Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/959 E. 2021/117 K. 04.02.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/959 Esas
KARAR NO : 2021/117

DAVA : Ticari Şirket (Fesih İstemli)
DAVA TARİHİ : 23/12/2019
KARAR TARİHİ : 04/02/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/02/2021

Mahkememizden verilen 12/03/2020 tarih ve … Esas … sayılı kararı İstinaf Bölge Adliyesi …. Hukuk Dairesi’nin 26/11/2020 tarih ve …. Esas … Karar sayılı ilamıyla kaldırıldığı, mahkememizin yukarıdaki esasına kaydı yapıldığı anlaşılmakla İstinaf kararı sonrası yapılan yargılama sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili …’un İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne …. sicil numarası ile kayıtlı … Tekstil Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi’ne %30,84 oranında azınlık pay sahibi olarak ortak olduğunu, şirket yönetimi tamamen kötü niyetli ve hukuka aykırı davranışlarla müvekkili şirketten uzaklaştırmaya çalıştığını, müvekkilinin davet edilmeksizin yapılan yönetim kurulu ve alınan … numaralı kararın mutlak butlanla batıl olduğunu, bu sebeple söz konusu batıl olan karara istinaden münferit imza ile yapılan işlemler de hukuken batıldır. işbu karara karşı butlan davası açma hakkının saklı olduğunu, batıl yönetim kurullarına dayanarak son 3 yılın hesap dönemine ait genel kurul toplandığını, açıklanması talep edilen hususlara hiçbir açıklama getirilmediğini, üstünkörü cevaplarla geçiştirildiğini belirterek haklı sebeple davalı şirketin feshine, feshin mümkün olmaması halinde TTK. 531. Maddesinde belirtildiği şekilde davacı pay sahibine paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davalı şirketten çıkarılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; iş bu davanın Türk Ticaret Kanunu’nda düzenmiş olan ticari davalardan olup, TTK Madde 5/A bendi uyarınca konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri arabuluculuğa tabi olduğunu, davacı ile müvekkili şirket ortakları … ve …, …’nin hisse ortakları olduklarını, müvekkili şirketin kurulduğu tarihten itibaren yıllarca davacı %50 paya sahip hisse ortağı iken daha sonra payının bir kısmını kendi isteği ile devrettiğini, davacının 12.09.2018 tarihli yönetim kurulu toplantısının kendisine haber verilmeksizin yapıldığını, iş bu yönetim kurulu toplantısının ve alınan kararların batıl olduğunu iddia ettiğini, ancak müvekkili şirket yetkilileri tarafından …’a yapılacak olan yönetim kurulu toplantısı haber verilmesine karşın davacı yönetim kurulu toplantısına iştirak etmediğini, yönetim kurulu üyesinin, kendisi davet edilmeden toplantı yapıldığını ve imza yetkisinin onayı dışında değiştirildiğini bilerek 8 ay boyunca bu hususta herhangi bir iddia ve itirazda bulunmamış olması hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davacının şirket bünyesinde bulunan neredeyse 1/3 oranında hisse oranı ve davacının konumu da düşünüldüğünde yönetim kurulu toplantısından haberdar olmaması mümkün olmadığını, davacının taleplerine esas teşkil eden iddialarının kabulünün mümkün olmadığını belirterek iş bu davanın reddini, mahkeme aksi kanaate ise davacının pay değerinin ödenerek ortaklıktan çıkarılması kararı verilmesini, 30.12.2019 tarihli tensip zaptının 14 numaralı ara kararında değerlendirileceği belirtilen şirkete tedbiren yönetici kayyım atanmasının reddini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; TTK.nın 531.maddesi uyarınca davalı şirketin fesih ve tasfiyesi, davacı pay sahibine paylarının karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenerek davalı şirketten çıkarılması istemine ilişkindir.
İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği , istenen bilgi ve belgelerin gönderildiği, incelenmesinde; … sicil nolu …’nin 18/01/1990 tarihinde kurulduğu, …, …., …’in yönetim kurulu üyeleri, … ile …’ın aynı zamanda şirket yetkilisi oldukları, şirketin son tescilini 04/12/2019 tarihinde yaptırdığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın; davacı ortağın davalı anonim şirket ortaklığından haklı sebeple çıkma koşullarının oluşup oluşmadığı, çıkma koşulları oluşmuş ise çıkma payının bulunup bulunmadığı, miktarının tespiti, şirketin fesih ve tasfiye koşullarının oluşup oluşmadığı, makul kabul edilebilir çözüm yolu bulunup bulunmadığı hususlarından kaynaklandığı anlaşılmıştır.
Mahkememizden verilen 12/03/2020 tarih ve … Esas … sayılı kararı ile, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 01/01/2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesinin 1.fıkrası gereğince dava şartı yokluğundan HMK 115.madde uyarınca usulden reddine karar verilmiş, davalı vekilinin İstinaf başvurusu üzerine İstinaf Bölge Adliyesi …. Hukuk Dairesi’nin 26/11/2020 tarih ve … Esas … Karar sayılı ilamı ile;
“6100 sayılı HMK’nın 114/1. maddesinin birinci fıkrasında, tüm davalar bakımından geçerlilik taşıyan dava şartlarının neler olduğu hususu açıkça hükme bağlanmış, HMK’nın 114/2. maddesinde ise diğer kanunlarda yer alan dava şartlarına ilişkin hükümlerin saklı olduğu belirtilmiştir.
7155 sayılı Kanun ile 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’na eklenen ve 01.01.2019 tarihinde yürürlüğe giren 5/A maddesi ile getirilen “Kanunun 4 üncü maddesinde ve diğer kanunlarda belirtilen ticari davalardan, konusu bir miktar paranın ödenmesi olan alacak ve tazminat talepleri hakkında dava açılmadan önce arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır.” hükmü uyarınca, konusu bir miktar para alacağı olan talepler hakkındaki ticari davalarda dava açmadan önce arabuluculuğa başvuru zorunlu hale getirilmiş, yani arabuluculuğa başvurmak dava şartı haline getirilmiş bulunmaktadır.
Dava şartı, kamu düzenine ilişkin olup HMK’ nın 355. ve 115. maddeleri uyarınca, istinaf sebebi yapılmasa bile, resen gözetilir. Somut olayda ise uyuşmazlık, anonim şirketin haklı sebeplerle feshi, olmadığı takdirde davacının pay değerinin tespit edilip ödenmesi suretiyle ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesi talebine ilişkindir. Yani, koşulları oluşmuşsa şirketin feshine karar verilmesi istemi asıl talep olup asıl talebin herhangi bir nedenle yerine getirilmesinin imkansız olduğu halde terditli olarak pay bedelinin ödenerek ortaklıktan çıkarılmasına karar verilmesi dava dilekçesine konu edilmekle, eldeki uyuşmazlıkta ”terditli talep yığılması” söz konusudur.
HMK’nın 111/2. maddesi gereğince, mahkeme, davacının asli talebinin esastan reddine karar verilmedikçe, fer’i talebini inceleyemez ve hükme bağlayamaz. Somut olayda davadaki asli talep şirketin feshine karar verilmesi talebi olmakla zorunlu arabuluculuğu tabi olmadığı sabit olup, mahkemece davanın esası ile ilgili inceleme yapılıp bir karar verilmesi gerekirken fer’i talep nedeniyle usulden ret kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
Açıklanan bu gerekçelerle, HMK’nın 353/1.a.4 maddesi uyarınca dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda, istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesinin dava şartı olan yargı yolunu yanlış değerlendirerek verdiği kararın kaldırılmasına”karar verilmiştir.
Davalı vekili 26/01/2021 tarihli dilekçesinde; mahkemenin … Esas sayılı dosya kapsamında davacı yanca müvekkili şirketin feshine ilişkin olarak dava ikame edilmiş olup iş bu dosyada arabuluculuk şartı sebebiyle usulden red kararı verildiğini, lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi dolayısıyla anılı karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduklarını, ancak karar kesinleşmeden davacı yanca arabuluculuğa başvurulduğunu , akabinde ise … Esas sayılı dosya ile tarafları ve konusu aynı olan dava ikame edildiğnii, iş bu dava Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyasına kaydedildiğini ve davacının davasının reddine karar verildiğini, dava konusu aynı olan Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi … Esas sayılı dosyada verilmiş hüküm bulunduğundan, derdestlik itirazının sunarak huzurdaki davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Bakırköy … Asliye Ticaret Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasının Uyap üzerinden incelenmesinde; davacı … tarafından davalı … aleyhine 25/08/2020 tarihinde Ticari Şirket (Fesih İstemli) davanın açıldığı, yapılan yargılama sonunda 18/12/2020 tarihli … Karar sayılı karar ile açılan davanın reddine karar verildiği görülmüştür.
Somut olayda, mahkememizin … Esas sayılı dosyasının arabuluculuğa başvurulmamış olması nedeniyle dava şartı yokluğundan reddine karar verildiği, arabulucuk şartı yerine getirilerek Bakırköy …Asliye Ticaret Mahkemesinde … Esas sayılı davanın açıldığı ve ilgili dosyada dava ispat edilemediğinden davanın reddine karar verildiği ve kararın kesinleşmediği anlaşılmış olup her iki dosyanın tarafların ve konusunun aynı olduğu, uyuşmazlığın, anonim şirket ortaklığının feshi için TTK’nun 531.maddesi kapsamında haklı sebeplerin oluşup oluşmadığı hususundan kaynaklandığı, ikinci açılan davada karar verilmesi nedeniyle mahkememizdeki açılan davanın konusuz kaldığı, bu bağlamda davacının hukuki yararının da bulunmadığı açıktır.
Tüm bu nedenlerle; davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına, HMK 331/1.maddesindeki “Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” düzenlemesi uyarınca Bakırköy ‘:ATM dosyasında tartışılan deliller ve mahkememizdeki dilekçedeki iddialar ve sunduğu deliller kapsamında davalının davaya açılmasına sebebiyet gösterdiğine dair yaklaşık ispat ölçüsünde bir delil bulunmadığından davacının yargılama giderlerinden sorumlu tutulmasına karara vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Konusuz kalan davada KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Harçlar Tarifesi Uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu ilam ve karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 44,40 TL harçtan mahsubuna, bakiye 14,90 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
3-Davalı kendini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
6-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.04/02/2021

Başkan …
¸e-imza

Üye … ¸e-imza

Üye …
¸e-imza

Katip …
¸e-imza