Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/72 E. 2022/789 K. 12.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/72 Esas
KARAR NO : 2022/789

DAVA : Tespit
DAVA TARİHİ : 21/08/2017
KARAR TARİHİ : 12/09/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 06/10/2022
Mahkememizde görülmekte olan Tespit davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davacı firmanın … Unvanını önce, 07.08.1989 tarihinde … Yapı Elemanları San. ve Tic. Ltd. Şti. olarak tescil ettirdiğini, daha sonra işlerin daha geniş alanlara yayılması ve ekonomik yapılanmanın sonucu olarak … Yapı Elemanları İnşaat Endüstri Profilleri Mad. Mak. Enerji San. ve Tic. A.Ş.nin kurulduğunu, 14.09.1995 tarihinde tescil ettirildiğini, Ticaret Sicil’de İlan edilererek, tescil edilen unvan ve özellikle ünvanın çekirdek unsuru olan … görselini, Ticaret kanunu hükümlerine göre tüm Türkiye’de tek başına kullanma hakkına sahip olduğunu, davalı firmanın ise … İnşaat Nakliye Turizm ve Makine Sanayi Ticaret Limited Şirketi olan ünvanını 2009 yılında nevi değişikliğine giderek … Yapı Ekipmanları San. ve Tic. A.Ş.ye dönüştürdüğünü, yani … görseli davacı firma tarafından kullanılmaya başladıktan 20 yıl sonra, faaliyet alanları aynı olan davalı firma tarafından, vatandaş nezninde davacı firma tarafından yaratılmış olumlu algıdan faydalanmak ve kendisine ekonomik çıkarımlar elde etmek için hukuka aykırı ve kötü niyetle, ticaret ünvanındaki çekirdek unsur olan … görselindeki -…- harfi yerine -…-harfıni değiştirerek, davacı ünvanı ile iltibas yaratacak şekilde tescil ettirildiğini, Ticaret Kanunu hükümlerine ve uygulamalarına göre, usulen tescil ve ilan edilmiş olan ticaret unvanını tüm Türkiye’de tekel olarak kullanma hakkı, münhasıran sahibine ait olduğunu, davalı firmanın müvekkili davacı firmanın çekirdek unsuru olan … görselini nerdeyse tıpa tıp aynı görsel ve fonetik yapısıyla tescil ettirdiğini, davacının, kuruluş ve tescil önceliği nedeniyle ülke genelinde bir hak olarak elde ettiği … görselini kullanma hakkı ve her iki tarafın unvanlarının çekirdek unsurunun benzer oluşu, karışıklığa neden olunması ve unvana tecavüz söz konusu olması karşısında, davalı ünvanının çekirdek unsuru olan … ibaresinin terkinini isteme hakkı olduğunu, davalı tarafın haksız ve hukuka aykırı olarak, müvekkili firmanın ticari ünvanı İle iltibas yaratacak şekilde ticari ünvanını tescil ettirerek, müvekkil firmanın müşterileri üzerinde yarattığı olumlu algıları ve ticari itibarı kendi lehine çevirmeyi amaçlayarak ve kötü niyetle hareket ettiğini, beyan ile davalı firmanın ünvanındaki çekirdek unsur olan … ibaresinin, davacı müvekkili tarafından daha önce tescil ettirilen ticari ünvanının baskın unsuru olan … ibaresi ile iltibas oluşturacak şekilde, ticari dürüstlüğe aykırı olarak tescil ettirilerek kullandığının tespiti ile davacı müvekkili firmanın ünvanına vaki tecavüzün men’ine, davalının Ticaret Ünvanının çekirdek unsuru olan … ibaresini kullanmasının yasaklanmasına, sicilden terkini suretiyle haksız rekabetin önlenmesine ve ilgili kararın gazetede yayınlanmasına, maddi ve manevi tazminata, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı tarafça müvekkili aleyhine hak sahipliği iddialarına dayanılarak, müvekkili firma adına tescilli markaların hükümsüzlüğü talepli İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, müvekkili firmaın yerleşim yer adresinin “… Mah. …. Asfaltı No.20/A Avcılar/ İstanbul” olduğunu, gerek huzurdaki davanın gerekse de bu davanın birleştirilmesi gereken İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası kapsamındaki dava bakımından yetkili mahkemenin Bakırköy Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemeleri (İstanbul) olduğunu, davanın Türk Ticaret Kanunu md. 60 hükmünde ve yerleşik yargıtay içtihatlarında ön görülen zamanaşımı süresi içerisinde ikame edilmediğini, davacı yan aleyhine müvekkili firma tarafından dava açıldığını ve davanın Bakırköy … Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesinin … Esas sayılı dosyasından görüldüğünü, davanın tarihinin 22.07.2016 olduğunu, işbu davanın ikame edildiği tarihin ise 21/08/2017 olduğunu, müvekkil firma tarafından karşı yana dava tarihinden önce de ihtarname gönderildiğini, bu ihtarname tarihinden sonra da yaklaşık 2 sene sonra işbu dava ikame edildiğini, müvekkili firmanın 2009 senesinden bu yana ticaret ünvanını kullanmakta olduğundan davacı yanın her halukarda zamanaşımı süresi içerisinde dava ikame etmediğini, “…” ibaresinin müvekkili firma tarafından 2006 senesinden ve hatta daha öncesinden beri etkin ve kesintisiz bir şekilde kullanıldığını, davacının 18 yıl sonra müvekkil aleyhine açtığı terkin davasının MK md. 2 kapsamında iyi niyet çerçevesinde değerlendirilemeyeceğini, davanın zamanaşımı/süre nedeniyle reddinin gerektiğini beyan ile fazlaya ilişkin hak ve alacaklarını talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile öncelikle yetki itirazlarının kabulü ile dosyanın yetkili mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini, yine usul yönünden davanın zamanaşımı süresinde açılmamış olması sebebi ile ilgili hüküm ve Yargıtay …. Hukuk Dairesi içtihatları doğrultusunda reddine, mahkeme aksi kanaatte ise dosyanın İzmir Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi’nin … Esas sayılı dosyası ile birleştirilmesine ve yargılamanın belirtilen dosya üzerinden devamına, esasa ilişkin olarak haksız ve mesnetsiz uzun süre sessiz kalma yolu ile hak kaybı da dahil olmak üzere tescilli unvan kullanımı ve tescilli markaların kullanımının tecavüz ve haksız rekabet teşkil etmesi mümkün olmadığından sunulan tüm beyanlar ışığında ve delilerimiz doğrultusunda davanın esastan reddine ve vekâlet ücretinin ve dava masraflarının davacı yana yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile taraflar arasında haksız rekabet hususunun olup olmadığı, buna bağlı olarak davacının davalıdan alacağının olup olmadığı, var ise miktarının tespiti noktasında bilirkişi incelemesi yapılmasına, bilirkişi incelemesi yapılması için davacının yerleşim yerinin bulunduğu İzmir Asliye Ticaret Mahkemelerine talimat yazıldığı, İzmir … Asliye Ticaret Mahkemesinin … talimat sayılı dosyası ile bilirkişi heyeti Haksız Rekabet Uzmanı …, SMMM … ve İnşaat Mühendisi … ın 25/04/2021 tarihli raporunda özetle: Taraf unvanlarındaki ek niteliğinde olan ancak vurgu unsuru olarak kullanılan“…” — “…” ibareleri arasındaki tek farkın bir harften ibaret olduğu ve sözü edilen farklılığın ibareler arasındaki iltibası ortadan kaldırmayacak nitelikte olduğu, her iki tarafın faaliyet alanlarının örtüştüğü, tescil tarihi itibarıyla davacı şirketin öncelikli hak sahibi olduğu,* Yüksek Mahkeme’nin “sicilden silinme talebinde haklı olmakla birlikte tescilliunvanın sicilden terk edilinceye kadar kullanımlarında herhangi bir usulsüzlük olmadığından bu dönem içinde unvana tecavüzden ve haksız rekabetten bahsedilemeyeceğine, ancak şartları gerçeklemişse ticaret unvanının sicilden terkin edilebileceğine” dair istikrarlı kararlarına — istinaden davalı şirketin tescilli ticaret unvanının sicilden terkin edilmesi anına kadar kullanmalarında herhangi bir usulsüzlük olmayacağından bu dönem içinde unvana tecavüzden (ve haksız rekabetten) bahsedilemeyeceği, dava tarihi (21.08.2017) ile davalının ticaret unvanının tescil tarihi (17.04.2009) arasındaki sürenin 8 yıl 126 gün, davacının ihtarname tarihi (19.02.2016) ile dava davalının ticaret unvanının tescil tarihi (17.04.2009) arasındaki sürenin 6 yıl 308 gün, davacının ihtarname tarihi (19.02.2016) ile dava tarihi arasındaki sürenin 1 yıl 183 gün olduğu, dosya içerisinde, önceki hak sahibi olan davacı şirketin uzun süre sessiz kalmasının mücbir sebebe ya da objektif imkânsızlık gibi haklı bir nedene dayandığına dair iddiaya ve delile rastlanmadığı, rapor içeriğinde yer verilen Yüksek Mahkeme kararları ve doktrin görüşleri doğrultusunda, davacının davasını TTK md.18/2 uyarınca makul bir süre içinde ikame edip etmediğine, TMK md.2 uyarınca sessiz kalmak suretiyle hak kaybına uğrayıp uğramadığına ve bu doğrultuda davalı şirket unvanında yer alan dava konusu — “…” — ibaresinin – sicilden terkin şartlarının – gerçekleşip gerçekleşmediğine dair değerlendirme hukuki nitelikte olduğundan takdirinin mahkeme’ye ait olacağı, davacının maddi tazminat “miktarı”na ilişkin açıklama (belirleme) yapmasının gerekip gerekmediğine dair değerlendirme mahkeme’nin takdirinde olmakla birlikte, Yüksek Mahkeme’nin kararlarına istinaden davalı şirketin tescilli ticaret unvanının sicilden terkin edilmesi anına kadar kullanmalarında herhangi bir usulsüzlük olmayacağı için bu dönem içinde unvana tecavüzden (ve haksız rekabetten) bahsedilemeyeceğinden maddi tazminat şartlarının da oluşmayacağı, öte yandan olası tecavüz halinde maddi tazminat hesabının yapılabilmesi gerekli olan ticari defter, beyanname ve mali kayıtları dosya içinde bulunmadığından, tarafların bağlı bulunduğu vergi dairelerinden 2009-2016 yılları dahil arasındaki kurumlar vergisi beyannameleri temin edildikten sonra muhasip bilirkişi tarafından hesaplama yapılabileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Mahkememizce itirazların değerlendirilmesi hem de davacının var ise tazminat talebine esas olacak şekilde hesaplama yapılması için ve ek raporunu sunması için dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edilmiş olduğu, bilirkişi heyeti Haksız Rekabet Uzmanı …, SMMM … ve İnşaat Mühendisi …’ın27/04/2022 tarihli ek raporunda özetle;Her iki tarafın unvanlarının tescil tarihleri karşılaştırıldığında tarih itibariyle öncelik hakkı hiç kuşkusuz davacıya aitse de davalı şirketin ticaret unvanında “…” sözcüğünü dava tarihi itibariyle 8 yıl 4 aydır kullandığı, davacı tarafın bu kullanıma 5 yıldan fazla olacak şekilde uzun süredir sessiz kaldığı, davacının uzun süre davalının kullanımlarına sessiz kalmasına rağmen mahkemece ticaret unvanının terki koşulları oluştuğuna karar verilecek olsa bile davalının tescilli ticaret unvanının sicilden terkin edilmesi anına kadarki kullanımlarında herhangi bir usulsüzlük olmayacağı için bu dönem içinde unvana tecavüzden ve haksız rekabetten bahsedilemeyeceği gibi maddi tazminat şartının oluşmayacağı, davacının uzun süre davalının kullanımlarına sessiz kaldığı, Mahkemece ticaret unvanının terki koşulları oluştuğuna karar verilecek olsa bile davalının tescilli ticaret unvanının sicilden terkin edilmesi anına kadarki kullanımlarında herhangi bir usulsüzlük olmayacağı için bu dönem içinde unvana tecavüzden ve haksız rekabetten bahsedilemeyeceği gibi maddi tazminat şartlarının oluşmayacağı yönündeki bilirkişilerin tespit ve değerlendirmelerine rağmen mahkeme tarafından maddi tazminat hesaplamasının yapılmasına karar verilmekle; tazminata esas dönemin takdiri Mahkemeye ait olmak üzere 19.02.2016-21.08.2017 (ihtarname tarihi ile dava tarihi arası) ve 17.04.2009-21.08.2017 (davalının ticaret unvanının tescil tarihi ile dava tarihi arası) tarih aralıklarında olacak şekilde seçenekli hesaplama yapılmak amacıyla davacının ticari defter ve kayıtlarında muhasip bilirkişi tarafından inceleme yapıldığı, davacının 01.04.2009-30.09.2017 tarihleri arasında brüt satışlarında 2009-2017 yılları karşılaştırıldığında %67,65 artış olduğu, faaliyet giderlerinde %53,23 artış olduğu ve faaliyet karında %88,14 artış olduğu, buna göre anılan dönemde davacının satışlarında bir düşme olmadığı, aksine olumlu yönde ciro artışının olduğu ve buna bağlı olarak faaliyet giderleri ile faaliyet karında da olumlu yönde artış olduğu görülmüş olup cirolarında azalma görülmediğinden davacının hesaplamaya esas olabilecek yoksun kaldığı herhangi bir karının veya maddi zararının tespit edilemediği, davacının 19.02.2016-21.08.2017 tarihleri arası brüt satışlarında %17,06 artış olduğu, faaliyet giderlerinde 0,21 artış olduğu ve faaliyet karında %41,98 artışolduğu, buna göre anılan dönemde davacının satışlarında bir düşme olmadığı, aksineolumlu yönde ciro artışının olduğu ve buna bağlı olarak faaliyet giderleri ile faaliyet karında da olumlu yönde artış olduğu, cirolarında azalma görülmediğinden davacının hesaplamaya esas olabilecek yoksun kaldığı herhangi bir karının veya maddi zararının tespit edilemediği, davacının ticari defter kayıtlarından gerek 17.04.2009-21.08.2017 tarih aralığındaki gerekse 19.02.2016-21.08.2017 tarih aralığındaki yapı elemanları faaliyetlerine ilişkin satışlarında sadece 2011-2012 yılları satışlarında -416,69 azalış olduğu, diğer yıllarda davacı satışlarında bir düşme olmadığı, aksine olumlu yönde ciro artışının olduğu görüldüğünden davacının yoksun kaldığı herhangi bir karının veya uğradığı maddi zararının tespit edilemediği, mahkemece davalının haksız rekabet faili olduğuna ve davalı defterlerinde inceleme yapılmasına karar verilecek olursa, öncelikle davalının yapı elemanları ve mermer faaliyetlerine ilişkin satışlarının olup olmadığının tespitinin gerekeceği, daha sonra davalının bu faaliyetlerden elde ettiği kazanca nazaran davacının maddi zarara uğrayıp uğramadığının tespit edilebileceği, bu tespitin yapılabilmesi için yine Mahkeme tarafından tespit edilecek tazminata esas döneme ilişkin olacak şekilde davalının tüm ticari defterleri üzerinde muhasip bilirkişi/ler tarafından İstanbul’da inceleme yapılmasının uygun olacağı sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
YARGILAMANIN ÖZETİ, DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, TTK 50-52 maddeleri ve TTK 54 vd. maddeleri uyarınca ticaret ünvanın korunmasına ve haksız rekabete ilişkindir.
Mahkememizce taraflara usulüne uygun davetiye tebliğleri yapılarak taraf teşkili sağlanmış ve davanın esasına başlanmıştır.
Taraf vekilleri karşılıklı olarak delillerini bildirmişler, bildirdikleri deliller toplanılmıştır.
TTK’nin 54. maddesi uyarınca davacı iltibasa neden olan ticaret unvanının terkinini isteyebilme hakkına sahip ise de Yargıtay’ın yerleşmiş uygulamalarına göre böyle bir davanın makul sürede açılması gerekir. Ticaret unvanları tescil ve ilana tabi bulunduğundan makul sürenin hesabında bunun da nazara alınması icap eder. Makul sürenin geçirilmesi halinde sessiz kalma nedeni ile hak kaybı oluşur. Somut uyuşmazlıkta, davalı ticaret unvanı 17.04.2009 tarihinde ticaret siciline tescil edilmiş olup, ticaret ünvanının terkini talebini de içeren işbu dava 21.08.2017 tarihinde açılmıştır. Yine davacının ihtarname tarihi olan 19.02.2016 tarihi ile davalının ticaret unvanının tescil tarihi 17.04.2009 arasındaki sürenin 6 yıl 308 gün olduğu, diğer bir değiş ile ihtarname tarihi ile dava tarihi arasındaki sürenin yaklaşık 7 yıla yakın olduğu, davacının uzun bir süre geçtikten sonra, davalının ticaret unvanının terkini talebiyle bu davayı açmasının TMK 2. maddesine aykırılık oluşturacağı anlaşılmakla hem sessiz kalam nedeniyle ticaret unvanının terkini talebinin şartlarının oluşmadığı hem de tescil edilmiş unvan nedeniyle terkin tarihine kadar haksız rekabetten söz edilemeyeceği yerleşik Yargıtay kararları ile de sabit olup tüm talepler hakkında aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının şartları oluşmayan taleplerinin ayrı ayrı REDDİNE,
2-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70-TL harcın davacı tarafça peşin yatırılan 31,40- TL peşin harç ve 3.758,00-TL tamamlama harcı toplamı olan 3.789,40-TL harçtan mahsubu ile artan 3.708,70-TL harcın karar kesinleştiğinde isteği halinde DAVACIYA İADESİNE,
3-Davacı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Davacının ticaret unvanının terkini talebi yönünden davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Ücret tarifesi gereğince 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak DAVALIYA VERİLMESİNE,
5-Reddedilen Maddi tazminat yönünden; Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile DAVALIYA VERİLMESİNE,
6-Reddedilen Manevi tazminat yönünden; Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesince tayin ve takdir olunan 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan tahsili ile DAVALIYA VERİLMESİNE,
7-Davacı taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE,(gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/09/2022
Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza