Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/912 E. 2023/327 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/912 Esas
KARAR NO : 2023/327 Karar

DAVA : Tazminat (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 21/12/2020
KARAR TARİHİ : 29/03/2023

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Ticari İşletmenin Satılması Veya Devrinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı müvekkili … ile davalı … arasında “…. Kursu”nun satışı konusunda sözleşmenin akdedildiğini, sözleşme uyarınca davalının …. Kursu’nun işletmesini ve çalışma ruhsatını müvekkiline devredeceğini; müvekkilinin de satış sözleşmesi karşılığında toplam 80.000-TL ödeyeceğini, ödeme planı uyarınca müvekkilinin 40.00,00 TL peşin olarak ödediğini, kalan 40.000-TL için her biri 10.000-TL bedel içeren 4 ayrı senet imzaladığını, müvekkilinin söz konusu senetlerden 01.08.2019 vadeli 10.000-TL tutarlı 1 numaralı senedi ödediğini, dolayısıyla müvekkilinin satışa istinaden bugüne kadar davalıya 50.000-TL ödeme yaptığını, müvekkilinin 11.10.2019 tarihinde tesadüfen; binanın deprem riski nedeniyle tahliye edileceğini, satışa konu kursun bulunduğu bina hakkında “depreme dayanıksızdır” raporu verildiğini, bu raporun da davalı … söz konusu kursu fiilen işlettiği dönemde hazırlandığını, hatta yapı denetim testlerine ilişkin karot ve donatların …’a ait kurs binasının yanından alındığını öğrendiğini, bunun üzerine derhal Belediye’ye giderek taşınmazın deprem risk durumunu sorduğunu, depreme dayanıksızdır raporu verildiğini 11.10.2019 tarihinde bizzat gördüğünü, bir eğitim kurumu olan kişisel gelişim kursu binasının depreme dayanıksız olmasının söz konusu kurumun faaliyetlerine devam etmesine yasal olarak engel olduğunu, her ne kadar müvekkili söz konusu kursu satın almazdan evvel ilgili kamu birimlerinden “depreme dayanıksızdır raporunun” gizlenmiş yahut rapor ilgili mercilere haber verilmemiş ise de; müvekkilinin bu şartlar altında kesinlikle eğitim kurumu işletmeyeceğini belirttiğini, yasalara ve kamu yararına uygun olanının da bu şekilde olduğunu, müvekkilinin binanın depreme dayanıksız olduğunu öğrendiği 11.10.2019 tarihinde; taraflar arasında akdedilen satış sözleşmesinden döndüğünü, Bakırköy …. Noterliğinin 11.10.2019 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile bildirdiğini, müvekkilinin aynı ihtarnamede; “sözleşmeden döndüğünü, kursu teslim etmeye hazır olduğunu, daha evvel ödemiş olduğu 50.000-TL’nin kendisine ödenmesi ile ödenmemiş her biri 10.000-TL bedelli 3 ayrı toplam 30.000- TL’lik senetlerin kendisine iadesini, kurs için yaptığı lüzumlu 10.000-TL tadilat, reklam, tanıtım ve sair yatırım giderinin kendisine ödenmesini” ihtar ve talep ettiğini, davalının henüz ödenmemiş her biri 10.000-TL bedelli 3 ayrı bonoyu müvekkiline iade ettiğini, müvekkilin de satışa konu kursu anahtarları ile birlikte davalıya iade ettiğini, dolayısıyla davalı tarafın sözleşme sırasındaki gizli ayıbı ve müvekkilinin haklı nedenle sözleşmeden dönme bildirimini kabul ettiğini, ancak aradan geçen zamana rağmen; müvekkili tarafından davalıya ödenmiş 50.000-TL’nin iade edilmediğini, davalı tarafın, müvekkiline gönderdiği cevabi ihtarnamede “satışa konu kursun bulunduğu binanın deprem konusunda dayanıklı olduğunu, binadaki bütün faaliyetlerin devam ettiğini ve bina mukimlerinin hala orada ikamet ettiğini” iddia etmiş ise de söz konusu iddianın gerçek dışı olduğunu, ekte sunulan raporda depreme dayanıksız olduğu belirtilen binadaki konutların önce tamamen tahliye edildiğini, ilerleyen süreçte de depreme dayanıksız olduğundan belediye tarafından yıkıldığını, depreme dayanıksızdır raporunun davalının bahsi geçen binada faaliyet gösterdiği dönemde tanzim edildiğini, bu rapor için binadan alınan karot örneklerinin davalının işlettiği kursun giriş kapısı yanından alındığını, bu nedenle davalının söz konusu depreme dayanıksızdır raporundan bihaber olduğunun düşünülemeyeceğini, satış konusu kursun gizli ayıp ihtiva ettiğini, davalı tarafın sözleşmenin kurulduğu sırada müvekkiline bildirmediği ve hatta gizlediği, olağan bir gözden geçirme ile tespiti mümkün olmayan, dolayısıyla ihbar ve muayene külfeti şartı aranmayan gizli ayıp nedeniyle müvekkilinin sözleşme konusu satışı kabul etmesinin kendisinden beklenemeyeceğini, gizli ayıp durumunda muayene ve ihbar sürelerinin uygulanmayacağını, müvekkilinin söz konusu gizli ayıptan haberdar olup olmaz derhal bir ihtarname keşide ettiğini ve satıcıya durumu ihbar ederek sözleşmeden döndüğünü bildirdiğini iddia ederek; taraflar arasında akdedilen …. Kursu Satış Sözleşmesi sırasında müvekkili alıcıya binanın depreme dayanıksız olduğu bilgisi verilmediğinden ve bu gizli ayıbı müvekkilinin daha sonra haricen öğrenip sözleşmeden haklı neden ile döndüğünden TBK m.229 ve sair mevzuat uyarınca davanın kabulüyle; müvekkilinin satıcıya ödediği 40.000-TL peşin nakit ve daha sonra 01.08.2019 tarih ve 10.000-TL bedel ihtiva eden senet bedeli olmak üzere satış için ödenmiş toplam 50.000-TL’nin; sözleşmeden dönme ihtarnamesinin davalıya tebliğinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, müvekkilinin davaya konu kursun faaliyetlerini başlatmak için yaptığı zaruri tadilat, reklam, tanıtım, kira, personel ve sair giderler için ilerleyen aşamada islah ile arttırılacak olmak üzere şimdilik 100-TL’nin ticari temerrüt faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, sözleşmeden dönme bildirimi safahatında keşide ettiği 2 adet ihtarname bedeli için toplam 370,94-TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Dava dilekçesi davalıya usulüne uygun tebliğ edilmiş, davalı adına davaya karşı yazılı cevap dilekçesi ibraz edilmemiş, davalı 03/03/2021 tarihli duruşmasındaki beyanı ile “Açılan davanın reddini istiyorum, davacıya satmadan önce bu yeri ben 2 sene işlettim, ve o zaman da binanın yapı denetim raporunu da alıp sundum, Milli eğitimde devri yapılırken yeni bir denetim raporu istenmemektedir, ayrıca davacı ödemesi gereken bakiye ücreti ödememiştir, 40.000,00 TL peşin almadım senetlerin bedelleri de ödenmemiştir, oranın kira sözleşmesi üstümde olduğundan 2 ya da 3 kez bana kira bedeli ödemişlerdir, normalde aylık kira bedeli 3600 TL dir, benimle pazarlık eden kursun diğer sahiplerinden şahit olarak geçen …’dir, haricen 2.teknik rapor alınmadan benimle görüşen kişi biz burayı işletemiyoruz sana geri vermek istiyorum demişti, ayrıca benim ve ilgili binanın sahibini de bilgisi dışında alınmış yapı denetim raporu vardır, bu raporu kullanarak amaçları kursu iade etmektir, ben aslında kursu iade etmelerini kabul ettim, 3-4 ay ödeme yapmaksızın orayı işlettiler, o dönemde alınan öğrencilerin belge ve isimleri de bende mevcuttur, burayı iade edip bu kursa 1 km uzaklıktaki kendilerine ait yedi renk kişisel gelişim kursuna bu öğrencileri aktatarak bu kursu da atıl hale getirdiler, bildiğim kadarıyla yedi renk kişisel gelişim kursu da el değiştirdi diye biliyorum, tamamıyla bu işi yapmaktan davacılar el çektiler, eldeki kursu da bana iade ederek bu davadan tamamıyle ayrılmak istiyorlar” diyerek davanın reddi yönünde savunma yapmıştır.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava; taraflar arasındaki 14/06/2019 tarihli satış sözleşmesinin fesihle sona erdirilmesi neticesinde sözleşme kapsamında ödenen satış bedelinin iadesi ve alacak taleplerine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Uyuşmazlığın, kurs devir sözleşmesinin fesih koşullarının oluşup oluşmadığı, davacının iddiasına göre hile ile satış yapılıp yapılmadığı, davalının savunmasına göre kurstaki öğrencilerin başka bir kursa aktarılarak kursun atıl hale getirilmesi ve tümden bu sektörden uzaklaşma amaçlı sözleşmenin feshedildiği savunmasının yerinde olup olmadığı, bedel iadesi gerekip gerekmediği hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Bahçelievler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne müzekkere yazılarak; …. Kursunun hangi tarihler arasında faaliyet gösterdiğinin araştırılarak bilgi verilmesi istenilmiş; cevabı yazı ve ekleri dosyaya kazandırılmış, incelenmesinde; adı geçen Kurumun 27/09/2017-30/06/2020 tarihleri arasında faaliyet gösterdiği hususunun bildirildiği görülmüştür.
Bahçelievler İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünden; …. Kursu ile ilgili olarak Kurum açma izni, kurum kontenjan bilgileri ve kurum personel listesi celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Merter Vergi Dairesi Müdürlüğünden; davalı adına düzenlenmiş olan vergi levhası celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Bahçelievler İmar ve Şehircilik Müdürlüğünden; … Mahallesi … Sokak No:1-3, … parsel sayılı yerdeki yapının 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanun ve yönetmelik kapsamında riskli yapı olarak tespit edilerek yıkılmasına ilişkin belgeleri içeren CD celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Bahçelievler Tapu Müdülüğünden; İstanbul İli, … İlçesi, … parsel sayılı taşınmaza ilişkin takyidatlı tapu kaydı ile taşınmazdaki riskli yapı şerhine ait belgelerin bir sureti celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Beyoğlu …. Noterliğinden; 09/11/2019 tarih ve .. yevmiye sayılı ihtarname, tebliğ mazbatası ve bedele ilişkin noter makbuzunun onaylı bir sureti celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmıştır.
Davacı vekili tarafından bildirilen tanıklar mahkememizce bizzat dinlenilmişlerdir.
Mahkememizce dinlenen davacı tanığı … beyanında,” Ben halen davalı …’a ait … Kurumu’nda muhasebe elemanı olarak çalışmaktayım, davacı şirketi de taraflar arasındaki .. Kurumu’nun davacı şirkete devri nedeniyle tanıdım, iki taraf işletmenin devri sözleşmesini yaptılar, bu sözleşme yapıldığı zaman ben de oradaydım, sözleşme yapıldığı zaman eğitim binasının depreme dayanıksız olduğu konusunda bir rapor olduğunu ben bilmiyordum, zaten o dönem verilen çalışma ruhsatı da depreme dayanıklılık raporu bulunması nedeniyle verildi, ben bu nedenle davalının da böyle bir rapordan haberdar olduğunu düşünmüyorum, sözleşme yapılırken böyle bir konu gündeme gelmedi, davalı şirket eğitim kurumunu devraldıktan sonra bir süre faaliyetine devam etti, hatta biz işletme adını kullanmalarına muvafakat etmediğimiz halde …. Kurumları olarak reklamlarını yaptılar, hatta 2.Şube gibi lanse ettiler, bizim gördüğümüz davacı şirkete ait broşürde bu şekilde yazıyordu, bildiğim kadarıyla davacı şirket 4-5 ay kadar faaliyetini sürdürdü, öğrenci alımı yaptı, ancak her ne kadar düzenlenen sözleşmede ödemeler belirtilmiş ise de davacı taraf belirtilen ödemelerini yapmadı, bu sözleşmede benim de imzam vardır, hatta benim ödemelerin yapılması konusunda devralan şirket yetkilisi … Bey’i birkaç kez aramam da vardır, ancak geri dönüş yapmadılar, davacının … Kurumu’nun yakınında başka iş yeri daha vardır, aynı iştigal konusunda faaliyet göstermektedir, bizim Eğitim Kurumunu devrettiğimiz aynı dönemde kurumun altına … açıldı, eğer burada kentsel dönüşüm yapılacağı bilinmiş olsaydı … gibi bir firma 2-3 aylığına burada bir market açmazdı, şu an dava konusu eğitim kurumunun olduğu bina yıkılmıştır” demiştir.
Mahkememizce dinlenen davacı tanığı … beyanında,” Ben 2018-2019 yıllarında …. Dersanesi adı altında dershanecilik faaliyeti yürütüyordum, eğitim camiası olarak aynı faaliyette bulunanlar üç aşağı beş yukarı birbirlerini tanırlar, davalının da Bahçelievler’de bir dershanesi vardı, ben bu dershaneyi çok almak istemiştim, kendisini bulduk, işletmesini devralmak istediğimizi söyledim, şartlarda anlaştık bir devir sözleşmesi imzaladık, 20.000 TL peşinat verdik, geri kalan toplam 80.000 TL borca karşılıkta 6 adet senet verdik, 3 ödeme yaptık, ödemeleri biraz geciktirdik, parasal yönden o dönem sıkıntılarımız vardı, ayrıca konuşmamıza göre davalı bize burayı devredecekti ancak gerekli devri bize yapmadı, bu nedenle biz şirket açılışı yapamadığımız için SGK dan 34.000 TL lik bir ceza kesildi, davacı benim ortağımdır, 2019 yılında bir deprem meydana gelmişti, bina bu depremde çatlamış hasar görmüş, hatta boşaltma kararı varmış ancak bizim haberimiz olmadı, hatta binanın çürük raporu da varmış bizim bunlardan sonradan haberimiz oldu, biz bu süreçte 10 tane öğretmeni işe aldık öğrenci kayıtları yaptık, ancak binanın boşaltılma kararı olduğu için faaliyete devam etmemiz mümkün değildi, ayrıca öğretmenlerle anlaşmamız yıllık olduğu için işten de çıkaramıyorduk, öğrencileri de 1 km ileride olan diğer şubemize kaydırmak istedik, bunu da birçok öğrenci ve veli kabul etmedi, bunun üzerine davalı tarafla görüşme yaptık bize ödediğimiz parayı iade edin herkes yoluna baksın dedik, ancak davalı taraf bunu kabul etmedi, davacı sadece senetlerin bir kısmını geri iade etti, onları da … Bey’e vermiş, eğer davalı zamanında bize ödediğimiz parayı iade etseydi biz de bu kadar zarar etmezdik, yaklaşık 4 ay eğitim faaliyetini devam ettirdik, bulunduğumuz bina kiralıktı aylık olarak toplamda kaldığımız süre boyunca 20.000 TL kira ödedik, bu kira bedelini de kira sözleşmesi davalı tarafla bina sahibi arasında yapıldığı için bina sahibine ödenmek üzere davalı tarafa verdik, ayrıca davalının cephe giydirmelerini kullanacaktık, ancak izin vermedikleri için onları da biz yapmak zorunda kaldık bu yüzden bir zararımız oldu, yaptığımız 3 ödeme de senetler aylık 10.000 TL olarak düzenlendiğinden toplamda 30.000 TL ödeme yaptık” demiştir.
Davacı vekiline 20/10/2021 tarihli celse ara kararı ile; dava dilekçesinin Netice-i Talep kısmının B bendinde talep ettikleri alacağa ilişkin açıklamada bulunmaları ve somutlaştırmaları için 2 hafta kesin süre verilmesine karar verilmiş; davacı vekilinin 05/11/2021 tarihinde UYAP Bilişim Sistemi üzerinden göndermiş olduğu dilekçesinde “Dava dilekçemizin talep sonucu kısmının B bendinde; müvekkilin satış sözlemesine güvenerek kurs içinde yaptığı zaruri giderlerin tazmini kısmi alacak mahiyetinde talep edilmiştir. Ancak devamında müvekkil bu zaruri giderlere ilişkin fatura ve benzeri evrakları bulamadığı için ıslah edilmemiştir. Bu konuda fazlaya dair ve ayrı bir dava konusu etme haklarımız saklı kalmak kaydı ile; zaruri giderlere ilişkin 100-TL’nin müvekkile ödenmesini talep ediyoruz.” şeklinde beyanda bulunduğu görülmüştür.
Mahkememiz dosyası, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve taraflara ait ticari defterler incelenerek; taraflar arasında akdedilen ” … Mahallesi … Caddesi … Sokak No:1/A” adresinde bulunan resmi ruhsatlı …. Kursu ve içerisinde bulunan demirbaşların satışına ilişkin sözleşmenin fesih koşullarının oluşup oluşmadığı, davacının iddiasına göre hile ile satış yapılıp yapılmadığı, davalının savunmasına göre kurstaki öğrencilerin başka bir kursa aktarılarak kursun atıl hale getirilmesi ve tümden bu sektörden uzaklaşma amaçlı sözleşmenin feshedildiği savunmasının yerinde olup olmadığı, bedel iadesi şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının kazanç kaybına uğrayıp uğramadığı hususlarında hükme ve denetime elverişli, ayrıntılı ve gerekçeli rapor düzenlenmek üzere sözleşmeler konusunda uzman akademisyen Doç. Dr. …., SMMM … ve inşaat yüksek mühendisi …’tan oluşan bilirkişi heyetine tevdi edilmiş, bilirkişi heyeti tarafından 01/11/2022 havale tarihli rapor tanzim edilerek mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
01/11/2022 havale tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle;”… Yapılan tespit, inceleme ve değerlendirmeler neticesinde; sözleşme konusu eğitim kurumunun yer aldığı yapının 20/11/2019 tarihli rapor ile riskli yapı olduğunun tespit edilmiş olduğu, 20/11/2019 tarihli raporunun imar işlem dosyasında yer aldığı ve bu rapor sonrası kentsel dönüşüm kanunu uyarınca yapının yıkılmış olduğu, neticeten, Mahkemenin davacı tarafın davasında haklı olduğu yönünde kanaate varması halinde 20.000,00 TL sözleşme nedeniyle yapılan ödeme, 370,94 TL ihtarname masrafı olmak üzere 20.370,94 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, diğer ödemelerin ispata muhtaç olduğu, davacı ve davalı arasında ticai işletmenin devri amacıyla sözleşme akdedildiği; ticari işletmenin devri sözleşmesi, taraflara karşılıklı borç yükleyen ve ticari işletmeye ait aktif ve pasiflerin devrini içeren bir sözleşme olduğundan satış sözleşmesine dayandığı, taşınmazın, riskli yapı olması nedeniyle sözleşmeden dönülebilmesi için gözden geçirme ve ihbar külfetini yerine getirmiş olması gerekirken, davacının basiretli bir tacir gibi davranarak gerekli özeni göstererek kontrolleri yapması ve binanın riskli olup olmadığının tespitini yaptırması gerektiği; ne var ki, dosya münderecatı incelendiğinde bu yönde bir belgeye rastlanılmadığı; bu sebeple, davacının yapının riskli olduğunu öne sürerek ayıp hukuki sebebine dayalı olarak sözleşmeden dönmesinin haksız olduğu” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçe sunulmuştur.
Mahkememizce yapılan yargılama, iddia, savunma, sunulan ve toplanan deliller, tanık beyanları ve 01/11/2022 havale tarihli bilirkişi raporu kapsamında; tüm dosya birlikte değerlendirildiğinde; Taraflar arasında 14/06/2019 tarihli … Mahallesi… Caddesi … Sokak NO:1/A adresinde bulunan …. Kursunun ve içerisinde bulunan demirbaşların devri konulu satış sözleşmesi düzenlendiği, sözleşmenin 1.a maddesinde “ödemeler 40.000 TL nakit 40.000 TL’si 4 senet olarak yapılacaktır”, 1.b maddesinde ” …. Kursunun ruhsatı anlaşılan rakamın tamamı ödenmediği takdirde devrolmayacaktır. Ödemeler bittiği gün devir işlemleri yapılır” 1.c maddesinde ” Senetler gününde ödenmediği takdirde kurum devrolmayacak ve alıcı satıcıdan herhangi bir ücret talep edemez. “, 1.ç maddesinde “Alıcının sözleşmeyi imzaladıktan sonra herhangi bir sebepten dolayı vazgeçmesi durumunda o zamana kadar ödemiş olduğu ödemeleri satıcıdan geri talep edemez.” şeklinde belirtildiği, Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan 6098 sayılı TBK’nın 1.madddesinde sözleşmenin kurulması üst başlığı altında, sözleşmenin, tarafların iradelerini karşılıklı ve birbirine uygun olarak açıklamalarıyla kurulacağının düzenlendiği, 26.madde de tarafların bir sözleşmenin içeriğini kanunda öngörülen sınırlar içinde özgürce belirleyebileceklerine yer verildiği, somut olayda taraflar arasında; sözleşmenin mevcudiyeti ve sözleşmenin davacı tarafça feshedilmiş olması konularında herhangi bir uyuşmazlık bulunmadığı, uyuşmazlığın davacı tarafın sözleşmeyi feshetmesiyle birlikte geçmişe dönük olarak ödemiş olduğu sözleşme bedelinin istirdatını talep etmekte haklı olup olmadığı hususuna ilişkin olduğu, davacı tarafça 19/04/2017 tarihli devir konusu işletmenin bulunduğu yapının riskli yapı olduğuna ilişkin rapor dayanak gösterilerek bu raporun taraflarından gizlendiği ve bu nedenle yapının gizli ayıplı olduğu gerekçesiyle sözleşme feshi nedeniyle ödenen satış bedelinin iadesi ve alacak talepli iş bu dava açılmış ise de; davacı tarafça kendisinden gizlendiği iddia edilen ve davacı vekili tarafından dosyaya sunulan raporun gelen cevabi yazılardan anlaşılacağı üzere resmi Kurumlarda bulunmadığı, dava konusu işletmenin 27/09/2017 tarihinde faaliyete başladığı ve faaliyete başlamadan önce İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne binanın eğitim kurumu olarak kullanılmasında fenni açıdan herhangi bir sakınca bulunmadığına ilişkin uzman raporu sunulduğu ve Kurum yetkilileri tarafından yapılan inceleme neticesinde çalışma izin onayının verildiği, Kurum açma onay tarihinin davacı tarafça sunulan 19/04/2017 tarihli rapordan sonra olduğu, sözleşme tarihinden sonra 26/09/2019 tarihinde İstanbul’un Silivri ilçesi açıklarında deprem meydana geldiği, yapının imar işlem dosyasında bulunan ve depremden sonra alındığı anlaşılan 20/11/2019 tarihli rapor ile yapının riskli yapı olduğunun tespit edildiği ve 02/01/2020 tarihinde tapu kaydına da 6306 Sayılı Kanun gereğince riskli yapı olduğuna ilişkin şerh konulduğu, davacının ortağı olduğunu beyan eden davacı tanığı …’nin ” 2019 yılında bir deprem meydana gelmişti, bina bu depremde çatlamış hasar görmüş şeklinde ” şeklinde beyanda bulunduğu anlaşılmakla; davalının sözleşme tarihinde yapının riskli yapı olduğunu bildiğine ve satışı ayıplı olarak yaptığına ilişkin iddiaların ispatlanamadığı, kaldı ki 01/11/2022 tarihli bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere gözden geçirme ve ihbar külfetini yerine getirmiş olması gerekirken, davacının basiretli bir tacir gibi davranarak gerekli özeni göstererek kontrolleri yapması ve binanın riskli olup olmadığının tespitini yaptırması gerektiği; ne var ki, dosya münderecatı incelendiğinde bu yönde bir belgeye rastlanılmadığı ve tanık beyanlarından anlaşılacağı üzere sözleşmede belirtilen ödemelerin yapılmadığı, sözleşme ve davacı tanıklarının beyanları ile davacı tarafın 20.000-TL peşin ödeme dışında diğer ödemeleri yapmadığı, davalı tarafça sözleşme kapsamında verilen senetlerin davacıya iade edildiği, davacının diğer talebi olan alacak iddialarının ispatlanamadığı anlaşılmakla; davacı tarafça sözleşmenin haksız olarak feshedildiği, taraflar arasındaki sözleşmenin 1.ç maddesinde belirtilen “Alıcının sözleşmeyi imzaladıktan sonra herhangi bir sebepten dolayı vazgeçmesi durumunda o zamana kadar ödemiş olduğu ödemeleri satıcıdan geri talep edemez.” hükmü gereğince davacının ödediği bedeli geri isteyemeyeceği sonuç ve vicdani kanaatine varılarak davanın reddine karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 179,90-TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 861,92-TL peşin harçtan mahsubu ile bakiye 682,02-TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı tarafa İADESİNE,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
4-Suç üstü ödeneğinden karşılanan 1.000-TL bilirkişi ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
5-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Davalı tarafça yapılan 1.500,00-TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya ÖDENMESİNE,
7-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacı tarafa iadesine,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin e duruşma sistemi ile ve davalı asilin huzurda yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/03/2023

Katip …
¸

Hakim …
¸