Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/687 E. 2020/768 K. 19.10.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/687 Esas
KARAR NO : 2020/768

DAVA : Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 14/10/2020
KARAR TARİHİ : 19/10/2020
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23/11/2020

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Satım Sözleşmesinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,

GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davcı vekili 14/10/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kuracağı ve ortak olacağı şirketin ticari faaliyetlerinde kullanmak üzere 10/11/2017 tarihinde davalı şirketten 41.000,00 Euro karşılığında …. epilasyon cihazı ile 3 adet cihaza ait epilasyon başlığı ve setlerini satın aldığını, söz konusu makinelerin gecikmeli olarak müvekkiline teslim edildiğini, ancak teslim edilen ürünlerin sürekli arıza yaptığını ve düşük performanslı olarak çalıştığını, bu süreçte satıcının süresi içinde gerekli ve yeterli hizmet vermemesi sebebiyle müvekkilinin gelir kaybına uğradığını, daha sonrasında üretici firmayla iletişime geçildiğini ve ürünlerin iadesinin alınmasının sağlanarak cihaz ve başlıkların yenisiyle değiştirileceğine ilişkin bildirim alındığını, 22/02/2020 tarihinde yeni olduğu iddia edilen cihazların müvekkiline teslim edildiğini, söz konusu ürünlerin satıcı ile birlikte incelendiğinde epilasyon cihazının kasasının görüntü olarak yeni durduğu, fakat fonksiyon kontrolü için bir süre çalışması gerektiğini, cihazın ayrılmaz parçası olan başlıklardan birisinin de … başlığının yenisinin gelmediğini, hatta tamir için alınan orijinal başlıkların da olmadığını, cihazın muhafaza kutusunun sprey boya ile boyanmak suretiyle yeni başlık görünümü verildiğini, kullanılmış eski bir başlık olduğunu, müvekkilinin maddi olarak büyük bir zarara uğradığını, davalı şirketin ayıplı olarak sattığı mal nedeniyle müvekkilinin zararının tazminine yanaşılmadığını, bu nedenle müvekkili adına TBK’nun 227 maddesi uyarınca sözleşmeden dönme suretiyle müvekkili tarafından ödenen bedelin iadesini, protokolden doğmuş olan cezai şartı ve uğradığı zarara ilişkin tazminat talep etme zaruriyeti oluştuğunu bildirerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davanın kabulüne, sözleşmeden dönme suretiyle TMK 227 maddesinin 1. Fıkrası uyarınca müvekkili tarafından ödenen bedelin şimdilik 10,00 Eurosunun ödeme tarihinden itibaren işleyecek ticari faiziyle birlikte davacı müvekkiline iadesine, sözleşme nedeniyle müvekkilinin uğramış olduğu zararın şimdilik 10,00 Eurosunun ayıp ihbarı tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline, ihtiyati haciz talebinin kabulüne, 01/03/2018 tarihli protokol uyarınca doğmuş cezai şartın şimdilik 10,00 Eurosunun ayıp ihbarı tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava taraflar arasındaki epilasyon cihazları satışı sözleşmesinin, davalı tarafça gereklerine uygun yapılmaması nedeniyle uğranılan zararın tazminine yönelik sözleşmeden kaynaklanan tazminat davasıdır.
Davacı ödediği 41.000,00 euro ile sözleşmenin feshi, şimdilik 100 eurosunu, yaptığı sözleşme kapsamında kazanç kaybının şimdilik 10,00 eurosunu ve 6600 euro cezai şartın şimdilik 10,00- eurosunu talep etmiş ise de davacının delilleri incelendiğinde tamamının davaya dayanak faturalara dayandığı faturadaki miktarların net ve belirli olduğu anlaşılmaktadır.
Tazminat davalarında ispat yüküne ilişkin genel hukuk kurallarının geçerli olduğunu, herkesin iddiasını ispatlamakla yükümlü olduğunu, huzurdaki davada davacı tarafından zararının ispat edilmesi gerekmekte olup davacının alacak kalemleri faturalara dayalıdır.
Belirsiz alacak davasının , davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını ya da değerini, tüm ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği, yada imkansız olduğu hallerde açılabileceği, aksi halde belirsiz alacak davası açılamayacağı, yani talep konusunun miktar olarak taraflar arasında açık ve belirli olması halinde belirsiz alacak davası açılamayacağı, belirsiz alacak davası açılmasında bu gibi hallerde hukuki yarar bulunmadığı ve hukuki yararın HMK 114 maddesinde dava şartı olarak düzenlendiği dava şartı noksanlığının giderilebilir bir noksanlık olmadığı düzenlenmiştir.
Yukarıda ayrıntılı izah edildiği üzere ve dosyamızda bir örneği de bulunan Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 2016/13069E. – 2018/1377 K. sayılı ilamında belirtildiği gibi, davacının alacağını küçük parçalara bölerek her bir parça için ayrı kismi dava açmasında korunmaya değer hukuki yarar olmadığı gibi , böyle bir davranış hakkın kötüye kullanılması olarak nitelendirileceğinden , davanın esasa girilmeden mesmu olmadığı için reddi gerekmektedir.Öte yandan alacağın miktarı açıkça belli olup, bu hususta sunulan fatura içeriklerine göre, bunun belirlenebildiği ve davacı yanca belirlenir hale getirildiği açık olmakla, artık yukarıda emsal verilen Yargıtay 11. HD nin kararına göre hukuki yarar dava açıldığı anda var olmadığından , sonradan harcın tamamlatılması ile giderilemeyeceği ve bu sebeple hukuki yarar dava şartı yokluğundan reddinin gerektiği anlaşılmıştır .
Tüm bu incelemeler ve dosya kapsamı uyarınca belirsiz alacak davası açmakta hukuki yarar bulunmadığı, davanın HMK 114/h 115/2 maddesi uyarınca hukuki yarar dava şartı yokluğundan usulden reddine karar vermek gerekmiştir .
HÜKÜM;Yukarıda açıklanan nedenlerle ;
1-Kısmi davanın (HMK 109/2 ) un AYM tarafından iptal edilmiş olması nazara alınarak davanın HMK ‘nun 114/h 115/2 maddeleri gereğince hukuki yarar dava şartı yokluğundan usulden REDDİNE
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 35,90-TL karar ve ilam harcının davacı tarafından peşin yatırılan 170,78-TL harçtan mahsubuna, artan 134,88-TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
5-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Avansın artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE dair;
5235 sayılı Kanunun geçici 2’nci maddesine göre ,Bölge Adliye Mahkemeleri’nin kurulmasına ve 20 Temmuz 2016 tarihinde göreve başlamalarına dair kararların 07/11/2015 tarih ve 29525 sayılı Resmî Gazete’de ilan edildiği anlaşılmakla;6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun341 ilâ 360’ncı madde hükümleri uyarınca,mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ilekararın tebliğinden itibaren iki haftaiçerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf,başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeyevereceği cevap dilekçesi ileiki haftaiçerisindeİSTİNAF yolu açık olmak üzere dosya üzerinden yapılan inceleme sonucunda karar verildi. 19/10/2020

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza