Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/681 E. 2023/55 K. 16.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/681 Esas
KARAR NO : 2023/55

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 13/10/2020
KARAR TARİHİ : 16/01/2023
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 23.02.2023
Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında imzalanmış 23.10.2019 tarihli ihracat kayıtlı imalat sözleşmesi mevcut olduğunu, tarafların bu sözleşmeye ek olarak 5 Haziran 2020 tarihinde ek sözleşme imza altına aldıklarını, taraflar arasında imzalalan ihracat kayıtlı imalat sözleşmesine istinaden sipariş formlarında düzenlenen siparişlerin davalıya verildiğini, söz konusu siparişlerin termin tarihinde tamamlanamadığını, defalarca termin tarihleri değişmişse de davalı sözleşme şartlarına riayet edemediğini, bazı siparişlerin eksik yüklendiğini, bazı siparişlerin hiç yüklemediğini, ..,..,..,…,…,..,..,…,…,…. nolu siparişlere ve bazı diğer ürünlere ilişkin olarak eksik yüklemeler yapıldığını, müvekkilinin bu işlerin süresinde teslim edilmemesinden dolayı Almanya da itibarı zedelendiğini ve müşterileriyle sorun yaşadığını, iş kaybına uğradığını, çalıştığı müşterilerin müvekkiline daha az sipariş vermeye başladığını, davalı sözleşme ile zarara ilişkin sorumluluklarını da kabul ettiğini, davalı sipariş formlarına uymayarak, eksik yükleme yaptığını, buna ilişkin de sözleşmede maddeler bulunduğunu sipariş formunda da buna ilişkin düzenleme mevcut olduğunu, davalı tarafından süresinde yüklenmeyen ürünlerin müvekkiline indirim uygulanmış ya da hiç yüklenmeyen ürünler sebebiyle müvekkilinin kazanç kaybına uğradığını, ana siparişin yüklenmemesi sebebiyle müvekkilinin maddi olarak zor duruma düşmüş olduğunu, söz konusu ürünlerin repeat order ürünlerin de olduğu için davalının kusurlu hareketi sonucu müvekkili dönemsel olarak tekrar olan siparişlerinin de kaybettiğini, Cari hesap alacağımız olan 273.774,00’nin cari hesabın tebliğ tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, müvekkilinin uğradığı zararlara ilişkin olarak(Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını ya da değerini tam ve kesin olarak belirlenemeyeceği için) Fazlaya ilişkin haklarımız saklı kalmak kaydıyla şimdilik 100 Euro nun dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile davalıdan alınarak müvekkiline ödenmesine, yargılama gider ve vekalet ücretinin davalıya tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının alacak kalemlerini nelerden ve ne miktarda olduğu hususlarını açıklaması gerektiğini, mahkeme tarafından verilecek kesin süre içerisinde bu hususlar açıklanmazsa davanın ret edilmesi gerektiğini, davacı tarafın dava dilekçesinde müvekkiline göndermiş olduğu Şile Noterliği … yevmiye nolu 07.07.2020 tarihli ihtara konu , 12.302,88-TL ve 906,43-TL’ lik 30.06.2020 tarihli iki adet faturadan başka alacak belgesi mevcut olmadığını, dava dilekçesinin “ÖZÜ” kısmında 273.774TL lik cari hesap alacağından ve müvekkilinin uğradığı zararlara ilişkin belirsiz alacaktan bahsettiğini ancak ne cari hesap alacağı ile ilgili dava dilekçesinde bahsetmiş olduğu delillerle ilişkilendirilmiş (tek tek rakamsal değer olarak belirtmiş olduğu) açıklamaları mevcut olmadığını, ne de belirsiz alacağın neye göre istendiğine ilişkin yine bahsettiği delillerle ilişkilendirilmiş açıklaması mevcut olmadığını, dava dilekçesinde dava sebebi olan vakıalar gösterildiğini, fakat bunların eksik sunulmuş olması halinde, hâkimin taraflarca getirilme ilkesinin geçerli olduğu bir davada bu eksikliğin giderilmesini isteyemeyeceğinin açık olduğu, eğer davanın yazılı yargılama usulüne tâbi ise, davacı zaten dava dilekçesinde göstermediği vakıaları, cevaba cevap dilekçesinde gösterme imkânına sahip olacağını, buna mukabil, dava basit yargılama usulüne tâbi ise, davacı böyle bir imkâna sahip olamayacak ve kural olarak iddianın genişletilmesi/değiştirilmesi yasağıyla karşılaşacağını, davacı tarafından (keza aynı şey cevap dilekçesinde davalı tarafından) vakıaların somutlaştırılması zorunluluğu, aynı zamanda karşı tarafın savunma yapmasıyla da doğrudan ilgili olduğunu, çünkü, muğlak, açık olamayan, çok genel ifadelerle ileri sürülmüş bir vakıaya karşı, diğer tarafın o vakıanın hiç olmadığı veya öyle olmadığını ileri sürmesi, savunma yapması, ispat faaliyetini yerine getirmesi mümkün olmadığını, böyle bir şey olsa olsa “bulanık suda balık avlamaya” benzer ki, bu da bir yargılama faaliyetinde söz konusu olamayacağını, diğer hususlar bir yana, karşı tarafın hukukî dinlenilme hakkının (m. 27) zedelenmesi de ortaya çıkacağını, karşı tarafın bilmediği, bilgisinde olmayan ve somut olarak açıklanmayan bir konuda savunma yapmasını beklemek, aslında onu tuzağa düşürmeye çalışmak, karanlığa kılıç sallaması anlamına geleceğini, bu da karşı tarafın hukukî dinlenilme hakkı kapsamındaki önce bilgilenme, sonra da açıklama ve ispat hakkının ihlâli olduğunu, bu nedenlerle davanın reddine, yargılama harç ve giderleri ile vekalet ücretinin davacı taraf üzerine yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Taraf vekillerinin 16/01/2023 tarihli duruşmada 16/01/2023 Tarihli protokol ve ibraname sunulduğu, protokol gereğince tarafların sulh oldukları, tarafların anlaştıkları anlaşılmıştır.
Davacı vekilinin 16/01/2023 tarihli duruşmasındaki beyanında davadan feragat ettiğini, karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin bulunmadığın beyan etmiştir.
Davalı vekilinin yine 16/01/2023 tarihli duruşmasındaki beyanında tarafların sulh olduklarını, karşılıklı olarak yargılama gideri ve vekalet ücreti talebinin bulunmadığın beyan etmiştir.
Davadan feragat, davacının talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir. Davadan feragat, davacının mahkemeye karşı yapacağı tek taraflı bir irade beyanı olup feragatin geçerliliği için bunun davalı ve mahkeme tarafından kabul edilmesine veya davalının muvafakat etmesine gerek yoktur. Somut olayda, davacı vekilinin feragat beyanı nedeniyle 6100 sayılı HMK’nun 307-312 maddeleri gereğince davanın reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-FERAGAT NEDENİYLE DAVANIN REDDİNE
2-Davalı tarafça talep edilmediğinden yargılama gideri ile vekalet ücreti verilmesine YER OLMADIĞINA,
3-Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
4-Harçlar tarifesince alınması gereken 179,90-TL harcın feragat nedeniyle 2/3’ü olan 119,93 TL’nin davacı tarafça başlangıçta yatırılan 4.691,26-TL’peşin harçtan mahsubu ile artan 4.571,32-TL’nin karar kesinleştiğinde ve talebi halinde DAVACIYA İADESİNE,
5-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
6-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran TARAFA İADESİNE
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 16/01/2023

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza