Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1089 E. 2022/888 K. 11.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1089 Esas
KARAR NO : 2022/888 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Havale Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 24/12/2021
KARAR TARİHİ : 11/10/2022
GER. KARAR TARİHİ : 10/11/2022

Davacı tarafından mahkememizde açılan çek iptali davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Borçlu hakkında Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nde … Esas numarasıyla davalıdan olan para alacağına ilişkin takip başlatıldığını, ancak davalı borçlunun 03/11/2021 tarihinde takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalı borçlunun yapmış olduğu itirazın haksız olduğunu, … işlem referanslı 03/11/2020 tarihli havale ile gönderilen 5.000,00 TL’lik borcu taraflarına hiçbir şekilde ödenmediğini, davalının takibe yaptığı itirazda dekontlarda paranın borç veya ödünç olarak verildiğine dair bir ibare olmadığını iddia etse de takibe dayanak dekontun açıklama kısmında açıkça “devir bedeli” yazmakta olduğunu, davacı müvekkili, davalı ile aralarındaki ticari ilişkiden kaynaklı pastacılık-fırın faaliyetinde bulunan ticari işletmenin devrine ilişkin anlaştığını ve müvekkili devir bedeli olarak davalıya 03.11.2020 tarihli havale ile 5.000,00 TL devir bedelini gönderdiğini ve dekontun açıklama kısmında “devir bedeli” olduğu belirtildiğini, fakat daha sonra bu işletmenin devrinin gerçekleşmediğini, müvekkili davalıdan devir bedelinin kendisine iadesini talep ettiğini, buna rağmen davalı devir bedelini müvekkiline geri ödemediğini, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğü’nde …. Esas numaralı dosyasından görüleceği üzere belirtilen tutar üzerinden icra takibi başlatıldığını, borçlunun yapmış olduğu bu itiraz haksız olup devam eden takibin devamına karar verilmesini, akabinde itirazın iptali davasında bir usul şartı olan arabuluculuk hususuna taraflarınca başvurulduğunu, 17.12.2021 tarihinde yapılan arabuluculuk görüşmesinde karşı taraf usulüne uygun davet mektubu gönderildiği halde toplantıya katılmadığını, herhangi bir mazeret sunmadığını ve anlaşmaya varılamadığını, neticede borçlunun haksız ve yersiz olarak yaptığı itirazın iptaline ve takibin devamına, davalının %20 den aşağı olmamak üzere inkar tazminatına mahkum edilmesine, mahkeme masrafları ile ücreti vekaletin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Davacının dava dilekçesinde iddia ettiği hususlar haksız ve dayanaktan yoksun olduğunu, huzurdaki davanın reddinin gerektiğini, davacı tarafın Küçükçekmece … İcra Dairesi Müdürlüğü aracılığıyla müvekkili davalı şirket aleyhine icra takibi başlattığını ve yasal dayanaktan yoksun olarak müvekkilinden 5.000,00TL alacağı olduğunu öne sürdüğünü, müvekkil i …, 03.11.2021 tarihinde süresi içerisinde ilgili İcra Takibi dosyasına itirazını sunduğunu ve Küçükçekmece … İcra Dairesi tarafından söz konusu takibin kanun hükmü gereğince durdurulmasına karar verildiğini, müvekkilinin davacı tarafa herhangi bir borcu bulunmadığını, neticede davacının taleplerinin haksız ve kötü niyetli olduğunun sabit olması sebebiyle fazlaya dair talep ve dava haklarımız saklı kalmak kaydı ile, haksız ve yasal dayanaktan yoksun olan huzurdaki davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememiz dosyasının 07/06/222 tarihli celsesinin 2 nolu ara kararı ile, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve DAVALI TARAFA ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile davacı tarafından gönderilen paranın davalının ticari defter ve kayıtlarına nasıl işlendiği, ne yazıldığı ve davacının iddia ettiği hususlar kapsamında herhangi bir devire yönelik bir bedel ya da kapora olup olmadığı hususunda bir ibarenin bulunup bulunmadığı ve davacının alacaklı olup olmadığı, alacağın varlığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına, bilirkişi incelemesinin (kesin süreli) 27/06/2022 tarihinde saat 14:15’te mahkememiz kaleminde yapılmasına, karar verildiği ancak davalıya usulüne uygun davetiyeye rağmen davalı tarafından inceleme gün ve saatinde ilgili belgelerin hazır edilmemesi sebebiyle bilirkişi incelemesinin yapılamadığı görülmüştür.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’ nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali isteminden ibarettir.
Dava konusu, taraflar arasındaki ticari ilişkiden kaynaklı 5.000,00 TL lik borca yönelik başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali mahiyetinde dava olduğu görülmüştür.
Dava konusu Küçükçekmece …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı … tarafından davalı … aleyhine 5.000,00-TL toplam alacağının tahsiline kadar %9 faiziyle tahsili talep edilmiştir. Davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı borçlu borca itiraz ettiğini belirtmiştir. İtiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Dava konusu miktar 5.000,00-TL’dir.
Taraflar arasındaki ilişkinin varlığı ödeme dekontu içeriğinden anlaşılmaktadır.
Kural olarak, havale dekontunda gönderilen miktar, aksine bir açıklama içermiyorsa borç ödeme olarak kabul edilmektedir.
Yargılamaya konu havale dekontunda, sadece “Devir Bedeli” yazmaktadır. Borç olarak verildiğine ilişkin herhangi bir ibare yoktur.
Davacı taraf, bu bedelin davalıya ait ticari işletmenin devri anlaşması kapsamında, devir bedeli olarak yapılan ödeme olduğunu iddia etmektedir.
Davalı taraf, davacıya herhangi bir borcu olmadığını beyan etmektedir.
Taraflar arasında, herhangi bir işletme devrine ilişkin işlem dosya kapsamından anlaşılamamaktadır.
Davalı tacir olup, TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca davalının ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davalı taraf ticari defterlerini dosya içerisine sunmamıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak, davacının ödeme kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacının havale dekontu ve beyanının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda davacı tarafın ödeme dekontu ile alacağını ispatladığı, davacı tarafça davalı tarafın yerine getirmediği edimi sebebiyle bir miktar parayı ödediğinin kabul edildiği, davalının ticari defter ve kayıtları sunmayarak ispat yükünü kendi üzerine aldığı, aksinin davalı tarafça ispat edilemediği ve bu sebeple açılan davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Alacağın belli olduğu, yani likit olduğu anlaşıldığından, davalının ayrıca icra inkar tazminatına da mahkum edilmesine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE,
-Küçükçekmece… İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı icra dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin kaldığı yerden aynen DEVAMINA,
-Alacağın %20 si olan 1.000,00-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 341,55-TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 85,39-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 256,16-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
-Davacı tarafça sarf edilen toplam 164,69-TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3-Davacı tarafından sarf edilen toplam 58,60-TL yargılama giderinin (Tebligat, müzekkere) davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4-Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 5.000,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
Dair; miktar itibariyle kesin olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.11/10/2022

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır