Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/888 E. 2021/1162 K. 30.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/888 Esas
KARAR NO : 2021/1162

DAVA : Çek İstirdatı
DAVA TARİHİ : 15/12/2020
KARAR TARİHİ : 30/11/2021

Mahkememizde görülmekte olan Çek İstirdat davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirket emrine düzenlenen 26/09/2020 keşide tarihli, 168.380,00 TL bedelli çek 25/06/2020 tarihinde davacıya gönderilmek üzere … Kargo firmasına teslim edildiğini ancak çekin kargoda kaybolduğunu, bu çek hakkında İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesinin … esas sayılı dosyası ile kıymetli evrak iptali davası açıldığını ve mahkemece ödeme yasağı konulduğunu, İstanbul … Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında çek istirdatı davası açması hususunda 1 aylık kesin süre verilmiş olup mahkememizdeki iş bu dosyayı açtıklarını, dava konusu çek dayanak yapılarak İstanbul …. İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyasıyla icra takibine başlatıldığı, borç miktarının ihtirazi kayıtla icra dosyasına ödendiğini, ilgili çek üzerinde davacı şirket kaşesinin ve dava şirket yetkilisinin imzasının taklit edilmesi sonucunda çek üzerindeki ciro silsilesinde kopukluk meydana geldiğini, sonuç olarak ilgili çekin dava sonuçlanıncaya kadar hiçbir işleme esas alınmamasına karar verilmesini, icra dairesi veznesindeki miktarın alacaklıya verilmemesine yönelik tedbir kararı verilmesini, …bank … Şubesine ait 26/09/2020 keşide tarihli, … seri numaralı 168.380,00 TL bedelli çekin davalıdan istirdatına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin … esas sayılı, 17/12/2020 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir talebinin kabulüne yönelik ara karar kurulmuştur.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının aynı çek için keşideci olan … San. Ve Tic. A.Ş. İstanbul …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … esas sayılı dosyasında açtığı davada çek bedelini davalı lehtar şirkete ödediğini beyan ettiğini, bu beyana göre çek bedelini tahsil eden davacı şirketin ayrıca çek aslını da veya icra dosyasına yatan paranın istirdatını talep etmesinde hukuki yarar kalmadığı gibi mükerrer tahsilata da yol açacağını, “TTK792.madesine göre kötüniyetinin bulunması gereken zamanı çekin bankaya ibraz anı değil, çekin iktisap anıdır.” davacı bu maddeye göre davalının kötü niyetli olduğunu yani iktisap anında çekin çalıntı olduğunu bile bile bu çeki iktisap ettiğini, yazılı delil ile ispat etmesi gerektiğini, davalının çalıntı olayında bilgisinin olmadığını, davacı çekteki imzasınnı sahte olduğunu ve ciro silsilesinin bu nedenle kopuk olduğunu iddia etmiş ise de açılan dava bir menfi tespit davası olmayıp çek istirdat davası olduğundan bu iddiasının dinlenemeyeceğini, çekteki imzanın sahte olmasının da davalaıyı kötü niyetli hale getirmeyeceğini, çekin kargo yolu ile gönderilmesi basiretli bir tacir gibi hareket etmek zorunda olan davacının ağır kusuru olduğunu, ağır kusurlu hareket eden davacınnı çeki geri isteme hakkının da yitirdiğinin kabul edilmesi gerekeceğini, bu nedenlerle davanın reddine, mahkeme masrafı ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bıraklımasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkememizin 08/06/2021 tarihli duruşmasında davacı tanığı ….’in beyanlarının alınması için talimat yazılmasına karar verilmiş olup, İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin … talimat sayılı dosyasında TANIK …’un ifadesi alınmış olup,
Tanık … beyanında: Ben, …. San ve Tic. AŞ yetkilisi ve aynı zamanda mali müşaviriyim. Davaya konu 26/09/2020 keşide tarihli 168.380,00 TL bedelli çek firmamız tarafından keşide edilip kargo ile davacı şirkete gönderilmişti. Davacı firma bizim tedarikçi firmalarımızdan biri olduğu için alınan malzemelere ilişkin olarak bu çeki tanzim etmiştik. Daha sonra çekin kargodan davacıya ulaşmadığını öğrendik. Kargo firmasını aradığımızda, çekimizi kaybettiklerini öğrendik. Daha sonra bu çekle ilgili davacı şirket tarafından iptal davası açılması üzerinde ödemeden men edildi. Tarihini hatırlayamıyorum, çek davacı şirkete ulaşmayınca şirketimiz tarafından aynı tarihli yeni bir çek düzenlenmek suretiyle bu bedel ödenmek durumunda kalındı. İptal davası açılan çekle ilgili olarak davalı …’ün ihtiyati haciz yoluna gitmesi nedeni ile haciz tehditi altında bütün çek bedelini masrafları ile birlikte icra dairesine şirketimiz ödemek zorunda kalmıştır. Benim dava hakkındaki bilgim ve görgüm bundan ibarettir. Tanıklık ücreti talebim yoktur dedi.
Mahkememizin 21/09/2021 tarihli duruşmasında davacı tanığı dinlenilmiş olup,
Davacı tanığı … beyanında; ben davacı şirketin finans müdürüyüm, ben 2012 yılından beri davacı şirket bünyesinde çalışmaktayım, feri müdahil … firması çekleri kargoya vermişler, bizim bundan sonradan haberimiz oldu, kargoyu gelmeyince firmaya bilgi verdik, kargonun elimize gelmediğini bildirdik, daha sonra … firması çeklerin kaybolduğunu bizim tarafımızdan dava açılması gerektiğini söyledi, biz çeke daha sonradan vakıf olduk, çekin arkasındaki davacıya yönelik kaşe ve imza sahtedir, daha sonra biz avukatlarımız aracılığıyla çek iptali davası açtık, şirkete yönelik yapılan herhangi bir takip yoktur, tanıklık ücret talebim yoktur dedi.
Dava dilekçesi, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, 6102 sayılı TTK’nın 792. maddesi uyarınca açılmış bulunan çek istirdadı istemine ilişkindir.
Davacı, çekin rızası hilafına elinden çıktığını ileri sürerek işbu davayı açmıştır. Davalının yetkili hamil olması için ciro silsilesinde yer alan imzaların gerçek cirantalara ait olup olmadığını tahkik zorunluluğu bulunmayıp, 6102 sayılı TTK’nın 686. maddesi hükmüne göre, bu hususta, ciro silsilesinin görünüşte düzgün olması yeterlidir. Dava konusu çekte mevcut ciro silsilesi içerisinde bu anlamda bir kopukluk davacı tarafça ispat edilemediği gibi, ciro silsilesinde ismi geçen lehtar ve cirantaların kaşe ve imzalarının sahte olduğunun tespiti bile davalının yetkili hamil olduğu gerçeğini değiştirmez.
6102 sayılı TTK’nın 792. maddesiyle, çek, herhangi bir suretle hamilin elinden çıkmış bulunursa, ister hamile yazılı, ister ciro yoluyla devredilebilen bir çek söz konusu olup da hamil hakkını 790. maddeye göre ispat etsin, çek eline geçmiş bulunan yeni hamilin ancak çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğu veya iktisapta ağır bir kusuru bulunduğu takdirde o çeki geri vermekle yükümlü olacağı hüküm altına alınmıştır. Belirtilen kanun hükmü uyarınca davacının, kendisinin yetkili hamili olduğunu ve yeni hamilin çeki kötü niyetle iktisap etmiş olduğunu veya iktisapta ağır kusurlu bulunduğunu kanıtlaması gerekmektedir. Somut olayda, davacının bu husustaki ispat külfetini yerine getiremediği, davalının çeki kötü niyetle iktisap ettiğine veya iktisabında ağır kusurlu bulunduğuna dair delil ibraz edemediği, dosya kapsamındaki bilgi ve belgelerde de, davalının davaya konu çeki kötü niyetle iktisap ettiğini gösterir bir emare bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Ayrıca, davalı yönünden yürütülen herhangi bir ceza soruşturması da bulunmamaktadır.
Davacı tarafça dava dilekçesinde açıkça yemin deliline dayanılmışsa da; yemin delilinin 6100 sayılı HMK’nun 225 vd maddelerinde düzenlenmiş olup, yemin edecek kimseyi ceza soruşturması veya kovuşturması ile karşı karşıya bırakacak vakıalar yeminin konusu olamaz (m.226/1-c) hükmü de dikkate alınarak, yemin delili değerlendirilmemiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davanın reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiş ve hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Davacının subut bulmayan davasının REDDİNE,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 2.875,51 TL peşin hartan mahsubu ile bakiye 2.816,21 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istem halinde davacı tarafa İADESİNE,
3- Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4- Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 19.946,10 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.30/11/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza