Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/765 E. 2021/1096 K. 15.11.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/765 Esas
KARAR NO : 2021/1096

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 09/11/2020
KARAR TARİHİ : 15/11/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 15/12/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı ….’un, Bankacılık Hizmet Sözleşmesini imzalayarak müvekkili bankadan kredi kullandığını, söz konusu kredilerin taksitlerinin vadesinde ödenmemesi üzerine, davalıya birikmiş borçlarını ödemesi, aksi halde yasal takip işlemlerinin başlatılacağı uyarılı ihtarnameler tebliğe çıkarıldığını ve söz konusu ihtarnamenin …’a tebliğ edildiğini, ihtarnamelere rağmen davalı tarafından borcun ödenmemesi üzerine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. Sayılı dosyalarında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalı tebliğ edilen ödeme emirlerine karşı itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, davalı … borca itirazlarında, takip ve dayanak işlemlere yönelik esaslı bir itiraz nedenini bildirmediğini, davalının borca itirazlarının haksız olduğu gibi, borç likit olduğundan icra tazminatı talep etmek gerektiğini, davalı 28.12.2016 tarihli Genel Kredi Sözleşmesini kefil sıfatı ile imzaladığını, sözleşmedeki kefilliğe ilişkin kısımların davalı tarafından kendi el yazısı ile doldurulduğunu ve davalının eşi tarafından da söz konusu kefalete muvafakat verilerek ilgili kısımların eşi tarafından da okunarak doldurulduğunu ve imzalandığını, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalının cevap dilekçesi sunmadığı, 12/04/2021 tarihli ön inceleme duruşmasındaki beyanında; dava dışı asıl borçlunun 2014 yılında kredi çektiğini, 2016 yılında evini ipotek verdiğini, 2014 yılında çekilen kredi ile alakalı bir borcu olmadığını, … Bankasına olan borcunu kapama yaparak …. Bankasının daha uygun olması nedeniyle oraya taşıdığını, ipotek sorumluğu sonrasında … bankasına karşı devam ettiğini, 2014 yılına ait kredi ile alakalı herhangi borcu olmadığını beyan etmiştir.
Bakırköy … İcra Müdürlüğünün …. esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; Alacaklı davacı bankanın, davalı- borçlu hakkında 62.610,30-TL asıl alacak ve 6.639,35-TL işlemiş faiz, 377,88-TL BSMV olmak üzere toplam 69.627,53-TL alacağın, asıl alacağına %31,85 temerrüt faizi ile borçludan tahsilini talep ettiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından 18/07/2019 tarihinde itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Bilirkişi E. Banka Müdürü ….’ın 16/07/2021 havale tarihli raporunda özetle; İnceleme ve Değerlendirme bölümü ile Tespitler kısmında bulunan açıklamalar dikkate alındığında; noter kanalı ile gönderilen borç ihtarında asıl borçlu olarak yer alan … San. Ve Tic. Ltd. İçin Bakırköy … İcra Dairesinin …. esas sayılı dosyasında takip başlatılmamış olması, icra takibinde borcun sebebi olarak 24/01/2014 tarihli Kredili Mevduat hesabı sözleşmesi gösterilmesine karşın dosyada aynı tarihli genel kredi sözleşmesinin varlığı ve sözleşmede borçlu veya müteselsil kefil olarak davalı …’un imzasının bulunmaması, borcun ispat yükümlülüğü alacaklı taraf olan … Bankası A.ş.’ye ait olmakla birlikte icra dosyasında ve mahkememiz dosyasında borcun ispatına dair belge bulunmuyor olması, itiraza konu …. Bankası …. Şubesi ile borçlu …. Turizm Otelcilik müteselsil kefil … tarafından imzalanmış olan 26/12/2016 tarihindeki Genel Kredi Sözleşmesi tarihinde borcun olup olmadığının, takibe konu borcun hangi tarihler arasında ve hangi kredinin kullanılması sonucu oluştuğu ispatının alacaklı banka yükümlülüğünde olması gerektiği, tespitleriyle icra takibinin eksik veya hatalı olabileceği görüşü oluştuğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kredi alacağının tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(….)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup, taraf delilleri bu muvacehe ölçüsünde değerlendirilmiştir. Mahkememizce alacak iddiası doğrultusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmış ve yapılan inceleme neticesinde davacının sunmuş olduğu belgelerin alacağın varlığını hesaplama konusunda yeterli olmadığı anlaşılmıştır.
Bilindiği üzere basit yargılamada taraflar dava ve cevap dilekçeleri ile iddialarını ispatlar nitelikte delilleri de dosyaya sunmak zorundadırlar. Nitekim davacı delillerine dayanılarak sunulan belgeler üzerinde de bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ara karar kurulmuş fakat davacı tarafından inceleme tarihine kadar dahi eksik hususlar giderilmemiştir. Süresinden sonra delil ibrazının mümkün olmaması, iddianın gelinen aşamada yasal delillerle ispatlanması gerektiği, davalının yeni delil ileri sürülmesine açık muvafakatinin bulunmaması dikkate alınarak davacının alacak iddiasına “tevehhüme itibâr yoktur” (soyut beyana itibar edilemez-Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye) kuralı gereği itibar edilmemiş dava hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 835,75-TL harçtan mahsubuna, artan 776,45-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine BIRAKILMASINA,
5-Gider avansından artan olması halinde karar kesinleştiğinde ve talebi halinde davacı tarafa İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere Davalının yüzüne karşı, davacı tarafın yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/11/2021

Katip ….
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza