Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/664 E. 2021/390 K. 01.04.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/664 Esas
KARAR NO : 2021/390

DAVA : Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi)
DAVA TARİHİ : 08/10/2020
KARAR TARİHİ : 01/04/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 05/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan Menfi Tespit (Abone Sözleşmesi) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilin … adresinde … Yalıtım ve Otomotiv Sanayi Tic.Ltd.Şti isimli şirketi işletmekte olduğunu, … ve … elektrik şirketlerinin abone numaralı müşterisi olduğunu, bütün ödemelerini pandemi dönemine kadar düzenli olarak ödediklerini, covid-19 virüsünden mütevellit müvekkilin şirketi geçici bir süre kapatmak zorunda kaldığını, daha sonra müvekkile 2020 yılının 4. Ayı ile 8. Ayı arasında herhangi bir fatura borç bilgisinin ellerine ulaşmadığından müvekkilin 186 yı aradığını ve bu faturaların ne sebeple tarafına gelmediğini, aboneliğin iptal edilip edilmediğini sorduğunu, aboneliğin devam ettiğini uzaktan okuma sisteminde sorun olabileceğini veya pandemi sebebi ile böyle bir sorun yaşanabileceği cevabını aldığını, 14/09/2020 son ödeme tarihli 4. Ve 8. Ayları kapsayan 75.287,05 TL lik fatura bedelli … A.Ş.’den müvekkilin mailine 09/02/2020 Tarihinde faturanın geldiğini, müvekkilin fatura borcunu sisteme girip ödemek istediğinde herhangi bir borç bilgisinin sistemde olmadığını gördüğünü, bunun üzerine müvekkilin … Merkezini aradığını ve yetkili … Bey ile görüşme sonucu faturanın iptal olduğunu ve müvekkile 208.883,49 TL lik faturanın bedelinin çıktığını beyan ettiğini, müvekkilin kaçak elektrik kullandığı iddiasının kesinlikle gerçeği yansıtmadığını, müvekkilin saatinin binanın içerisinde olmadığını, yol kenarında box pano adı verilen bir yerde bulunduğunu ve 6 farlı aboneyi içerisinde bulunduran bir kutu olduğunu, bu kutunun anahtarının sadece bedaş yetkililerinde olduğunu, içerisinde bıraksalar dahi müvekkilin bunu görebilmesinin olanaksız olduğunu, müvekkilin borcun 50.000,00 TL lik kısmını ödemek zorunda kaldığını, davalı şirket tarafından müvekkilin iş yerine gelinerek elektriğin kesildiğini, olay yerine polis çağrılmak istenildiğini fakat gelen görevlilerin beklemeden gittiklerini, müvekkilin toplam 100.000,00 TL ödeme yaptığını, müvekkilin yansıtılan tutar içerisinde 75.287,05 TL sine itirazı olmadığını, kaçak kullanım bedeli diye iddia edilen 133.596,440 TL tutara itiraz ettiklerini, 100.000,00 TL ödeme düşüldüğünde itiraz edilmeyen 75.287 TL lik kısım düşürüldüğünde geriye kalan 24.717,950 TL lik tutarın haksız olduğunu ve davalı şirket tarafından müvekkile iadesinin gerektiğini, bu nedenlerle haklı davanın kabulü ile haksız olarak istenilen 133.596,49 TL lik fatura bedelinin iptaline, itiraz edilen tutar üzerine %15 teminat ile tedbir kararı verilmesine, dava sonuçlanıncaya kadar müvekkilin şirketindeki elektriğin 09/10/2020 tarihinde kesilmemesi amacıyla tedbir konulmasına, arabuluculuk faaliyetinin anlaşmazlık sonucu son bulması nedeni ile taraflarınca kazanılan maktu ücretin davalıdan alınarak kendilerine ödenmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın yetkisiz mahkemede açıldığını, müvekkil şirketin merkezinin Kağıthanede olduğunu, görevli mahkemenin çağlayan mahkemeleri olduğunu, dava şartı olan arabuluculuk sürecinin işletilmediğini, davanın bu sebeple dava şartı yokluğundan reddinin gerektiğini, davanın stirdat davası olduğunu ve belirli bir meblağın kendisine ödenmesini talep eden davacının zorunlu arabuluculuk şartını yerine getirmediğinden davanın reddinin gerektiğini, davacı adına tanzim edilen kaçak kullanım faturasının Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliğinin 42.ve devamı maddelerine aykırı olduğunu, dağıtım lisansının sahibinin tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini mücbir sebep halleri dışında açmasının kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edildiğini, bu nedenlerle usule ve esasa yönelik itirazları nedeniyle davanın reddine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE:
Dava, kaçak elektrik tutanağına dayalı olarak tahakkuk ettirilen faturanın tahsilinin durdurulması ile borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Tarafların aktif ve pasif dava ehliyetleri denetlenip uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Davalı kurum tarafından düzenlenen kaçak elektrik tutanağının usulüne uygun olup olmadığı, kaçak işlemini mevcut yasa, yönetmelik ve tebliğlere uygun olup olmadığı, davacıya iadesi gereken bir bedelin bulunup bulunmadığı, varsa miktarının ne olduğu noktalarında bilirkişi incelemesi yaptırılmış, bilirkişiler … ve … tarafından düzenlenen kök ve ek bilirkişi raporunda; davacının dava konusu … abone no.lu elektrik tesisatının kurulu bulunduğu, Ticarethane olarak çalıştırdığı … Mahalle … Mevkii … Caddesi No:.. adresindeki iş yerinde yapılan kontrolde; “11/09/2020 tarihli yapılan kontrolde borcun elektrik borcu nedeniyle kesilen sayacın kullanıma açılıp enerji kullanıldığı görüldü. Davacının sayacında borç nedeniyle elektrik kesme ve mühürleme belgesinin düzenlendiği, aboneliğinin 11/12/2018 tarihinde borç nedeniyle sonlandırıldığı, … tesisatla 21/10/2019 tarihinde abonelik ilişkisine yeniden başlandığı, dosya içerisindeki kaçak tahakkuk hesap bülteninde … nolu kaçak elektrik tespit tutanağı düzenlendiği, 31/01/2018 tarihinde endeks değerinin 14.434,635 KW/H değerine ulaşmış olduğu davacının kaçak elektrik tüketim miktarının 110.580,00 KWH olup bunun bedelinin 119.895,26 TL dağıtım bedelinin 47.533,03 TL belediye tüketim vergisi bedelinin 5.994,76 TL TRT Fon payı bedelinin 2.397,91 TL enerji fon payı bedelinin 1.198,95 TL olduğu toplam 177.019,91 TL den davalının sorumlu olduğu, buna uygulanan KDV oranının %18 olduğu, kdv miktarının 31.863,58 TL olduğu, tahakkuk toplamının enerji piyasası tüketici hizmetleri yönetmeliğinin ilgili maddeleriyle yapılan hesaplamaya göre 208.883,49 TL olduğu, davacının 100.000,00 TL sini ödediği anlaşılmakla davacının davalıya 108.883,49 TL daha borcu olduğunu bildirdikleri görüldü.
Yargıtayın yerleşik uygulamasına göre;kaçak elektrik tutanağı aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmî belgelerden olup, aksi de ispat edilmedikçe, davacının kaçak elektrik kullandığının kabulü gerekeceği bildirilmiş olup yukarıda anılan tutanağın aksi davacı tarafından ispat edilemediğinden davacının sayaca müdahalesi sonucu kaçak elektrik kullandığı Mahkememiz tarafından kabul edilmiştir. Kaldı ki elektrik sayaçlarına dışarıdan yani üçüncü şahıslardan gelebilecek müdahale ve zararlardan dolayısıyla da sayacın muhafazasından abonenin kendisi sorumludur.
Davacının sayaca yaptığı müdahalenin kaçak kullanım olarak bilirkişi tarafından da tespit edildiğinden , söz konusu kaçak kullanım miktarının ve ek kaçak elektrik kullanım tahakkukunun ne olduğu,davalı kurum tarafından doğru hesaplama yapılıp yapılmadığının denetime elverişli bir şekilde ortaya çıkartılması gerekmektedir.
Davacı adına düzenlenmiş olan 11/09/2020 tarihli ve … no.lu “Kaçak / Usulsüz Elektrik Tespit Tutanağı” doğrultusunda, 8 Mayıs 2014 tarihinde Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren Elektrik Piyasası Tüketici Hizmetleri Yönetmeliği ilgili maddeleri gereği, davacı adına yapılan Kaçak Elektrik Kullanım Tahakkukunun 208.883,49-TL ve davalı kurum tarafından yapılan hesaplamanın doğru olduğu,PSH, Kayıp Kaçak, İletim ve Dağıtım bedellerinin ise EPDK ‘nın düzenleyici işlemleri olarak EPDK Kurul Kararları gereği hesaplamalara yansıtmak zorunda olması nedeni ile, ilgili hesaplama dönemlerine ait olarak EPDK tarafından yayınlanmış olan Tarife Birim Fiyatlarına uygun olarak hesaplamalara yansıtmış olduğu bilirkişi tarafından tespit edildiğinden davacının yerinde görülmeyen menfi tespit davasının reddine, karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30 TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 2.281,50 TL harçtan mahsubuna, artan 2.222,20 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya İADESİNE,
3-Davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiklerinden A.A.Ü.T gereğince hesaplanıp takdir olunan 16.642,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara eşit olarak ödenmesine,

4-Davalı …’nin yaptığı 22,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
5-Davalı …. A.Ş’nin yaptığı 43,00 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya ödenmesine,
6-Davacının yaptığı yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
7-Kalan gider avansının karar kesinleştiğinde talep halinde yatıran tarafa iadesine,
8-Tedbir kararının karar kesinleşene kadar devamına,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.. 01/04/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza