Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1060 E. 2022/146 K. 16.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1060 Esas
KARAR NO : 2022/146 Karar

DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2019
KARAR TARİHİ : 16/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkiline ait … plakalı …. marka aracın 23 Mart 2016 tarihinde arızalanarak yolda kaldığını, bunun üzerine müvekkilinin aracının arızasının giderilmesi için davalı şirket ile irtibata geçerek aynı gün arızalı aracın davalıya ait iş yerine götürüldüğünü, müvekkilinin aracın motor aksanını baştan aşağı sıfırlama şeklinde yaptırdığını, karşılığında da arkadaşı ….’a ait kredi kartı ve elden nakit olmak üzere 12.500,00 TL tamirat ücretini davalıya ödediğini, ancak yapılan ödemeye rağmen müvekkilinin fatura talep etmesine rağmen davalının kendisine fatura vermediğini, araçta tekrar sorun yaşanması üzerine müvekkilinin aracı tekrar davalının iş yerine birden fazla kez götürdüğünü, ancak davalının kendi kusuruna dayalı işlemlerden kaynaklı zararlardan dolayı müvekkilinden tekrar tamirat ücreti talep ettiğini, bunun üzerine de müvekkilinin araca herhangi bir müdahalede bulunmadan aracın bulunduğu mahalde delil tespiti yaptırdığını, Gebze … Sulh Hukuk Mahkemesinin … D.İş sayılı dosyasında yapılan bilirkişi incelemesi ile araçta meydana gelen hasarın motorun yenileme aşamasında yapılan hata nedeni ile hasar gördüğü, tespite konu … plakalı sayılı, …. marka araçta meydana gelen hasarın 13.095,00 TL olduğu, aracın tamir süresinin 10 gün olduğu hususlarının tespit edildiğini, dava konusu borca davalının kendi kusuru ile neden olduğunu beyan etmiş olmakla, 13.095,00 TL alacağın ve 2000 TL iş gücü kaybının ödenmesine hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalı adına davaya karşı yazılı cevap dilekçesi ibraz edilmemiş, davalı adına duruşmalara katılan olmamıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; ayıplı servis hizmeti iddiasından kaynaklanan zarar tazmini istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Bakırköy …. Tüketici Mahkemesinin … Esas Sayılı dosyası celp edilmiş incelenmesinde; davacısının …, davalısının …. Otomotiv Ltd. Şti. olduğu, Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün …. Sayılı takip dosyasına borçlu davalı tarafından yapılan itirazın iptali talepli dava olduğu, dosyanın Küçükçekmece … Asliye Hukuk Mahkemesinin 05.06.2018 tarih …. K sayılı kararıyla görevsizlik kararı verilerek Bakırköy tüketici Mahkemesine gönderildiği, Bakırköy …. Tüketici mahkemesinin 09.04.2019 tarih ve … E- … K sayılı kararıyla davaya konu … plakalı … model … marka aracın …. kasa kamyonet olduğu, ticari nitelikte olması nedeniyle davacının tüketici olarak kabul edilmemesi, aralarındaki işlemin de tüketici işlemi değil ticari bir işlem olması ve taraflardan her ikisinin de tacir olması gerekçeleriyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın Bakırköy Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verildiği, bilahare 19.06.2019 tarihli ek kararla HMK’nın 20. Maddesi gereğince iki haftalık süre içinde gönderme istenmediğinden davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği görülmüştür.
KALDIRMA KARARI ÖNCESİ YARGILAMA VE GEREKÇE:
Mahkememizin …. Esas 30/09/2020 tarih ve … Sayılı kararı ile;
“… bilirkişi raporu kapsamı ile arızanın servis hizmeti hatasından kaynaklandığı belirlenmiş olup, nitekim aynı arızayı sürekli yapması ve arızanın giderilememesi araçtaki rektifiye aşamasındaki hatadan olduğu anlaşılmaktadır.” gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 13.095,00 TL hasar bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2.000,00 TL iş gücü bedeli talebinin de feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.

KALDIRMA KARARI SONRASI YARGILAMA VE GEREKÇE:
Mahkememizin … Esas …. Karar sayılı dosyasından verilen 30/09/2020 tarihli kararı, davalı vekili tarafından İSTİNAF edilmiş ve İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi …. Hukuk Dairesi’nin …. Esas 08/12/2021 tarih ve … Sayılı kararı ile: “…Dava dilekçesi içeriğine göre davacının tacir olduğunun ileri sürülmediği, mahkemece de tacir-esnaf araştırması yapılmadan işin esasının incelendiği, davacı tarafça araç arızası sonrası tespit talebiyle mahkemeye başvurulup inceleme yaptırılmış ise de bu incelemede davalı tarafça araca ne gibi işlemler yapıldığının değerlendirilmediği, araçta oluşan piston kolunun kırılması sonucu motor bloğunun patlamasının motor rektefiyesi aşamasında yapılan işlem nedeniyle oluştuğunun belirtilmiş olduğu, raporun ….e tebliğ edildiği, davanın ise şirket aleyhine açılmış olduğu ve mahkemece bu rapor esas alınarak yeniden inceleme yaptırılmaksızın karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olmadığı görülmektedir.
Bu itibarla, davalının istinaf talebinin kabulüyle kararın HMK’nın 353/1-a.6 maddesi gereğince davacının ticaret sicil kayıtlarının, esnaf oda kayıtlarının, vergi kayıtları ve vergi matrahlarının getirilmesi, hangi usule göre defter tuttuğunun, Bakanlar Kurulu kararnamesindeki gelir sınırına göre işletmelerinin esnaf işletmesi veya tacir kapsamında kalıp kalmadığının araştırılması, buna dair delillerin toplanarak karar yerinde tartışılması, neticede tarafların tacir vasfı taşıması halinde Ticaret Mahkemesi’nde yargılamaya devam olunması, tacir vasfının bulunmaması halinde de Asliye Hukuk Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesi” gerekçeleriyle mahkememiz kararının kaldırılmasına karar verilmiştir.
Mahkememizce kaldırma kararından sonra yapılan yargılama aşamasında İstinaf ilamı doğrultusunda İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve Sultanbeyli Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazılarak davacının gerçek kişi ya da şahıs firması olarak tacir kaydının bulunup bulunmadığı, vergi mükellefi olup olmadığı, hangi defterleri tuttuğu, işletme hesabına göre mi bilanço usulüne göre mi defter tuttuğu, Vergi Usul Kanunu’nun 176-177.maddeleri kapsamında esnaf mı yoksa tacir mi olduğu hususlarının araştırılarak mahkememize bu hususla ilgili bilgi verilmesi istenmiş, cevabi yazılar ve ekleri dosyaya kazandırılmıştır.
Sultanbeyli Vergi Dairesine yazılan yazıya verilen cevapta; davacının en son beyan ettiği 2020 yılı Gelir Vergisi Beyannamesine işletme hesabı esasına göre defter tuttuğu, gerçek usulde ticari kazanç elde ettiği, davacının kazancının (gayrisafi iş hasılatının 2020 yılı itibariyle geçerli olan 140.000 TL’nin altında olduğu) V.U.K.’nun 177. Md.’sinin 1. Fıkrasının 1. Bendindeki Nakdi Limitin altında olduğundan V.U.K. 178. Madde kapsamında 2. Sınıf tüccar sınıfına dahil olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Asliye Ticaret Mahkemeleri, 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 5. Maddesi gereğince ticari davalara bakmakla görevlidir.
Ticari davaları, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır.
Bilindiği üzere ticari iş ve ticari dava ayrı hukuki kavramlardır. Ticari iş kabul edilen bir husustan kaynaklanan her uyuşmazlık ticari dava olarak kabul edilmemiştir. 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde ticari davalar tanımlanmış ve sayılmıştır. Bu maddeye göre “her iki tarafın da ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan hukuk davaları”, “ticari nitelikteki çekişmesiz yargı işleri” ve “tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın aynı maddenin (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentlerinde sayılan davalar ticari dava sayılır. Diğer bir anlatımla bu maddeye göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için ya tarafların her ikisinin tacir olması ve uyuşmazlığın her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğması; ya ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi olması ya da açılan davanın maddede 6 bent halinde sayılan davalardan olması gerekir. Taraflardan biri tacir değilse veya tacir olmasına rağmen uyuşmazlığın ticari işletmeyle ilgisi yoksa ticari davanın varlığından söz edilemez.
Ayrıca 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2’nci maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira, Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hâl böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Bu durumda eldeki davanın Asliye Ticaret Mahkemesince görülüp karara bağlanabilmesi için uyuşmazlığın, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması ve bu bağlamda tarafların her ikisinin birden tacir olması zorunludur. (Yargıtay 3. H.D.sinin 04.12.2017 gün ve 2016/9128 E- 2017/17010 K. sayılı kararı)
19.02.1986 tarih ve 19024 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 25.01.1986 tarihli Bakanlar Kurulu Kararı ile TTK’nın 1463. maddesine göre esnaf ve küçük sanatkar ile tacir ve sanayicinin ayrımına dair esaslar tespit edilmiştir. Buna göre; 1- Koordinasyon kurulunca tespit ve yayınlanacak esnaf ve küçük sanatkar kollarına dahil olup da gelir vergisinden muaf olanlar ile kazançları götürü usûlde vergilendirilenler ve işletme hesabına göre defter tutanlardan iktisadi faaliyetleri nakdi sermayesinden ziyade, bedeni çalışmalarına dayanan ve kazançları ancak geçimlerini sağlamaya yetecek derecede az olan ve Vergi Usûl Kanununun 177. maddesinin birinci fıkrasının 1 ve 3 nolu bentlerinde yer alan limitlerin yarısını, iki numaralı bendinde yazılı nakdi limitin tamamını aşmayanların esnaf ve küçük sanatkar, 2- Vergi Usûl Kanununa istinaden birinci sınıf tacir sayılan ve bilanço esasına göre defter tutanlar ile işletme hesabına göre defter tutan ve birinci madde de belirtilenlerin dışında kalanların tacir ve sanayici sayılmaları kararlaştırılmıştır.
Yapılan yargılama, toplanan deliller, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi … Hukuk Dairesi’nin … Esas 08/12/2021 tarih ve …. Sayılı kaldırma kararı ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, Davanın ayıplı servis hizmeti iddiasından kaynaklanan zarar tazmini istemine ilişkin olduğu, 6102 sayılı TTK nun 4/1 maddesinde her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ve çekişmesiz yargı işlerinin ticari dava ve ticari nitelikte çekişmesiz yargı işi sayılacağının hüküm altına alındığı, buna göre bir uyuşmazlığın ticari nitelikte olabilmesi için her iki tarafın da ticari işletmesini ilgilendirmesi yahut aynı maddenin alt bentlerinde düzenlenen istisnalardan birine dahil olması gerektiği, Mahkememizce davacının tacir olup olmadığı hususunda Sultanbeyli Vergi Dairesi’ne yazı yazıldığı, verilen cevapta davacının kazancının V.U.K.’nun 177. Md.’sinin 1. Fıkrasının 1. Bendindeki Nakdi Limitin altında olduğu ve işletmesinin esnaf işletmesi kapsamında kaldığı anlaşılmakla; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun “Görevin Belirlenmesi ve Niteliği” başlıklı 1. maddesinde, mahkemelerin görevinin ancak kanunla düzenleneceği ve göreve ilişkin kuralların kamu düzeninden olduğu belirlendiğinden bu hususun mahkemelerce yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerektiği dikkate alınarak mahkememizin görevsizliğine, dava dilekçesinin HMK 114/1-c maddesine istinaden 115/1-2 gereğince görev yönünden usulden reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/02/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸