Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/652 E. 2022/169 K. 21.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/652 Esas
KARAR NO : 2022/169

DAVA : Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
DAVA TARİHİ : 03/10/2020
KARAR TARİHİ : 21/02/2022
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 22/03/2022

Mahkememizde görülmekte olan Sıra Cetveline İtiraz (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235)) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle ; Davacı … Ayakkabı şirketinin ayakkabı imalatı yapan bir firma olduğunu, müflis … İç ve Dış Paz. AŞ. çeşitli zamanlarda müvekkili firmadan ayakkabı aldığını ve bu alımlara ilişkin farklı keşide tarihli 7 adet çek ile ödeme yaptığını, fakat alacağın çeklerin karşılıksız çıkması nedeniyle tahsil edilemediğini, daha sonra konkordato ve iflas süreci başladığını, davacı … Ayakkabı San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin, … İç ve Dış Paz. AŞ’den olan alacaklarının kaydının yapılması için 08/01/2020 tarihinde, 27/01/2020 tarihinde ve 29/05/2020 tarihinde Bakırköy …. İcra İflas Müdürlüğü’ne dilekçeler sunulduğunu, İflas idaresi 1 kayıt no ile kayıt altına alınan alacak kaydı taleplerinin kısmen reddettiğini, iflas İdaresi eğer elindeki cari hesap özetlerini inceleseydi çeklerin ödenmediğini ve alacak miktarını göreceğini, cari hesap özetlerinin de incelendiğinde … Ayakkabı San. Ve Tic. Ltd. Şti.’nin, … İç ve Dış Paz. AŞ’den toplam cari hesap alacağı 358.796,29 TL olduğunu, bu hesabın 355.000,00 TL’si çeklerinin karşılıksız çıkmasından kaynaklı çek alacağı olduğunu, çeklerin … İç ve Dış Paz. AŞ tarafından, … Ayakkabı San. Ve Tic. Ltd. Şti. ile arasındaki ticari ilişki sebebiyle keşide edildiğini, yekûn alacağın 3.796,29 TL’si ise bakiye cari hesap alacağı olduğunu, iflas idaresinin verdiği kısmen ret kararı nedeni ile iş bu davanın açılması zaruretinin doğduğunu, müvekkili şirketin borçlu müflisten 358.796,29-TL cari hesap alacağının ve bu rakamın iflas tarihine kadar işlemiş faizi bulunduğunu, reddedilen 36.224,31-TL’nin avans faizinin de hesaplanarak iflas masasına kaydını, tüm bu nedenlerle Bakırköy …. İcra İflas Müdürlüğü’nün …. İflas sayılı dosyasının iflas idare heyetinin 28.08.2020 tarihinde 1 kayıt no ile kayıt altına alınan alacak kaydının reddine ilişkin kararın iptali ile, İflas idaresi tarafından kabul edilen 322.571,98 TL’nin iflas tarihine kadar Merkez Bankası avans faiz oranı üzerinden faiz hesaplanarak asıl alacağa eklenmediğinden, bu miktarın merkez bankası avans faiz oranı üzerinden hesaplanarak ve reddedilen 36.224,31 TL’sinin ve bu miktarında Merkez Bankası avans faiz oranı üzerinden faiz hesaplanarak iflas masasına kaydına karar verilmesini, mahkeme masrafı ve vekâlet ücretinin borçlu/müflis … İç ve Dış Paz. AŞ‘ne yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı müflis … İç ve Dış Pazarlama A.ş. İflas İdaresi vekilinin 03/11/2020 havale tarihli beyan dilekçesinde özetle; müflis … şirketi hakkında iflas kararı verildiğini, … iflas dosyası ile sürdürüldüğünü, İcra ve İflas Kanunu “iflas idaresinin vazifesi” başlıklı 226/1. Maddeye göre; “Masanın kanuni mümessili iflas idaresidir. İdare masanın menfaatlerini gözetmek ve tasfiyeyi yapmakla mükelleftir” dediğini, İİK 235. Madde kayıt kabul davalarına ilişkin olduğunu, Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre de iflas tarihi itibariyle müflis şirkete karşı açılan alacak davaları kayıt kabul davası olduğunu, kayıt kabul davalarında tahsile değil alacağın iflas masasına kaydına karar verilmekle yetinileceğini, alacak miktarının hesaplanmasında İİK’nın 195 ve 196. Maddeleri dikkate alınacağını, iflas tarihine kadar faiz işletilerek bir hesaplama yapılması gerektiğini, davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderinin ve vekalet ücretinin davacı tarafa yüklenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE YARGILAMANIN ÖZETİ:
Dava; İİK’nun 235. maddesi uyarınca davacı alacağının iflas masasına kayıt ve kabulü istemine ilişkindir.
Hem sıraya hem de alacağın esas ve miktarına yönelik istem bulunduğundan mahkememizin görevli olduğu kanaatine varılmıştır.
Uyuşmazlığın, davacının kayıt kabul talebine konu alacağının bulunup bulunmadığı, var ise miktarının tespiti hususlarından kaynaklandığı tespit edilmiştir.
Taraflar arasındaki uyuşmazlığın niteliğine göre HMK’nun 14/2 maddesi gereğince işbu davaya bakmaya mahkememiz kesin yetkili olup, dava 6102 sayılı TTK’nun 1521.maddesi gereğince basit yargılama usulünce incelenip sonuçlandırılmıştır.
Bakırköy … İcra ve İflas Müdürlüğüne yazılan müzekkereye cevap verildiği, istenilen bilgi ve belgelerin gönderildiği, incelenmesinde; Bakırköy …. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 05/12/2019 tarih ve … Esas sayılı ilamı ile müflis … İÇ VE DIŞ PAZARLAMA A.Ş.’ nin iflasına karar verildiğini, … iflas sayılı dosyası ile iflas işlemlerinin yürütüldüğünü, iflas kararının henüz kesinleşmediğini, müflisin sorgulama tutanağının bulunmadığını, sıra cetvelinin 22/09/2020 tarihinde … gazetesinde yayınlandığını, ret kararının 23/09/2020 tarihinde e tebligat olarak davacı vekili Av. ….’a tebliğ edilmiş olduğunu, 2. Alacaklılar toplantısı için bir tarih belirlenmediğini, iflas idaresi memurlarının atandığını ve münferiden yetkili olduklarının görüldüğünün bildirildiği anlaşılmıştır.
Tarafların iddia ve savunmaları, sundukları deliller, dosya kapsamı belgeler ve davacı tarafa ait ticari defter ve kayıtlar incelenmek sureti ile kayıt kabule konu iflas tarihi itibari ile davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, var ise kayıt kabule konu alacak miktarının tespiti konusunda bilirkişi incelemesi yapılması için davacı şirketin adresinin bulunduğu yer olan Manisa Nöbetçi Asliye Ticaret Mahkemesine talimat yazılmasına karar verilmiş olmakla, talimat mahkemesince dosya Yeminli Mali Müşavir ….’ a tevdi edilmiş, 30/06/2021 tarihli raporunda özetle; Davacı şirket tarafından incelemek üzere bilirkişiliğimize ibraz edilen yasal ticari defterlerin açılış tasdiklerinin yasal sürelerinde yaptırılmış olduğu, bu defterlere yapılması gereken muhasebe kayıtlarının usulüne uygun olarak yapıldığı, bu defterlerden kapanış tasdiki yaptırılması gereken Yevmiye Defterlerine kapanış tasdiklerinin yasal sürelerinde yaptırılmış oldukları, diğer bir ifade ile davacı tarafından İncelenmek üzere bilirkişiliğimize ibraz edilmiş bulunan yasal ticari defterlerin davacının lehine delil olmasına engel bir durumun bulunmadığı, davacının yasal ticari defter kayıtlarına göre müflis şirketin iflas tarihi olan 05/12/2019 tarihi itibari ile davacı şirketin davalıdan 358.796,29 TL’sı tutarında asıl alacağının bulunduğu, bu alacağın 355.000,00 TL’lık kısmının karşılıksız çeklerden kaynaklandığı, geriye kalan 3.796,29 TL’sının ise cari hesap bakiyesinden kaynaklandığı, karşılıksız çıkan çekler için çek vadelerinden iflas tarihine kadar hesaplanan gecikme faizi tutarının 77.327,47 TL’sı olduğu, bu durumda da davacının müflis şirketten kayıt kabule konu alacak tutarının 436.123,76 TL’sı olduğunun tespit edildiği sonuç ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Davacı vekilinin hem itirazları doğrultusunda hem de davacının iflas tarihi itibariyle müflisten toplam alacağının hesaplanması, hem de kabul edilen kısmın mahsup edilerek var ise kayda konu bakiye alacağın hesaplanması, akabinde kabul edilmeyen kısmın da net bir şekilde tespiti için dosyamıza rapor sunan bilirkişiden ek rapor alınmasına karar verilmiş olup, dosya ek rapor alınmak üzere tekrar talimat yazılmış, bilirkişi Yeminli Mali Müşavir …’un 28/12/2021 tarihli ek raporunda özetle; Davalının iflas tarihi olan 05/12/2019 Tarihi itibari ile davacı şirketin davalı şirketten 355.000,00 TL’sı karşılıksız çıkan çekler, 3.796,29 TL’sı cari hesap bakiyesi olmak üzere toplam 358.796,29 TL’sı tutarında asıl alacağının bulunduğu, davacı vekilinin talebi olan iflas idaresi tarafından kabul edilen 322.571,98 TL’lık tutarda dahil olmak üzere, davacının davalıdan olan 355.000,00 -TL’lik karşılıksız çıkan çekler için çek vadelerinden iflas tarihine kadar hesaplanan gecikme faizi tutarının 77.327,47-TL ‘si olduğu, bu durumda davalının iflas tarihi olan 05/12/2019 tarihi itibari ile davacının davalıdan 358.796,29 TL’sı asıl alacak, bu alacak içerisindeki karşılıksız çıkan çekler için çek vadelerinden iflas tarihine kadar hesaplanan gecikme faizi tutarı olarak hesaplanan 77.327,47 TL’sı olmak üzere davacının müflis şirketten kayıt kabule konu alacak tutarının toplam 436.123,76 TL’sı olduğu, bu alacak tutarının 322.571,98 TL’lık kısmının iflas masası tarafından kabul edildiği, bu durumda davacının müflis şirketten iflas tarihi itibari ile olan 436.123,76 TL’lık alacağından kabul edilen 322.571,98 TL’lık alacağının mahsubundan sonra (436.123,76 – 322.571,98) 113.551,78 TL’sı daha kayna konu bakiye alacağının bulunduğunun tespit edildiği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, bilirkişi raporu, Bakırköy … ATM’in … esas sayılı dosyası ,iflas müdürlüğünden gönderilen yazı cevabı ve ekleri ile tüm dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde;
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerinde olup tarafların iddiaları doğrultusunda delilleri toplanarak taraf defterleri üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına dair ihtaratlı ara karar kurulmuş inceleme günü sadece davacı defterlerini incelemeye esas olacak şekilde dosyamıza sunmuş, müflis adına yetkili olan iflas idaresi tarafından ticari defterler incelemeye esas olacak şekilde dosyaya sunulmamıştır.
Yapılan inceleme neticesinde davacı defterlerine göre davacının müflisten alacaklı olduğu tespit edilmiş fakat iflas idaresi tarafından müflis defterleri incelemeye esas olacak şekilde ibraz edilmemiş olup, rapor neticesinde incelenen davacı defterlerine göre davacının müflisten 436.123,76 TL alacaklı olduğu, iflas idaresi tarafından kabul edilen kısmın mahsubu neticesinde ise sonuç olarak iflas tarihi itibariyle davacının müflisten 113.551,78 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirilmeden önceki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz. ” şeklindedir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesinin 22/07/2020 tarih ve 7251 sayılı yasa ile değiştirildikten sonraki hali ” İkinci fıkrada belirtilen şartlara uygun olarak tutulan ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için, diğer tarafın aynı şartlara uygun olarak tutulmuş ticari defterlerindeki kayıtların bunlara aykırı olmaması veya diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi yahut defter kayıtlarının aksinin senet veya diğer kesin delillerle ispatlanmamış olması gerekir. Diğer tarafın ikinci fıkrada yazılan şartlara uygun olarak tutulan ticari defterlerinin ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterler, sahibi lehine delil olarak kullanılamaz. Bu şartlara uygun olarak tutulan defterlerdeki sahibi lehine ve aleyhine olan kayıtlar birbirinden ayrılamaz.” şeklindedir.
7251 sayılı yasanın 6100 sayılı Hukuk Muhakemesi Kanunu’ nun 222/3. maddesindeki değişikliği düzenleyen 23. maddesine ait Türkiye Büyük Millet Meclisi gerekçesi ” Maddeyle, Kanunun ticari defterlerin ibrazı ve delil olmasına ilişkin 222 nci maddesinde değişiklik yapılmaktadır. Mevcut metne göre diğer tarafın defter kayıtlarında ilgili hususta hiçbir kayıt bulunmaması halinde, ibraz eden tarafın ticari defterindeki kayıtlar, sahibi lehine delil olarak kabul edilebilmektedir. Ticari defteri ibraz edenin tek taraflı işlemiyle oluşturduğu kayıtların, bu kayıtlardan hiçbir şekilde haberi olmayan karşı taraf aleyhine delil teşkil ediyor olması hakkaniyete aykırı sonuçlar doğurabileceği gibi hukuk güvenliği ilkesine de aykırılık teşkil edebilmektedir. Bu sebeple maddede yapılan değişiklikle, ticari defter kayıtlarının sahibi ve halefleri lehine delil olarak kabul edilebilmesi için öngörülen unsurlardan biri olan, diğer tarafın ticari defterlerindeki kayıtların “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” hali, madde metninden çıkarılmaktadır. Kural tersine çevrilmekte ve karşı tarafın maddede belirtilen usule uygun olarak tuttuğu ticari defterini ibraz ettiği halde ileri sürülen hususta hiçbir kayıt içermemesi halinde ticari defterin, sahibi lehine delil olarak kullanılamayacağı açıkça hükme bağlanmaktadır. Madde metni dışına çıkarılan “ilgili hususta hiçbir kayıt içermemesi” durumunun yerine, “diğer tarafın ticari defterlerini ibraz etmemesi” durumu maddeye ilave edilmektedir. Buna göre ticari defterde yer alan herhangi bir kaydın, sahibi lehine delil teşkil edebilmesi için diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi gerekecektir. Bu düzenlemenin hakkaniyete ve hukuk güvenliği ilkesine uygun olduğu düşünülmektedir. Zira ticari defteri ibraz edenin defterinde yer alan ve diğer tarafı muhatap alan kayıt, diğer tarafa sunulmakta ve diğer tarafın kendi defterindeki kayıtlara dayanarak karşı delilini ileri sürmesi beklenmektedir. Diğer tarafın ticari defterini ibraz etmemesi hali, ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığı anlamına gelecektir. Belirtilmelidir ki defter ibraz etmeyen tarafın, diğer tarafın ticari defterindeki kayıtların aksini senet veya diğer kesin delillerle ispatlama hakkı saklıdır.” şeklindedir.
Kanun değişikliği sonrasında madde gerekçesi içeriğinden anlaşıldığı üzere, davalı defterlerini sunmayarak davacının ticari defter kayıtlarının HMK’nın 222/3. maddeye göre lehine delil oluşturup oluşturmadığının tam olarak incelenebilmesine 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu 2. maddesi ile 6100 sayılı HMK’ nın 29. maddesi kapsamında dürüstlük-hakkaniyet ilkesine aykırı bir şekilde engel olduğundan, sunulmayan ticari defterlerinde de davacının alacaklı olduğuna dair kayıtların mevcut olduğu halde sunulmadığının, davacı tarafça ileri sürülen delili hükümden düşürecek başka herhangi bir kayda sahip olmadığının ve bunun sonucunda da davacı incelenen defter kayıtlarının davacı lehine delil oluşturduğunun kabulü gerekir.

Bu durumda davacının ticari defter kayıtları ile alacağın varlığının ispatlandığı, başkaca araştırmanın artık gerekmeyeceği kabul edilerek açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KISMEN KABULÜ İLE;
A)Kayıt kabule konu 113.551,78-TL alacağın Bakırköy …. İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyasında iflas tasfiye işlemleri yürütülen müflis … İÇ VE DIŞ PAZARLAMA A.Ş. ‘nin iflas masasına davacı alacağı olarak KAYIT VE KABULÜNE,
B)Fazlaya ilişkin talebin REDDİNE,
2-Harçlar Tarifesi Uyarınca alınması gereken 80,70-TL ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40-TL harcın mahsubuna, bakiye 26,30-TL harcın davalı müflisten tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca davacı yararına tayin ve takdir olunan 5.100,00- TL maktu vekalet ücretinin davalı taraftan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE,
4-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 5.100,00- TL maktu vekalet ücretinin davacı taraftan alınarak davalı müflisi temsilen ….’ya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından sarfedilen 54,40 TL başvurma harcı, 54,40-TL peşin harç, 1.826,70-TL yargılama gideri olmak üzere toplam 1.935,50-TL’nin davanın kabul oranı dikkate alınarak 612,50-TL’sinin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, geri kalan miktarın davacı üzerinde BIRAKILMASINA,
6-Kullanılmayan gider avansının HMK 333. maddesi gereğince kararın kesinleşmesinden sonra DAVACIYA İADESİNE,
7-HMK’nın uygulanmasına dair yönetmeliğin 58/1 maddesi gereğince taraflardan birinin talebi halinde gerekçeli kararın taraflara tebliğine,
Dair, 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341 ila 360’ncı madde hükümleri uyarınca, mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye verilecek dilekçe ile kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde veya istinaf dilekçesi kendisine tebliğ edilen taraf başvuru hakkı bulunmasa veya başvuru süresini geçirmiş olsa bile mahkememize veya aynı sıfattaki başka bir mahkemeye vereceği cevap dilekçesi ile 10 gün içerisinde İSTİNAF yolu açık olmak üzere DAVACI VEKİLİNİN yüzüne karşı, davalının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 21/02/2022

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza