Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2021/11 Esas
KARAR NO : 2021/312
DAVA : Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/09/2019
KARAR TARİHİ : 15/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/04/2021
Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilin … ilçesinde çiftçilikle uğraştığını, Çiftçilik dışında ve aile mallarına yapmış olduğu bir iki inşaat dışında herhangi bir faaliyeti bulunmadığını, ikamet ettiği mahalle muhtarının kendisini arayarak icra dairesinden tebligat geldiğini söylediğini, takipten o gün haberi olduğunu, düzenlenen evrakta ve senette 470.000,00 TL davalıya borçlu olduğunu ve kambiyo senetlerine dayalı ödeme emrinin kendisine tebliğ edildiğini, müvekkilin çiftçilik dışında herhangi bir gelir kaynağının olmadığını, icra takibi başlatan … isimli kişiyi hiç tanımadığı gibi müvekkil arasında borç doğurabilecek herhangi bir ticari ilişki veya faaliyetin olmadığını, müvekkilin bahsi geçen şahısa borcu olmadığını, takibe konu senedin kısa süre önce müvekkilin avukatlığını yapan ve şüphelendikleri Av….’a sadece imzasını atarak boş olarak vermiş olduğu 2 senetten biri olduğunu, bu senetlerin avukatlık ücretinin teminatı olarak talep edilen 2 adet açık senet olduğunu, avukatın senetleri rakam ve tarih yazmadan sadece müvekkilin imzasını alarak uhdesine geçirdiğini, takibe dayanak senette senet alacaklısı olarak görünen şahısın müvekkilin hiç tanımadığı bir şahıs olduğunu, bu konuda yasal yollara başvurulacağını, bu nedenlerle takibe ve takibe dayanak senede dayalı borçlu bulunmadığının tespitine, dava masrafları ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın öncelikle usulden, şayet mahkeme aksi kanaatteyse hukuki dayanaktan yoksun ve mesnetsiz davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı üzerine bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava; kambiyo senetlerinden kaynaklı menfi tespit talebine ilişkindir.
Söz konusu varlığı taraflarca inkar edilmeyen fakat içeriğine itiraz edilen senedin dosya içerisindeki fotokopisinin incelenmesinde alacaklının …, borçlunun …, 11.07.2018 ödeme tarihli olduğu anlaşılmıştır.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Menfi tespit davalarında her ne kadar ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davalı üzerinde olsa da söz konusu ilişkinin kambiyo ilişkisi kapsamında olması halinde ispat yükü davacıya geçmektedir. Zira hukukumuzda kambiyo senedinden kaynaklı alacak illetten mücerrettir yani başka bir deyişle sebepten soyuttur. Nitekim uyuşmazlığımız kambiyo senedinden kaynaklanmakta olup, artık burada ispat yükü borçlu olmadığını iddia eden davacı üzerindedir.
Davacının iddiası senetteki imzanın kendisine ait olduğu fakat rızası dışında boş olan kısımların doldurulduğu yönündedir. Bu aşamada açığa imza atmanın hukuki sonuçlarını tartışmakta fayda var. Boş bir senede imza atılması halinde açığa imza atılması hususu gündeme gelecektir. Böyle bir durumda iradeyi sakatlayan bir hâl yok ise (hata, hile, ikrah) açığa imza atan bunun doğurduğu sonuçlardan sorumludur. Nitekim olayımızda davacı açığa imza attığını beyan etmiş buna ilişkin somut delil ileri süremese de bu iddianın kabulü halinde bile iradesini sakatlayan herhangi bir somut delil dosyaya sunamamış, mahkememizce verilen süre içerisinde dahi herhangi bir soruşturma dosyası da bildirmemiştir.
Gelinen aşamada ispat yükü kendi üzerinde olan davacının, mevut deliller kapsamında iddiasını ispatlayamadığı, uyuşmazlığın miktar itibariyle kanuni delillerle ispatlanması gerektiği, buna ilişkin somut delil dosyaya sunulamadığı dikkate alınarak “tevehhüme itibâr yoktur” (Soyut beyana itibar edilemez-Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye) kuralı gereği aşağıdaki şekilde hüküm vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 341,55-TL harçtan mahsubuna, artan 282,25-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00 -TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine BIRAKILMASINA,
5-Gider avansından artan olması halinde karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davalı vekilinin yüzüne, davanın yokluğunda karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2021
Katip …
¸e-imza
Hakim …
¸e-imza