Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1061 E. 2023/341 K. 31.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1061 Esas
KARAR NO : 2023/341 Karar

DAVA : İstirdat ve Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 16/08/2017
KARAR TARİHİ : 31/03/2023
Davacı tarafından mahkememizde açılan İstirdat ve Menfi Tespit (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkilinin davalı ile yaptığı abonelik sözleşmesi kapsamında işyerindeki su kuyusu için elektrik aboneliği yaptırdığını, 31/10/2016 tarihinde davalı kurum görevlilerince müvekkilinin elektrik sayacının incelenerek yasaya aykırı kullanım olmadığı halde haksız ve yersiz bir şekilde kaçak ve usulsüz elektrik tespit tutanağı düzenlenerek elektriğin kesildiğini, 53.023,20 TL ve 6.584,90 TL olmak üzere 59.608,10 TL kaçak tahakkuku yapıldığını, müvekkili tarafından tahakkuk ettirilen bedele itiraz edildiğini, ancak itirazın incelenme sürecinin 3 gün olması nedeniyle telafisi imkansız zarara uğramamak için hukuka aykırı olarak tahakkuk ettirilen 59.608,10 TL tutarın 08/11/2016 tarihinde davalıya ödenmek zorunda kalındığını, davalının müvekkilinin itirazını haksız olarak reddettiğini, yine davalı kurum çalışanları tarafından müvekkilinin sayacının 11/07/2017 tarihinde incelenerek yasaya aykırı olarak 30.946,20 TL ve 1.474,10 TL olmak üzere toplam 32.420,30 TL kaçak tahakkuku yapıldığını, ikinci defa yapılan işleme yönelik müvekkilinin itirazı ve girişimlerinin sonuçsuz kalması nedeniyle şirketin ticari faaliyetlerinin durma noktasına geldiğini, bu nedenle elektriğin yeniden açılması için davalıya başvuru yapıldığını, müvekkilinin daha fazla zarara uğramamak için ikinci kez tahakkuk ettirilen bedelin 10.000,00 TL’lik kısmını 21/07/2017 tarihinde ödemek zorunda kaldığını, davalının işlemlerinin açıkça usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek müvekkili tarafından ödenen 59.608,10 TL tutar ile 10.000,00 TL tutarın en yüksek mevduat faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, 11/07/2017 tarihli tutanağa istinaden tahakkuk ettirilen 22.420,30 TL yönünden davalıya borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde;
davacının kaçak elektrik kullandığı tespit edilerek tutanak altına alındığını, bu kapsamda 31/10/2016 tarihli tutanağa dayalı olarak 6.584,90-TL kaçak tahakkuku ile 53.023,20-TL kaçak ek tahakkuku yapıldığını, yine 11/07/2017 tarihli tutanağa dayalı olarak 1.474,10-TL kaçak tahakkuku ile 30.946,20-TL kaçak ek tahakkuku yapıldığını, müvekkili tarafından ilgili yönetmelik hükümlerine uygun olarak işlem yapıldığını, davacının yaptığı ödemeyi ihtirazi kayıtla yaptığını kanıtlaması gerektiğini, aksi takdirde geri istemesinin mümkün olmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Taraflarca bildirilen tüm deliller toplanmış, davacının abonelik işlem dosyası ile davalı tarafından yapılan usulsüz ve kaçak kullanım tahakkuklarına ilişkin tüm kayıt ve belgeler getirtildikten sonra dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 23/09/2019 tarihli raporda; sunulan delil ve kayıtlara göre davacının tüketiminin kaçak elektrik tüketimi olarak kabul edilmesinin gerektiği, davalı kurum tarafından tahakkuk ettirilen kaçak elektrik tüketim hesaplamasında günlük 21 saat çalışma süresinin dikkate alındığı, ancak yönetmelik hükümleri kapsamında davacının 2 vardiya halinde günlük 14 saat çalışma süresinin esas alınması gerektiği, bu kapsamda yapılan değerlendirme sonucunda 31/10/2016 tarihli tutanağa dayalı olarak davalının talep edebileceği kaçak tahakkuku tutarının 4.390,01 TL, kaçak ek tahakkukukunun ise 32.534,22 TL olduğu, 11/07/2017 tarihli tutanağa dayalı olarak davalının talep edebileceği kaçak tahakkuku tutarının 983,02 TL, kaçak ek tahakkukunun ise 17.762,37 TL olduğu, sonuç olarak davacının 36.358,78 TL yönünden menfi tespit isteyebileceği, 31/10/2016 tarihli tutanak için fazla ödenen 22.683,87 TL’nin talep edilebileceği, 11/07/2017 tarihli tutanak için davacı tarafından ödenen 10.000,00 TL’nin düşülmesi sonucunda davacının sorumlu tutulacağı tutarın 8.745,39 TL olduğu belirtilmiştir.
Mahkememizce 31/12/2019 tarihinde verilen … Esas, …. Karar sayılı verilen hüküm İstanbul BAM … Hukuk Dairesinin … Esas, … Karar, 29/11/2021 tarihli ilamı ile; “Elektirk Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği 29.maddesi, İkinci fıkra (c) bendinin uygulanmasında, vardiya sayısının tespitinde kaçak tespiti yapan kuruluşun görevlilerinin tespiti ve şirket kayıtları, bunun mümkün olmaması halinde kamu kurum ve kuruluşları tarafından verilen resmi belgeler göz önüne alınır. Çalışma saatlerinin ikinci fıkranın (c) bendinde belirtilenlerden daha fazla olmasının tespiti durumunda ise, tespit edilen saatler esas alınır.” şeklindeki düzenlemelere uygun bir hesaplama ve değerlendirme yapılmamıştır.Bu sebeplerle ,vardiya hesabında esas alınacak bu bilgi ve belgelerin mahkemece ilgili yerlerden celbi ile,yönetmelik hükmüne göre hesaplama yapılması ve itirazların karşılanması yönünden ek bilirkişi raporu alınması uyuşmazlığın çözümü yönünden gerekli olup,bu sebeplerle davalının istinaf başvurusunun kabulü ile, kararın, HMK 353/1-a-6 maddesi uyarınca kaldırılmasıyla, yeniden yargılama yapılıp bir karar verilmek üzere dosyanın ilk derece mahkemesine geri gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.” gerekçesi ile kaldırılmış ve dosyanın yukarıda yazılı numarasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir.

Bilirkişi … tarafından düzenlenen 13/03/2022 tarihli raporda; “Dosya kapsamında yapılan incelemelerde; BAM Kararı sonrasında, BAM Kararında bahsi geçen “…vardiya hesabında esas alınacak bu bilgi ve belgelerin sayın Mahkemece ilgili yerlerden celb edildiğine” ilişkin belge görülememiştir. BAM Kararında, davacı şirketin ticari adresinde günlük kaç vardiya halinde çalışma yapıldığı hususunun ilgili yerlerden celbi gerektiği hususuna vurgu yapılmıştır. Belirtilen nedenle, BAM Kararında bahsi geçen değerlendirme tarafımca yapılamamıştır.” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 06/10/2022 tarihli ek raporda; “Kök raporumda menfi tespit bedeli olarak sadece 3 vardiyanın 2 vardiya saatine düşürülerek çıkan fark bedeli hesap edilmiştir. Yukarıda yapılan tespitler (dikdörtgen içerisine alınan Pparagraf) ve tutanak tanzim edilen mahallin PETROL İSTASYONU olması, takdiri sayın Mahkemenize ait olmak üzere bir petrol istasyonunun 2 vardiya halinde çalışmasının düşünülemeyeceği, bu nedenle de davalı tarafça kaçak tahakkuk hesaplamasında dikkate alınan 3 vardiya — 21 saatlik kullanım süresinin kabul edilebileceği dolayısıyla da kök Taporumdaki tespitler (vardiya saati haricinde tüm hesaplamaların mevzuata uygun olduğuna ilişkin) de gözetilerek dava konusu her iki kaçak tahakkukunun Mevzuata uygun olarak düzenlenmiş olduğu menfi tespit talebinin olamayacağı,”sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Bilirkişi … tarafından düzenlenen 27/02/2023 havale tarihli 2. ek raporda; “Bölge Adliye Mahkemesi’nce, davacının günlük 2 vardiya mı 3 vardiya mı çalışma yaptığı hususunun açıklığa kavuşturulmasına karar verilmiştir. Tarafımca Bölge Adliye Mahkeme Kararı sonrasında düzenlenen 06.10.2022 tarihli raporumda bu çelişki teknik veriler ile giderilmiştir. Tarafımca davacının bilfiil tükettiği elektrik miktarları gözetilerek kesin sonuca ulaşılmıştır. Mevzuatta, su kuyusu — petrol istasyonu ayrımı bulunmamaktadır. Kanaatimce – bilirkişinin yapması gereken husus, su kuyusunun faaliyetinin (yılık — günlük) değerlendirilmesidir. Yani su kuyusunun yılın mevsim dönemlerindeki çalışma süresi ve günlük çalışma süresi irdelenmelidir. Önceki raporlarımda da bu husus değerlendirilmiştir. (yukarıda 3 Aadet çizelge) davacı taraf su kuyusunu gece dahi kullanmıştır. Üstelik en fazla tüketimi gece yapmıştır. (06.10.2022 tarihli raporum sayfa-3 çizelge kıyaslamaları) 06.10.2022 tarihli raporum doğrultusunda kanaatim aynen devam etmektedir.” sonuç ve kanaatine varıldığı belirtilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları, bilirkişi kök ve ek raporları, BAM Kaldırma İlamı ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, kaçak elektrik kullanımı iddiasına dayalı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
Dava konusu; davacının kaçak elektrik kullandığı iddiasıyla davalı tarafça davacıdan, davaya konu Kaçak/Usulsüz Elektrik Tespit Tutanağı’na istinaden tahsil edilen bedelin davalıdan faizi ile birlikte istirdatı ve menfi tespit istemine ilişkindir.
Dava konusu değer 92.028,40 TL’ dir.
Taraflar arasındaki abonelik sözleşmesi kapsamında, davacının iş yerinde bulunan su kuyusu için elektrik aboneliği tesis edildiği, davalı şirket çalışanlarınca 31/10/2016 ve 11/07/2017 tarihlerinde davacı işyerinde yapılan incelemede kaçak elektrik kullanıldığı tespit edilerek elektriğin kesilmiş olduğu, bilirkişi raporu ve kaçak elektrik tespit tutanaklarından anlaşılacağı üzere davacının harici hat çekmek suretiyle ve maşalama tabir edilen yöntem ile kaçak elektrik kullandığının sabit olduğu anlaşılmıştır.
Davalı tarafından 31/10/2016 tarihli tutanağa dayalı olarak 6.584,90 TL kaçak tahakkuku ve 53.023,20 TL kaçak ek tahakkuku yapıldığı ve yine 11/07/2017 tarihli tutanağa dayalı olarak ise 1.474,10 TL kaçak tahakkuku ile 30.946,20 TL kaçak ek tahakkuku yapıldığı anlaşılmıştır.
BAM ilamı sonrasında aldırılan 06/10/2022 tarihli ek rapordaki tespit ve hesaplamaların, oluşa uygun ve tutarlı olduğu anlaşılmış olup; mahallin petrol istasyonu olması, bir petrol istasyonunun 2 vardiya halinde çalışmasının mümkün olmadığı, bu nedenle de davalı tarafça kaçak tahakkuk hesaplamasında dikkate alınan 3 vardiya – 21 saatlik kullanım süresinin hukuka uygun olduğu kabul edilmiş ve bu sebeple bu kullanım süresine göre dava konusu her iki kaçak tahakkukunun mevzuata uygun olarak düzenlenmiş olduğu kabul edilerek, davacının istirdata ve menfi tespite konu alacağı bulunmadığı anlaşılmış ve açılan davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının sübut bulmadığından REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90-TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 1.571,62-TL peşin hartan mahsubu ile bakiye 1.391,72-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
-Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4-Davalı tarafından bozma öncesi ve sonrası olmak üzere sarf edilen toplam 48,50-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
-Davalı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın davalı tarafa İADESİNE,
5-Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 14.724,54.-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak kendisini vekille temsil eden davalı tarafa VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 31/03/2023

Katip …
¸e-imzalıdır

Hakim …
¸e-imzalıdır