Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/114 E. 2021/1063 K. 08.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/114 Esas
KARAR NO : 2021/1063

DAVA : İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 05/02/2021
KARAR TARİHİ : 08/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 08/12/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Ticari yaşamını tekstil ürünleri sektöründe sürdürmekte olan müvekkil şirketin, yine tekstil alanında faaliyet gösteren davalı şirket ile ticari ilişkisi bulunduğunu, buna göre davalı firmanın müteahhit sıfatıyla muhtelif tarihlerde imzalandığını, fason sözleşmeleri ile iş sahibi müvekkili şirketin tekstil ürünlerine yönelik modellerine baskı, nakış, taş, elişi, ütü-paket vb. belirli bir kalitede uygulama işini üstlendiğini, taraflar arasındaki ticari ilişkinin işleyişi itibarıyla davalı firma tarafından sağlanan ürün ve hizmetler karşılığı avans ödemeleri yapılmakta, alınan mal ve hizmet bedelleri açık hesap alacak bakiyesinden düşüldüğünü, davalı firmanın yaptığı baskı ve sair işlerin sözleşme ile belirlenen kalite standartlarına uymadığı laboratuvar raporu ile saptandığı durum davalı firmaya 23.06.2020 tarihli elektronik posta ile bildirilmesine rağmen davalı firmanın ayıbı gidermediğini, bu şekilde davalı firma edimlerini yerine getirmediğini, avans bakiyesini geri ödemeye yanaşmadığını, davalı yana yapılan avans ödemelerine göre açık hesap bakiyesinde davalı firmadan 247.806,57-TL alacaklı olan müvekkili firmanın, alacağını sulh yoluyla tahsili mümkün olmayınca, Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyası tahtında davalı şirket aleyhine icra takibi başlatıldığını ve tanzim edilen örnek No:7 ödeme emri davalı yana tebliğ ettirildiğini, davalı yan usulüne uygun olarak tebliğ edilen ödeme emri kapsamındaki alacağın tamamına süresi içerisinde haksız ve kötü niyetli olarak itiraz edildiğini, takibin itiraz üzerine İcra Müdürlüğü’nce durdurulduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına hükmedilmesini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının taleplerinin konusuz ve haksız kazanç elde etmeye matuf olduğunu, davacı şirketin bir taraftan icra takibine girişmesine karşın diğer taraftan müvekkili şirketin ilgili birimleri sürekli iletişimde kaldığını, ürünlerin ayıplı olduğu iddia edilmesine karşın ürünlerin teslim alınmak istendiğinin bildirildiğini, davacının ayıplı olduğunu iddia ürünleri teslim almak istediğini bildirdiği, ürünleri almak adına müvekkili şirkete çalışan gönderildiği ve davacı şirket çalışanı … tarafından 43.416 adet ürün olmak üzere 230.538,96-TL ‘lik fatura altına imza atılmak suretiyle teslim alındığı, davacı şirketin eylemleri göz önüne alındığında açıkça müvekkili şirkete zarar verme kastı ile hareket edildiğinin ortada olduğu davanın reddine, davacı tarafça haksız ve kötü niyetli olarak takip başlatılması nedeniyle, davacı tarafın takip konusu miktarın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatı ödemesine her türlü yargılama gideri ile vekâlet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; Alacaklı davacı şirketin davalı şirket hakkında 247.806,57-TL toplam ve asıl alacağa yıllık %13,75 avans faizi ile borçludan tahsilini talep ettiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından 25/08/2020 tarihinde dilekçeyle itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi heyeti S.M.M.M. … ve Tekstil Mühendisi ….’un 13/09/2021 trihli raporunda özetle; Davacı tarafından davalı aleyhine Bakırköy … lcra Müdürlüğü .. E. sayılı dosyası ile 18.08.2020 tarihinde 247.806,57.TL tutarında asıl alacak için icra takibi başlatıldığı görüldüğü, icra takibinde borcun sebebine Açık hesaba dayalı ticari alacaklar (ekli faturalar ve ödeme belgeleri) 247,806,57.TL olarak yazıldığı, dosya içerisindeki belgeler ve davacı yasal defter kayıtları incelendiğinde, taraflar arasında, cari hesap şeklinde yürütülen bir ticari ilişki olduğu anlaşıldığı, sunulan yasal defter kayıt ve belgelerinin incelenmesi neticesinde; davacı şirket 18.12.2020 tarihinde nevi değişikliği ile Limited Şirket “ten Anonim Şirket *e dönüştüğü, . 2020-2021 döneminde defter-i kebir ve yevmiye defterini elektronik olarak tutmuş, beratları zamanında ve usulüne uygun alındığı , fiziki tutulan envanter defteri açılış noter tasdiki, zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırıldığı, davacı yasal defterlerindeki davalı hesabı, takip talebi tarihinde (18.08.2020) 232.806,50.TL tutarında (borç) bakiyesi verdiği, takip talebinde talep edilen asıl alacak tutarı (247.806,57.TL)ile15.000,07.TL tutarında farklı olduğu, davalı şirket 2020-2021 döneminde defter-i kebir ve yevmiye defterini elektronik olarak tutmuş, beratları zamanında ve usulüne uygun alındığı, fiziki tutulan envanter defteri açılış noter tasdiki, zamanında ve usulüne uygun olarak yaptırıldığı, davalı yasal defterlerindeki davacı hesabının 2020 ve 2021 dönemi hesap durumunun incelenmesi neticesinde, takip talebi tarihinde (18.08.2020)232.806,45.TL tutarında (Alacak) bakiyesi verdiği, fakat, takip talebinden sonra davaya konu 18.02.2021 tarihli … nolu 230.538,96.TL tutarlı faturayla birlikte 2.267,49.TL tutarında (Alacak) bakiyesi ile sonuçlandığı tespit edildiği, davalı tarafından, davacıya düzenlenen 18.02.2021 tarihli … no.lu KDV Dahil 230.538,96.TL tutarındaki faturanın, davalı yasal defterlerinde kayıtlı olduğu ve BS beyannamesi ile beyan edildiği, buna mukabil davacı yasal defterlerinde kayıtlı olmadığı ve BS beyannamesi ile beyan edilmediği anlaşıldığı, davacı tarafın deposunda yapılan yerinde inceleme neticesinde: tarafımızca yapılan tespitte 20.876,76 mt taşlı şeridin Davacı taraf deposunda varlığının tespit edildiği, ancak bu taşlar için anlaşılan miktar ve fiyat hususunda dosya içeriğindeki yetersiz bilgi ve belgelerden bir sonuca varılamadığı; davacı taraf deposunda yapılan sayımda 8689 adet …. model beyaz tshirtün varlığı tespit edilmiş olup bu t’shirtler üzerrinde (… fire ile) bu şeritlerden 4.205,48 mt kullanıldığı tespit edildiği, bu t’shirtler üzerine davalı tarafından yapıldığı iddia olunan taş yapıştırma işlemi sonucu ürünlerin ayıplı hale geldiği; ayıbın satın alınan hizmetten beklenen faydayı ortadan kaldır dığı; nihai alıcıya ürünün bundan sonra satışının mümkün olamayacağı; davacının ticari ilişki kapsamında davalıdan satın almış olduğu hizmetin ayıplı olduğu; ayıbın açık ayıp niteliğinde olduğu; bu ayıp sebebiyle nihai alıcının malı reddedip teslim almaması sebebi ile davacının malı müşteriye satamadığı; davacı tarafın bu mal kendisine teslim edilir edilmez yapması gereken kontrolleri yapmayarak, ayıplı natamam ürünü tamamlatıp, nihai alıcı olan …. firmasına göndererek zararın boyutunun büyümesine sebep olduğu; bu sebeple mahkemece uygun görüldüğü taktirde maliyetin taş yapıştırma işlemi de dahil bu aşamaya kadar olan kısmından davalının; bundan sonraki kısmından ise davacının sorumlu olması gerektiği olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, ticari ilişkiden kaynaklanan fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş inceleme günü taraflar defterlerini incelemeye esas olacak şekilde dosyamıza sunmuşlardır.
Dava, taraflar arasındaki ticari satım ilişkisinden kaynaklanmaktadır. TTK’nın 23/c maddesi uyarınca malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise 2 gün içinde alıcı durumu satıcıya ihbar etmelidir. Şayet açıkça belli değil ise alıcı malı teslim aldıktan sonra 8 gün içinde incelemeli veya incelettirmek ve bu inceleme sonucunda malın ayıplı olduğu ortaya çıkarsa, haklarını korumak için durumu bu süre içinde satıcıya ihbar ile yükümlüdür. Tüm dosya kapsamı esas olmak üzere iddia, savunma, itibar edilen bilirkişi raporuna göre, faturadaki malların davalı tarafça davacıya satıldığı ve teslim edildiği konusunda ihtilaf bulunmadığı, davacı tarafın itirazının malların “ayıplı olarak teslim edildiği ve ayıbın açık ayıp olmadığına” yönelik olduğuna ilişkindir. Mahkememizce alanında uzman bilirkişiden alınan ve hükme dayanak yapılan raporda belirtildiği üzere, davacı tarafından satın alınan malların açık ayıplı olduğu ve buna göre davacı alıcının 6102 sayılı TTK’nun 23/c maddesine göre belirtilen hak düşürücü sürede ve nihayet 2 gün içinde ayıp ihbarında bulunmasının kanuni zorunluluk olduğu, ancak davacı alıcı tarafından teslimden çok sonra ayıp ihbarında bulunulduğu, TBK 223 üncü maddesi gereğince davacı alıcı tarafından malların kabul edilmiş sayılacağı, artık davalı satıcının sattığı malları geri alma zorunluluğu bulunmadığı kanaatine varılmış, davacının hak düşürücü süre içerisinde ihbarda bulunmaması nedeniyle dava hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
Yapılan icra takibinde davacının kötü niyeti ispatlanamadığından davalının tazminat talebi hakkında da ayrıca aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Davalının şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı taleplerinin REDDİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 2.992,89-TL harçtan mahsubuna, artan 2.933,59-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
4-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 25.796,46 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine BIRAKILMASINA,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere TARAF VEKİLLERİNİN yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 08/11/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza