Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/656 E. 2022/542 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/656 Esas
KARAR NO : 2022/542

DAVA : Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 06/10/2020
KARAR TARİHİ : 26/05/2022

MAHKEMEMİZ İLE BİRLEŞEN BAKIRKÖY 4.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN
2021/176 ESAS 2021/197 KARAR SAYILI DOSYASI

KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 30/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan Alacak (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Asıl davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; borçlu Şirket ile Müvekkil Şirket arasındaki ticari ilişkiye istinaden borçlu şirkete tekstil ürünlerinin satışı gerçekleştirildiğini, Davalı borçlu şirketin cari hesabı kapsamında 1.922.324,82-TL bakiye borcu kaldığını, söz konusu borcun ödenmesi muhtelif defalar talep edilmişse de talepler sonuçsuz kaldığını, Üsküdar …. Noterliği’nin 23/01/2019 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ve yine Üsküdar …. Noterliği’nin 04/02/2019 tarihli, …. yevmiye numaralı ihtarnamesi ile pek çok defa alacağımız talep edilmiş ancak herhangi bir ödeme alınamadığını, bunun üzerine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı icra dosyasıyla icra takibi başlatılmışsa da davalı taraf icra takibine ilişkin haksız itirazda bulunduğunu, davalı borçlu şirketin haksız itirazı neticesinde icra takibi durdurulduğunu, icra takibinin durdurulması üzerine Arabuluculuk Kanun yoluna başvurulmuş ancak herhangi bir uzlaşma sağlanamadığını, davalı tarafından yapılan itiraz haksız ve salt takibi durdurmaya yönelik olduğundan icra inkar tazminatı talebimizin kabul edilmesi gerektiğini, İcra İflas Kanunu’nun itirazın iptali kurumunu düzenleyen 67.maddesinin 2.fıkrasında; “Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı ; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” ifadeleri yer aldığını, belirli hizmetin sunulması ile malların satış ve tesliminden kaynaklanan ve tarafların ticari defterlerinde de yer alan alacağın likit olduğu izahtan vareste olduğunu, bu bağlamda davalı tarafın ödeme emrine yapmış olduğu itirazın haksız olduğu açık olduğunu, borçlunun alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkum edilmesi gerektiğini belirterek Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. Sayılı dosyası kapsamında davalı şirketin haksız itirazının iptaline, söz konusu takibin devamına, davalı taraf aleyhine alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın süresinde açılmadığını, davacının alacaklarının kaynağına ilişkin herhangi bir delil/belge sunulmadığını, davacının herhangi bir alacağı bulunmamakta olup, müvekkilin davacıdan alacağı buluduğunu, davacı taraf aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine, davacı taraf aleyhine %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini savunmuştur.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ;
Dava; İİK 67.madde uyarınca davanın, ticari satım ilişkisinde cari hesap alacağının tahsili için girişilen ilamsız icra takibine vaki itirazın iptali davası, Birleşen davanın ise ticari satımdan kaynaklanan alacak davası olduğu anlaşılmıştır.
Yargılama aşamasında Bakırköy 4.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/176 ESAS 2021/197 sayılı kararı il davacı vekilinin birleştirme talepli dava açtığı, delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiği, davaların birlikte görülmesinin zaruri olması sebebiyle aralarında hukuki ve fiili bağlantı bulunan mahkememiz dosyası ile birleştirilmesine karar verilerek mahkememize gönderilmiştir.
Birleşen dosyada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıdan 03.07.2018 tarihi itibariyle 1.967.591,38 TL alacaklı olarak gözüktüğünü, nitekim bu alacakları için davalı şirkete defalarca bildirilmesine rağmen, davalı tarafça oyalama yöntemi tercih edildiğini ve ödenen para karşılığı mal/hizmet müvekkiline gönderilmediğini, bu oyalama neticesinde müvekkili tarafından davalı tarafa Kadıköy …. Noterliğinin 29.01.2019 tarih … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile alacağın bildirilmiş olduğunu, davalının müvekkilini oyalamasının devam etmesi üzerine, müvekkili tarafından davalı aleyhine İstanbul Anadolu …. İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, ancak davalının bu icra takibine itiraz ettiğini, bu itirazın akabinde, davalının borcunu ödeyeceğini belirttiğini, müvekkilinin de iyiniyetli olarak karşılıklı güven ilişkisinin de olması sebebiyle, bu hukuki süreci devam ettirmediğini, ancak davalı tarafça borcun ödenmemesi bir yana müvekkili aleyhine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. E. sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlattığını ve müvekkilinin de bu icra dosyasına itiraz ettiğini, akabinde yine davalı tarafından borcun ödeneceği defalarca müvekkiline iletildiğini, müvekkilinin de bu yönde bir geri dönüş beklerken davalı tarafça, yaklaşık on beş ay geçtikten sonra Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesinin …E. sayılı dosyasından müvekkili aleyhine itirazın iptali davası açtığını, huzurdaki davanın Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/656 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesinin gerektiğini, bu nedenlerle huzurdaki davanın HMK m.166 uyarınca Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/656 E. sayılı dosyası ile birleştirilmesine, fazlaya ilişkin hak ve alacaklarımız saklı kalmak davanın kabulüne, yargılama giderleri ve ücreti vekaletin davalıdan tahmiline karar verilmesini istemiştir.
Birleşen dosyada davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davalı-karşı davacı soyut iddialarla alacaklı olduğunu iddia ettiğini, HMK 194.maddesi gereği somutlaştırma yükümlülüğünü yerine getirmediğini, iddiasını ispatlayıcı nitelikte hiçbir somut belge sunmadığı gibi genel açıklamalar yapmakla yetindiğini, hangi ödemelere istinaden Müvekkil Şirketten alacaklı olduğunu açıklaması gerekmekte olduğunu, öncelikle belirtmek gerekir ki, Müvekkil Şirket alacağını Üsküdar …. Noterliği’nin 23/01/2019 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile talep ettikten sonra davalı-karşı davacı şirket Müvekkilden alacaklı olduğunu iddia etmeye başladığını, müvekkil Şirket malları teslim etmemiş olsaydı davalı-karşı davacı gibi 1938 yılından beri faaliyet gösteren kurumsal bir firmanın ödeme yapmaya devam etmesi, üstelik bunun 1.967.591,38-TL gibi bir meblağa değin gözardı edilmesinin söz konusu olmayacağı izahtan vareste olduğunu, müvekkil Şirket ve çalıştığı üretici firmalar tarafından davalı-karşı davacı şirkete mal teslimi yapıldıkça ödemeler yapılmaya başlandığını, Davalı-karşı davacının da belirttiği üzere asıl olan mal teslimi sonrasında ödemenin yapılması olduğunu, Davalı-karşı davacı da sektördeki unvanı, bilinirliği ve kurumsal niteliği ile bu prosedür haricinde çalışma prensibi olmayan bir firma olduğunu, hatta ödemeleri uzun vadeli çek, senet gibi ödeme araçları ile yapmasına rağmen Müvekkil Şirket ve çoğu firma bu çalışma prensibine uyum sağlamak zorunda kaldığını,- Asıl davada belirtildiği üzere, esasında Müvekkil Şirket alacaklı durumda olduğunu ve bu yüzden ilk ihtarnameyi gönderen Müvekkil Şirket olduğunu, davalı-karşı davacı ile Müvekkil Şirket arasındaki ticari ilişkiye istinaden davalı-karşı davacı şirkete tekstil ürünlerinin satışı gerçekleştirildiğini, Davalı-karşı davacı şirketin cari hesabı kapsamında 1.922.324,82-TL bakiye borcu kaldığını, Söz konusu borcun ödenmesi muhtelif defalar talep edilmişse de talepler sonuçsuz kalmıştır. Üsküdar …. Noterliği’nin 23/01/2019 tarihli, .. yevmiye numaralı ihtarnamesi ve yine Üsküdar …. Noterliği’nin 04/02/2019 tarihli, … yevmiye numaralı ihtarnamesi ile pek çok defa alacağımız talep edilmiş ancak herhangi bir ödeme alınamadığını, bunun üzerine Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün …. Esas sayılı icra dosyasıyla icra takibi başlatılmışsa da davalı taraf icra takibine ilişkin haksız itirazda bulunduğunu belirterek Davalı-karşı davacı haksız şekilde işbu davayı ikame ettiğini, haksız ve hukuki dayanaktan yoksun alacak talebinde bulunmuş olmaları nedeni ile davalı-karşı davacı aleyhine dava değerinin %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmişlerdir.
Bakırköy …İcra Müdürlüğünün …. Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş, incelenmesinde; davacı alacaklı tarafından davalı borçlu aleyhine toplam 2.073.293,15 TL alacağın tahsili için Gebze ….İcra Müdürlüğünde icra takibi başlatıldığı, yetkisizlik kararı sonucu dosyanın Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün …. Esas sayısını aldığı, davalı vekilinin 03/09/2019 tarihinde takibe, borca, asıl alacağa, alacak sebebine, işlemiş ve işleyecek faize, faiz oranına, fer’ilerine itiraz ettiği, ödeme emri tebligat mazbatasının dosyada mübrez olmadığı görüldü.
İstanbul Anadolu …. İcra Dairesi … Esas sayılı takip dosyası celp edilmiş incelenmesinde;Alacaklı .. GİYİM TİCARET A.Ş. tarafından Borçlu .. GİYİM TİCARET A.Ş.’ne ödeme emri gönderildiği, yapılan hizmet karşılığında ihtilaf konusu olan
cari hesaba istinaden T.C. İstanbul Anadolu …. İcra Dairesi …Esas Dosyası ile 19.02.2019
günü icra takibi başlatıldığı, icra takibinde 1.967.591,38 TL Asıl Alacak, 18.328,25 TL Faiz
toplamda 1.985.919,63 TL alacağı olduğu, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek ( muhtelif
%20) Faizi talebi olduğu, TBK 100. Mad. Gereği kısmi ödemelerin öncelikle faiz ve ferilerine mahsubu
talep edilmiştir.

Tarafların bağlı bulunduğu vergi dairelerine müzekkereler yazılarak 2017,2018 ve 2019 yıllarına ilişkin BA- BS formlarının celp edildiği, ilgili sevk irsaliyelerinin gönderildiği, ilgili noterliklere müzekkereler yazılarak ihtarname suretlerinin gönderildiği anlaşılmıştır.
ASIL VE BİRLEŞEN DOSYALAR YÖNÜNDEN dosyaya gelen belgelerle birlikte tarafların defterleri üzerinde inceleme yapılarak uyuşmazlık konusu olan cari hesaba ilişkin alacağın taraf defterlerinde kayıtlı olup olmadığı varsa ne şekilde kayıtlı olduğu, davacının cari hesap ilişkisi kapsamında gelen fatura ve sevk irsaliyeleri BA – BS formları incelenerek tarafların asıl ve birleşen dosyalar yönünden birbirine borçlu olup olmadığı ve alacaklı olup olmadığı hususlarında bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş olup, bilirkişi mahkememize sunmuş olduğu raporunda özetle;
Davacı ( Birleşen Dava Davalısı ) …. GİYİM TİCARET A.Ş.’NİN
defterlerinin, sair vesaikin, muhasebe kayıtlarının 6102 Say. TTK. m. 64,65,66 ve 82. Mad.
VUK. m. 220-226,229,230,231,232 hükümlerine uygun şekilde tanzim edildiği, HMK. m. 222
sahibi lehine delil niteliğinin taşıdığı kanaatine varıldığı, Davalı ( Birleşen Dava Davacısı ) … GİYİM TİCARET A.Ş.’nin defterlerinin, sair
vesaikin, muhasebe kayıtlarının 6102 Say. TTK. m. 64,65,66 ve 82. Mad. VUK. m. 220-
226,229,230,231,232 hükümlerine uygun şekilde tanzim edildiği, HMK. m. 222 sahibi lehine
delil niteliğinin taşıdığı kanaatine varıldığı;Sonuç olarak taraflar arasında adet farkı olsa da her iki tarafın kanuni süresi içinde FORM BS
(Mal ve Hizmet Satışlarına İlişkin Bildirim Formu) ve FORM BA (Mal ve Hizmet Alışlarına
İlişkin Bildirim Formu) Beyannamelerini ilgili vergi dairesine kanuni süre içinde beyan ettikleri
anlaşılmıştır. … tarafından …’e Verilen 6.233.956,00 TL’lik Senetler her iki tarafın ticari
defterlerine işlenmiş olup aynı zamanda tamamının … tarafından tahsil edildiği tespit
edilmiştir. Dolayısıyla senetler arasında ihtilaf olmadığı anlaşılmıştır. Yine Verilen Çekler vade
tarihlerine göre incelendiğinde banka ödeme dekontlarının mevcut olduğu çeklerin tahsil
edildiği anlaşılmıştır. Yapılan ödemelerin karşılığında ….’in malları teslim ettiğine dair
bilgi ve belgeye ulaşılamamıştır. Söz konusu bonoların avans olarak verilip verilmediği
incelendiğinde, avans olarak verildiği ancak, söz konusu avans ödemesi karşılığında ürün
teslimatı yapılmadığı anlaşılmıştır. Davacı yanca bonolara istinaden Nisan 2018’de birbirini
takip eden artarda seri numaralı faturalar düzenlendiği, mal teslimatı yapılmadığından dolayı
faturaların davalı yanın kabulünde olmadığı anlaşılmıştır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık
kapsamında çekler nedeniyle … yönünden menfi tespit istemlerinin yerinde olduğu tespit
edilmiştir.
… Teksil A.Ş.’ne müzekkerenin teslim edilemediği gibi, gelen herhangi bir
cevap olmadığı anlaşılmıştır. … tarafından …’e Verilen 6.233.956,00 TL’lik Senetler her iki tarafın ticari
defterlerine işlenmiş olup aynı zamanda tamamının … tarafından tahsil edildiği tespit
edilmiştir. Dolayısıyla senetler arasında ihtilaf olmadığı anlaşılmıştır. Yine Verilen Çekler vade
tarihlerine göre incelendiğinde banka ödeme dekontlarının mevcut olduğu çeklerin tahsil
edildiği anlaşılmıştır. Yapılan ödemelerin karşılığında …’in malları teslim ettiğine dair
bilgi ve belgeye ulaşılamamıştır. Söz konusu bonoların avans olarak verilip verilmediği
incelendiğinde, avans olarak verildiği ancak, söz konusu avans ödemesi karşılığında ürün
teslimatı yapılmadığı anlaşılmıştır. Davacı yanca bonolara istinaden Nisan 2018’de birbirini
takip eden artarda seri numaralı faturalar düzenlendiği, mal teslimatı yapılmadığından dolayı
faturaların davalı yanın kabulünde olmadığı anlaşılmıştır.
Ancak Sayın Mahkemece aksi kanaatte olunup virman dekontunun kabul edilmesine karar
verilmesi halinde Davalı (Birleşen Dava Davacısı) … Giyim Ticaret A.Ş. alacağının
kabulü halinde, Takip Tarihi olan 19.02.2019 itibariyle 1.956.182,30 TL Asıl Alacaklı +
190.727,77 TL Faiz Alacağı olabileceği,
Ancak Sayın Mahkemece aksi kanaatte olunup İade ve F. Farkı faturalarının kabul edilmesine
karar verilmesi halinde Davalı (Birleşen Dava Davacısı) … Giyim Ticaret A.Ş. alacağının
kabulü halinde, Takip Tarihi olan 19.02.2019 itibariyle 1.467.591,38 TL Asıl Alacak +
143.090,16 TL Faiz Alacağı olabileceği,
” görüş ve kanaatinde olduğunu bildirmişdir.
Mahkememizce 03/03/2022 tarihli celsede; Birleşen dosya davacısı vekiline 2 haftalık süre verilerek yemin beyanında bulunup bulunmayacağı hususunda mahkememize beyanda bulunması için süre verilmiş olup süresi içerisinde herhangi bir beyanda bulunulmadığı anlaşılmıştır.

Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, alınan bilirkişi raporu icra dosyaları ve tüm dosya içeriğine göre; asıl dosya yönünden uyuşmazlığın takibe konu cari hesap ilişkisinden dolayı davacının borçlu olup olmadığı, menfi tespit talebinde haklı olup olmadığından kaynaklandığı karşı dava yönünden ise ticari satımdan kaynaklanan alacak davası olduğu anlaşılmıştır.
HMK. 219. maddesine (HUMK. 326) göre her iki taraf kendi ellerindeki vesikaları (belgeleri) mahkemeye ibraz etmek zorundadır. Bir davada ispat yükü kendisine ait olan tarafın, başka delillerle birlikte karşı tarafın ticari defterlerine de dayandığı, eş söyleyişle, delillerini karşı tarafın ticari defterlerine hasretmediği hallerde karşı tarafın kendi defterlerini mahkemeye ibraz etmesi ya da bundan kaçınmasına bağlanması gereken hukuksal sonuçlar HMK. 219. ve ardından gelen maddelerindeki konuya ilişkin genel düzenlemelere tabidir.
Asıl dosya dava itirazın iptali davası karşı davanın ise ticari satımdan kaynaklanan alacak davası olduğu anlaşılmıştır. Bilindiği üzere, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nun 67.maddesi uyarınca itirazın iptali davası; alacaklının, icra takibine karşı borçlunun yaptığı itirazın iptali ile İİK’nun 66.maddesine göre itiraz üzerine duran takibin devamını sağlayan bir eda davası olup, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık süre içinde açılan davada borçlunun itirazında haksızlığının belirlenmesi ve alacağın likit olması halinde, istem varsa borçlu aleyhine icra inkar tazminatına da hükmedilebilir.(Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku, 2006, s.219,223) Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki bir ticari ilişki ve bu ilişkiden kaynaklı alacağının olduğunu iddia eden taraf bunu usulü dairesinde ispat etmesi gerekir. İspatın konusu , ispat yükünün kimde olduğu ve ispat vasıtalarının neler olduğu 6100 sayılı HMK.nun 187 ,190 ve 200’ncü maddelerinde açıkça belirtilmiştir.
İspatın konusu HMK.nun 187’nci maddede “İspatın konusunu tarafların üzerinde anlaşamadıkları ve uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek çekişmeli vakıalar oluşturur ve bu vakıaların ispatı için delil gösterilir. Herkesçe bilinen vakıalarla, ikrar edilmiş vakıalar çekişmeli sayılmaz.” Şeklinde belirtilirken, ispat yükünün kimde olduğu ise HMK.nun 190’ncı maddesinde “İspat yükü, kanunda özel bir düzenleme bulunmadıkça, iddia edilen vakıaya bağlanan hukuki sonuçtan kendi lehine hak çıkaran tarafa aittir. Kanuni bir karineye dayanan taraf, sadece karinenin temelini oluşturan vakıaya ilişkin ispat yükü altındadır. Kanunda öngörülen istisnalar dışında, karşı taraf, kanuni karinenin aksini ispat edebilir.”düzenlemesi ortaya konmuştur.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 13/07/2011 tarihli kararında “Hemen belirtmelidir ki, satılanın tesliminin “hukuki işlem” niteliğinde olup, buna ilişkin savunmanın hangi delillerle kanıtlanabileceğinin belirlenmesinde, hukuki işlemlerin varlığının kanıtlanmasına ilişkin genel usul hukuku kurallarının (1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 288 ve devamındaki hükümler) göz önünde tutulması gerekir.
İş bu davda dava konusunun, Bakırköy …. İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında cari hesap alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali ve davalının iflası talebinden ibaret olduğu, davacının 2014, 2015, 2016, 2017, 2018 ve 2019 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davacının incelenen ticari defterlerine göre; takip tarihi (23.10.2019) itibariyle davacı … Giyim’in ticari defterlerinde yer alan fakat Davalı … Giyimin ticari defterlerinde cari ekstresinde yer almayan, ancak … Giyim tarafından, malların teslimini
gerçekleştirdiği iddia edilen; … Tekstil ve Konfeksiyon, … Tekstil, … Tekstil,
… Tekstil, … Tekstil ve …. Tekstil ile ilgili yapılan incelemede: .. Teksil A.Ş. ne teslim edilemediği gibi, gelen herhangi bir cevap verilmediği anlaşılmış yine dava dışı … Teksil A.Ş.’ne teslim edilemediği gibi, gelen herhangi bir cevap sunulmamış
…. Teksil LTD.ŞTİ.’ ne müzekkerenin teslim edilemediği gibi, gelen
herhangi bir cevap o verilmediği anlaşılmıştır. Bununla beraber dosya münderecatında olan
… ’a ait 27.01.2018 tarihli … numaralı Sevk İrsaliyesi fotokopisi
incelendiğinde, 570 adet 118 koli … mal cinsi açıklaması ile alıcının
…. teslim alan … olduğu anlaşılmıştır. Sevk edilen
mal cinsinin … Gömlek olduğu fakat başkaca detay bilgi olmadığı, irsaliyenin
teslim alan kısmında… ya ait kaşe imza olmadığı görülmüştür. … Teksil A.Ş.’ne müzekkerenin teslim edilemediği gibi, gelen herhangi bir
cevap verilmediği anlaşılmıştır. Bununla beraber dosya münderecatında olan …
Tekstil’e ait 27.01.2018 tarihli … numaralı Sevk İrsaliyesi fotokopisi incelendiğinde,
2.923 adet 106 koli lacivert, … gömlek mal cinsi açıklaması ile alıcının
…. teslim alan … – … olduğu
anlaşılmıştır. Sevk edilen mal cinsinin … Gömlek olduğu fakat başkaca detay bilgi
olmadığı, irsaliyenin teslim alan kısmında …’ya ait kaşe imza olmadığı
görülmüştür. … Teksil LTD.ŞTİ. ’nin Sevk İrsaliyesi ve Faturası incelendiğinde … Giyime
teslim edildiğine dair herhangi bir bilgi veya açıklama olmadığı tespit edilmiştir.
… Tekstil bakımından, pantolonların … Giyime teslim edildiğine dair faturada
herhangi bir bilgi veya açıklama olmadığı, yıkama işlemi yapılmak üzere …. Tekstil’e sevk edildiği anlaşılmıştır. Bu aşamada malların … Giyim’e teslime teslim dildiği yönde bir kanaat oluşmamıştır.
… Giyim’in beyan etmediği 17 adet belge olduğu, (…. tarafından düzenlen faturalar)
ticari defterinde de kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır. … Giyim 17 adet belgeyi
beyan etmiştir. Taraflar arasında ihtilaf olan … tarafından şubat, mart ve Nisan 2018
döneminde düzenlenen 17 adet belge/fatura … Giyim tarafından muhasebe kayıtlarına
alınmadığı, ilgili dönem BA-BS Formları ile de beyan edilmediği tespit edilmiştir. …. Beyanlarında da … Giyimin kesmiş olduğu iade ve fiyat farkı faturalarının beyan
edilmediği bilirkişi eliyle tespit edilmiştir. Öte ayndan asıl davacı tarafından düzenlene faturaların kağıt fatura olduğu, faturalara ait sevk irsaliyesi
olmadığı, faturaların seri olarak aynı gün için peş peşe düzenlendiği, faturalarda teslim eden
alan imzası olmadığı, faturaların … Giyim’e teslim edildiğine dair imza olmadığı, tekstil
malzemelerin … tarafından … Giyime teslim edildiği veya teslim ettirildiğine
dair ambar teslim fişi, depo kontrol vesikası, taşıma belgesi, sevk irsaliyesi veya fasonculara
ait Sevk İrsaliyesi olmadığı, faturaya konu mal ve hizmeti borçluya teslim edildiğine dair bilgi
ve belgelere ulaşılamamıştır Sonuç olarak işin yapılmış olduğunun, eğer fatura konusu mal ise de teslim edilmiş olduğunun kanıtlanması gerekir. Satış sözleşmelerinde ise malın teslim edildiği, teslim makbuzu, sevk irsaliyesi, irsaliyeli fatura ile ispat edilir. Nitekim Yargıtay tek başına faturanın bir işin yapıldığının karinesi olmadığını , özellikle mal teslimin sevk irsaliyesi ile ispatlanabileceğini savunmaktadır. Bu konuda da yerleşik içtihatlar mevcut olduğu dikkate alındığında davacı defter kayıt belgeleriyle birleşen dosya davalısından alacaklı olduğunu ispat edemediğinden asıl davanın reddine karar vermek gerekmiştir.
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinin 2.fıkrasında;“ ( Değişik: 9/11/1988 – 3494/1 md. ) Bu davada borçlunun itirazının haksızlığına karar verilirse borçlu; takibinde haksız ve kötü niyetli görülürse alacaklı; diğer tarafın talebi üzerine iki tarafın durumuna, davanın ve hükmolunan şeyin tahammülüne göre, red veya hükmolunan meblağın yüzde kırkından aşağı olmamak üzere, uygun bir tazminatla mahkum edilir.” Madde hükmüne göre, alacaklının anılan tazminata mahkum edilebilmesi, açıkça, takibin kötü niyetle yapılmış olması koşuluna bağlanmıştır. Böylece, alacaklının icra takibini kötü niyetli olarak yaptığı hususu, borçlu tarafından kanıtlanmalıdır. davacının kötü niyetini kanıtlama yükümlülüğü kendisine ait olan davalı, bu yönde herhangi bir delil sunmamıştır. Dosya kapsamı ve somut olayın özellikleri göz önüne alındığında; davacı/alacaklının takibe konu alacağının varlığını usul hukuku kuralları çerçevesinde kanıtlayamadığı; ancak, icra takibine kötü niyetli olarak giriştiğini kabule elverişli herhangi bir delilin ise bulunmadığı açıktır. Diğer taraftan, davalı da, somut olayda davacının icra takibinde kötü niyetli olduğunu yasal delillerle kanıtlayamamış olup, dosya içeriğinde de kötüniyetin varlığını açıkça ortaya koyacak bir yöne rastlanmamıştır.
İcra ve İflas Kanunu’nun 67. maddesinde düzenlenen ve uygulamada “kötüniyet tazminatı” olarak adlandırılagelen tazminat türü, sadece ve ancak, yukarıdaki açıklamalar çerçevesinde takibe girişmekte kötüniyetli bulunduğu borçlu tarafından açıkça kanıtlanmış olan ya da öyle olduğu ayrıca kanıtlanmasına gerek bulunmaksızın dosya kapsamından açıkça anlaşılabilen alacaklıya yönelik bir yaptırım niteliğindedir. Alacağının varlığına maddi hukuk kuralları çerçevesinde inanarak icra takibine girişen, ancak bunu usul hukuku kurallarına uygun şekilde kanıtlayamadığı için itirazın iptali istemi reddedilen bir alacaklı, İ.İ.K.nun 67. maddesi anlamında “haksız” ise de, kötüniyetli olarak kabul edilebilmesine ve dolayısıyla, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesini açıkça şart koşan söz konusu hüküm çerçevesinde tazminatla sorumlu tutulmasına hukuken olanak yoktur.Davalının takipte kötü niyetli olmadığı da dikkate alınarak kötü niyet tazminatı yerinde görülmemeiştir.
Birleşen dosya yönünden ise yukarıdaki ispata dair ilke ve kurallar ışığında ispat yükü davacı alacaklıda olup gelen bilirkişi raporu ve sunulan delillere göre davacı … tarafından ….’ e verilen 6.233.956,00 TL’lik Senetler her iki tarafın ticari defterlerine işlenmiş olup aynı zamanda tamamının … tarafından tahsil edildiği tespit edilmiştir. Dolayısıyla senetler arasında ihtilaf olmadığı görülmüştür. Ayrıca verilen çekler vade tarihlerine göre incelendiğinde banka ödeme dekontlarının mevcut olduğu çeklerin tahsil edildiği bilirkişi raporuyla da anlaşılmıştır. Davacı …. tarafından düzenlene faturaların kağıt fatura olduğu, faturalara ait sevk irsaliyesi olmadığı faturaların seri olarak aynı gün için peş peşe düzenlendiği tespiti dikkate alınmış ve faturalarda teslim eden alan imzası olmadığı, faturaların … Giyim’e teslim edildiğine dair imza olmadığı, tekstil malzemelerin … tarafından … Giyime teslim edildiği veya teslim ettirildiğine dair ambar teslim fişi, depo kontrol vesikası, taşıma belgesi, sevk irsaliyesi veya fasonculara ait Sevk İrsaliyesi olmadığı, faturaya konu mal ve hizmeti borçluya teslim edildiğine dair bilgi ve belgelere ulaşılamadığından bu kapsamda davacı tarafça yapılan ödemelerin karşılığında …’ in malları teslim ettiğine dair bilgi ve belge sunulmamıştır. Söz konusu bonoların avans olarak verilip verilmediği incelendiğinde, avans olarak verildiği ancak, söz konusu avans ödemesi karşılığında ürün teslimatı yapılmadığı defter ve kayıtlardan anlaşılmıştır. Gönderdiği bakiye bedel bakımından birleşen dosyada davacının alacaklı olduğu anlaşılmıştır. Birleşen Davacının ayrıca iade edilen ürünlerin içeriği iade nedeni, ihbar bildirimi
denetlenememiştir, ilgili faturalar davacı yanında kabulünde olmadığı ticari defterlerinde de yer
almadığı tespit edilmiştir. 8 adet 11.409,08 TL’lik faturalardan alacaklı olmadığı anlaşılmıştır. Yine 31.08.2018 tarihinde 440.000,00 TL virman işlemi yapıldığı, tarafların kabulünde olduğu, fakat
31.05.2018 tarihli 500.000,00 TL’lik virman işleminin davalının kabulünde olmadığı, virman
makbuzun aslı olmadığı, ıslak imzalı makbuz görülememiş olduğundan dolayı ayrıca, bu
virman işlemi dava dışı üçüncü kişi olana “… Dış Ticaretin” hesaplarını da doğrudan
bağladı göz önüne alınarak, cari hesap borç/alacak bakiyesini değiştirdiğinden dolayı. 500.000,00 TL’ bakımından davacı alacaklı olduğunu ispat edemediğinden bu bedel yönünden talebin kısmen reddine karar verilerek birleşen dosya yönünden yukarıda açıklanan nedenlerle davacının mal bedeli olarak gönderdiği paranın karşılığında davalının alacaklı olmamasına rağmen avansa karşılık ürünleri göndermediği davacının davalıya ticari ilişki kapsamında başkaca borcu olmadığı analaşılmış olup bakiye miktar bakımından davanın kısmen kabul kısmen reddi ile bilirkişi raporuyla da tespit edilen 1.456.182,30tl’nin asıl dosya davacısı- birleşen dosya davalısından alınarak birleşen dosya davacısına verilmesine fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda Açıklanan Nedenlerle ;
ASIL DAVA YÖNÜNDEN :
1-Davanın REDDİNE,
2-Şartları oluşmaması nedeniyle davalı vekilinin kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 80,70 TL harcın peşin yatırılan 25.040,20 TL harçtan mahsubu ile bakiye 24.959,50 TL fazla harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde asıl dosya davacısına İADESİNE,
4-Asıl dosya davacısı tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin kendisi üzerinde BIRAKILMASINA,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir olunan 101.144,28 TL nispi vekalet ücretinin asıl dosya davacısından alınarak birleşen dosya davacısına VERİLMESİNE,
6-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00- TL arabuluculuk ücretinin asıl dosya davacısından tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
7-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
8-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
BİRLEŞEN BAKIRKÖY 4 ATM’NİN 2021/176 ESAS SAYILI DOSYASI YÖNÜNDEN;
Davanın KISMEN KABUL KISMEN REDDİ İLE ;
1-1.456.182,30TL’nin asıl dosya davacısı- birleşen dosya davalısından alınarak birleşen dosya davacısına VERİLMESİNE,
2-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
3-Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 99.471,81 TL karar ve ilam harcından birleşen dosya davacısı tarafından peşin yatırılan 33.601,5 TL harcın mahsubuna, bakiye 65.870,26-TL karar ve ilam harcının asıl dosya davacısından tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
4-Birleşen dosya davacısı davacı tarafından sarf edilen 59,30-TL başvurma harcı, 33.601,55 TL peşin harcın asıl dosya davacısından alınarak birleşen dosya davacısına verilmesine,
5-Birleşen dosya davacısı tarafından sarf edilen 1.250,00 TL bilirkişi ücreti, 200,00-TL tebligat ve müzekkere gideri olmak üzere toplam 1.450,00 TL yargılama giderinin davanın kabul(%74) ve red (%26) oranı dikkate alınarak 1.073,00 TL yargılama giderinin asıl dosya davacısından alınarak birleşen dosya davacısına VERİLMESİNE, bakiye kısmın birleşen dosya davacısı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00- TL arabuluculuk ücretinin davanın kabul(%74) ve red (%26) oranı dikkate alınarak 976,80 TL’sinin asıl dosya davacısından 343,20 TL’sinin birleşen dosya davacısından tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca birleşen dosya davacısı yararına tayin ve takdir olunan 83.766,38 TL nispi vekalet ücretinin davacı-birleşen dosya davalısından alınarak davalı-birleşen dosya davacısına VERİLMESİNE,
8-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca reddedilen alacak yönünden davacı yararına tayin ve takdir olunan 42.620,45 TL nispi vekalet ücretinin davalı-birleşen dosya davacısından alınarak davacı-birleşen dosya dvalısına VERİLMESİNE,
9-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
10-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzlerine karşı oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 26/05/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip ….
¸ ¸ ¸ ¸