Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1121 E. 2022/225 K. 07.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1121 Esas
KARAR NO : 2022/225

DAVA : Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 30/12/2021
KARAR TARİHİ : 07/03/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 07/04/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili mahkememize vermiş olduğu dava dilekçesi ile; Müvekkilinin …. firması olarak; iç piyasadan tedarik etmiş olduğu ürünleri Yurt dışına ihraç ettiğini, bu faaliyeti kapsamında; davalıdan 18.2.2020 tarihli ….. numaralı fatura ile, 3.118,500,00.-TL bedelle 1.650.000 adet maske satın aldığını, satın alınan ürün bedellerini de davalıya ödediğini, davalıdan almış olduğu bu ürünleri, başka firmalardan da tedarik ettiği ürünlerle birlikte, ….. Havalimanı Gümrük Müdürlüğünün 18.2.2020 tarih …. sayılı ihracat beyannamesi ile …. Şti ( Çin ) ihraç ettiğini, müvekkili firma mevzuat gereği, iç piyasadan tedarik ederek Yurt dışına ihraç ettiği ürünlerle ilgili olarak bağlı bulunduğu Sultanbeyli Vergi Dairesine KDV iadesi için başvuruda bulunduğunu; gösterdiği teminat mukabilinde KDV iadesini vergi dairesinden tahsil ettiğini, ancak Sultanbeyli Vergi Dairesi Müdürlüğü’nün, düzenlemiş olduğu 18.11.2020 tarih ve …. sayılı tutanak ile müvekkili şirket aleyhine 231.000,00.-TL fazla KDV iadesi yapıldığından bahisle reesen tarh işlemi yaptığını ve bir kat vergi ziyaı cezası düzenleneceğini bildirdiğini, yapılan araştırma ve inceleme sonucu, iadesi istenen 231.000,00.-TL KDV’nin; sorunun davalıdan satın alınan ürünlerle ilgili olarak davalının alt tedarikçi firmalarından kaynaklandığının tespit edildiğini, süreç içinde konu ile ilgili olarak Vergi Dairesi Müdürlüğünün yaptığı yazışmalar, düzenlendiği ödeme emri sonucu müvekkilinin, Vergi Dairesi Müdürlüğüne 275.000,00.-TL ödemek zorunda kaldığını, netice itibariyle müvekkili şirketin, KDV’si ile birlikte bedelini ödemek suretiyle yapmış olduğu alım nedeni ile, iadesi gerçekleşmeyen KDV’den dolayı 231.000,00.-TL zarara uğradığını, müvekkilinin uğramış olduğu bu zarardan davalının sorumlu olduğunu, bu nedenlerle davanın kabulüne, 275.000,00.-TL zararın dava tarihinden itibaren avans faizi ile bilikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesi ile; Davacı firmaya 18.02.2020 tarihinde %8 KDV dahil 3.118.500,00-TL’na tekabül eden 1.650.000 adet “2 katlı lastikli maske” satışı gerçekleştiğini, bu satışa istinaden vekil eden firma tarafından 18.02.2020 Tarih …. Belge Numaralı E-Arşiv Faturası düzenlendiğini, satılan ürünlere karşılık olarak davacı firma tarafından ödemenin çek olarak yapıldığını, ürün alım – satımı, ürüne ait özellikler, anlaşılan fiyat ve ödeme şekli noktasında müvekkili şirket ve davacı firma arasında herhangi bir ihtilaf bulunmadığını, davacı firma tarafından satın alınan ürünler yurt dışına ithal edildikten sonra KDV iadesi ile alakalı olarak (içinde vekil eden firmadan alınan ürünlere ilişkin faturada bulunacak şekilde) ilgili vergi dairesine müracaat edildiğini ve 546.253,12-TL tutarında KDV iadesi davacı firma tarafından vergi dairesinden tahsil edildiğini, davacı firmanın dava dilekçesinde; vekil eden firmadan yaptığı ürün alımı neticesinde gerçekleşmeyen KDV iadesi açıklaması gerçeği yansıtmadığını, yeminli mali müşavir tarafından müvekkili firmanın ürünleri satın aldığı firmanın altında yer alan diğer alt firmalar ile alakalı karşıt inceleme yapılamadığı iddiasıyla resmi kurum ve kuruluşlar tarafından tespit edilen herhangi bir usulsüzlük, sahtecilik, hukuka aykırılık ve benzeri bir hadise olmaksızın Kasım 2020 tarihinde davacı firma tarafından kendiliğinden vergi dairesine müracaat ederek düzeltme beyannamesi verdiğini, mevcut talebini Mart 2021 tarihinde yinelediğini ve “Haksız Alınan İadenin Geri Ödenmesine İlişkin Dilekçe” verildiğinin sabit olduğunu, vergi dairesi tarafından davacı firmanın geri ödemek istediği tutarın; 15 gün içinde geri ödenmediği gerekçesiyle vergi ziyaı cezası ile tarh edildiğini, tebliğ edildiğini ve tahsil edildiğini, davacı firma tarafından KDV iadesinden kendi istek ve iradeleri ile çıkarılan fatura ve iade edilmek istenen tutarın belli olduğunu, bunun bildiriminin davacı firmanın yaptığını, vergi dairesi tarafından re’sen harekete geçilmediğini, dolayısıyla davacı firmanın dava dilekçesinde belirtiği üzere vergi dairesi tarafından yapılan “re’sen tarh” işleminin söz konusu olmadığını, bu nedenle davacı firma tarafından tahsil edilen KDV iadesinin 231.000,00-TL kısmının kendi istek ve iradesi ile vergi dairesine geri ödenmesi ve kanunda yazılı olan süreye riayet edilmemesinden kaynaklı uğranılan yaptırımdan vekil eden firmaya atfedilebilecek bir kusur veya vekil eden firma yüzünden uğranılan zarar halinin bulunmaması nazara alınarak davanın reddine, tüm yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı yana tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
Sultanbeyli vergi dairesine yazılan müzekkere cevabı dosyamız arasına alınmıştır.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava, ticari ilişki nedeniyle yapılan alım satım neticesinde iadesi gerçekleşmeyen KDV’den dolayı uğranan zararın davalıdan tahsili istemli tazminat davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü KDV iade işleminde davalının kusurlu olduğunu ve buna bağlı olarak zarara uğradığını iddia eden davacı üzerinde olup, taraf iddiaları bu muvacehe ölçüsünde değerlendirilmiştir. Davacının iddiası doğrultusunda yapılan işlemlere dair Sultanbeyli Vergi dairesine müzekkere yazılmış ve yapılan işlemlere dair kayıtlar dosyamız arasına alınmıştır.
Gelen cevaba göre davacının kendisi tarafından vergi dairesine bildirimde bulunulduğu, vergi dairesince inceleme yapıldığı, yapılan inceleme neticesinde fazladan davacıya iade edilen KDV bedelinin tekrar iadesi istendiği, davacının süresinde iade yapmaması nedeniyle ayrıca cezalı bir şekilde ödeme yaptığı anlaşılmıştır.
Vergi dosyası içerisinde inceleme raporunda davalının kusurlu işlemlerine dair net bir tespit yapılmadığı gibi, davacı tarafından davalının kusurlu eylemlerine dair somut bir delil de ortaya konamamaktadır. Nitekim davacı tarafça herhangi bir zorlamaya ihtiyaç duymadan kendisi tarafından vergi dairesine bildirimde bulunulmuş olup, zaten hakkı olmayan KDV indirimini iade etmesi davacının zararı olarak nitelenemeyeceği gibi, vergi dairesinin ihtarına rağmen süresinde vergi dairesine iade yapmadığı için hakkında kesilen cezanın davalıdan iadesi de istenemez, zira herkes kendi kusurundan sorumlu olup bunun neticelerine katlanmakla yükümlüdür. Nitekim dosyamızda davalıya yüklenebilecek bir kusur bulunmadığından dava hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 238,70-TL harçtan mahsubuna, artan 4.615,62-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin DAVACIDAN tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 5.100-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan harç ve yargılama giderlerinin kendi ÜZERİNDE BIRAKILMASINA,
6-Gider avansından artan avans var ise karar kesinleştiğinde DAVACIYA İADESİ,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.07/03/2022

Katip ….
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza