Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1125 E. 2022/88 K. 03.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1125 Esas
KARAR NO : 2022/88

DAVA : Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit)
DAVA TARİHİ : 30/12/2021
KARAR TARİHİ : 03/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 02.03.2022

Mahkememizde görülmekte olan Ticari Nitelikteki Banka Garanti Sözleşmesinden Kaynaklanan Davalar (Menfi Tespit) davasının dosya üzerinde yapılan incelemesi sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müflis …., Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından konkordato mühleti talep ettiğini, 28/09/2018 tarihinde şirkete 3 ay geçici mühlet verildiğini, 27/12/2018 tarihli durulmada geçici mühletin 2 ay uzatılmasına karar verildiğini, Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesi, 21/02/2019 tarihinde …. hakkında kesin mühlet talebini reddettiğini ve şirketin iflasına karar verdiğini, müflis …. Şirketinin, Müvekkili bankanın …. şubesiyle 15/01/2018 tarihli genel kredi sözleşmesi imzaladığını, anılan sözleşmenin 11. maddesine göre, müşterinin ve kefillerin banka nezdinde bulunan tüm hesapları ile menkul kıymetleri, müşteri lehine gelmiş gelecek havaleler, alacakları, her nam altında olursa olsun adına ödenecek hibe ve ödemeler üzerinde rehin hakkı bulunmakta olup, bankanın borçluya ihtarda bulunulmasına gerek olmaksızın alacağa mahsup edebileceği kabul edildiğini, konkordato mühleti boyunca, …. tarafından müvekkil bankaya temlik cirosu ile ciro edilen ve çek tevdi bordrosuyla müvekkili bankaya teslim edilen çeklerin vadesi geldikçe tahsil edildiğini ve davalının borcuna mahsup edildiğini, …., konkordato mühlet yargılaması yapan Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesine başvurarak çek bedellerinin tarafına ödenmesini talep ettiğini, ancak mahkemenin, söz konusu talebin maddi hukuku ilgilendiren bir talep olduğu ve konkordato mühlet yargılamasına konu yapılamayacağı gerekçesiyle reddine karar verdiğini, müflis şirket yetkilisinin aynı talebi iflas idaresine sunduğunu, iflas idaresini hukuka ve mevzuata aykırı olarak şirket yetkilisinin talebini kabul ettiğini, İflas idaresinin kararına karşı Bakırköy …. İcra Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından şikayet yoluna başvurulduğunu, ancak şikayetin haksız bir şekilde reddedildiğini, iflas idaresinin işlemlerine karşı şikayet hakkında verilen karar İcra İflas Kanunu 363. Madde gereğince kesin olduğunu, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasından 06/10/2021 tarihinde düzenlenen ikinci alacaklılar kurulu toplantısında iflas idaresi memurlarının görevine son verildiği için, husumetin Müflis ….’ya izafeten Bakırköy …. İcra Müdürlüğüne yöneltilerek, İflas Müdürlüğünün 22/12/2021 tarihli kararı gereğince müvekkili bankanın borçlu olmadığını talep etme zorunluluğu doğduğunu, İcra hukuk mahkemesinin kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmediğini, iflas müdürlüğünün yetkisini aşan bir karar verdiğini belirterek Bakırköy … İcra ve İflas Müdürlüğünün … Esas müdürlüğünce 22/12/2021 tarihinde verilen karar sebebiyle borçlu olmadığının tespitinie yargılama bitene kadar ihtiyati tedbir kararının teminatsız olarak verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; Bakırköy … İflas Müdürlüğünün kararından kaynaklı menfi tespit istemine ilişkindir.
Bilindiği üzere mahkemenin görevi HMK 114. maddesi gereğince dava şartı olup, mahkemece kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gereken bir husustur.
Yargılama tarihi itibari ile HMK. 114. maddesi çerçevesinde aranan dava şartlarından birisi ise mahkemenin görevli olmasıdır. HMK. 115/1. maddesi uyarınca dava şartlarının mevcut olup olmadığını davanın her aşamasında mahkeme kendiliğinden araştırır. Bu dava şartı noksanlığını mahkeme tespit eder ise HMK .115/2 maddesine göre usulden ret kararı verir. Nitekim dava dilekçesinin içeriğinden, görevsizlik kararı verilmesi gerektiği açıkça anlaşılan hallerde bu kararın verilmesine engel hal bulunmadığı Yargıtay’ın ilgili dairesinin onama kararları ile de açıkça belirlidir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Somut davada davacı taraf iflas iflas idaresi müdürlüğünün kararı uyarınca karar kapsamında menfi tespit talebinde bulunmuş ise de açılan dava İİK 72.madde ve HMK’nun 106.maddesi anlamında bir tespit davası sayılmasının olanağı yoktur çünkü davacı Genel kredi sözleşmesi kapsamında dava dışı müflis şirketten kredinin teminatı olarak aldığı çeklerin kredi borçlusu sözleşmenin tarafı şirketin iflas etmesi nedeniyle iflas müdürlüğünün İİK 184.maddesi kapsamında bu karardan bir anlamda muaf tutulmasını talep etmiştir. Davacı kredi ilişkisi kapsamında zaten alacaklı konumda olup sözleşmenin taraf olmayan iflas idaresine karşı menfi tespit talebinde bulunması abesle iştigal eder. Davacı esasen şirketin konkordato sürecinde Çeklerin tedbiren iadesi talebinin ara kararla red edildiği devam eden süreçte konkordato talebinin reddi ve iflasın karar verilmesi sonrasında iflas müdürlüğünce İİK’nun 184.maddesi İflas açıldığı zamanda müflisin haczi kabil bütün malları hangi yerde bulunursa bulunsun bir masa teşkil eder ve alacakların ödenmesine tahsis olunur. İflasın kapanmasına kadar müflisin uhdesine geçen mallar masaya girer. Hükmü gereğince işlem yaptığı anlaşılmış olup müdürlük yasa kapsamında çeklerin iadesini talep ettiği görülmüş ve sıra cetveline esas olmak üzere alacakılar arasında eşitliği sağlamak adına bu işlemi yaptığı gibi artık konkordato mahkemesince verilen tedbir red kararının da geçerliliği kalmadığı gibi iflas müdürlüğünün bu işlemine karşı davacının İİK 16.madde kapsamında İcra Hukuk mahkemesine başvurması gerekirken görevli olmayan mahkememizde bu başvuruyu yapması yerinde görülememiştir.
Kaldı ki kredi borçlusu şirketin iflas idaresine sunduğunu, iflas idaresi şirket yetkilisinin talebini kabul ettiğini, İflas idaresinin kararına karşı Bakırköy … İcra Hukuk Mahkemesinin …. Esas sayılı dosyasından şikayet yoluna başvurulduğunu, şikayetin reddedildiği de anlaşılmıştır.
Sonuç olarak açılan davanın HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsizliği nedeniyle usulden reddine, görevli mahkememin Bakırköy İcra Hukuk Mahkemesi olduğuna ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın HMK 114/1-c maddesi gereğince mahkememizin görevsizliği nedeniyle USULDEN REDDİNE,
2-Görevli mahkemenin İCRA HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-HMK’nun 20. maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy İcra Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-İki haftalık süre içerisinde dosyanın gönderilmesi talebinde bulunulmadığı takdirde davanın açılmamış sayılacağının ihtarına,
5-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
6-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda oy birliğiyle karar verildi.03/02/2022

Başkan …
¸
Üye …
¸
Üye …
¸
Katip …
¸