Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/848 E. 2020/1004 K. 04.12.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/848 Esas
KARAR NO : 2020/1004

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç))
DAVA TARİHİ : 03/12/2020
KARAR TARİHİ : 04/12/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 04/12/2020

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Niteliktekinde Haksız Fiilden Kaynaklanan (2918 S.K.Hariç)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; … plakalı otomobilin müvekkilleri tarafından … sigorta A.Ş. Ye sigortalattırıldığını, aracın … sevk ve idaresindeki … plakalı araca çarptığını ve hasar almasına sebebiyet verdiğiin, kaza tutanağına göre sigortalı aracı kullanan ve diğer araca arkadan çarpan …’ın tam kusurlu olduğunu, kaza sebebiyle … plakalı araçta 6.500,00 TL hasar meydana geldiğini, oluşan hasarın araç maliki …’in hesabına yatırıldığını, davalı aleyhinde Bakırköy … İcra Müdürlüğü … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını ve borçlunun itiraz ettiğini,arabuluculuğa gidildiğini fakat anlaşma sağlanamadığını, zorunlu mali mesuliyet sigortasının her iki tarafa da sorumluluk yüklediğini, sigortalı araç sürücüsünün kaza esnasında 68 promil alkollü olduğunu, sigortacının ödediği tazminat miktarınca hukuken hak sahibi yerine geçtiğini, motorlu araç kazalarından doğan zararların tazminine ilişkin taleplerin zarar görenin, zarar ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve kaza gününden başlayarak 10 yıl içinde zamanaşımına uğradığını, bu sebeplerle takibe yapılan itirazın iptali ile asıl alacağa işletilecek avans faizi ile birlikte takibin devamına, davalının %20 inkar tazminatına çarptırılmasına, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
HMK madde 138 uyarınca dava şartları ve ilk itirazlar dosya üzerinden karar verilebileceği dikkate alınarak mahkememizce öncelikle dava şartları incelenmiştir.
Davacının sigortalısı dava dışı …’e trafik kazasından dolayı uğradığı hasarın davacı … tarafından sigortalısına ödendiği bu nedenle eldeki davayı açtığı görülmüştür.
TTK’nın 1472.maddesinde düzenlenen halefiyet, yasal, sınırlı ve cüz’i halefiyet niteliğindedir. Bu maddeden doğan halefiyet hakkına istinaden açılan veya açılacak olan dava, esas itibariyle sigortalının, kendisine zarar verene karşı açacağı tazminat davasının, onun halefi sıfatıyla sigortacı tarafından açılmasıdır. TTK’nın 1472.maddesi uyarınca sigortacı, sigorta bedelini ödedikten sonra hukuken sigorta ettiren yerine geçer ve dava, tazmin ettiği bedel nisbetinde sigortacıya intikal eder. Bu şekilde sigortalısının haklarına halef olan sigorta şirketinin, ödediği tazminat miktarınca hukuken sigortalı yerine geçerek açtığı rücu davası, aslında bir tazminat davası olup, bu niteliği itibariyle aynı zamanda şahsi nitelikte bir eda davasıdır. Burada sigortacı, sigorta ettiren yerine geçtiği için şahsi ve rücu ödediği bedelli sınırlı olduğundan dolayı da cüz’i haleftir. Sigortacının, sigortalıya ödediği tazminat oranında sigortalının yerine geçeceği ve onun kanuni halefi olacağı, ilke olarak 31/03/1954 gün ve 1953/18 E.-1954/11 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da sigortacının, zarara sebebiyet veren aleyhinde açtığı rücu davasının, kanundan doğan halefiyete dayandığı ve halef olanın, halefiyet yolu ile nasıl bir hak iktisap etmiş ise o hakka sahip olacağı vurgulanmış; velhasıl sigorta ettirenin ne hakkı varsa bunların, şartları gerçekleşince sigortacıya geçeceği; sigortacının, sigorta ettirenin bütün def’ilerini üçüncü şahsa karşı ileri sürebileceği ve TBK m.52 maddesine dayanabileceği, tabiatıyla sigorta ettirenin olayda dava hakkı yoksa, sigortacıya da bu yönde bir hakkın intikal etmeyeceği açıklanmıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun (TKHK) 2.maddesinde kanunun kapsamı “bu Kanun, her türlü tüketici işlemi tüketiciye yönelik uygulamaları kapsar” şeklinde açıklanmıştır. Kanunun “tanımlar” başlıklı 3.maddesinde ise tüketici işlemi, “Mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekalet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dahil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder” biçiminde tanımlanmıştır.
6502 sayılı TKHK’nın 73.maddesi uyarınca tüketici işlemleri ile tüketiciye yönelik uygulamalardan doğacak uyuşmazlıklara ilişkin davalarda tüketici mahkemesi görevli kılınmıştır. Bunun yanında Kanunun 83.maddesinde de taraflardan birini tüketicinin oluşturduğu işlemler ile ilgili diğer kanunlarda düzenlenme olmasının, bu işlemin tüketici işlemi sayılmasını ve bu Kanunun görev ve yetkiye ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellemeyeceği belirtilmiştir.
Somut olayda; uyuşmazlık 6102 sayılı TTK’nın 1472.maddesi uyarınca, sigorta şirketi tarafından sigortalısına ödenen tazminatın, haksız fiile sebebiyet veren davalı … Kiralama şirketinden trafik kazasından kaynaklanan zararın rücuen tahsili isteminden ibarettir. Davacı …, bu davayı sigortalısına halefen açtığına göre görevli mahkemenin tayininde sigortalı ile davalı arasındaki ilişkinin hukuki mahiyeti nazara alınır. Sigorta şirketi halefi olduğu sigortalısının aracı hasar gördüğünden sigortalı araca hasar vermekle araç sahibi dava dışı …’in sigortalı tüketici kabul edileceği dikkate alınarak uyuşmazlığın tüketici mahkemesinde görülerek sonuçlandırılması gerekmektedir.
6100 sayılı HMK’nın 114/1-c maddesine göre “görev” dava şartıdır. Dava şartları yargılamanın her aşamasında mahkemece re’sen nazara alınmalıdır. HMK’nın 4/1-a hükmü uyarınca işbu davada görevli mahkeme tüketici mahkemesi olduğundan göreve ilişkin dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine ilişkin aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM:
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
3-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Tüketici Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
4-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
5-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 04/12/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza