Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/1015 E. 2022/940 K. 26.10.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/1015 Esas
KARAR NO : 2022/940 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/12/2021
KARAR TARİHİ : 26/10/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 09/12/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı aleyhine, Gaziosmanpaşa … İcra Müdürlüğünün … E. Sayılı dosyası ile 10.000,00 TL asıl alacak ve T.T.K’nun 1530. maddesi gereğince hesaplanan işlemiş faiz alacağının tahsili için icra takibi yapıldığını, davalı tarafından 21.06.2021 tarihli dilekçe ile takibe karşı itirazda bulunulduğunu, takibe konu borcun dayanağının cari hesap alacağı olduğunu, müvekkili ile davalı arasında cari hesap ilişkisi bulunmakta olup, müvekkilinin davalıdan 10.000,00-TL alacağının mevcut olduğunu, aynı alacağın, davalının ticari defter ve kayıtlarında da kayıtlı olduğunu, davalının itirazının haksız, dayanaksız ve kötü niyetli olduğunu iddia ederek; itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den aşağı olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekâlet ücretinin davalıya yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkiline karşı, davacı …. Şti. tarafından Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğünün… Esas sayılı dosyası kapsamında haksız ve kötü niyetli olarak takip başlatıldığını, haksız ve kötü niyetli olan davacının işbu takibine müvekkili tarafından haklı nedenle itiraz edildiğini, müvekkilinin icra takibine konu tüm borçlarını ödediğini, başkaca borcu bulunmadığını, davacının icra takibini ve iş bu davayı açmasındaki asıl niyetinin alacağı mükerrer tahsil etmek olduğunu, ödemelere ilişkin dekontları ekte sunduklarını, davacının açıkça kötü niyetli olup iş bu davanın reddi gerektiğini savunarak; davacının haksız ve kötü niyetli davasının reddine, müvekkili davalının haklı itirazının kabulüne, takibin iptaline, davacının işbu davayı açmasında haksız ve kötü niyetli olmasından dolayı %20’den az olmamak kaydıyla icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, yargılama harç ve giderlerinin, vekalet ücretinin davacı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesaba dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
Uyuşmazlığın; taraflar arasında alım satıma dayalı ticari ilişki kapsamında cari hesap alacağına dayalı olarak başlatılan icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın haklı olup olmadığı, davacının itirazın iptali ile icra inkar tazminatı taleplerinin, davalının kötü niyet tazminatı talebinin kabul edilip edilemeyeceği hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 10.000,01-TL asıl alacak, 2.158,02-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 12.158,03-TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 18/06/2021 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 21/06/2021 tarihinde takibe ve borca itiraz ettiği, davalının itirazı üzerine 25/06/2021 tarihinde icranın durdurulması kararı verildiği, durdurma kararının alacaklı vekiline tebliğ edilmediği, işbu itirazın iptali davasının yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne ve Silivri Vergi Dairesi Müdürlüğüne müzekkere yazılarak; davalının gerçek kişi ya da şahıs firması olarak tacir kaydının bulunup bulunmadığı, vergi mükellefi olup olmadığı, hangi defterleri tuttuğu, işletme hesabına göre mi bilanço usulüne göre mi defter tuttuğu, Vergi Usul Kanunu’nun 176-177.maddeleri kapsamında esnaf mı yoksa tacir mi olduğu hususlarının araştırılarak mahkememize bu hususla ilgili bilgi verilmesi istenmiş, cevabi yazılar ve ekleri dosyaya kazandırılmıştır.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta; davalının gerçek kişi ticari işletme kaydının bulunamadığı gibi ortaklarından olduğu limited, kollektif ve komandit şirket kaydı da bulunamadığının bildirildiği görülmüştür.
Silivri Vergi Dairesine yazılan müzekkereye verilen cevapta; davalının 18/11/2013 tarihinde motorlu kara taşıtlarının genel bakım ve onarımı faaliyetine başladığı, 2. Sınıf tüccar olduğu ve işletme esasına göre defter tuttuğu ve Form Ba-Form Bs bildirim zorunluluğunun bulunmadığının bildirildiği görülmüştür.

Küçükköy Vergi Dairesi Müdürlüğünden; davacı şirketin 2019 yılına ait BA/BS formları celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Mahkememiz dosyası tarafların iddia ve savunmaları, sunulan ve toplanan deliller, dosya kapsamı belgeler, Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek suretiyle; tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığının, lehlerine delil niteliğinde olup olmadığı, defter kayıtlarının birbirini doğrulayıp doğrulamadığı, taraflar arasında ticari ilişkinin tespiti halinde tarafların ticari ilişkiyi hangi hesaplarla izlediği, defterler arasında fark bulunması halinde farkın sebebi hususları ile takip tarihi itibari ile davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacağın miktarı hususlarında rapor düzenlenmek üzere SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
10/06/2022 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “…Davacının 2019, 2020 ve 2021 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 17.000,01-TL alacaklı olduğu, davalının 2019 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu ancak 2020 ve 2021 yılları ticari defterleri ibraz edilmediğinden lehine delil niteliği konusunda değerlendirme yapılamadığı, davalının işletme defterini usulüne uygun şekilde tutmakla beraber bu defter yapısı itibariyle gerçek borç- alacak ilişkisini tespite imkan vermeyen bir ticari defter olduğundan davalının 2019, 2020 ve 2021 yılları davacı yana olan borç miktarının tespit edilemediği, davacı şirket tarafından davalı şirkete 5 adet toplamda 26.560,01-TL fatura düzenlendiği, davalı şirket tarafından sunulan Gelir İdaresi Başkanlığı Defter Beyan Sisteminden onaylı Gider Listesi incelendiğinde mezkur faturaların davalı kabulünde olduğu, davalı tarafından davacı şirkete faturalar karşılığında toplamda 9.560,00-TL ödeme yapıldığı ve bu ödemelerin davacı şirket kabulünde olduğu, taraflar arasında özel bir anlaşma olmadığı ve davalı tarafından yapılan ödemelerin cari hesaba istinaden yapıldığı anlaşıldığından davalı tarafça yapılan ödemelerin öncelikle davacının muaccel olan alacaklarına sayılmasının gerekeceği, cari hesap işleyişinin de bu uygulamayı gerektirdiği nazara alındığında davacının takip konusu alacağını oluşturan faturalarının davacının düzenlediği en son tarihli faturalardan müteşekkil olduğunun kabulünün gerekeceği, mezkur faturalar içeriğindeki ürünlerin davalı şirkete teslimi hususu ile ilgili olarak; mezkur faturalardan …, … ve … nolu faturaların teslim alan kısmında … isminin bulunduğu, … nolu faturanın teslim alan kısmında sadece imza bulunduğu, …. nolu faturanın teslim alan kısmında ise isim veya imza bulunmadığı, davalı şirket tarafından sunulan Gelir İdaresi Başkanlığı Defter Beyan Sisteminden onaylı Gider Listesi incelendiğinde mezkur faturaların davalı kabulünde olduğu anlaşıldığından, mezkur faturalar içeriğindeki ürünlerin davalıya tesliminin kabulünün gerekeceği, neticeten; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan taleple bağlılık ilkesi gereği 10.000,01-TL alacaklı olduğu, takip öncesi işlemiş faize ilişkin dayanak bulunmadığından takip öncesi faiz hesabı yapılmadığı” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından rapora karşı itirazda bulunulmamıştır.
10/06/2022 tarihli bilirkişi raporu dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunmuştur.
İİK’nun 67. maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’un 67/2.maddesinde “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, iddia, savunma, sunulan ve toplanan deliller, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, 10/06/2022 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında açık cari hesap şeklinde işleyen alım satıma dayalı ticari bir ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacı tarafından cari hesap bakiye alacaklı olduğu iddia edilerek davalı hakkında icra takibine girişildiği, davalı tarafça borca, faiz ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine işbu itirazın iptali istemli davanın açıldığı, taraflarca delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, 10/06/2022 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacının 2019, 2020 ve 2021 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının 2019 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu ancak 2020 ve 2021 yılları ticari defterleri ibraz edilmediğinden lehine delil niteliği konusunda değerlendirme yapılamadığı, davalının işletme defterini usulüne uygun şekilde tutmakla beraber bu defter yapısı itibariyle gerçek borç- alacak ilişkisini tespite imkan vermeyen bir ticari defter olduğundan davalının 2019, 2020 ve 2021 yılları davacı yana olan borç miktarının tespit edilemediği, davacı şirket tarafından davalı şirkete 5 adet toplamda 26.560,01-TL fatura düzenlendiği, davalı şirket tarafından sunulan Gelir İdaresi Başkanlığı Defter Beyan Sisteminden onaylı Gider Listesi incelendiğinde mezkur faturaların davalı kabulünde olduğu, davalı tarafından davacı şirkete faturalar karşılığında toplamda 9.560,00-TL ödeme yapıldığı ve bu ödemelerin davacı şirket kabulünde olduğu, neticeten; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan taleple bağlılık ilkesi gereği 10.000,01-TL alacaklı olduğu hususlarının tespit edildiği anlaşılmakla; denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu ve davalının icra takibinden önce temerrüde düşürülmediği dikkate alınarak, dosya kapsamına göre, tarafların ticari defter kayıtları ve davalı tarafın sunduğu Gelir İdaresi Başkanlığı Defter Beyan Sisteminden onaylı Gider Listesi ile alacağın varlığının ispatlandığı değerlendirilerek davanın kısmen kabulü ile davalının Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazının kısmen iptali ile takibin 10.000,01-TL asıl alacak üzerinden devamına karar vermek gerekmiş, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu alacağın faturaya dayalı olması sebebiyle alacağın likit ve bilinebilir olduğu dikkate alınarak hüküm altına alınan asıl alacağın % 20’si oranında, borçlu davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, fazlaya ilişkin talebin ve şartları oluşmadığından davalının tazminat talebinin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın KISMEN KABULÜ ile;
Davalının Gaziosmanpaşa …İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın KISMEN İPTALİNE,
Takibin asıl alacak miktarı olan 10.000,01-TL üzerinden DEVAMINA,
Hüküm altına alınan asıl alacağa davacının takip talebindeki miktarı aşılmamak üzere takip tarihinden itibaren ticari faiz İŞLETİLMESİNE,
Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla hüküm altına alınan asıl alacağın % 20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Davalının şartları oluşmayan tazminat talebinin REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 683,10-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 59,30-TL harç ile icra dosyasına yatırılan 60,79-TL harcın mahsubu ile bakiye 563,01-TL harcın davalıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanıp takdir olunan 1.082,40-TL’sinin davalıdan 237,60-TL’sinin davacıdan alınarak HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından ve davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 9.200,00-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5-Davalının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 2.157,99-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
6-Davacı tarafından yapılan 59,30-TL başvurma harcı, 59,30-TL peşin harç ile icra dosyasına yatırılan 60,79-TL harç, 66,10-TL posta gideri, 1.300,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.545,49-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanıp takdir olunan 1.271,17-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.26/10/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸