Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/749 E. 2022/656 K. 22.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/749 Esas
KARAR NO : 2022/656 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 03/11/2020
KARAR TARİHİ : 22/06/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin ticari yaşamını tekstil ürünleri sektöründe sürdürmekte olduğunu, yine tekstil alanında faaliyet gösteren davalı ile ticari ilişkisi bulunduğunu, taraflar arasındaki ticari ilişkinin işleyişi itibari ile davalı tarafından sağlanan ürün ve hizmetler karşılığı avans ödemelerinin yapılmakta olduğunu, alınan mal ve hizmet bedellerinin açık hesap alacak bakiyesinden düşüldüğünü, buna göre açık hesapta yaptığı ödemeler ile 37.961,20 TL alacaklı olan müvekkili şirketin, alacağını sulh yoluyla tahsili mümkün olmayınca, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyası tahtında davalı firma aleyhine icra takibi başlattığını, tanzim edilen ödeme emrinin davalıya tebliğ edildiğini, icra takibinin açık hesap ekstresinde okuma hatası yapılarak 130.141,60 TL üzerinden açılmış olsa da gerçekte müvekkili şirketin alacak bakiyesinin 37.961,20 TL olduğunu, itirazın iptali davasının bu miktar yönünden ikame edildiğini, davalının usulüne uygun olarak tebliğ edilen ödeme emri kapsamındaki alacağının tamamına süresi içinde haksız ve kötü niyetli olarak itiraz ettiğini, takibin itiraz üzerine İcra Müdürlüğünce durdurulduğunu, davanın zorunlu arabuluculuk düzenlemesine tabi olması nedeni ile arabuluculuk başvurusu yapıldığını, ancak süreç içerisinde anlaşmanın mümkün olmadığını, ödeme emrine yöneltilmiş haksız itirazın iptali, takibin asıl alacak tutarı olan 37.961,20 TL olmak üzere takip talebinde yazılı koşullar ile takibe aynen devam edilmesini ve %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesi talepli olarak huzurdaki iş bu davanın açıldığını bildirerek, arz ve izah ettikleri nedenlere dayalı olarak davanın kabulü ile Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … E. sayılı dosyasına yöneltilen haksız itirazın 37.961,20 TL üzerinden olmak üzere iptaline, takibin 37.961,20 TL olarak devamına, % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı şirket üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı müvekkilinin, fason dikim yapan bir tekstil atölyesi işlettiğini, davacı ile tanesi 9 liradan …. ve …. adlı ürünün dikimi için anlaşma yapıldığını, 5.500 adet …, 4.460 adet …. olmak üzere toplam 9.960 adet problemli mal ayrıldığını, davalının atölyesine kesimi yapılmış dikime hazır halde gönderilen ürünlerden yanlış kesilen bu 9.960 adet ürünü müvekkilinin düzeltilmek üzere iade etmek istemişse de davacının imalat müdürü …’ın ısrarla iade almak istemediğini, davalı müvekkilinin atölyesinde düzeltilerek dikilmesini istediğini, bu durum karşısında ekstra zaman ve emek harcanmasına sebep olan hatalı kesilip gönderilmiş ürünler dolayısıyla dikim maliyeti artan müvekkilinin, imalat müdürü …’dan problemli ürünlerin düzeltilerek dikilmesi karşılığında 50.000 TL ek bir ödeme talep ettiğini, …’ın da davacı şirketin sahibi ve müdürü olan …ile görüşerek 50.000 TL lik ek ödemeyi kabul ettiğini müvekkiline bildirdiğini, bunun üzerine de davacı şirket tarafından müvekkilinin hesabına bu ödemenin gönderildiğini, davacının hatalı kesim yapılmış problemli ürünler için gönderdiği bu ödemeyi geri almak için kötü niyetli olarak huzurdaki davayı açtığını, davacı tarafın kötü niyetinin başka bir göstergesinin de Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla başlattığı haksız ve dayanaksız icra takibindeki talep ettiği alacak miktarının 130.141,60 TL olarak yazılması ile birlikte itirazları üzerine bu miktarın 37.961,20 TL’ye düşürülmüş olması olduğunu, davacının itirazları üzerine huzurda açtığı davada “ödeme emrinin açık hesap ekstresinde okuma hatası yapılarak 130.141,60 TL üzerinden açılmış olsa da gerçekte müvekkili şirketin alacak bakiyesinin 37.961,20 TL olduğu” beyanının kabul edilemez olduğunu bildirerek, haksız davanın reddine, takip tutarı olan 130.141,60 TL üzerinden % 20 den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davacı tarafa tahmiline karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, cari hesap ekstresine dayalı alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
Bakırköy…İcra Müdürlüğünün …esas sayılı takip dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş olmakla incelenmesinde; alacaklı davacı şirket tarafından borçlu davalı hakkında cari hesap ekstresinden kaynaklı 130.141,60-TL alacağın tahsili istemiyle takip başlatıldığı, ödeme emrinin davalı borçluya 17/09/2020 tarihinde tebliğ edildiği ve davalı borçlu vekili tarafından 17/09/2020 tarihli dilekçe ile borca ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine aynı tarihte takibin durdurulmasına karar verildiği, iş bu itirazın iptali davasının yasal süre içerisinde açıldığı görülmüştür.
Mahkememiz dosyası tarafların iddia ve savunmaları, sunulan deliller, dosya kapsamı belgeler, Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek suretiyle; HMK’nun 273. Maddesi gereğince tarafların ticari defterlerinin usulüne uygun tutulup tutulmadığının, açılış ve kapanış tasdiklerinin olup olmadığı, lehe veya aleyhe delil olma durumunun olup olmadığı, takip tarihi itibariyle davacının alacaklı olup olmadığı, alacaklı ise alacağın miktarı hususlarında rapor düzenlenmek üzere SMMM bilirkişiye tevdi edilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
06/04/2021 tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle; “…Davacının 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının 2019 yılında defter beyan sistemine tabi olduğunun tespit edildiği, davalının 2020 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 37.961,20-TL alacağının bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davalının davacıdan 1.562,08-TL alacağının bulunduğu, taraf ticari defterlerinin 02/07/2019 tarihi itibariyle birbiri ile uyumlu olduğu, takip tarihi itibariyle taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının ( 37.961,20-TL + 1.562,08-TL) 39.523,28-TL olduğu, bu farkın sebebinin ise davacının davalıya düzenlemiş olduğu 23/08/2019 tarihli …. no.lu “….” açıklamalı 141,60-TL tutarlı faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından, diğer cari hesap farkının ise davalının davacıya düzenlemiş olduğu, 27/11/2019 tarihli 39.381,68-TL tutarlı faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklı olduğu, taraflar arasındaki cari hesap farkına ilişkin ilk faturanın, davacının davalıya düzenlemiş olduğu, 23/08/2019 tarihli “….” açıklamalı 141,60-TL tutarlı faturadan kaynaklı olduğu, mezkur faturanın dayanağı bulunmadığından değerlendirme dışı bırakılması gerektiği, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu asıl farkın davalının davacıya düzenlemiş olduğu 27/11/2019 tarihli 39.381,68-TL tutarlı faturadan kaynaklı olduğu, ancak uyuşmazlığın çözümü için fatura içeriği ile bu içeriğin davacıya teslimine ilişkin evrakların davalıdan talep edilmiş olmakla birlikte rapor düzenleme tarihine kadar dayanak belge gönderilmediğinden değerlendirme dışı bırakılması gerektiği, neticeten davacının davalıdan takip tarihi itibariyle (37.961,20-TL – 141,60-TL) 37.819,60-TL alacaklı olduğu ” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, taraf vekilleri tarafından bilirkişi raporuna karşı beyan ve itiraz dilekçeleri sunulmuştur.
21/04/2021 tarihli celse ara kararı gereğince davalı vekilinin itirazları doğrultusunda reklamasyon faturası bakımından faturanın sektörel yönden uygunluğunun denetimi yapılarak rapor düzenlenmek üzere dosyanın tekstil mühendisi bilirkişiye tevdine karar verilmiş, bilirkişi tarafından düzenlenen rapor mahkememiz dosyasına ibraz edilmiş;
14/12/2021 havale tarihli bilirkişi raporunun incelenmesinde özetle;”… Davalının problemli ürünlerin düzeltilerek dikilmesi karşılığında 50.000-TL ek ödeme yapıldığını iddia ettiği, ancak iddiasına dayanak olarak yazılı sözleşme, e-mail yazışması vs. davacının davalının iddialarını kabul ettiğini gösteren herhangi bir delil sunmadığı, davalı tarafından davacıya düzenlenen ve davacı defterlerinde bulunmayan 39.381,68-TL tutarındaki 27/11/2019 tarihli fatura ve fatura konusu ürünlerin davacıya teslimini gösteren irsaliye veya teslimat belgelerinin bilirkişi incelemesine sunulmadığı, davalının 39.381,68-TL tutarındaki 27/11/2019 tarihli faturayı hatalı kesildiğini iddia ettiği ürünlerin düzeltilmesi için düzenlediği iddiasının ispata muhtaç olduğu ” değerlendirme ve tespitlerinin yapıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporu taraf vekillerine tebliğ edilmiş, davalı vekili tarafından bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesi sunulmuştur.
06/04/2021 ve 14/12/2021 havale tarihli bilirkişi raporları dosya kapsamına uygun ve denetime elverişli bulunmuştur.
İİK’nun 67. maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’un 67/2.maddesinde “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187, 190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddesinde “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
HMK. 219. maddesine göre taraflar, kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar HMK. 219. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir.
İbrazı istenen belgenin, ileri sürülen hususun ispatı için zorunlu ve bu isteğin kanuna uygun olduğuna mahkemece kanaat getirildiği ve karşı taraf da bu belgenin elinde olduğunu ikrar ettiği veya ileri sürülen talep üzerine sükut ettiği yahut belgenin var olduğu resmî bir kayıtla anlaşıldığı veya başka bir belgede ikrar olunduğu takdirde, mahkeme bu belgenin ibrazı için kesin bir süre verir (HMK 220/1). Belgeyi ibraz etmesine karar verilen taraf, kendisine verilen sürede belgeyi ibraz etmez ve aynı sürede, delilleriyle birlikte ibraz etmemesi hakkında kabul edilebilir bir mazeret göstermez ya da belgenin elinde bulunduğunu inkâr eder ve teklif edilen yemini kabul veya icra etmezse, mahkeme, duruma göre belgenin içeriği konusunda diğer tarafın beyanını kabul edebilir (HMK 220/3).
Yemin delili, HMK’nın 225. ve devamındaki maddelerde düzenlenmiş olup, yemin kesin delil niteliğindedir. Bir vakıayı ispat yükü kendisine düşen taraf, o vakıayı başka delillerle ispat edemezse, diğer tarafa yemin teklifinde bulunabilir. Bununla birlikte, iddia veya savunmasını ispat edemeyen tarafa yemin teklif etme hakkının hatırlatılabilmesi için, yemin deliline açıkça dayanılmış olması da zorunludur.
Bu kapsamda; davacı vekiline dava dilekçesinde deliller kısmında yemin deliline açıkça dayanmış olduğu anlaşılmakla dava dilekçesine konu edildiği üzere davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmayan 1 adet 141,60-TL bedelli fatura yönünden; davalı vekiline cevap dilekçesinde deliller kısmında yemin deliline açıkça dayanmış olduğu anlaşılmakla 27/11/2019 tarihli 39.381,68-TL tutarlı fatura yönünden yemin teklif etme hakları hatırlatılmış, taraf vekillerinin UYAP sistemi üzerinden dosyaya sundukları ile dilekçeleri ile yemin teklif etme haklarını kullanmayacaklarını beyan ettikleri görülmüştür.
Mahkememizce yapılan yargılama, iddia, savunma, sunulan ve toplanan deliller, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası, 06/04/2021 ve 14/12/2021 havale tarihli bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre; tekstil sektöründe faaliyet gösteren taraflar arasında cari hesap şeklinde işleyen mal ve hizmet alım satımından kaynaklanan ticari bir ilişki bulunduğu, bu ilişki kapsamında davacı tarafından cari hesap bakiye alacaklı olduğu iddia edilerek davalı hakkında icra takibine girişildiği, davalı tarafça borca ve ferilerine itiraz edilmesi üzerine işbu itirazın iptali istemli davanın açıldığı, taraflar tacir sıfatına haiz olup uyuşmazlığın ticari nitelik arz ettiği, HMK’da yapılan değişiklik gereğince uyuşmazlık değeri 500.000,00 TL’nın altında olduğundan davada basit yargılama usulünün uygulandığı, taraflarca delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca taraf şirketlerin ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verildiği, 06/04/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacının 2019 ve 2020 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalının 2019 yılında defter beyan sistemine tabi olduğunun tespit edildiği, davalının 2020 yılı ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 37.961,20-TL alacağının bulunduğu, davalının ticari defterlerine göre; takip tarihi itibariyle davalının davacıdan 1.562,08-TL alacağının bulunduğu, taraf ticari defterlerinin 02/07/2019 tarihi itibariyle birbiri ile uyumlu olduğu, takip tarihi itibariyle taraf ticari defterleri arasındaki cari hesap farkının ( 37.961,20-TL + 1.562,08-TL) 39.523,28-TL olduğu, bu farkın sebebinin ise davacının davalıya düzenlemiş olduğu 23/08/2019 tarihli …. no.lu “….” açıklamalı 141,60-TL tutarlı faturanın davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından, diğer cari hesap farkının ise davalının davacıya düzenlemiş olduğu, 27/11/2019 tarihli 39.381,68-TL tutarlı faturanın davacı ticari defterlerinde kayıtlı olmamasından kaynaklı olduğu, taraflar arasındaki cari hesap farkına ilişkin ilk faturanın, davacının davalıya düzenlemiş olduğu, 23/08/2019 tarihli “Reklamasyon” açıklamalı 141,60-TL tutarlı faturadan kaynaklı olduğu, mezkur faturanın dayanağı bulunmadığından değerlendirme dışı bırakılması gerektiği, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu asıl farkın davalının davacıya düzenlemiş olduğu 27/11/2019 tarihli 39.381,68-TL tutarlı faturadan kaynaklı olduğu, ancak uyuşmazlığın çözümü için fatura içeriği ile bu içeriğin davacıya teslimine ilişkin evrakların davalıdan talep edilmiş olmakla birlikte rapor düzenleme tarihine kadar dayanak belge gönderilmediğinden değerlendirme dışı bırakılması gerektiği, neticeten davacının davalıdan takip tarihi itibariyle (37.961,20-TL – 141,60-TL) 37.819,60-TL alacaklı olduğu,14/12/2021 havale tarihli bilirkişi raporuna göre; davalının problemli ürünlerin düzeltilerek dikilmesi karşılığında 50.000-TL ek ödeme yapıldığını iddia ettiği, ancak iddiasına dayanak olarak yazılı sözleşme, e-mail yazışması vs. davacının davalının iddialarını kabul ettiğini gösteren herhangi bir delil sunmadığı, davalı tarafından davacıya düzenlenen ve davacı defterlerinde bulunmayan 39.381,68-TL tutarındaki 27/11/2019 tarihli fatura ve fatura konusu ürünlerin davacıya teslimini gösteren irsaliye veya teslimat belgelerinin bilirkişi incelemesine sunulmadığı, davalının 39.381,68-TL tutarındaki 27/11/2019 tarihli faturayı hatalı kesildiğini iddia ettiği ürünlerin düzeltilmesi için düzenlediği iddiasının ispata muhtaç olduğu hususlarının tespit edildiği, her ne kadar davalı tarafça tanık bildirilmiş ve tanık 05/01/2022 tarihli celsede Mahkememizce dinlenilmiş ise de; 27/11/2019 tarihli fatura ve fatura konusu ürünlerin davacıya teslimini gösteren irsaliye veya teslimat belgelerinin, davacının veya onun adına hareket eden kişinin imzasını taşıyan teslim belgesi, irsaliyeli fatura ile ispatlanamadığı, davalı tarafın hatalı kesim nedeni ile ek ödeme iddiasının yazılı deliller ile ispatlanması gerektiği, miktar itibariyle de tanık dinlenemeyeceği, bu durumda HMK 200. maddesindeki düzenleme gereği davacı tarafın tanık dinlenmesine muvafakat etmediği dikkate alınarak tanık beyanlarına itibar edilmeyerek; kesin delil niteliğinde bulunan yemin deliline dayanan taraf, bu delile sıra gelmiş olduğunu başka türlü bilemeyeceğinden; taraf vekillerine yemin hakkı hatırlatılmış ancak taraflarca verilen kesin süreye rağmen yemin teklifinde bulunulmadığı anlaşılmakla; denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporları dikkate alınarak davanın kısmen kabulü ile davalının Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyasına yaptığı itirazının kısmen iptali ile, takibin 37.819,60-TL asıl alacak üzerinden devamına karar vermek gerekmiş, taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu alacağın likit ve bilinebilir olduğu dikkate alınarak asıl alacağın % 20’si oranında, borçlu davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, koşulları oluşmadığından reddedilen kısım yönünden davalı lehine tazminata hükmedilmesine yer olmadığına karar verilerek aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Davanın KISMEN KABULÜ ile,
Davalının Bakırköy …İcra Müdürlüğünün … sayılı takip dosyasına yaptığı itirazın 37.819,60 TL asıl alacak yönünden KISMEN İPTALİ ile; takibin bu miktar üzerinden takip tarihinden itibaren takipteki koşullar üzerinden faiz uygulanmak sureti ile DEVAMINA,
Hüküm altına alınan 37.819, 60 TL asıl alacağın %20’sine tekabül eden 7.563,92 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
Reddedilen kısım yönünden davalının tazminat talebinin REDDİNE,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 2.583,45-TL karar ve ilam harcından 54,40-TL peşin harç ile icra dosyasına yatırılan 650,71-TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 1.878,34-TL harcın davalıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davanın red ve kabul oranına göre hesaplanıp takdir olunan 13,20-TL’ sinin davacıdan, 1.306,80-TL’ sinin davalıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
Davacı tarafından yapılan 54,40-TL başvurma harcı, 54,40-TL peşin harç, icra dosyasına yatırılan 650,71-TL peşin harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan, 750,00-TL bilirkişi ücreti, 136,60-TL posta gideri olmak üzere toplam 886,60-TL yargılama giderinden davanın red ve kabul durumuna göre hesaplanıp takdir olunan 877,73-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, kalan miktarın davacı üzerinde bırakılmasına,
Davacı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T. gereğince hesaplanıp takdir olunan 5.672,94-TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 141,60-TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine,
Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra yatıran tarafa iadesine,
HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 22/06/2022

Katip …
¸

Hakim …
¸