Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/849 E. 2021/245 K. 03.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/849 Esas
KARAR NO : 2021/245

DAVA : Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/12/2020
KARAR TARİHİ : 03/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/03/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Kıymetli Evraktan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkil ile … Fuarcılık A.Ş. Arasında teknoloji fuarında yer almak için sözleşme yapıldığını, sözleşmeye göre müvekkilin 06/03/2020 tarihinde banka havalesi yolu ile 1.470,00 TL ödeme yaptığını, kalan ödemelerin ise senet yoluyla yapılacağının fuar katılım formunda belirtildiğini, bu sözleşmeye göre müvekkilin 4 adet 4.500,00 TL bedelli senedi imzalayarak … Fuarcılık A.Ş. Ye verdiğini, senet örneklerinin dilekçe ekinde sunulduğunu, fuarın pandemi nedeniyle ertelendiğini ve 1-4 Eylül 2021 tarihinde yapılacağının duyurulduğunu, müvekkilin bu tarihlerde fuara katılıp katılmayacağıın kesin olmadığını ve bu fuar için yeni bir sözleşmenin düzenlenmesinin gerektiğini, fuar takviminin açıklanmasının ardından müvekkilin beklemesini gerektirecek bir hususun kalmadığını ve davalılardan senetlerin iadesinin talep edildiğini, ancak davalıların çeşitli bahanelerle senetleri iade etmediğini, senet için taraflarına senet ihbarnamesi gönderildiğini, ancak fuarın yapılmayacak olması nedeniyle senedin karşılıksız kaldığını, bu nedenle senetler için ödeme yapılmayacağını ve karşılıksız kalan senetler için haklarında açılabilecek olan icra takibine engel olunması için menfi tespit davası açmak zorunda kaldıklarını, takipten önce açılan menfi tespit davaasında borçlunun hukuki durumu tehlikede ise veya taraflar arasındaki hukuki ilişki belirsizlik içeriyorsa ve açılacak dava sonucunda verilecek kararla belirsizlik ortadan kalkacaksa hukuki yararın mevcut olduğunun kabul edilmesi gerektiğini, bu sebeplerle davaya konu senedin ödenmesini engeller mahiyette ve muhtemel icra takiplerinin durdurulması amacıyla ihtiyati tedbir kararı verilmesine, davalı aleyhine açılan menfi tespit davasının kabulüne, müvekkilin davalı şirkete borçlu olmadığının tespitine, dava konusu senetlerin iptaline, yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili tarafından sunulan cevap dilekçesinde; Huzurda görülen davanın tarafların tacir olmasından dolayı ticari bir dava olduğunu, dava şartı olarak arabuluculuğa başvurulmasının zorunlu olduğunu, ancak davacı tarafından arabuluculuğa başvurulmadığıın bu sebeple davanın dava şartı yokluğundan dolayı usulden reddinin gerektiğini, söz konusu fuarın sektör temsilcileri ile de mutabık kalınarak pandemi sebebiyle bir sonraki döneme ertelendiğini, davacının tüm iddialarının haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı ile müvekkil şirket arrasında imzalanmış olan fuar katılım sözleşmesi ikinci maddesi incelendiğinde zaten müvekkil şirketin gerekli görmesi halinde fuar tarihini değiştirme hakkı olduğunu, bu durumun katılımcıya fesih hakkı vermeyeceğini görüleceğini, fuar katılım sözleşmesinin yeterince açık olduğunu ve davacının iddialarının kabul edilmesinin mümkün olmadığını, davacı tarafından imzalanmış sözleşmedeki açık hükümler kapsamında davacının sözleşme bedelinin iadesi yönündeki talebinin kabulünün mümkün olmadığını, bu nedenlerle davacının hukuktan yoksun olan davasının reddi ile yargılama giderleri ile ücreti vekaletin karşı taraf üzerinde bırakılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME:
Dava fuar katılım sözleşmesinden kaynaklı verilen senetlerden davacının borçlu olmadığının istemine ilişkin menfi tespit davasıdır.
Usulünce duruşma açılmış, tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmasına gerek görülmeksizin dava sonuçlandırılmıştır.
Taraflar arasında 21-24 Eylül 2020 tarihinde yapılacak olan 5.uluslararası asansör, yürüyen merdiven sanayi ve teknoloji fuarına katılım amacıyla bila tarihli Fuar Katılım Sözleşmesinin imzalandığı, sözleşmeye istinaden davalı şirket herbiri 4.500,00 TL bedelli 30/09/2020- 31/12/2020 tarihli toplam 18.000,00 TL senetlerin yanı sıra davalı firmaya, davacı şirket yetkilisi tarafından 1.470,00 TL 06/03/2020 tarihinde banka havalesi yoluyla ödeme yapıldığı hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Daha sonra fuar 1-4 Eylül 2021″ye ertelenmiştir.
Uyuşmazlık; Sözleşme konusu fuarın organize edilememesi nedeniyle davacının borcu bulunup bulunmadığı, dolayısıyla yapılan edimlerin iadesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
Taraflar arasında akdedilen fuar katılım sözleşmesinin … Fuarcılık A.Ş. İle davacı tarafından imzalandığı .. fuar merkezinde yapılacağı davacı fuara katılmayı reddetse dahi maddi ve manevi yükümlülüklerinin devam edeceği, düzenleyicinin yapacağı değişiklikleri peşinen kabul edeceği, fuardan 3 gün öncesine kadar düzenleyicinin hiçbir sebep göstermeksizin yazılı sözleşmeyi feshedebileceği, davacıyı fuardan çıkarma hakkına sahip olduğunun düzenlendiği yine sözleşmenin 21.maddesinde katılımcının yükümlülüklerini yerine getirmese standını tamamlamasa dahi fuar katılım ücreti ödeme yükümlülüğünün devam edip 10.000,00 Euro cezai şart ödemeyi kabul ve beyan ettiği düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun İfa imkânsızlığını düzenleyen 136.maddesi gereğince “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer. Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde imkânsızlık sebebiyle borçtan kurtulan borçlu, karşı taraftan almış olduğu edimi sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca geri vermekle yükümlü olup, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını kaybeder. Kanun veya sözleşmeyle borcun ifasından önce doğan hasarın alacaklıya yükletilmiş olduğu durumlar, bu hükmün dışındadır.
Borçlu ifanın imkânsızlaştığını alacaklıya gecikmeksizin bildirmez ve zararın artmaması için gerekli önlemleri almazsa, bundan doğan zararları gidermekle yükümlüdür.” hükmünü içermektedir. Zira davalı organizatör coronavirüs nedeniyle fuar katılımcılarında tedirginlik yaşandığından 20-24/10/2020 tarihinde yapılması planlanan fuarın 1-4/09/2021 tarihine ertelendiğini bildirmiş, durum davalı tarafından davacıya iletilmiştir. Ancak davacı yaşanan karışıklık nedeniyle planlanan fuara başka bir tarihte katılamayacağını bildirerek sözleşmeden dönmüştür.
TBK.nun Kısmi ifa imkânsızlığını içeren 137.maddesi “Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle kısmen imkânsızlaşırsa borçlu, borcunun sadece imkânsızlaşan kısmından kurtulur. Ancak, bu kısmi ifa imkânsızlığı önceden öngörülseydi taraflarca böyle bir sözleşmenin yapılmayacağı açıkça anlaşılırsa, borcun tamamı sona erer.
Karşılıklı borç yükleyen sözleşmelerde, bir tarafın borcu kısmen imkânsızlaşır ve alacaklı kısmi ifaya razı olursa, karşı edim de o oranda ifa edilir. Alacaklının böyle bir ifaya razı olmaması veya karşı edimin bölünemeyen nitelikte olması durumunda, tam imkânsızlık hükümleri uygulanır.” hükmü ile aynı yasanın Aşırı ifa güçlüğünü düzenleyen 138.maddesine göre “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkar ve sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirir ve borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeden dönme hakkına sahiptir. Sürekli edimli sözleşmelerde borçlu, kural olarak dönme hakkının yerine fesih hakkını kullanır.” hükmü karşısında davacının farklı bir tarihte düzenlenecek fuara katılmaya zorlanamaz. Davalı ise fuarın düzenleneceği davacının katılacağı beklentisi ile herhangi bir masraf da yaptığını ileri sürmediğine göre Borçlar Kanunu 137.maddesi göz önüne alındığında davacının davasının kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜNE,
Davacının taraflar arasında düzenlenen 21-24 ekim 2020 tarihlerinde yapılacak olan fuar katılım sözleşmesi ile ilgili davacının borçlu olmadığının tespitine,
Davacı tarafından yukarıdaki sözleşmeye istinaden verilen 30/09/2020 tarihli 4500 TL bedelli , 31/10/2020 tarihli 4500 TL bedelli , 30/11/2020 tarihli 4500 TL bedelli ve 31/12/2020 tarihli 4500 TL bedelli senetlerin davalılardan alınarak davacıya verilmesine,
2-Yine davacı tarafından yukarıda belirtilen sözleşmeye istinaden peşinat olarak verilen 1470 TL ‘nin davalılardan alınarak davacıya ödenmesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 1.229,58 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 307,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 922,18 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak hazineye İRAD KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 4.080,00 TL ücreti vekaletin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından ödenen 54,40 TL başvurma harcı, 307,40 TL peşin harç, 43,50 TL posta masrafı olmak üzere toplam 405,30 TL yargılama giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenesine,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 03/03/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza