Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2021/10 E. 2021/658 K. 21.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2021/10 Esas
KARAR NO : 2021/658

DAVA : İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/01/2021
KARAR TARİHİ : 21/06/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 13/07/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Kambiyo Senetlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketin, …bank 31.03.2019 keşide tarihli …. seri nolu, … bank 30.04.2019 keşide tarihli …bank … seri nolu, 28.02.2019 keşide tarihli … seri nolu çekleri yasal süresi içinde takas yolu ile davalı bankaya ibraz ettiğini, söz konusu çeklerin karşılıksız çıktığını, müvekkil şirketin, 24.01.2020 tarihinde her bir çek yaprağı için bankanın sorumlu olduğu 2.030 TL’nin ödenmesi için çek asılları ile birlikte davalı bankanın … şubesine dilekçe ile başvuruda bulunduğunu, davalı bankanın, çekteki keşideci imzası ile banka kayıtlarındaki keşideci imzası birbirini tutmadığından ödeme talebini reddettiğini, davalı banka hakkında Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalı bankanın, icra takibine 27.02.2020 tarihinde kötü niyetle ve haksız olarak itiraz ettiğini, davalı bankanın söz konusu çeklerin üzerindeki keşideci imzasının birbirini tutmadığından bahisle ödeme yapmaktan kaçınamayacağını, bu nedenle itirazın iptali ile takibin devamına, icra takibine itiraz edilmiş olduğundan %20 den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu çekte imza uyuşmazlığı söz konusu olduğunu, çek sorumluluk bedelinin ödenmesinin mümkün olmadığını, müvekkili bankanın çekteki keşideci imzasını ve imzanın geçerliliğini araştırma yükümlülüğünün olduğunu, davacının iddialarının aksine müvekkili bankanın keyfi ya da kötü niyetli bir uygulaması söz konusu olmayıp aksi yöndeki beyanların gerçek dışı olduğunu, müvekkili banka mevzuata ve uygulamalara uygun hareket ettiğini, kendisine atfedilecek herhangi bir kusur ya da hukuka durumun söz konusu olmadığını, davacının icra inkar tazminatı talep edemeyeceğini, bu nedenle davanın reddine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmıştır.
Küçükçekmece …. İcra müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı şirketin, davalı aleyhine 6.090,00-TL asıl ve toplam alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek yıllık %15 ticari temerrüt faizi ile birlikte, icra masrafları ve vekalet ücretinin tahsili için icra takibine geçildiği, borçluya ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava taraflar arasında kambiyo senetlerinden kaynaklanan alacak olduğuna dair yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Çek, 6102 sayılı TTK’nın üçüncü kitabı ile 5941 sayılı Çek Kanunu ve bu Kanun uyarınca çıkarılan tebliğlerle düzenlenen bir kıymetli evraktır. 6102 sayılı TTK’nın 670 vd. düzenlemelerine göre çek de poliçe ve bono gibi bir kambiyo senedidir. 6102 sayılı TTK’nın üçüncü kitabında 780-823. maddeleri arasında düzenlenen çeke 818. maddenin yaptığı atıflar çerçevesinde poliçeye ilişkin hükümlerin uygulanması kabul edilmiştir (Bozer, A. /Göle, C.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara, 2018, s:221, 6102 sayılı TTK’nın 778. ve 6762 sayılı eTTK’nın 690, 730. maddeleri).
Çek, TTK’da tanımlanmamıştır. Çeke ait hükümler göz önüne tutularak çek şöyle tarif edilebilir: Çek, kanunun öngördüğü belirli şekil şartlarına bağlı, soyut ve kayıtsız şartsız bir bedelin ödenmesi konusunda sadece bankalar üzerine düzenlenebilen, kıymetli evraktan sayılan özel bir havaledir (Tuna., E./ Göç Gürbüz, D.: Ticaret Hukuku Prensipleri Kıymetli Evrak, Ankara 2018, s.268).
Bu havalenin yazılı şekilde yapılması, belli şekil şartlarını içermesi ve kayıtsız şartsız bir ödeme yetkisi biçiminde olması gerekir. Diğer kambiyo senetlerinde olduğu gibi çekte de sıkı sıkıya şekle bağlılık esası geçerlidir. Zorunlu unsurlardan birinin bile eksikliği çekin bu niteliğini ortadan kaldırır. Çekin zorunlu unsurları, mülga 6762 sayılı eTTK’nın 692-693. maddelerinde gösterilmiştir (6102 sayılı TTK m.780, 781).
Bu kapsamda, mülga 6762 sayılı TTK’nın 707. maddesi; “Çek, görüldüğünde ödenir. Buna aykırı herhangi bir kayıt yazılmamış hükmündedir.
Keşide günü olarak gösterilen günden önce ödenmek için ibraz olunan bir çek ibraz günü ödenir.”;
Aynı Kanun’un “Ödeme için ibraz” başlıklı 708. maddesinin 1. fıkrası ise “… Bir çek, keşide edildiği yerde ödenecekse on gün; keşide edildiği yerden başka bir yerde ödenecekse bir ay içinde muhataba ibraz edilmelidir…” hkümlerini içermektedir (6102 sayılı TTK m.795, 796).
Anılan mülga 6762 sayılı TTK’nın707. madde hükmüne göre, çekte gerçek keşide tarihine göre ileri bir tarihin atılabileceği, ancak bu hâlde de çekin ibraz tarihinde ödenmesi gerektiği benimsenmiştir. Bu tür çeklere öğretide “postdate”, “ileri ihdas tarihli”, “önceki tarihli”, “ileri tarihli”, “vadeli çek” olarak adlandırılan bu şekil, uygulamayla da benimsenmiştir (Poroy, R./Tekinalp, Ü.:Kıymetli Evrak Hukuku, İstanbul 1998, s.263 ve dipnot 24, 25; Eriş, G.:Uygulamalı Çek Hukuku, Ankara 2004, s.211 vd.; Uyar, T. /Uyar, A. / Uyar, C.: İcra Hukukunda Kambiyo Senetleri, Ankara 2013, s.63; Ülgen, H. /Helvacı, M. /Kendigelen, A. /Kaya, A.: Kıymetli Evrak Hukuku, 7.Bası, İstanbul 2013, s.260).
İleri tarihli çekte yasal ibraz sürelerinin başlangıç tarihi, çekte keşide günü olarak gösterilen tarihtir. Gerçek ihdas, ibraz süresi hesabının başlangıcı olamaz. Bilimsel öğretide de kabul edildiği gibi, keşide tarihi senedin gerçekten tedavüle çıkarıldığı tarih olmayıp, üzerinde yazılı bulunan tarihtir. Bu durum, çekin, üzerinde yazılı keşide tarihinden önce ya da sonra tedavüle çıkarılmasına olanak vermekte, dolayısıyla ibraz sürelerinin kısaltmak veya uzatmak olanağı doğmaktadır (Mülga 6762 sayılı TTK’nın m.708/son; Öztan, F.: Kıymetli Evrak Hukuku, Ankara 1997, s.1054). Nitekim aynı hususlara Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16.04.2014 tarihlive 2013/12-1285 E.,2014/531 K. sayılı kararında da değinilmiştir.
Bankalar için öngörülen her bir çek yaprağı için kabul edilen kanunî sorumluluğa değinmek gerekirse;
Bu hususa ilişkin 5941 sayılı Çek Kanunu’nun “İbraz, ödeme, çekin karşılıksız olduğunun tespiti ve gecikme cezası” başlıklı 3. maddesi:
“1 Karşılığı bulunan çek, hesabın bulunduğu muhatap bankanın herhangi bir şubesine ibraz edildiğinde hamilin varsa vergi kimlik numarası saptandıktan sonra ödenir. Ancak çek, hesabın bulunduğu şubeden başka bir şubeye ibraz edildiğinde, o şubece karşılığı sorulmak suretiyle ödenir.
2 “Karşılıksızdır” işlemi, muhatap bankanın hamile kanunen ödemekle yükümlü olduğu miktarın dışında, çek bedelinin karşılanamayan kısmıyla sınırlı olarak yapılır.
3 Muhatap banka, ibraz eden düzenleyici dışındaki hamile, süresinde ibraz edilen her çek yaprağı için;
a Karşılığının hiç bulunmaması hâlinde,
1 Çek bedeli bin Türk Lirası veya üzerinde ise bin Türk Lirası,
2 Çek bedeli bin Türk Lirasının altında ise çek bedelini,
b Karşılığının kısmen bulunması hâlinde,
1 Çek bedeli bin Türk Lirası veya altında ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığı bin Türk Lirasına tamamlayacak bir miktarı,
2 Çek bedeli bin Türk Lirasının üzerinde ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığa ilave olarak bin Türk Lirasını,ödemekle yükümlüdür. Bu husus, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmündedir. Bu fıkradaki miktar, Türkiye İstatistik Kurumu tarafından yayımlanan fiyat endekslerindeki yıllık değişmeler göz önünde tutularak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası tarafından her yıl Ocak ayında belirlenir ve Resmî Gazete’de yayımlanır.” eklinde düzenlenmiştir.
5941 sayılı Çek Kanunu’nun üçüncü maddesinin ikinci fıkrasının ( b ) bendinde; çek bedeli bin Türk Lirasının üzerinde ise, çek bedelini aşmamak koşuluyla, kısmî karşılığa ilave olarak bin Türk Lirasını bankanın ödemekle yükümlü olduğu; bu hususun, hesap sahibi ile muhatap banka arasında çek defterinin teslimi sırasında yapılmış olan dönülemeyecek bir gayri nakdî kredi sözleşmesi hükmünde olduğu öngörülmüştür.
Karşılıksız çıkan çeklerde yaprak başına bankaya yüklenen sorumluluk, sözleşmesel değil yasal bir gayri nakdî kredi niteliğindedir. Buna göre banka, çekin karşılıksız kalması hâlinde, Kanunda öngörülen diğer şartların da yerine getirilmesi suretiyle hamile, Kanunda öngörülen tutarı ödemek zorundadır ( Çek K. m.3 ). Bu haliyle karşılıksızlık bankanın Kanun gereği yüklendiği bir sorumluluk niteliğindedir ve hamile yapılan ödeme ile nakdî krediye dönüşerek istenebilir hâle gelir.
Nitekim aynı hususlar Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulunun 27.12.2017 tarihli ve 2016/1 E., 2017/6 K. sayılı kararında da vurgulanmıştır.
5941 sayılı Çek Kanunu’nun 3. maddesinin 4. ve 5. fıkralarına göre ise; hamilin talepte bulunması hâlinde, karşılıksızdır işlemi çekin arka yüzüne tahsil için bankaya ibraz edildiği tarih, hesap durumu, bankanın yükümlülüğü çerçevesinde ödediği miktar ve ibraz eden gerçek kişinin adı ve soyadı yazılmak, bu kişinin tüzel kişi adına bedeli tahsil etmesi hâlinde bu husus belirtilmek ve bu kişi ile birlikte banka yetkilisi tarafından imzalanmak suretiyle yapılır. Muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutar dâhil, kısmî ödemenin hamil tarafından kabul edilmemesi hâlinde, ikinci fıkra hükmüne göre karşılıksızdır işlemi yapılır; ibraz tarihi ile ödememe nedeni çekin üzerine yazılır ve çek, üzerine imzası alınarak hamiline geri verilir; ön ve arka yüzünün fotokopisi banka tarafından saklanır. Çek hesabında hiç karşılığın bulunmaması ve hamilin sadece muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutarın ödenmesini talep etmesi hâlinde de bu fıkra hükmüne göre işlem yapılır.
Aynı Kanun’un 3. maddesinin 6. fıkrası ise “muhatap bankanın üçüncü fıkraya göre ödemekle yükümlü olduğu tutar dahil kısmî ödeme hâlinde, çekin ön ve arka yüzünün onaylı fotokopisi ücretsiz olarak hamile verilir. Çek hamili, bu fotokopiyle müracaat borçlularına veya kambiyo senetleri hakkındaki takip usullerine başvurabileceği gibi, Cumhuriyet Başsavcılığına şikâyette bulunurken dilekçesine bu fotokopiyi ekleyebilir ve bunu icra daireleri ile mahkemelerde ispat aracı olarak kullanabilir. Mahkeme veya icra dairesinin istemi hâlinde çekin aslı bu mercilere gönderilir.” düzenlemesini içermektedir.
Bu açıklamalardan sonra somut olayımıza dönecek olur isek, davalı banka tarafından imzanın keşideciye ait olup olmadığı konusunda inceleme yapma yükümlülüğü olsa da mahkememizce 1 nolu celse de kurulan ara karar gereği dava dışı keşideciye ait imza örnekleri dosyamıza sunulmamış ve davalı banka imzaya itiraz iddiasından sarf-ı nazar edilmiş sayılmıştır.
Gelinen aşamada yukarıdaki açıklamalar da dikkate alınarak, varlığı konusunda şüphe bulunmayan …bank 31.03.2019 keşide tarihli … seri nolu, …bank 30.04.2019 keşide tarihli …bank … seri nolu, 28.02.2019 keşide tarihli … seri nolu çekleri 3 adet çek yaprağı yönünden kurulan gayri nakdi kredi ilişkisi çerçevesinde davalının 3. Kişi hamile karşı çek yapraklarına dair sorumluluğu devam ettiği, belirlenen bedeli ödemediği sabit olduğu, alacağın likit olduğu dikkate alınarak dava hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE,
-Takibin aynen DEVAMINA,
-Asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 416,01-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 73,56-TL harcın mahsubu ile bakiye 342,45-TL harcın davalıdan alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00-TL ücreti vekaletin davalıdan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından ödenen 59,30-TL başvurma harcı, 73,56TL peşin harç, 24,10-TL tebligat ve müzekkere ücreti olmak üzere toplam 156,96-TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.21/06/2021

Katip ….
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza