Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/883 E. 2020/1038 K. 15.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/883 Esas
KARAR NO : 2020/1038

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/12/2020
KARAR TARİHİ : 15/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 16/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin karşı tarafa ait … marka … model ……. tipli aracı Bakırköy …. Noterliği’nin 19/11/2019 tarihli ve …. yevmiye numaralı araç satış sözleşmesi ile satın aldığını, aracın satın alınmasından kısa bir süre sonra aracın arıza vermesi üzere müvekkilinin şirket yetkilisi otomobil tamircesine götürdüğünü, aracın motor ve mekanik aksamlarında arızalar olduğunun tespit edildiğini, bu durumun telefon ile davalı tarafa hemen bildirildiğini, ancak davalı tarafın ilk başta müvekkiline “yarın arayacağım,cenazem var vb. Gibi” bahaneler öne sürdüğünü ve son olarak da söz konusu aracı tamir ettirmeyeceğini veya tamirat bedelinin karşılanmayacağını belirttiğini, müvekkili tarafından İzmir …. Asliye Tic. Mah. … D.İş dosyasında tespit yaptırıldığını, 25.12.2019 tarihli bilirkişi raporunda; müvekkilinin aracı satın almadan önceki dönemde aracın motor kısmında su eksiltmesi nedeniyle hararet yapmış olduğu, soğutma sisteminde su eksiltmesine bağlı oluşan aşırı ısı nedeniyle motor parçalarının zarar gördüğü ve bu arızanın gizli ayıp niteliğinde olduğu, müvekkiline aracın ayıplı satıldığını, ayıbın/arızanın giderilmesi 13.159,34 TL + KDV = 15.518,82 TL onarım bedeli olduğunun tespit edildiğini, tespitten sonra yapılan tamirat esnasında araçta, tespit sırasında farkedilemeyen bir takım farklı sorunlar daha ortaya çıktığını, bu nedenle tamirciye toplamda 17.872,51 TL ödeme yapıldığını, araçta karşı tarafça meydana getirilmiş ayıplar olduğunu, söz konusu ayıpların bilirkişi raporunda da belirtildiği üzere gizli ayıp niteliğin olduğunu, davalı tarafça araçta bulunan ayıplar saklandığını, bu nedenlerle müvekkilinin davalıdan satın aldığı ayıplı araç nedeniyle müvekkilinin uğradığı zararın ve araca yapmak zorunda kaldığı şimdilik 15.000 TL tamirat masrafının temerrüt tarihinden itibaren işleyecek olan T.C. Merkez Bankası avans faiz oranına oranına göre temerrüt faizi ile birlikte ödenmesine, İzmir …. Asliye Ticaret Mahkemesi … D.iş sayılı dosyası ve Karşıyaka … Noterliği’nin 08.01.2020 tarihli ve … yevmiye nolu ihtarnamesi için toplam 1.157,48 TL masrafın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek olan T.C. Merkez Bankası avans faiz oranına göre temerrüt faizi ile birlikte ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalı karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, satım sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemine ilişkindir.
Ticari davalar, mutlak ticari davalar, nisbi ticari davalar, yalnızca bir ticari işletmeyle ilgili olmasına rağmen ticari nitelikte kabul edilen davalar olmak üzere üç grubta toplamak mümkündür.
Mutlak ticari davalar, tarafların tacir olup olmadığına ve işin bir ticari işletmeyi ilgilendirip ilgilendirmediğine bakılmaksızın ticari sayılan davalardır. Mutlak ticari davalar, 6102 sayılı TTK’nın 4/1. maddesinde bentler halinde sayılmıştır. Bunların yanında Kooperatifler Kanunu (m.99), İcra İflas Kanunu (m.154), Finansal Kiralama Kanunu (m.31), Ticari İşletme Rehni Kanunu (m.22) gibi bazı özel kanunlarda belirlenmiş ticari davalar da bulunmaktadır. Bu guruptaki davaların ticari dava sayılabilmesi için taraflarının tacir olması veya ticari işletmeleriyle ilgili olması gibi şartlar aranmaz. TTK’nın 4/1. bendinde sınırlı olarak sayılan davalar arasında yer alması veya özel kanunlarda ticari dava olarak nitelendirilmesi yeterlidir. Bu davalar kanun gereği ticari dava sayılan davalardır.
Nispi ticari davalar, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili olması halinde ticari nitelikte sayılan davalardır. 6102 sayıl TTK’nın 4/1. maddesine göre, her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili hususlardan doğan ve iki tarafı da tacir olan hukuk davaları ticari dava sayılır. Bu hükme göre bir davanın ticari dava sayılabilmesi için, hem iki tarafın ticari işletmesini ilgilendirmesi, hem de iki tarafın tacir olması gereklidir. Bu şartlar birlikte bulunmadıkça, uyuşmazlık konusunun ticari iş niteliğinde olması veya ticari iş karinesi sebebiyle diğer taraf için de ticari iş sayılması davanın ticari dava olması için yeterli değildir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 19/2. maddesi uyarınca, taraflardan biri için ticari iş sayılan bir işin diğeri için de ticari iş sayılması, davanın niteliğini ticari hale getirmeyecektir. Zira; Türk Ticaret Kanunu, kanun gereği ticari dava sayılan davalar haricinde, ticari davayı ticari iş esasına göre değil, ticari işletme esasına göre belirlemiştir. Hal böyle olunca, işin ticari nitelikte olması davayı ticari dava haline getirmez.
Üçüncü grup ticari davalar, yalnızca bir tarafın ticari işletmesini ilgilendiren havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davalardır. Yukarıda açıklandığı üzere bir davanın ticari dava sayılması için kural olarak ya mutlak ticari davalar arasında yer alması ya da her iki tarafın ticari işletmesiyle ilgili bulunması gerekirken havale, vedia ve fikri haklara ilişkin davaların ticari nitelikte sayılması için yalnızca bir yanın ticari işletmesiyle ilgili olması TTK’da yeterli görülmüştür.
Somut olayda dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda; uyuşmazlık konusu satılan aracın “hususi” kullanım amacı taşıdığı, davalının tacir olduğuna dair herhangi bir kayıt bulunmadığı, taraflar arasındaki ilişkinin nispi ticari ilişki olarak nitelendirilemeyeceği, anlaşılmakla;
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir. Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır. Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlarda re’sen dikkate alınacak hususlardan olup dava şartı yokluğu halinde HMK’nun115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklana nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde karar verildi. 15/12/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza