TL tutarında Seri …, Sıra …. numaralı fatura, 11/11/2019 tarihinde 97.200,00 -TL tutarında Seri …, Sıra … numaralı fatura, olmak üzere davalı, toplam 119.550,60 -TL tutarında tıbbi medikal ürün satın aldığını, ancak söz konusu fatura alacağı, davacı müvekkil şirkete ödenmediğini, bunun üzerine davalı hakkında Gaziosmanpaşa …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasıyla, faturaya dayalı olarak 119.550,60 -TL asıl alacak ve 24.529,65 -TL işlemiş yıllık reeskont avans faizi toplamı 144.080,25 -TL’nin tahsili amacıyla genel haciz yoluyla takip yapıldığını, ; (Avukatlık ücreti, harç ve masrafalar hariç) davalı 01/12/2020 tarihinde borca, faize ve fer’ilerine itiraz ederek takibi durdurmuştur. Ancak yine davalı borçlu 31/12/2020 tarihinde 119.550,60 -TL asıl alacak borcunu müvekkil şirketin hesabına yatırdığını, fakat davalı borçlu tarafından faize, fer’ilerine ve avukatlık vekalet ücretine ilişkin bir ödeme yapılmadığını, icra takibine konu dosya borcu tam yatırılmadığını ve dosyada bakiye borç kaldığını, davalı tarafın takibi durdurması üzerine icra takibine konu borçtan kalan bakiye borcun tahsili için öncelikle arabulucuya müracaat edildiğini, ancak davalı taraf toplantılara katılım sağlamadığını ve söz konusu dosya anlaşamama neticesi ile kapandığını ileri sürerek, borçlunun yaptığı haksız ve hukuka aykırı İTİRAZIN İPTALİ ile TAKİBİN DEVAMINA KARAR VERİLMESİNİ, borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan takip konusu alacağın % 20’DEN AZ OLMAMAK ÜZERE İCRA İNKÂR TAZMİNATINA MAHKÛM EDİLMESİNE, dava harç ve masrafları ile vekâlet ücretinin karşı yana tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; Gaziosmanpaşa …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasındaki 53.114,55 TL tutarındaki vekalet ücreti, faiz , harç ve dosya masrafı alacağına ilişkin olarak genel haciz yoluyla yapılan takibe vaki itirazın iptali ile takibin devamına, %20 icra inkar tazminatına karar verilmesi istemine ilişkindir.
HMK madde 138 uyarınca dava şartları ve ilk itirazlar dosya üzerinden karar verilebileceği dikkate alınarak mahkememizce öncelikle dava şartları incelenmiştir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Davacının tüzel kişi tacir olduğu ve alacak talebinin ticari işletmesini ilgilendirdiği; ancak, davalının kamu idaresi olup, tacir olmadığı görülerek, ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen dikkate alınması gerektiğinden HMK 138 maddesindeki düzenleme de gözetilerek HMK’nın 115/2.maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine ve görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davanın, dava şartı olan 6100 Sayılı HMK’nın 114/1-c maddesinde düzenlenen görev yönünden usulden reddi ile MAHKEMEMİZİN GÖREVSİZLİĞİNE,
2- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, kararın kesinleşmesine müteakip talep halinde, dosyanın ve eklerinin yetkili ve görevli mahkeme olan BAKIRKÖY NÖBETÇİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,
3- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 1. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi halinde, dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesine,
4- 6100 Sayılı HMK nın 20/1. maddesi 2. cümlesi uyarınca, taraflardan herhangi birinin kararın kesinleşmesinden itibaren iki (2) haftalık yasal süre içerisinde Mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmemesi halinde, dava dosyasının re’sen ele alınarak, açılmamış sayılmasına karar verilmesine, bu hususun taraflara ihtaratına, (Gerekçeli hükmün tebliği ile ihtaratına)
5- 6100 Sayılı HMK nın 331/2.nci maddesi 1. cümlesi uyarınca, bu dava dosyasına ilişkin harç ve yargılama giderlerinin görevli ve yetkili mahkemede değerlendirilmesine,
6- Dava dosyasının kesinleşmesi üzerine, iki (2) haftalık yasal süre içerisinde, taraflardan herhangi birinin, ilgili mahkemeye dava dosyasının gönderilmesini talep etmemesi halinde, ilgili dava dosyasının mahkeme Yazı İşleri Müdürü tarafından mahkeme hakiminin önüne getirilmesine,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi.11/02/2021

Katip …
E imzalıdır

Hakim …
E imzalıdır