Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/934 E. 2020/1091 K. 29.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/934 Esas
KARAR NO : 2020/1091

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/12/2020
KARAR TARİHİ : 29/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH :
Yukarıda tarafları yazılı davanın mahkememizde yapılan yargılaması sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilden temsilcisi aracılığıyla istendiği an geri çekilebileceği garantisi ile teslim ve hisse senetleri karşılığında 48.000,00 DM tahsilat yaptığını, müvekkilin parasını defalarca istemesine rağmen davalının sürekli sözlü olarak ötelediğini, huzurdaki davanın açılış sebebinin bu olduğunu, davalının yurtdışında bulunan binlerce kişinin milli ve dini duygularını sömürerek yürürlükte bulunan yasalara aykırı bir şekilde adeta bir banka gibi para topladığını, toplanan paraları şirketin resmi kayıtlarına almadığını, gizli bankacılık faaliyetleri yaptığını, para toplanan kişiler paralarını geri istediklerinde ise şirket tüzel kişiliği perdesine sığınarak şirkete ortak olduklarını savunduğunu, böylece dürüstlük kuralının ihlal edildiğini, davalıya verilen hisse denetlerinin geçersiz olduğunu, müvekkilin şirket ortağı olmadığını, bu sebeplerle şimdilik 48.000,00 -DM karşılığı 24.542,00 Euronun paranın tahsil edildiği 22.10.2000 tarihinden itibaren devlet bankalarının yabancı ara ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, davacı tarafından kendisinin şirket ortağı olmadığından bahisle ödediği bedelin tahsiline ilişkin alacak davasıdır.
HMK madde 138 uyarınca dava şartları ve ilk itirazlar dosya üzerinden karar verilebileceği dikkate alınarak mahkememizce öncelikle dava şartları incelenmiştir.
07.12.2019 tarihinde yürürlüğe giren 7194 sayılı kanununun 41. maddesi ile dava konumuz ile ilgili aşağıdaki şekilde düzenleme getirilmiştir.
MADDE 41- 25/3/1987 tarihli ve 3332 sayılı Sermaye Piyasasının Teşviki, Sermayenin Tabana Yaygınlaştırılması Ve Ekonomiyi Düzenlemede Alınacak Tedbirler İle 5422 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu, 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu Ve 3182 Sayılı Bankalar Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanuna aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
“GEÇİCİ MADDE 4- 31/12/2014 tarihine kadar, pay sahibi sayısı nedeniyle payları halka arz olunmuş sayılan ve payları borsada işlem gören anonim ortaklıklar tarafından doğrudan veya dolaylı olarak nominal ya da primli değer üzerinden pay veya pay adı altında satışı yapılmış olan her türlü araç, 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanununun kaydileştirmeye ilişkin şartlarına tabi olmaksızın 29/6/1956 tarihli ve 6762 sayılı mülga Türk Ticaret Kanunu ile 13/1/2011 tarihli ve 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu kapsamında pay addolunur, bu ortaklıklara yapılan ödemeler pay karşılığı yapılmış kabul edilir ve ortaklık ilişkisi kurulmuş sayılır. Bu payların kaydileştirilmemiş olması ortaklık haklarına halel getirmeyeceği gibi ortaklık ilişkisinin kurulmadığı da iddia edilemez.
Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.”
Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin benzer davalarla ilgili son uygulaması; iş bu davamıza konu, şirket ortağı olmadığının tespiti ve davalı şirketlere ödenen paraların iadesi talepleri, haksız fiil hükümleri kapsamında değerlendirilerek, taraflar arasında sahih bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı ve ödendiği ispatlanan paraların, ispatlanan geri ödemeler düşüldükten sonra, iade edilmesi şeklindeydi.
Yukarıda belirtilen 7194 sayılı yasa ile 3332 sayılı yasaya eklenen, geçici madde 4’ün ikinci fıkrasına göre; Birinci fıkra kapsamında kurulmuş olan ortaklık ilişkileri hakkında; geçerli bir ortaklık ilişkisi bulunmadığı veya primli pay satışı yapıldığı ileri sürülerek sebepsiz zenginleşme, haksız fiil, sözleşme öncesi görüşmelere aykırılık veya sözleşmeye aykırılık nedenlerine dayalı olarak açılan ve kanun yolu incelemesindekiler dahil görülmekte olan menfi tespit, tazminat veya alacak davalarında, karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilir ve yargılama gideri ile maktu vekalet ücreti ortaklık üzerinde bırakılır.” düzenlemesine göre; mahkememizce dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş, davacı lehine dilekçe yazım ücretine hükmedilerek ve yargılama gideri davalı üzerinde bırakılarak aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın esası hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 54,40TL maktu ilam ve karar harcının peşin alınan 3.870,21 TL harçtan mahsubu ile artan 3.815,81 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan 54,40 TL başvurma harcının davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yargılama gideri harcanmadığından bu hususta karar tesisine yer olmadığına
7-Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT gereğince takdir olunan 825,00 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya VERİLMESİNE,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere tarafların yokluğunda dosya üzerinden karar verildi. 29/12/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza