Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/661 E. 2021/955 K. 12.10.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/661 Esas
KARAR NO : 2021/955

DAVA :İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 07/10/2020
KARAR TARİHİ : 12/10/2021

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davacı şirketin davalı/müflis şirketten 83.391,82 TL asıl alacağı bulunduğunu, davalı şirketten 31.01.2019 tarihli … nolu 35.000,00 TL bedelli çek, 28.02.2019 tarihli … nolu 35.000,00 TL bedelli çek ve 13,391,82 TL cari hesap alacağı olmak üzere toplam 83.391,82 TL alacaklı olduklarını, söz konusu alacaklarının sıra cetveline kaydının kabulüne karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; Müflis şirketin 05.12.2019 tarihinde iflas ettiğini, bu durumun iflas müdürlüğünce usulüne uygun olarak ilan edildiğini, davacı tarafından iflas masasına alacak kayıt talebinde bulunulduğunu, alacakla ilgili olarak iki adet çekin arka yüzlerinin ibraz edilmemesi sebebiyle çeklerin karşılıksız liğının tespitine dair kayıt olmadığı için ve başkaca bir belge de ibraz edilmediğinden ancak işbu talebin yargı denetimi gerektirmesi sebebiyle iflas idaresinde reddedildiğini ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkememizin 26/01/2021 tarihli duruşmasında Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve her iki tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile davacının iflas takibi tarihi itibariyle alacaklı olup olmadığı, alacağının varlığı konusunda bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi tarafından düzenlenen 06/04/2021 tarihli raporda; Davacı şirkete ait 2017-2018 yılına ait ticari defterlerinin TTK’ya göre, açılış tasdiklerinin yasal süresi içinde yapıldığı, yevmiye defteri kapanış tasdikinin TTK Madde 69-70/son 72/3 ve V.U.K. madde 220-226 uyarınca yasal sürelerde ve usulüne uygun şekikle yaptırıldığı ve belirli kanuni şartları taşıdığı, 2019-2020 yılı ticari defterlerinin E-Defter olarak tutulduğu ve Ocak ve Aralık ayı defter beratlarının süresinde verildiği, 2017-2018-2019-2020 yıl defterlerinin sahibi lehine delil vasfına sahip olduğu, davalı şirket ticari defterlerini iflas dairesine ibraz etmediği için inceleme ve cari hesap karşılaştırılması yapılamadığı, Uyuşmazlığa konu … Bankası … şubesine ait … hesap nolu … çek nolu 31.01.2019 vadeli 35.000,00 TL tutarlı çek ile … Bankası … şubesine ait … hesap nolu … çek nolu 28.02.2019 vadeli 35.000,00 TL tutarlı çekin davalı şirket tarafından davacı şirket emrine düzenlenerek cari hesap borcuna istinaden verilmiş olduğunun anlaşıldığı, davacı şirket tarafından söz konusu çeklerin cirolanarak kullanıldığı ve banka müzekkere cevaplarına göre her iki çekinde karşılıksız olarak Işlem gördüğü, davacı şirketin her iki çek karşılığı 70.000,00 TL alacaklı olacağının hesap ve mütalaa edildiği, davacı şirketin cari hesap bakiyesine istinaden 13.391,82 TL davalı şirketten alacaklı olduğu ve toplam 83.391,82 TL davacının davalıdan alacaklı olduğunun hesap ve mütalaa edildiği bildirilmiştir.
DELİLLER VE YARGILAMANIN ÖZETİ
Dava; İİK’nun 235. maddesi uyarınca davacı alacağının iflas masasına kayıt ve kabulü istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davacının kayıt kabul talebine konu alacağının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının tespiti hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Alacağın esas ve miktarına yönelik istem bulunduğundan mahkememizin görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
Taraflar arasındaki dava İİK. 235 ve devamından kaynaklanan, kabul edilmeyen alacağın iflas masasına kaydını amaçlayan ve uygulamada kayıt kabul davası olarak nitelendirilen bir davadır.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup, tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş inceleme günü sadece davacı defterlerini incelemeye esas olacak şekilde dosyamıza sunmuştur.
Davacı tarafın Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … iflas sayılı dosyasına 83.391,82 TL tutar yönünden kayıt yaptırmak üzere başvurduğunu, iflas masasının 83.391,82 TL’ nin yargılamayı gerektirmesi sebebiyle reddine karar verildiği görülmüştür.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve davacı lehine delil niteliğinin olduğu dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmıştır.
Davalı taraf ticari defterlerini dosya içerisine sunmamıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura ve ticari defter ve ticari kayıtlar içeriğinden anlaşılmaktadır.
Davacının ticari defterler ve kayıtlarının ve bilirkişi rapor içeriğinin incelenmesinde;
– Tahsil edilemeyen ve davacı tarafından asılları mahkememize sunulan yargılamaya konu çekler ve cari hesaptan kaynaklı 83.391,82 TL müflis davalıdan alacağının olduğu görülmüştür.
– Müflis davalının davacının defterlerindeki bu ispatı ortadan kaldıracak, aksini gösterir herhangi bir kesin (yazılı) delil sunmadığı görülmüştür.
– Müflis şirkete ve temsilcisine defter ve belgeleri sunması için meşruhatlı davetiyeler çıkartılmış olup, süresinde kayıtlar sunulmamıştır.
– Davacı tarafça, alacağa konu yapılan işin yapıldığı ya da malın teslim edildiğinin ispat edilmesi gerekmektedir. Kural olarak, ispat yükü davacıdadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.
Bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı, davacı taraf açısından başka bir ispat aracının aranmayacağı kabul edilmiştir. (Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 27. Hukuk Dairesinin 25.12.2020 Tarih ve 2020/1170 E. – 2020/1325 K. Sayılı ilamı.)
Bilirkişi raporu ve davacının ticari kayıtlarından, davacının bakiye alacağı olarak belirlenen 83.391,82 TL’ yi talep etmekte davacının haklı olduğuna kanaat getirilerek, bu miktar yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KABULÜ İLE;
2-Kayıt kabule konu 83.391,82 TL alacağın Bakırköy …İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında iflas tasfiye işlemleri yürütülen müflis …. İç ve Dış Pazarlama A.Ş.’nin iflas masasına davacı alacağı olarak KAYIT VE KABULÜNE,
3-Harçlar Tarifesi Uyarınca alınması gereken 59,30 TL ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubuna, bakiye 4,90 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına,
– Dava açılırken yatırılan 116,60 TL harcın davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
4- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir olunan 4.080,00- TL maktu vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak davacıya verilmesine,
5- Davacı tarafından sarfedilen toplam 995,20- TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
6- Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
– Davalı tarafından yatırılan gider avansının iadesine,
7- HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 10 günlük süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.12/10/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza