Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/79 E. 2020/610 K. 23.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/79
KARAR NO : 2020/610

DAVA : 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit
DAVA TARİHİ : 27/01/2020
KARAR TARİHİ : 23/09/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/09/2020

Mahkememizde görülmekte olan 3. Şahıs Tarafından Açılan Menfi Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı takip dosyasında davalının takip alacaklısı olduğunu, işbu takip dosyasında dava dışı …..’dan olan alacağı için müvekkili bankaya …… haciz ihbarnamesinin tebliğ edilmediğini, …… haciz ihbarnamesine süresi içerisinde cevap verildiğini, müvekkili banka tarafından verilmiş ……. cevap yazısında belirttikleri söz konusu takip borçlusuna ait hak ve alacak bulunmaması nedeniyle haciz ihbarnamesi gereği yerine getirilemediğini, müvekkili bankanın takip borçlusuna herhangi bir borcunun bulunmadığını, dava dışı takip borçlusu olan …..’a müvekkilinin borçlu olmadığının tespit edilmesi için işbu davanın açıldığını ileri sürerek, müvekkilinin dava dışı takip borçlusu olan …..’a Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün …… Esas sayılı takip dosyasından gönderilen haciz ihbarnameleri sebebi ile borcu olmadığının tespitine, yargılama gideri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; işbu davanın görevli mahkemede açılmadığını ileri sürerek, mahkemenin görevsizliğine, esasa girilmesi halinde davanın reddine karar verilmesi talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, İİK’nun 89. Maddesi gereğince 3. Kişiye gönderilen haciz ihbarnamesinden kaynaklanan menfi tespit istemine ilişkindir.
Somut olayda bu davanın dayanılan takip dosyasındaki alacağın niteliği takibin tarafları dikkate alndığında , davacı üçüncü kişi ile takip alacaklısı arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı anlaşılmış olup mahkememizdeki davanın ise alacaklı ile takibe dayanak olan sözleşme ilişkisinin tarafı olmayan davacı 3. Kişi arasında bulunduğu dikkate laındığında uyuşmazlığın da İİK’nun 89. Maddesi gereğince 3. Kişiye gönderilen haciz ihbarnamesinden kaynaklandığı görülmüş tüm bu hususlar dikkate alındığında alacaklının gerçek kişi olduğu anlaışmış olup bu duurmda görevli mahkemenin genel yetkili Asliye Hukuk Mahkemesi olduğu anlaşılmıştır.
Emsal İstanbul Bölge Adalet Mahkemesi ……. Hukuk Dairesinin ….. Esas, …… Karar sayılı 03/07/2018 tarihli ilamında “Somut olayda davacı vekilinin, dava dışı … yönelik icra takibi yaptığı, bu icra dosyasından dava dışı … Borcu nedeniyle davacıya haciz ihbarnamesi gönderildiği, davacının haciz ihbarnamesine itiraz süresini geçirmediği, davacının, davalılara herhangi bir borcununu olmadığını ileri sürerek menfi tespit davası açtığı, davalı , davacı ve dava dışı takip borçlusunun tacir olmadığı, uyuşmazlığın tarafların ticari işletmesinden kaynaklanmadığı ve ticari iş niteliğinde de olmadığı anlaşıldığından, HMK’nın 2.maddesi gereğince davanın genel hükümler çerçevesinde asliye hukuk mahkemesince görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” şeklinde karar verildiği görülmüştür.Konuyla ilgili İstanbul …… Bam Hukuk Dairesinin Dosya No: …… Esas Karar No : ……. Karar sayılı ilamı da bu yöndedir.
Dava hukuki niteliği itibariyle İİK.89. maddeye dayalı menfi tespit davasıdır. Dosya üzerinden yapılan incelemede; her ne kadar davacı taraf İİK.89. maddeye dayalı menfi tespit davası açmış ise de, İİK’dan kaynaklanan işbu davanın ticari dava niteliğinde bulunmadığı, davalının gerçek kişi olduğu, taraflar tacir olsa da taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişkinin bulunmadığı, görevin dava şartlarından olup re’sen her aşamada dikkate alınması gerektiği, bu davada mahkememizin görevli olmadığı, (emsal: Yargıtay 19. H.D.’nin 2015/15365 Esas, 2016/3253 Karar sayılı ve 26.02.2016 tarihli ilamı, aynı dairenin 2015/7065 Esas, 2015/17162 karar sayılı ve 17.12.2015 tarihli ilamı) görevin re’sen her aşamada dikkate alınması gerektiği anlaşılmıştır.
Ticari olmayan davalarda görevli mahkeme asliye hukuk mahkemesi olup asliye hukuk mahkemesi ile ticaret mahkemeleri arasındaki ilişki TTK’ nun 5/3.maddesi uyarınca görev ilişkisidir.Göreve ilişkin usul kuralları HMK’nun 114/1-c maddesi uyarınca dava şartıdır.Dava şartları kamu düzeninden olup kamu düzenine ilişkin hususlar re’sen dikkate alınması gerektiğinden HMK 138 maddesindeki düzenleme de gözetilerek HMK’nın 115/2.maddesi gereğince göreve ilişkin dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının açtığı davada,mahkememizin görevli olmadığı anlaşılmakla;açılan davanın, HMK’nun 115/2.maddasi uyarınca aynı kanunun 114/1-(c) maddesinde belirtilen dava şartı noksanlığı nedeniyle usulden REDDİNE,mahkememizin GÖREVSİZLİĞİNE,
2-Görevli mahkemenin BAKIRKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ olduğuna,
3-6100 Sayılı HMK’nun 20. maddesi gereğince taraflardan birinin görevsizlik kararı süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten, kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren 2 hafta içerisinde mahkememize başvurarak dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmelerinin gerektiğin, aksi taktirde mahkememizce davanın açılmamış sayılmasına karar verileceğinin İHTARATINA,
4-HMK’nun 20 maddesi uyarınca kararın kesinleşmesini müteakip yasal iki haftalık sürede talepte bulunulduğunda dosyanın görevli Bakırköy Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tevzi edilmek üzere Bakırköy Hukuk Mahkemeleri Tevzi Müdürlüğü’ne GÖNDERİLMESİNE,
5-Mahkememizce verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden sonra dava yetkili ve görevli mahkemede devam edilmemesi ve talep halinde yargılama giderlerinin değerlendirilerek HMK’ nun 331/2. maddesi gereğince bir karar verileceğinin İHTARATINA,
6-Harç ve masrafların görevli mahkemede nazara ALINMASINA,
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren iki hafta içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile iki hafta içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı verilen karar açıkça okunup,usulen anlatıldı. 23/09/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza