Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/109 E. 2022/1040 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/109 Esas
KARAR NO : 2022/1040 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 04/02/2021
KARAR TARİHİ : 16/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 30/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı şirketin cari hesap ekstresi uyarınca 3.930,45 TL borç bakiyesi bulunması sebebiyle borçlu şirket aleyhine Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. E. Sayılı dasyası tle takip başlatıldığını, işbu takibe karşı davalı borçlu şirketin süresi içinde borçlarının olmadığı iddiasında bulunarak itiraz ettiğini, itiraza istinaden Arabuluculuk Merkezine başvurulduğunu ancak borçlu şirket ile anlaşmaya varılamadığını, davalı şirket ile müvekkili şirket arasında alım – satıma dayalı ticari ilişkinin mevcut olduğunu, ancak davalı şirketin alacaklarına karşı ödemelerini bu zamana dek düzenli ödemediğinden sürekli olarak cari hesap bakiye borcunun mevcut olduğunu, Büyükçekmece …. Noterliğinin 04.01.2019 tarihli …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bakiye borç için şirkete başvurulduğunun görüleceğini, işbu ihtarname sonrasında da çok cüzi rakamlarda ödeme yapıldığını ancak borcun tamamının halen tahsil edilemediğini, işbu nedenle davalı aleyhinde icra takibi başlatıldığını, davalı hakkında başlatılan ilamsız takibin bakiye borç sebebiyle açılmış hukuka uygun bir takip olduğunu, davalının borca itiraz etmekte haksız ve kötü niyetli olduğunu iddia ederek; davanın kabulü ile davalının yapmış olduğu haksız ve mesnetsiz itirazın iptali ile takibin devamına, borçlunun kötü niyeti sabit olduğundan yasa gereği takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere hakkında icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, vekalet ücreti ve sair yargılama giderlerinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalı tarafından davaya karşı yazılı cevap dilekçesi ibraz edilmemiş, davalı adına duruşmalara katılan olmamıştır.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesaba dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Uyuşmazlığın, taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağına dayalı olarak bşalatılan takibe davalının itirazının haklı olup olmadığı, davacının itirazın iptali ile icra inkar tazminatı taleplerinin kabul edilip edilemeyeceği hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş, incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine cari hesap alacağından kaynaklı 3.930,45-TL asıl alacak, 13,57-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.944,02-TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 23/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 30/10/2020 tarihinde borca ve faize itiraz ettiği, davalı borçlunun itirazı üzerine aynı tarihte icranın durdurulması kararı verildiği, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, işbu itirazın iptali davasının yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememiz dosyası, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler, Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün …. sayılı takip dosyası ve tüm dosya kapsamına göre; her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile; takip tarihi itibari ile taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalının davacıya borcunun bulunup bulunmadığı hususlarında rapor düzenlenmek üzere SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
19/11/2021 havale tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “…Davacının 2018, 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 3.930,45-TL alacaklı olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirkete 19 adet toplamda 41.308,47-TL fatura düzenlendiği, davalı şirket tarafından davacı şirkete faturalar karşılığında toplamda 36.750,00-TL ödeme yapıldığı ve 628,02-TL iade faturası düzenlendiği, bu ödemeler ve iade faturasının davacı şirket kabulünde olduğu, taraflar arasında özel bir anlaşma olmadığı ve davalı tarafından yapılan ödemelerin cari hesaba istinaden yapıldığı anlaşıldığından davalı tarafça yapılan ödemelerin öncelikle davacının muaccel olan alacaklarına sayılmasının gerekeceği, cari hesap işleyişinin de bu uygulamayı gerektirdiği nazara alındığında davacının takip konusu alacağını oluşturan faturalarının davacının düzenlediği en son tarihli faturalardan müteşekkil olduğunun kabulünün gerekeceği, mezkur faturalar içeriğindeki ürünlerin davalı şirkete teslimi hususu ile ilgili olarak; davacı tarafça sunulan sevk irsaliyeleri incelendiğinde 01/02/2019 tarihli 994,14-TL tutarlı, 19/02/2019 tarihli 875,11-TL tutarlı, 22/03/2019 tarihli 837,35-TL tutarlı ve 27/03/2019 tarihli 162,00-TL tutarlı faturaların teslim alan kısımlarında isim/imza bulunmadığından mezkur faturalar içeriğindeki ürünlerin davalıya tesliminin davacının ispatına muhtaç olduğu, 07/03/2019 tarihli 1.017,98-TL tutarlı faturanın ise teslim alan kısmında …. isminin bulunduğu, ödemesi yapılan faturaların teslim alan kısımlarında da … ismi bulunduğundan bu isme yapılan teslime ilişkin teamül bulunduğunun kabulü ile 08/12/2018 tarihli 43,87-TL tutarlı faturanın da kısmen ödenmiş olduğundan mezkur faturanın da tesliminin kabulünün gerektiği, bu itibarla takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 1.017,98-TL + 43,87-TL =1.061,85-TL alacaklı olduğu” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itirazlarını içerir dilekçe dosyaya sunulmuştur.
İstanbul Ticaret Sicili Müdürlüğünden; davalı şirketin sicil kayıtları celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Büyükçekmece ve Kasımpaşa Vergi Dairesi Müdürlüklerinden; taraf şirketlerin 2018 ve 2019 yıllarına ait BA/BS formları celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
İİK’nun 67. maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’un 67/2.maddesinde “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187, 190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddesinde “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
Yemin delili, HMK’nın 225. ve devamındaki maddelerde düzenlenmiş olup, yemin kesin delil niteliğindedir. Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir. Bununla birlikte, iddia veya savunmasını ispat edemeyen tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılabilmesi için, yemin deliline açıkça dayanılmış olması da zorunludur.
Bu kapsamda; davacı vekiline, dava dilekçesinin deliller kısmında yemin deliline açıkça dayanmış olduğu anlaşılmakla; 01/02/2019 tarihli 994,14-TL, 19/02/2019 tarihli 875,11-TL, 22/03/2019 tarihli 837,35-TL ve 27/03/2019 tarihli 162,00-TL bedelli faturalar yönünden; yemin teklif etme hakları hatırlatılmış, davacı vekilince yöneltilen yemin teklifi üzerine yemin davetiyesinin usulüne uygun olarak davalı şirket yetkilisine tebliğine rağmen davalı şirket yetkilisinin yemin için belirlenen duruşmaya katılmadığı görülmüştür.
Yapılan yargılama, iddia, savunma, sunulan ve toplanan deliller, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyası, 19/11/2021 havale tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında cari hesap şeklinde işleyen gıda ürünleri alım satımından kaynaklanan ticari bir ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacı tarafından cari hesap bakiye alacaklı olduğu iddia edilerek davalı hakkında icra takibine girişildiği, davalı tarafça borca ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine işbu itirazın iptali istemli davanın açıldığı, taraflar tacir sıfatına haiz olup uyuşmazlığın ticari nitelik arz ettiği, HMK’da yapılan değişiklik gereğince uyuşmazlık değeri 500.000,00 TL’nin altında olduğundan davada basit yargılama usulünün uygulandığı, delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca taraf şirketlerin ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, 19/11/2021 havale tarihli bilirkişi raporuna göre; davacının 2018, 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 3.930,45-TL alacaklı olduğu, davacı şirket tarafından davalı şirkete 19 adet toplamda 41.308,47-TL fatura düzenlendiği, davalı şirket tarafından davacı şirkete faturalar karşılığında toplamda 36.750,00-TL ödeme yapıldığı ve 628,02-TL iade faturası düzenlendiği, bu ödemeler ve iade faturasının davacı şirket kabulünde olduğu, davacı tarafça sunulan sevk irsaliyeleri incelendiğinde 01/02/2019 tarihli 994,14-TL tutarlı, 19/02/2019 tarihli 875,11-TL tutarlı, 22/03/2019 tarihli 837,35-TL tutarlı ve 27/03/2019 tarihli 162,00-TL tutarlı faturaların teslim alan kısımlarında isim/imza bulunmadığından mezkur faturalar içeriğindeki ürünlerin davalıya tesliminin davacının ispatına muhtaç olduğu, 07/03/2019 tarihli 1.017,98-TL tutarlı faturanın ise teslim alan kısmında … isminin bulunduğu, ödemesi yapılan faturaların teslim alan kısımlarında da …. ismi bulunduğundan bu isme yapılan teslime ilişkin teamül bulunduğunun kabulü ile 08/12/2018 tarihli 43,87-TL tutarlı faturanın da kısmen ödenmiş olduğundan mezkur faturanın da tesliminin kabulünün gerektiği, bu itibarla takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 1.017,98-TL + 43,87-TL =1.061,85-TL alacaklı olduğu hususlarının tespit edildiği, davalı tarafça davalı şirkete ait ticari defter ve kayıtların sunulmadığı ve yerinin de bildirilmediği anlaşılmakla; kesin delil niteliğinde bulunan yemin deliline dayanan taraf, bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; davalı tarafa teslimi ispata muhtaç bulunan 01/02/2019 tarihli 994,14-TL, 19/02/2019 tarihli 875,11-TL, 22/03/2019 tarihli 837,35-TL ve 27/03/2019 tarihli 162,00-TL bedelli faturalar yönünden alacağın ancak açıkça dava dilekçesinde veya delil listesinde dayanılmış olması şartı ile yemin delili ile ispatlaması lazım geldiği kabul edilerek, davacı vekiline yemin hakkı hatırlatılmış, davalı şirket yetkilisine gerekli uyarıyı da içerecek şekilde yemin metni tebliğ edilerek, yeminin ifası istenilmiş, davalı yanca yemin için belirlenen duruşmaya katılmadığından yemin konusundaki hususların ikrar edilmiş sayıldığı, bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı anlaşıldığından, denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu dikkate alınarak davanın kabulü ile, davalının Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazının kısmen iptali ile, 3.930,45-TL asıl alacak üzerinden takibin devamına karar vermek gerekmiş, icra takibine konu alacağın davalı tarafından bilinebilir, hesaplanabilir ve likit olduğu anlaşıldığından, hüküm altına alınan asıl alacağın % 20’si oranında, borçlu davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilerek aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
Davanın KABULÜ ile;
1-Davalının Büyükçekmece ….İcra Müdürlüğünün …. sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 3.930,45-TL asıl alacak yönünden KISMEN İPTALİ ile; takibin bu miktar üzerinden davacının takip talebindeki miktarı aşılmamak üzere takip tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmak suretiyle DEVAMINA,
Hüküm altına alınan 3.930,45-TL asıl alacağın %20’sine tekabül eden 786,09-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 268,48-TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 59,30-TL peşin harç ve icra dosyasına yatırılan 19,72-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 189,46-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
4-Davacı tarafça sarf edilen 59,30-TL başvurma harcı, 59,30-TL peşin harç, 19,72-TL icra dosyasına yatırılan peşin harç, 900,00-TL bilirkişi ücreti, 170,85-TL posta masrafı olmak üzere toplam 1.209,17-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
5-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 3.930,45-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
6-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafa iadesine,
7-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; miktar itibari ile KESİN olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/11/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸