Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/724 E. 2022/686 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/724 Esas
KARAR NO : 2022/686 Karar

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 26/10/2020
KARAR TARİHİ : 29/06/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 29/07/2022
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı dava dilekçesinde özetle; davalı … Otomotiv’in sahibi …’dan … plakalı aracı satın aldığını, satış değerinin 18.000,00 TL olduğunu, peşin olarak 8.000,00 TL ödediğini, geriye kalan 10.000,00 TL için 1.000,00 TL’den olmak üzere 10 adet senet yapıldığını, iki senetin ödendiğini, geriye 8 adet senedin kaldığını, bu esnada satın aldığı araçla kaza yaptığını ve kaza yaptığı aracı …. Sitesindeki kaportacı …. Otomotiv sahibi …’ya aracın onarılması için teslim ettiğini, aracı kendisine satan şahsın aracın kaza yaptığını öğrenerek kaportacıya gittiğini, bunun üzerine kaportacı …’yı arayarak aracın sahibi gelirse kendisinde kalan 8 adet senedi iade ederse aracı teslim etmesini söylediğini, ancak … Otomotiv yetkilisinin aracı teslim alırken senetlerin galeride olduğunu, sonra göndereceğini söyleyerek aracı teslim aldığını ve aracın onarım ücretinin kendisinin ödemiş olduğu 10.000,00-TL’den ödendiğini, tamirci …’ya şifaen sorduğunda aracın onarım masrafının 3.500,00 TL olduğunu söylediğini, bu durumda kendisinin … Otomotiv’den yaklaşık 6.500,00 TL alacağının söz konusu olduğunu, … Otomotiv Şirketinin sahibi … ve ortaklarının hem sekiz adet senedi iade etmediğini, hem de kalan alacağını ödemediklerini, ayrıca aracı kendisine teslim etmeyerek başkalarına sattıklarını, davalıların Türk Ticaret Kanununun hükümlerini hiçe sayarak haksız kazanç elde ettiklerini, kendisine iade edilmesi gereken senetleri icra takibi başlatmak üzere avukat …’a teslim ettiklerini, aleyhinde icra takibi başlatıldığını, şahsi hesaplarından 17.816,00 TL haksız tahsilat yapıldığını, oysaki davalılara borcunun bulunmadığını, arabuluculuk aşamasının sonuçsuz kaldığını, davalılar hakkında Bursa Yenişehir İcra Müdürlüğünün … Esas Sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, davalıların icra takibine itiraz ederek takibi durdurduklarını bildirerek, icra takibinin devamı ile itirazların reddini ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı … kendi adına asaleten, diğer davalı adına vekaleten cevap dilekçesinde özetle; davacı yanın dava dilekçesindeki iddia ve beyanlarının kabulünün mümkün olmadığını, davacı yanın dava dilekçesindeki beyanlarının tamamen soyut ve mesnetsiz olduğunu, davacının iddialarının ticari hayatın olağan akışına tamamen aykırı olup maddi gerçeklikten uzak olduğunu, bu hususta ispat yükünün tamamen davacıda olduğunu, müvekkilinin davacı taraftan alacağının tahsili için Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile icra takibi yapıldığını, yapılan bu icra takibine davacı yanın itiraz etmediği gibi borcunu da ödemediğini, davacının, uzun yıllar icra takibi açık olmasına rağmen hem icra dosya borcunu ödemediğini, hem de icra takibine karşı herhangi bir itiraz yoluna da başvurmadığını, davacının kötü niyetle hareket ettiğini ve icra dosya borcunu da ödemediğini, arabuluculuk aşamasındaki görüşmelere ilişkin beyanların gerçeği yansıtmadığını, kaldı ki arabulculuk aşamasında davacı yana 3.000,00 TL ödeme yapılarak uzlaşılması yönünde bir teklif sunulmadığını, Bakırköy …. İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında müvekkili adına vekil olarak dosyayı takip ettiğini, dolayısı ile davacının tarafına husumet yöneltmesinin hukuki bir dayanağı bulunmadığını bildirerek, davanın davalı … açısından husumet yönünden reddine, davanın esastan reddi ile icra takibinin iptaline, davacının %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, alacağın tahsili amacı ile başlatılan ilâmsız icra takibine vâki itirazın İİK’nun 67. Maddesi uyarınca iptali ve icra inkâr tazminatının tahsili istemine ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Yenişehir İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş incelenmesinde; alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, 28.000,00-TL alacağın tahsili istemiyle takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya 09/10/2020 tarihinde tebliğ edildiği, borçlu vekili tarafından 09/10/2020 tarihli dilekçe ile takibe, borca, faize ve ferilere itiraz edildiği, 13/10/2020 tarihinde takibin durdurulmasına karar verildiği, işbu itirazın iptali davasının yasal 1 yıllık süre içerisinde açıldığı anlaşılmıştır.
Esenyurt ve Beylikdüzü Vergi Dairesi Müdürlüklerine müzekkere yazılarak; davacının gerçek kişi ya da şahıs firması olarak tacir kaydının bulunup bulunmadığı, vergi mükellefi olup olmadığı, hangi defterleri tuttuğu, işletme hesabına göre mi bilanço usulüne göre mi defter tuttuğu, Vergi Usul Kanunu’nun 176-177.maddeleri kapsamında esnaf mı yoksa tacir mi olduğu hususlarının araştırılarak mahkememize bu hususla ilgili bilgi verilmesi istenmiş, cevabi yazılar ve ekleri dosyaya kazandırılmıştır.
Esenyurt Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta; mükellefin iş yeri adresine yapılan yoklamada yerinde bulunamadığından 2016/2 uygulama iç genelgesi gereği hiç açılmamış gibi kapatılıp re’sen nakil geldiği vergi dairesi olan Beylikdüzü Vergi Dairesine gönderildiği, sadece 2017 takvim yılı Yıllık Gelir Vergisi Beyannamesi verdiği, ilgili beyanname ekinde işletme esasına göre defter tutan mükelleflere ilişkin işletme hesap özeti ibraz ettiğinin bildirildiği görülmüştür.
Beylikdüzü Vergi Dairesi Müdürlüğüne yazılan müzekkereye verilen cevapta; mükellefin 20/03/2008-31/12/2017 tarihleri arasında Müdürlüğün yetki alanında faaliyet gösterdiği, 31/12/2017 tarihinde yoklama sonucunda faal olmaması ve beyan yükümlülüğünü yerine getirmediğinden, re’sen terk edildiği, 2016 yılı Gelir Vergisi beyannamesine göre bilanço esasına tabi olmadığı, 2. Sınıf tüccar olduğunun bildirildiği görülmüştür.
Türkiye Noterler Birliğinden … plakalı araca ait kayıtların bir sureti celp edilerek dosya kapsamına kazandırılmış, incelenmesinde araç sahiplerinin dava dışı 3. kişiler olduğu görülmüştür.
Bakırköy … İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası UYAP sistemi üzerinden celp edilmiş incelenmesinde; alacaklısının …, borçlusunun … olduğu, 1.050,00-TL bedelli 8 adet bono dayanak yapılarak 8.400,00-TL asıl alacak, 563,08-TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 8.963,08-TL alacağın tahsili istemiyle takip başlatıldığı, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, söz konusu icra dosyasına dayanak yapılan senetler incelendiğinde 20/10/2011-20/05/2012 tarihleri arası (bu tarihler de dahil olmak üzere) 1 ‘er ay vadeli 8 adet senet olduğu, senetlerin ön ve arka yüzünde araç bedeli olarak verildiğine ilişkin herhangi bir ibarenin yer almadığı görülmüştür.
Davacı tarafça bildirilen tanık mahkememizce bizzat dinlenilmiştir.
Mahkememizce dinlenen davacı tanığı … beyanında, ” …. model aracı … bana getirdi, araç hasar almıştı, araç yürür durumda değildi, ben 1993 yılından beri bölgede esnaflık yapıyorum davacıyı da arada bana iş getirmesinden dolayı tanırım, öncesinde de zaten davacı kendisi de tamir için arabasını getirirdi, bu anlattığım kaza olayı yaklaşık 10 yıl önce olmuştur, tam tarihi hatırlamıyorum, araç çekici ile gelmişti, araç bir 10-15 gün kadar servisteydi, aracın serviste olduğu bu zamanda iki kişi iş yerine geldi, aracın kendilerine teslimini istediler, ben aracın işlerinin henüz bitmediğini, yaklaşık 1 hafta sonra teslimini yapabileceğimi söyledim, ayrıca davacı bana önden 1.000 TL para vermişti, ben bu şahıslara aracın yaklaşık 4.500,00 TL civarında masrafı olduğunu, bakiye 3.500,00 TL daha ödeme almam gerektiğini söyledim, ayrıca aracı bana ….’in verdiğini kendilerine teslim edemeyeceğimi söyledim, bu iki kişi … Otomotivden gelmişlerdi, birinin adı …. idi, ben bu adamlar gittikten sonra davacıyı aradım , adamların aracı teslim almak istediklerini söyledim, o da ” … ise tamamdır, ben aracı onlardan aldım, az bir borcum kaldı ” diye söyledi, hatta bana dedi ki ” aracın son parası ödeyeceğim ama önce senin şu paranı ödeyeyim ” diye söyledi, bu iki kişi 1 hafta sonra tekrar geldiler, aracın işi bitmişti, bakiye parayı ödeyeceklerini, aracın kendilerine teslim edilmesini istediler, ben davacıyı tekrar aradım, adamların bakiye borcu ödeyeceklerini, aracı istediklerini söyledim, davacı da bana ” benim onlarda senetlerim var, sen senetleri onlardan al, ben geri kalanı onlarla mahsuplaşırım, o şekilde aracı onlara verebilirsin ” dedi. … davacının söylediklerini teyit etti, ancak davacının senetlerini kendisinin gelip almasını, aralarında anlaşacaklarını zaten davacı ile görüşme halinde olduklarını söyledi. Benim bakiye paramı ödedi, ben de aracı onlara verdim, bu olaydan yaklaşık 3 ay kadar sonra davacı beni tekrar aradı, o gün sen senetleri almadın, şimdi adamlar pürüz çıkartıyorlar bana senetlerimi vermiyorlar, sende esnafsın araya gir senetlerimi versinler diye söyledi, bende ….’u aradım bu şahsı çok net hatırlıyorum, kendisini aradığımda davacının beni aradığını, esnaf olduğumuzu bana konuştuğu şekilde işi çözmesini istedim, o da bana ” …. gelsin kahvemizi içsin biz aramızda işi çözeriz, sen keyfine bak ” diye söyledi, bende …’un söylediklerini davacıya aynen aktardım, benim olaya ilişkin bilgim ve görgüm bundan ibarettir” demiştir.
İİK’nun 67. maddesinde “Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliği tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak, genel hükümler dairesinde alacağının varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir.” hükmüne yer verilmiştir.
İcra ve İflas Kanunu’un 67/2.maddesinde “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
4721 Sayılı TMK’nın “İspat yükü” başlıklı 6. maddesinde “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” hükmü düzenlenmiştir. İspatın konusu, ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu ise 6100 sayılı HMK.nun 187,190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddesinde “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
İddia, savunma, yukarıda açıklanan yasal düzenlemeler, Yenişehir İcra Dairesinin … Sayılı takip dosyası ve tüm dosya kapsamının bir bütün olarak değerlendirilmesi sonucunda; Davanın İİK’nın 67.maddesi uyarınca açılan itirazın iptali davası olduğu, davacı tarafça her ne kadar araç satışı nedeniyle davalı …’a verdiği ve kendisine iade edilmesi gerektiğini iddia ettiği senetler dayanak yapılarak davalı …’un Bakırköy …. İcra Dairesinin … esas sayılı takip dosyası ile aleyhinde başlattığı takip nedeniyle haksız olarak kendisinden tahsil edilen bedelin iadesi talep edilmiş ise de; kambiyo senetleri illetten mücerret olduğundan senedin aksini iddia eden tarafın iddiasını ispatla yükümlü olduğu, şeklen geçerli olan ve imzası davacı kabulünde olan bonoya dayalı olarak borçlu bulunmadığını ispat yükünün, borçlu tarafa ait olduğu, somut olayda davacı taraf her ne kadar icraya konu senetlerin araç alım satımına ilişkin olarak verildiğini iddia etmiş ise de, senetler üzerinde borcun sebebine ilişkin bir kayıt bulunmadığı, davacı tarafın bu iddiasını ispata yarar bilgi, belge ve delilin dosyaya yansımadığı, bononun kural olarak mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinin kabulü gerektiği, davacının dosyaya iddiasını kanıtlayacak mahiyette yazılı ve kesin delil sunamadığı, dolayısıyla ispat yükü üzerinde olan davacının bu iddiasını ispatlayamadığı, yemin deliline de dayanılmadığından davalı … yönünden sübut bulmayan davanın reddine, itirazın iptali davaları konusunu oluşturan icra takibine sıkı sıkıya bağlı olan davalar olduğundan, takipte borçlu gösterilmeyen ve buna bağlı olarak itirazı da söz konusu olmayan takip dışı kişilerin itirazın iptali davasında taraf olarak gösterilmesinde 6100 sayılı HMK’nın 114/2.maddesi gereğince dava şartı bulunmadığından, dava konusu somut olayda icra takibinde borçlu olarak gösterilmeyen davalı … yönünden eldeki davada davalı olarak gösterilmesinde özel dava şartı yokluğu bulunmuş olduğundan, bu davalı hakkında davanın HMK’nın 114/2 ve 115. maddeleri gereğince usulden reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde tüm hususları içerir hüküm kurulmuştur.

HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davalı … hakkında açılan davanın REDDİNE,
2-Davalı … yönünden davanın HMK’nun 114/2 ve 115 maddeleri gereğince dava şartı yokluğundan USULDEN REDDİNE,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken alınması gereken 80,70-TL karar ve ilam harcının, davacı tarafça peşin yatırılan 478,40-TL’den mahsubu ile kalan 397,70-TL’nin karar kesinleştiğinde talep halinde davacı tarafa iadesine,
4-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan alınarak hazineye GELİR KAYDINA,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
6-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
7-Davalı … kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
8-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde davacı tarafa iadesine,
9-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara TEBLİĞİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı asil ve davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/06/2022
Katip …
¸

Hakim …
¸