Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/83 E. 2020/916 K. 18.11.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/83 Esas
KARAR NO : 2020/916

DAVA : Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/05/2019
KARAR TARİHİ : 18/11/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 24/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; Davacı 06/05/2014 tarihinde idaresi altındaki … plaka, kod …. motor no, …. şaşe numaralı …. modelli araca … plaka numaralı aracın çarpması neticesinde meydana gelen ağır hasarlı kazada emniyet kemerinin ve araç içi hava yastıklarının gereği gibi çalışmamasından kaynaklı yaşadığı manevi ızdırabın dindirilmesi için 200.000,00-TL manevi tazminat bedelinin kaza tarihi olan 06/05/2014 tarihinden itibaren ödeme tarihine kadar işleyecek yasal faizi ile tahsiline, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Dava konusu aracın ilk olarak … Belgelendirme Teknik Kontrol ve Gözetim Hiz. Ltd. Şti.’ne satılmış olup kaza anında da ticaret şirketinin mülkiyetinde olduğunu, davacı ise, anılan şirketin yöneticilerinden olduğunu, trafik kazası, davacının şirket aracını kullandığı esnada meydana geldiğini, TTK 3 ve 4. maddeler gereğince ticari işletmeyi ilgilendiren hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava niteliğinde olduğundan, davacının aracı ticari olarak kullanımından doğan davada tüketici sıfatı bulunmadığını, aracın ilk alıcısı ve kaza anındaki maliki tacir sıfatını taşımakta olup meydana geldiği iddia olunan zarar aracın ticari amaçla kullanımı sırasında meydana geldiğinden, ayıp iddiasına dayanan huzurdaki dava Asliye Ticaret Mahkemelerinin görev alanında bulunduğunu, bu nedenle, öncelikli olarak görevsizlik kararı verilmesini, davaya konu aracın 05/01/2012 tarihinde trafiğe çıktığını, kaza 06/05/2014 tarihinde gerçekleşmiş ve dava 06/05/2019 tarihinde ikame edildiğini, gerek genel hükümlere ilişkin Borçlar Kanunu, gerekse de özel düzenleme getiren Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun gereğince ayıplı maldan ve ayıplı malın neden olduğu zararlardan sorumluluk malın tüketiciye teslim ve zararın gerçekleştiği tarihten itibaren iki yıllık zamanaşımına tabii olduğunu, aracın ilk teslimi ve zararın meydana geldiği tarihten itibaren zamanaşımı süresi dolduğundan huzurdaki davanın yasanın açık hükmü gereğince esasa girilmeden zamanaşımı yönünden reddini, manevi tazminat talebinin kısmi dava olarak ileri sürülmesi kanuna ve yerleşik yargıtay içtihatlarına açıkça aykırı olduğunu, davacının kazadan kaynaklı ölüm korkusu ve ızdırabın tespiti ile fazlaya ait haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 200.000,00-TL manevi tazminat talep ettiğini, manevi tazminatın tespiti ya da manevi tazminat için kısmi veya belirsiz alacak davası açılması mümkün olmadığını, dava kötü niyetli olduğunu, davacı, trafik kazasına karışan …. plaka sayılı aracın maliki … Ltd. Şti’nin yöneticisi olduğunu, … Ltd. Şti. aracı 2012 yılında aldığını, iki yıl boyunca bakımlarını yaptırarak davacıya kullandırıldığını, davaya konu trafik kazasının, aracın iki yıl dört ay boyunca sorunsuz olarak kullanımından sonra meydana geldiğini, davacının garanti süresi sona eren, işleten sıfatını taşıyan araç malikinin idaresindeki araçla kaza yaptıktan sonra geçen beş yıl boyunca müvekkili şirkete tazminat talebi bir yana, kazayı dahi ihbar etmediğini, bu dönemde davacı müvekkili şirketle ya da müvekkili şirketin yetkili servisleriyle iletişime geçmediğini, çalışmadığını iddia ettiği emniyet kemeri ve hava yastığı sistemlerini teknik olarak inceletmediğini, herhangi bir talepte bulunulmadığını, müvekkili şirket kazadan ve davacının zarar gördüğü iddiasından ilk olarak, davacının kazadan 5 (beş) ve aracın satış ve tescilinden 7 (yedi) yıl sonra Beyoğlu …. Noterliği’nden keşide ettiği 25/03/2019 tarih ve …yevmiye sayılı ihtarname ile haberdar olduğunu, davacının kazadan 5 yıl sonra keşide ettiği ihtarnamesinde aracın emniyet kemeri ve hava yastığı sisteminin çalışmadığını iddia ederek 300,000,00-TL tutarında manevi tazminat talep ettiğini, davacı kaza tespit tutanağına, araç üzerindeki teknik bir incelemeye ya da sağlık raporlarına dayandırmadığı afaki talebine bir yanıt alamaması üzerine bu defa ihtarnamesinde talep ettiği tazminat tutarını düşürerek 200,000,00-TL tutarlı bir dava açtığını, davacının talepleri samimiyetten uzak olduğu gibi tamamen afaki bir iddiaya dayandığını, dava konusu araçta ayıp bulunmadığını, Hava yastığı sistemi, araç içinde bulunanların karşılaşacağı çarpma şiddetini azaltmak için emniyet kemerine ek emniyet tedbirlerden olduğunu, hava yastıkları, emniyet kemerinin sağladığı korumaya ilave bir tedbir olarak ve emniyet kemerinin korumasını desteklemek için kullanıldığını, emniyet kemeri korumasının yeterli olduğu çarpışmalarda hava yastığı sistemi, ilk darbeyi takiben gelebilecek daha şiddetli darbelerde koruma sağlamak amacıyla devreye girdiğini, sistemdeki algılayıcı ünite hava yastığının açılmasını gerektirecek bir darbe belirlediği zaman, şişirme birimine sinyal gönderdiğini, hava yastığı sistemi içerisindeki elektronik kontrol modülü gelecek darbenin şiddetine, yönüne ve açısına göre hava yastıklarının açılmasının gerekli olup olmadığına karar verdiğini, hava yastıklarının aktive olmasında rol oynayan en önemli gösterge ise aracın kaza anındaki hızı veya araçtaki hasar değil, kaza esnasında araç gövdesi üzerinde oluşan negatif ivme olduğunu, kaza esnasında oluşan negatif ivme değerinin tamamen kaza koşullarına bağlı olduğunu, örneğin, aynı hızda kaza yapan birbirinin aynı iki araçtan esnek kısmına darbe alan, ya da esnek bir engele çarpan araçta oluşan negatif ivme, daha katı bölgesine darbe alan ya da katı bir engele çarpan diğer araçtan daha düşük olduğunu, Kaza tespit raporunda, kazanın, “…. plakalı aracın … (davaya konu) … plakalı aracın sol ön yan kısımlarına çarptıktan sonra aynı araç savrularak sağ yan ön kısımlarını bariyerlere … çarpması neticesinde” meydana geldiği tespit edildiği, gerek kaza tespit raporunda yer alan kroki, gerekse de davacı tarafından sunulan araç fotoğrafları incelendiğinde, davaya konu aracın sağ ve sol yanlardan darbe gördüğü, aracın ön kısmından ise darbe almadığı rahatlıkla görüldüğünü, bu tespiti destekler nitelikte, aracın iç kısmına ait fotoğraflarda ön kısmından darbe almadığı için ön hava yastıklarının açılmadığını, fakat aracın yanal darbeye maruz kalması nedeniyle yan hava yastıklarının açılmış olduğu görülebileceğini, bu doğrultuda hava yastığı sisteminin görevini yerine getirdiğini ve aracın aldığı darbenin yön ve şiddetine uygun olarak yan hava yastıklarının açılarak araç sürücüsünü yanal yönde aldığı darbeden koruduğu görüldüğünü, yakın plan fotoğraflarında da davacının herhangi bir doğrudan darbeye maruz kalmadığını rahatlıkla görülebileceğini, tüm bu anlatımlar çerçevesinde, dava konusu araçta üretimden kaynaklanan herhangi ayıp bulunmadığından davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE:
Dava Bakırköy … Tüketici Mahkemesi’ne açılmış, iddianın niteliği karşısında uyuşmazlığın 4077 sayılı yasanın 3. maddesi kapsamına girmediği gerekçesi ile … E. …. K. sayılı kararı ile görevsizlik kararı verilmiş ve dava dosyası bu suret ile mahkememize intikal etmiştir.
Davacı tarafından dava konusu aracın davalı … Şti. tarafından satıldığı, araçta hava yastığından kaynaklı üretim hatası olduğunun iddia edildiği, davalıların ise kullanım hatası olduğu savunmasında bulunduğu tartışmasızdır.
Taraflar arasında tartışmalı olan husus araçtaki arızanın üretim veya kullanım hatasından ileri gelip gelmediği, bu duruma göre davacının aracındaki hava yastığı sisteminin çalışıp çalışmadığı ile davacının 200.000 TL manevi tazminat talep edip edemeyeceği noktalarında toplanmaktadır.
Taraflar arasındaki satım sözleşmesinin içeriği de gözetildiğinde ve genel ispat kuralları uyarınca davacının ayıplı olarak mal satıldığını ve bu ayıbın üretim kaynaklı olduğunu iddia etmesi karşısında gerekli kanuni yükümlülüklerin alıcı olan davacı tarafından yerine getirilmesi gerekir.
BK. 198 maddesi uyarınca alıcı, teslim aldığı malı olanak bulur bulmaz gözden geçirmeli, sakatlık görür ise bunu satıcıya bildirmelidir. Ancak bunun için davacının öncelikle malda davalıdan kaynaklı bir ayıbın varlığını ispatlaması veya tespit ettirmesi kaçınılmazdır. Aksi halde BK. 198/3. maddesi uyarınca mal mevcut hali ile alıcı tarafından kabul edilmiş sayılmalıdır.
Bu kapsamda ayıbın varlığının ispatlanması yükümlülüğünün yerine getirilememesi, ayıba bağlı haklardan yararlanılmasını imkansız hale getirir. Bilindiği üzere ayıp ihbar sürelerinin varlığından önce, öncelikle ayıbın varlığının ispatlanması gerekmektedir.
Uyuşmazlığın dayanmış olduğu ana nokta itibari ile görevsiz mahkeme tarafından teknik bilirkişi incelemesi yapılması zorunlu olup yaptırılmıştır.
aaaaa teknik inceleme yapılarak varılması gerekeceği ifade edilmiştir.
Bilirkişi raporu ayrıntılı, açık, gerekçeli ve hükme elverişli nitelikte olmakla mahkememizce benimsenmiştir.
Mevcut fiil durumuna göre arızanın üretim hatasından mı yoksa kullanım hatasından mı ileri geldiğini davacı ispatlayamadığı gibi ispatlanması için gerekli hiçbir resmi bir tespit veya geçerli delili de yoktur. ( Yar. 19 HD. 2010/13414 E. -2011/6562 K. Sayılı emsal karar)
Bu durumda davalının TTK. 25 ve BK. 198 maddesi çerçevesinde ayıp iddiasında belirtilen ve kanunda açıklanan ayıba bağlı haklardan yararlanması kabul edilemez. Yine manevi tazminat davasının kabulü için aranan şartlardan olan hukuka aykırılık unsurunun da bu şartlarda ispatlanamadığı kabul edilmelidir.
Toplanan deliller ve yapılan açıklamalar gözetildiğinde davalıya atfedilebilecek kusurun varlığı mevcut dosya kapsamına göre ispatlanamadığından uğranılan zarar ile davalıların hukuka aykırı hareketi saptanamadığından manevi tazminata yönelik davanın reddine dair karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın REDDİNE,
2-Dosyaya başlangıçta harç yatırılmadığı dikkate alınarak Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 54,40 TL karar ve ilam harcının davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,
3-Davacı tarafından harcanan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davalılar lehine reddedilen manevi tazminat nedeni ile tek olarak takdir edilen 3.400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 18/11/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza