Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/770 E. 2022/1089 K. 30.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/770 Esas
KARAR NO : 2022/1089

DAVA : İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı)
DAVA TARİHİ : 10/11/2020
KARAR TARİHİ : 30/11/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/01/2023

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Taşıma Sözleşmesi Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı tarafın icra takibine itiraz dilekçesindeki yetki itirazının yersiz olup reddinin gerektiğini, HMK’na göre ifa yerinin yetkili icra dairelerinin belirlenmesinde esas alınabileceğini, ifa yerinin tarafların anlaşma ile belirlemiş yer olduklarını, eğer taraflar arasında sarih veya zımni ifa yeri belirlenmemiş ise B.K. md. 89’a göre ifa yerinin belirleneceğini, buna göre götürülecek borçlarda ifa yerinin alacaklının ikamet adresi olduğunu, mevcut borcun para borcu olduğunu, para borçlarında da götürülecek borçlardan olduğundan dolayı ifa yerinin alacaklının ifa zamanındaki ikamet adresi olduğunu, müvekkili şirketin ikamet adresinin Yenibosna/İSTANBUL olduğunu, Bakırköy İcra Daireleri ve Mahkemelerinin yetkili alanında olduğunu, takibin yetkili icra dairesinde yapıldığını, davalı tarafın itirazlarının dayanaktan yoksun ve mesnetsiz olduğunu, BK. m.89 ve İİK m.50’ye göre icra takibinin yetkili yerde yapıldığını, davaya konu hizmetin hava yolu taşıma hizmeti olduğundan 26.03.2011 tarihinde yürürlüğe giren Montreal Konvansiyonu’nun 33. Maddesinin uygulanması gerektiğini, söz konusu madde metnine göre “açılacak dava veya icra takibinin davacının tercihine bağlı olarak ya taşıyıcının ikametinin ya da esas işyerinin bulunduğu yerin ya da taşıyıcının sahip olduğu bir işyerinin bulunduğu ve bu sözleşmenin aracılığıyla yapıldığı yerin mahkemelerinde ya da varış yerindeki Mahkemelerde” açılacağını, buna göre icra takibinin taşıyıcının işyerinin bulunduğu yerde açılmış olduğundan yetki itirazının yerinde olmayıp işbu itirazın reddini gerektiğini, müvekkili şirketin uluslararası hava taşıma hizmeti vermekte olduğunu, davalı tarafa da aralarındaki cari hesap ilişkisine istinaden vermiş olduğu taşıma hizmeti sonucu keşide edilen faturalardan 11.03.2019 tarihli 2.974,86 TL tutarındaki faturanın ödenmediğini, davalı tarafın cari hesapta yer alan fatura bedelini ödememesi sebebi ile faturadaki son ödeme tarihinden itibaren ticari faiz uygulanmak suretiyle davalı hakkında Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, davalı tarafın kendisine gönderilen ödeme emrinde belirtilen borca ve fer’ilerine itiraz ederek borcu olmadığından bahis ile icra takibini haksız ve kötü niyetli bir şekilde durdurduğunu, davalı tarafın yapmış olduğu itirazların yerinde olmayıp reddi gerektiğini iddia ederek; takibe kötü niyetli bir şekilde itiraz eden davalının takibe konu 2.974,86 TL asıl alacaktan dolayı ilgili borca, yetkiye, faiz ve fer’ilerine yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin devamına, takip sonrası asıl alacağa avans faizi uygulanması ile alacağın tahsiline, haksız itiraz için alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere inkar tazminatı ödenmesini ve yargılama masraflarını ile ücreti vekaletin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde özetle; huzurdaki davanın haksız ve hukuka aykırı bir dava olduğunu, icra takibine yaptıkları itirazlarında da belirttikleri gibi davacının icra takibine konu ettiği gibi bir alacağının bulunmadığını, dava konusu edilen faturanın gerçeği yansıtmadığı gibi yanlış kesilmiş bir fatura olduğunu, dava konusu faturaların müvekkilinin alacaklıya verdiği kargo kiloları alacaklı tarafından hatalı olarak nerdeyse 10 kat fazla yazılmış olduğundan böyle bir borcun göründüğünü, bu nedenle müvekkiline gönderilen faturaların hatalı olduğunu, müvekkilinin davacıya belirtilen rakamlarda bir borcu bulunmadığını, davacının tamamen kendi hatası yüzünden müvekkiline ait gönderilerin ağırlığının 2,0 ve 6,0 kg olduğu halde davacının bu kilolar yerine 24.5 kg ve 24 kg gösterilmesinden kaynaklandığını, davacı şirketin hatasının çok açık olduğunu, sipariş detaylarından da açıkça anlaşılacağı gibi müvekkilinin davacıya teslim ettiği gönderilerin 2,0 ve 6,0 kg ağırlığında olduğunu, bu durumu fark eden müvekkili şirketin bu duruma ittiraz ettiğini ve davacı şirket ile iletişime geçerek gönderinin ağırlığı konusunda hata yapıldığını, bir numunenin ağırlığının bu kadar olamayacağını yapılan yanlışlığın düzeltilmesini talep ettiğini, müvekkilinin yine mail ortamından da hatanın düzeltilmesini ve doğru faturanın gönderilmesini talep etmesine rağmen davacının bu hatasını bir türlü düzeltmediğini, davalı müvekkili ile davacının süregelen çalışmalarından da anlaşılacağı gibi müvekkilinin gönderilerinin ortalama 2-3 kg ağırlığında olduğunu, dava konusu edilen fatura detayları incelendiğinde müvekkiline ait gönderilerin iki adet siparişin fatura edilmesinden kaynaklandığını, faturada 01.03.2019 tarihli gönderi olan …. barkot numaralı gönderinin sipariş fişinde 2.0 kg olduğu halde faturada bu kalem gönderinin 24.5 kg olarak fatura edildiğini, yine bu gönderiye ilişkin fiyatlandırma fişinde de karşılığının 4 EURO olduğunun açıkça belirtildiğini, faturada gösterilen diğer kalem gönderinin … barkod numaralı gönderi sipariş fişinde 6.0 kg olduğu halde faturada 24.0 kg olarak fatura edildiğini, bu gönderiye ilişkin fiyatlandırma fişinde de karşılığının 37 EURO olduğunun açıkça belirtildiğini, dolayısı ile davacının verdiği hizmet açıkça belli iken faturanın yanlış kesildiğini ve müvekkilinden haksız ve fazla para tahsil edilmeye çalışıldığını, bu nedenle dosyada ticari defter incelenmesinden çok sipariş proforma faturaları ve bunun faturaya dönüştürülmesi konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasının gerçeğin anlaşılması açısından daha doğru olacağını, uluslararası güvenirliği bilinen davacının yapmış olduğu bu hatanın ticari etikle de bağdaşır bir yanı bulunmadığını, müvekkilinin iş bu davada hiç bir kusuru bulunmadığı için aleyhine icra inkar tazminatı yansıtılamayacağı gibi faiz de işletilemeyeceğini savunarak; haksız ve hukuka aykırı davanın reddine, davacı aleyhine %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine ve tüm yargılama giderleri ile avukatlık ücretinin de haksız davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, uluslararası hava yolu taşımasından kaynaklanan fatura alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Uyuşmazlığın, Bakırköy … İcra Dairesinin …. Esas sayılı takip dosyasındaki takibe konu faturadan dolayı alacak miktarının ne olduğu, temerrüdün gerçekleşip gerçekleşmediği, tarihinin ne olduğu, faiz oranı ve türünün ne olduğu itirazın haklı olup olmadığı, şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası UYAP Bilişim Sistemi üzerinden celp edilmiş, incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine 2.974,86-TL asıl alacak, 403,68-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.378,54-TL alacağın tahsili için icra takibi başlatıldığı, ödeme emrinin davalıya 05/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlu vekilinin 12/03/2020 tarihli dilekçesi ile borca ve ferilerine itiraz ettiği, davalı borçlu vekilinin itirazı üzerine 13/03/2020 tarihinde icranın durdurulması kararı verildiği, işbu itirazın iptali davasının yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememiz dosyası, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler, Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. sayılı takip dosyası ve tüm dosya kapsamına göre; her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile; takip tarihi itibari ile taraflar arasındaki ticari ilişki kapsamında davalının davacıya borcunun bulunup bulunmadığı hususlarında rapor düzenlenmek üzere SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
08/06/2021 havale tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “…Dava konusunun; davacının, davalı ile olan uyuşmazlığının, taraflar arasındaki faturalardan kaynaklandığı, cari hesaptaki fatura alacağının tahsili amacı ile yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali ve takibin devamı ile birlikte alacak miktarının %20’sinden aşağı olmamak kaydıyla icra inkar tazminatı talebinden ibaret olduğu, davacının defterlerinin 6102 sayılı TTK.m.64/3, VUK. m.182 uyarınca tutulması zorunlu olan 2019 yılında E-Defter sistemine tabi olduğu, E-Defter sisteminde sadece Envanter Defterinin noter tasdikine tabi olduğu, davacının 2019 yılında envanter defteri açılış tasdikinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, bu itibarla HMK 222. md. ve 6102 sayılı TTK 64/3. maddesi gereğinde mevcut haliyle davacının 2019 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının defterlerinin 6102 sayılı TTK.m.64/3, VUK. m.182 uyarınca tutulması zorunlu olan 2019 yılına ait Yevmiye, Defter-i Kebir ve Envanter defterlerinin açılış tasdiklerinin yasal süresi içerisinde yaptırılmış olduğu, 2019 yılına ait Yevmiye Defterlerinin kapanış tasdikinin yasal süresi içerisinde yapılmış olduğu, bu itibarla HMK 222. md. ve 6102 sayılı TTK 64/3. maddesi gereğinde mevcut haliyle davalının 2019 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, dosya kapsamında taraflar arasında yazılı bir cari hesap sözleşmesi bulunmadığı, taraflar arasında faturanın ödeme gün ve vadesinin açıkça belirtildiği ve taraflar arasındaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (20.11.2019) itibariyle, davacının davalıdan 2.974,86 TL alacaklı olduğu yönünde bakiyesinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (20.11.2019) itibariyle, davalının davacıya borçlu olduğu yönünde bakiyesinin bulunmadığı, uyuşmazlığa konu faturaya davalı tarafından dayanak sunulan e-mail yazışmalarında ilk sözlü olarak bildirildiği tespit edilmiş olmakla birlikte ilgili sözlü itirazın tarihinin tespit edilemediği ve e-mail yazışmalarının 11/03/2019 E-fatura tarihinden sonra 09/03/2020 tarihinde yapıldığı” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler dosyaya sunulmuştur.
15/09/2021 tarihli celse ara kararı gereğince, 22/05/2021 tarihli bilirkişi raporunun sonuç kısmı 8 no.lu başlık altında ifade edilen hesaplama tekniği ile fiyatlandırma yapılıp yapılamayacağı, fiyatlandırma yapılması halinde davacının davalıdan talep edebileceği alacak bulunup bulunmadığı hususlarında rapor hazırlanmak üzere dosyanın taşıma – lojistik konularında uzman bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
04/10/2021 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle;”… uyuşmazlığa konu davada somut olay bakımından, hava yolu ile yapılan uluslararası kargo taşımasında davalıya ait olup davacı tarafın yurt dışına taşıdığı emtia-kargoların gerçek ağırlıklarının 6 ve 2 kg olduğu, davacı taşıyıcı tarafından düzenlenen Airwaybill/Hava Yük Senetleri üzerinde hacim-volüm kilogram olarak 0 KGS belirtildiği, bu tespitler kapsamında davacı tarafın taşıdığı kargoların 24 ve 24,5 kg hacimli kargolar olduğu savının ispata muhtaç olduğu, davacı taşıyıcının davalıdan hacim kilo hesaplaması ile yaptığı taşıma ücreti talebinin Airwaybill/Hava Yük Senedi tespitleri kapsamında ve sektör uygulamaları açısından uygun olmadığı” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler dosyaya sunulmuştur.

08/12/2021 tarihli celse ara kararı gereğince, dava konusu taşıma hizmeti nedeni ile davacının davalıdan talep edebileceği alacak bulunup bulunmadığı, alacak var ise miktarı hususunda davacı vekilinin itirazları da değerlendirilmek sureti ile ek rapor hazırlanmak üzere dosyanın taşıma – lojistik konularında uzman bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen ek rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
25/02/2022 tarihli bilirkişi ek raporunun incelenmesinde özetle;”… Teknik yönden IATA kuralları uyarınca, çekişme konusu emtia kargoların hacimli (volüm) yükler olmadığı, ancak davacı taşıyıcının davalı taşıtana verdiği taşıma hizmeti nedeniyle 2 ve 6 kg.’lık emtia kargolar için alacağı olduğu, 2 ve 6 kg’lık gönderilerin hava kargo taşıma ve hizmet bedeli ile evrensel posta ücretinin ne olacağı konusunda davacı nezdinde yapılan bilgi talebinin akim kaldığı, davacı taşıyıcı firmaya müzekkere yazılarak emtia kargoların (2/6 kg), 01/03/2019 tarihi itibariyle taşıma hizmet bedellerinin celp edilmesi hususunda takdirin Mahkemeye ait olduğu ” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi ek raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler dosyaya sunulmuştur.

31/03/2022 tarihli ara karar gereğince, tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler, davacı vekilinin kök ve ek rapora itirazları ve davalı vekilinin beyanları gereğince dosyanın lojistik konusunda uzman bilirkişi … e tevdine karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
23/05/2022 havale tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle;”… Taraflar arasındaki ihtilafın davalı yan tarafından gönderilen kargoların AWB-hava yük senedi – konşimentolarındaki ağırlıklarının faturalarda daha fazla gösterilerek bu ölçümlere uygun fazladan ücret talebinden kaynaklandığı, bu bağlamda tespit edilmesi gereken hususun davacı yanın somut taşıma bakımından eşyanın kütlesel ağırlığına itibar etmeyerek ücretlendirilebilir ölçümlemesini yapıp yapmadığı ve/veya yapmasının gerekli olup olmadığı şeklinde belirlendiği, davacının faturaya dayanmasına karşılık dosyaya sunulan konişmentoların kargoların ağırlığı ve sair ölçüleri bakımından delil niteliğinde olduğu (MonK m.11) bu nedenle faturalar ile ortaya konan alacak iddiasının taşıma senedi hükümleri ile çeliştiğinde senet hükümlerine itibar edilmesi gerektiği, davacı şirketin cari hesap sözleşmesine göre kargoları yeniden ölçümleme yetkisi bulunduğu, bu durumun havayolu taşımaları işleyişine de uygun olduğu, ancak böyle bir ölçümlemeyi yaptığına ve bundan dolayı ücrete hak kazandığına ilişkin dava dosyasına yeniden düzenlenmiş hava yük senedi – AWB veya benzeri bir belge sunması veya söz konusu kargoların fiili taşımasını başka havayolu şirketlerine yaptırmış olması halinde onlar tarafından düzenlenen konişmentoları dava dosyasına sunması halinde fatura kapsamındaki alacağını doğrulayıp doğrulamadığının değerlendirilebileceği, halihazırdaki dosya durumuna göre dava dosyasındaki taşıma uzmanı bilirkişinin raporunda varılan tespitlerden farklı bir tespit ve değerlendirmeyi gerektiren bir neden olmadığı” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.

Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler dosyaya sunulmuştur.

01/07/2022 tarihli celse ara karar gereğince, dava konusu taşıma hizmeti nedeni ile davacının taşıma senedi uyarınca talep edebileceği alacak var ise miktarı hususunda ek rapor hazırlanmak üzere dosyanın bilirkişi ….e tevdine karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen ek rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
22/08/2022 tarihli bilirkişi ek raporunun incelenmesinde özetle;”… Alacak mesnedi bir (1) adet taşıma faturasının bu iki (2) taşıma için tek fatura olarak tanzim edildiği, toplam 2.974,86 TL bedelli fatura olduğu, davacının karine olarak kendi ücret tarifesine göre ve bu senetler için düzenlediği taşıma faturası bedeli kadar alacaklı olduğunun değerlendirildiği, davalının iş görme hususlarında itirazı da olmamakla; davacının 2.974,86 TL iş görme ve kendi tarifesine göre talep ettiği taşıma bedeli alacaklı olduğu”” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi ek raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi ek raporuna karşı beyan ve itirazlarını içerir dilekçeler dosyaya sunulmuştur.

İİK’nun 67. maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’un 67/2.maddesinde “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Mahkememizce yapılan yargılama, iddia, savunma, sunulan ve toplanan deliller, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, 08/06/2021 havale tarihli SMMM bilirkişi raporu, 23/05/2022 havale tarihli bilirkişi kök raporu ile 22/08/2022 tarihli bilirkişi ek raporları ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında hava yolu ile taşıma işinden kaynaklı ticari ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacı tarafından faturadan kaynaklı alacaklı olduğu iddia edilerek davalı hakkında icra takibine girişildiği, davalı tarafça borca ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine işbu itirazın iptali istemli davanın açıldığı, taraflar tacir sıfatına haiz olup uyuşmazlığın ticari nitelik arz ettiği, HMK’da yapılan değişiklik gereğince uyuşmazlık değeri 500.000,00 TL’nın altında olduğundan davada basit yargılama usulünün uygulandığı, delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca taraf şirketlerin ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, 08/06/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; tarafların ticari defterlerinin lehlerine delil niteliğinin bulunduğu, taraflar arasında faturanın ödeme gün ve vadesinin açıkça belirtildiği ve taraflar arasındaki ilişkinin açık hesap ilişkisi olduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi (20.11.2019) itibariyle, davacının davalıdan 2.974,86 TL alacaklı olduğu yönünde bakiyesinin bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi (20.11.2019) itibariyle, davalının davacıya borçlu olduğu yönünde bakiyesinin bulunmadığı, uyuşmazlığa konu faturaya davalı tarafından dayanak sunulan e-mail yazışmalarında ilk sözlü olarak bildirildiği tespit edilmiş olmakla birlikte ilgili sözlü itirazın tarihinin tespit edilemediği ve e-mail yazışmalarının 11/03/2019 E-fatura tarihinden sonra 09/03/2020 tarihinde yapıldığı; 23/05/2022 havale tarihli taşıma/lojistik bilirkişi tarafından düzenlenen kök ve 22/08/2022 tarihli bilirkişi ek raporları ile dosyaya sunulan konişmentoların kargoların ağırlığı ve sair ölçüleri bakımından delil niteliğinde olduğu (MonK m.11) bu nedenle faturalar ile ortaya konan alacak iddiasının taşıma senedi hükümleri ile çeliştiğinde senet hükümlerine itibar edilmesi gerektiği, davacı şirketin cari hesap sözleşmesine göre kargoları yeniden ölçümleme yetkisi bulunduğu, bu durumun havayolu taşımaları işleyişine de uygun olduğu, bir (1) adet taşıma faturasının bu iki (2) taşıma için tek fatura olarak tanzim edildiği, toplam 2.974,86 TL bedelli fatura olduğu, davacının karine olarak kendi ücret tarifesine göre ve bu senetler için düzenlediği taşıma faturası bedeli kadar alacaklı olduğu hususlarının tespit edildiği anlaşılmakla; davacı şirket tarafından sunulan Abone Cari Hesap Anlaşması kapsamında 2.5 maddesinde davacı şirketin kargoları yeniden ölçümleme yetkisinin bulunduğu, taşımanın gerçekleştirildiği, taşımaya davalının itirazının bulunmadığı ve faturaya süresinde itiraz edilmediği değerlendirilerek; davacı şirketin davalı tarafa taşıma hizmeti verdiği ve faturadan kaynaklı borcun ödenmediği, davacının icra takibi başlatmakta haklı olduğu sonuç ve vicdani kanaatine varılarak denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli 08/06/2021 havale tarihli SMMM bilirkişi raporu, 23/05/2022 havale tarihli bilirkişi kök raporu ile 22/08/2022 tarihli bilirkişi ek raporları doğrultusunda davanın kısmen kabulüne, davalının Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 2.974,86-TL asıl alacak, 375,77-TL işlemiş faiz (26/03/2019 (fatura vade tarihi dikkate alınarak) – 11/10/2019 tarihleri arası 199 gün yıllık %19,50, 11/10/2019-20/11/2019 tarihleri arası 40 gün %18,25 faiz uygulanarak) olmak üzere toplam 3.350,63-TL alacak yönünden kısmen iptaline, takibin bu miktar üzerinden davacının takip talebindeki miktarı aşılmamak üzere asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz uygulanmak sureti ile devamına, alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda Açıklanan Nedenlerle;
DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
Davalının Bakırköy ….. İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın 2.974,86-TL asıl alacak, 375,77-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 3.350,63-TL alacak yönünden KISMEN İPTALİNE, takibin bu miktar üzerinden davacının takip talebindeki miktarı aşılmamak üzere asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faiz uygulanmak sureti ile DEVAMINA,
Alacağın likit ve muayyen olduğu anlaşılmakla hüküm altına alınan asıl alacağın %20’si oranında icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 228,88-TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 54,40-TL peşin harç ve icra dosyasına yatırılan 16,89-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 157,59-TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul ve red oranına göre hesaplanıp takdir olunan 10,90-TL’sinin davacıdan, 1.309,10-TL’sinin davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
Davacı tarafından yatırılan 54,40-TL peşin harç, 54,40-TL başvurma harcı ile 16,89-TL icra dosyasına yatırılan peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan 238,50-TL posta gideri, 2.000,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.238,50-TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesap olunan 2.220,01-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 3.350,63-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 27,91-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra DAVACIYA İADESİNE,
HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; taraf vekillerinin yüzüne karşı (davacı vekiline e-duruşma sistemi ile) miktar itibari ile KESİN olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 30/11/2022

Katip …. ¸

Hakim …¸