Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1111 E. 2022/164 K. 18.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1111 Esas
KARAR NO : 2022/164

DAVA : Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 28/09/2020
KARAR TARİHİ : 18/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 10/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Eser Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkil … ile davalı, davalıya ait “… MAH. … CAD. …. SOK. NO: …. HALKALI KÜÇÜKÇEKÇEMECE/İSTANBUL” adresindeki bay ve bayan kuaför salonunun tadilatı konusunda anlaşmaya varmış olup davalı tarafından hazırlanan ve 21 madde 4 sayfadan ibaret iş sözleşmesi başlıklı belge taraflarca kabul edilerek 26.03.2019 tarihinde imzalandığını, taraflar arasında imzalanan 26.03.2019 tarihli sözleşmede yapılacak işler tam olarak belirtilmediğinden yapılması istenilen işlerin detaylı tespitine ihtiyaç duyulmuş ve bu nedenle 20 madde şeklinde yapılacak işler detaylandırılarak ve sınırlandırılarak 01.04.2019 tarihinde yapılacak işler başlıklı yeni bir sözleşme imzalanmış olup bu sözleşmeye göre işin bedeli 165.000,00-TL + KDV olarak belirlendiğini ve ayrıca “yukarıdaki maddelerin dışında yapılacak işler ayrıca hesaplanır” dendiğini, yine taraflar arasında genel durumları düzenleyen 26.03.2019 tarihli iş sözleşmesinin ödemeler ve avans başlıklı 5’nci maddesinde işin bedelinin ne şekilde ödeneceği detaylı bir şekilde belirtildiğini, taraflar arasında imzalanmış olan 26.03.2019 tarihli iş sözleşmesinin ödemeler ve avans başlıklı 5’nci maddesinde işin toplam bedelinin % 38’inin nakit geri kalanının 8 adet senet 8 adet çek ile 16 eşit taksitte ödeneceği; sözleşme akdedildiğinde % 30 nakit avans verileceği, iş teslim edilinceye kadar da % 45 daha ödeme yapılacağı, bakiye % 25 ödemenin ise iş tesliminden sonra 78 gün içinde yapılacağının belirtildiğini, davalı tarafın sözleşme imza tarihi olan 26.03.2019 tarihinde nakit avans olarak ödemesi gereken bedele karşılık ilk ödemeyi 29.03.2019 tarihinde 10.000,00-TL olarak yaptığını, bir sonraki ödemeyi ise 04.04.2019 tarihinde 15.000,00-TL olarak yaptığını, davalının diğer ödemeleri; 17.04.2019 tarihinde 775,00-TL nakit ödeme, 17.04.2019 tarihinde 4.200,00-TL nakit ödeme, 25.04.2019 tarihinde 5.000,00-TL nakit ödeme ve ileri vadeli 10.000,00-TL bedelli 4 adet toplamda 40.000,00-TL çek ödemesi şeklinde yaptığını, bu bağlamda davalının ödemesi gereken tutarın %45’lik bölümü üzerinde gecikmeler yaşandığını, iş yükümlülüğünün ihlalinden dolayı işin süresinde teslim edilemediğini, davalı taraf gecikmenin kendisinden kaynaklanmamış gibi davranarak ihtarname düzenlediğini, davalı tarafça alınan zemin seramikleri, ağda ve bakım oda süpürgeliklerine yetmemiş; ahşap süpürgelik yapılmasına da müsaade edilmediğini, davalı tarafın, eksik zemin seramiklerini almadığından bu işin teslim edilmemesinin müvekkilin sorumluluğundan çıktığını, 18 watt yuvarlak sıva üstü armatürler yerine davalı tarafın talebi ile iki katı fazla armatür kullanılmış; bundan dolayı tavanda bulunan metal çesen dekor içindeki ahşap bölüm üzerindeki 18 watt led spotlar ışık bandı altında kullanıldığını, bu hususun da ek iş olup davalı tarafça bu işi de ne işin gecikmesi için bir sebep saymış ne de ek iş olarak kabul ettiğini, 01.04.2019 tarihli yapılacak işler başlıklı sözleşmenin 12’nci bölümünde yapımı kararlaştırılan erkek bölümü duvar dekor çıtaları davalının talebi üzerine duvara uygulanmayarak davalı tarafa teslim edildiğini, bu hususların mahallinde yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi neticesinde de anlaşılabileceğini, müvekkil, tüm işleri tamamladığından ekte yer alan iki adet faturayı tanzim edip davalı tarafa gönderdiğini ve davalı taraf tebliğ aldığı bu faturaları Bakırköy … Noterliği’nin 20.05.2019 tarih ve … yevmiye nolu ihtarnamesi ekinde iade ederek ödemesi gereken meblağları ödemediğini, arabulucu …. tarafından tanzim edilmiş olan 17.02.2020 tarihli anlaşamama tutanağı ile tarafların müzakereler sonucu anlaşamadığı tutanak altına alındığından davalı taraf aleyhine işbu davayı açma zorunluluğunun hasıl olduğunu, davanın kabulüne karar verilmesi ile yargılama giderleri ve ücreti vekaletin de karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:Dava dilekçesi ve ekleri usulüne uygun olarak davalı tarafa tebliğ edilmiş ve davalı vekilince mahkememize sunulan dava dilekçesinde özetle; Davaya konu sözleşmeye imza atan ve ortak gibi hareket eden ….’ın da davaya dahil edilmesi gerektiğini, işin farklı taahhütlerini birlikte üstlendiklerini, ödemeleri beraberce aldıklarını, açılan davaya usul yönünden itiraz ederek görevli mahkemenin Asliye Ticaret mahkemesi olduğunu, dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesi … Esas … Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosyanın mahkememiz …. sayılı esasına tevzi edildiği görülmüştür.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, gelen müzekkere cevapları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklı alacak isteminden ibarettir.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 4.maddesinde hangi işlerin ticari dava olarak nitelendirilecekleri belirlendikten sonra anılan kanunun 5.maddesinde ticaret mahkemelerinin kuruluşu ve hangi mahkemelerin ticaret mahkemesi sıfatıyla bakacağı belirlendikten sonra asliye ticaret mahkemesi ile asliye ve diğer hukuk mahkemeleri arasındaki ilişkinin görev ilişkisi olduğu belirtilmiştir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
Mahkememizce yapılan araştırma sonucunda; davacının ticaret sicil kaydının bulunmadığı ve davacının bilanço usulüne göre defter tutmadığı için kendisini doğrudan tacir kabul etmek mümkün olmadığı, esnaf olduğu, ayrıca dosyaya getirtilen vergi kayıtları incelendiğinde de, davalının Vergi Usul Kanunu’nun 177. maddesinin 1. Fıkrasının 1 ve 3 numaralı bendlerinde yer alan nakdi limitlerin yarısını, 2 numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını ticari ilişkiye konu dönemde aşmaması sebebiyle davacının tacir sayılmasının mümkün olmadığı sonucuna varılmıştır.
Yine davalı olarak “… “‘ nın adi ortaklığının davada yer aldığı, adi ortaklığın tüzel kişiliği bulunmadığı, adi ortaklığın tüm ortaklarının davada yer alması gerektiği; adi ortaklığın ortakları … ve …’ in davaya dahil edilmesi hususunun görevli mahkemede değerlendirilmesi gerektiği mahkememizce kabul edilmiştir.
Yukarıdaki nedenlerle ticari ilişkinin karşı tarafı olan gerçek kişi davacının tacir sayılmasının mümkün olmadığı, uyuşmazlığın TTK da düzenlenen bir konudan kaynaklanmadığı gibi özel bir düzenleme ile uyuşmazlığın ticaret mahkemelerinin görev alanında bulunduğu belirtilmediği için davanın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada, mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla; açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE, mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemenin KÜÇÜKÇEKMECE …. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-Mahkememiz kararının kanun yoluna götürülmeksizin kesinleşmesi halinde daha öncede Küçükçekmece …. Asliye HUKUK Mahkemesince görevsizlik kararı verildiğinden olumsuz görev uyuşmazlığının, halli merci tayini için dosyanın HMK 22/2 maddesi uyarınca İSTANBUL BAM …. Hukuk Dairesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 18/02/2022
Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza