Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/650 E. 2022/482 K. 10.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/650 Esas
KARAR NO : 2022/482

DAVA : İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2020
KARAR TARİHİ : 10/05/2022

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Ticari Satımdan Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı taraf ile aralarında ticari iş ilişkisi olduğu, cari hesap ekstresi tahsil edilemeyince önce ihtarname yollandığını, davalı tarafa daha sonra alacağın tahsili için icra takibi başlattığını, davalının itiraz ettiğini ve takibin icra dairesi tarafından durdurulduğunu, davalının borçlu olduğunu, takibe yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, davalı tarafın aleyhine %20 den az olmamak üzere İcra inkâr tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davalı tarafın tekstil sektöründe kumaş imal ettiğini, davacı tarafın tekstil boyahanesi olduğunu, davacı tarafa örme kumaşların boyatıldığını, cari hesap oluştuğunu, davalı tarafın tüm edinimlerini yerine getirdiğini ye borçlarının barçların olmadığını, davacı tarafın boya yaparken bir kısım kumaşlara zarar yerdiğini, davacı tarafa yazılı ve sözlü olarak ihbar yapıldığımı, konu ile ilgili olarak davacı tarafa iade faturası düzenlendiğini, noter kanalıyla bildirimde bulunduklarım, zamanaşımı itirazları olduğunu, bu nedenlerle, davanın reddine, takibin iptaline, davacı aleyhine alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin karşı tarafa yüklenilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Bilirkişi tarafından hazırlanan 01.03.2021 tarihli kök raporda; davacı tarafın 2018-2019-2020 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarını üsülüne uygun tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davalı tarafın 2018-2019-2020 yıllarına ait ticari defter ve kayıtlarını usulüne uygun tuttuğunu ve sahibi lehine delil niteliği taşıdığı, davacı şirketin 2019 yılında davalı şirkete düzenlediği taplam 11 adet fatura olduğu, İş bu faturaların tamamının davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına işlendiği, Davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarına 9 adet faturanın işlendiği, 2 adet faturanın işlenmediği, 19.02.2019 tarihli, … numaralı, 56.022,52 TL tutarlı faturanın davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında olmadığı, açıklama kısmıma İADE FATURASI diye yazıldığı, iş bu faturada bahsi geçen 56.022,52 TL tutarın davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında 3 kere borç ve alacak tarafında kayıtlı olduğu, davalı taralın ticari defter ve kayıtlarında 2 kere burç ve alacak tarafında kayıtlı olduğu, faturanın davacı tarafın borç ve alacak bakiyelerine etkisinin olduğu, fakat tarafların ticari defter ve kayıtlarındaki cari hesap farklılığına herhangi bir tesiri olmadığı, 19.02.2019 tarihli, … numaralı 1.714,83 TL tutarlı faturanın davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında olmadığı, açıklama kısmına İADE FATURASI diye yazıldığı, faturanın tarafların ticari defter ve kayıtlarındaki cari hesap farklılığına tesirinin olduğu, Taraflar arasında 2019 yılı BS-BA FORMU beyanları yönünden tek farkın, davalı tarafın ihtarname ile itiraz ettiği 2 adet KDV hariç toplam (1.587,81 TL * 51872,70 TL) 53,460,51 TL tutarlı faturaları beyan etmemesinden kaynaklandığı, onun dışında herhangi bir farkın bulunmadığı, Pavacı tarafırı ticari defter ve kayıtlarında, 01.01.2018 tarihinde davalı taraftan 53,01 TL alacaklı olduğu, 31.12.2018 ve 01.01.2019 tarihinde davacı tarafın davalı taraftan 2.596,06 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında, 01.01. 2018 tarihinde davacı taraftan 9.010,62 TL alacaklı olduğu, 31.12.2018 tarihinde davacı taraftan davalı taraftan 6.361,54 TL alacaklı olduğu, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında yer alan 9.010,62 TL tutarlı ve 6.361,54 TL tutarlı kayıt işlemlerinin irdelenmesi, 01.01.2018 tarihi itibariyle davacı taraftan 9.010,62 davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında alacaklı olduğu, İuyuşmazlığa neden olan 1.714,83 TL cari hesap bakiyesine ait ilk faturayı davalı tarafın düzenlediği, davalı tarafın faturaya konu olan içeriği gerekçesiyle ispat etmesi gerektiği, davacı tarafın davalı tarafa Eyüpsultan …. Noterliği kanalıyla 17.05.2019 tarihinde … yevmiye madde numaralı ihtarnameyi yolladığı, 10.672,43 TL alacağın ihtarname tebliğine istinaden 7 gün içinde talep edildiği, neticeten, taraflar arasında davacı taraf lehine bulunan 10.672,43 TL cari hesap farkına, davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında olan davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında olmayan 9.010,62 TL tutarlı kayıt işlemi ile, son olarak davacı tarafın ticari defter ve kayıtlarında olan davalı tarafın ticari defter ve kayıtlarında olmayan 1.714,83 TL tutarlı kayıt işlemi ile, davacı tarafın 01.01.2018 tarihi itibariyle 53,05 TL tutarındaki devreden bakiyesinin neden olduğu, davacı tarafın takip tarihi itibariyle 10,672,43 TL asıl alacağını talep edebileceği, davalı tarafın temerrüde düşürüldüğünün davacı tarafından ispatlanması gerektiği, davalı tarafın takip tarihi itibariyle talep ettiği 193,86 TL işlemiş faiz talebinin sayın mahkemenin takdirine bırakıldığı, davacı tarafın takip tarihinden İtibaren 10,672,43 TL asıl alacağa yıllık %19,50 oranında 365 gün üzerinden avans faizini talep edebileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Bilirkişi heyeti tarafından hazırlanan 09.09.2021 tarihli ek raporda; davalının 1.714,83 TL tutarındaki 18.02.2019 tarihii … – nolu reklamasyon faturasını, davacının boyama işlemini yaptığı … nolu siparişin mint renginde boyamadan kaynaklanan ayıplar nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararların tahsili amacıyla kestiği, ayıplı olduğu iddia edilen kumaşların bilirkişi incelemesine sunulmadığı, ayıplı olduğu iddia olunan kumaşlarla ilgili tarafsız kişi veya kurumlarca düzenlenmiş tespit raporu da sunulmadığından davalının ayıp iddiasının ispata muhtaç olduğu, davalının 1.714,83 TL tutarındaki 18.02.2019 tarihli … nolu reklamasyon faturası bedelini davacıdan talep edemeyeceği, davacı tarafın takip tarihi itibariyle 10.672,43 TL asıl alacağını talep edebileceği, davalı tarafın temerrüde düşürüldüğünün davacı tarafından ispatlanması gerektiği, davalı tarafın takip tarihi itibariyle talep ettiği 193,86 TL işlemiş faiz talebinin sayın mahkemenin takdirine bırakıldığı, davacı tarafın takip tarihinden itibaren 10.672,43 TL asıl alacağa yıllık 4919,50 oranında 365 gün üzerinden avans faizini talep edebileceği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Tesktil Mühendisi Bilirkişi tarafından hazırlanan 14.04.2022 tarihli ek raporda; davacı tarafından boyama işlemi yapılarak 04.01.2019 tarihli …. nolu sevk irsaliyesiyle davalıya teslim edilen ve 04.01.2019 tarihli … nolu faturayla davalıya fatura edilen kumaşlardan 67,5 kg siyah ….. kumaşın, davacının boyama işleminden kaynaklanan abraj hataları nedeniyle ayıplı olduğu, kumaştaki abraj hatası ayıbının çıplak gözle incelemeyle anlaşılabilecek açık ayıp olduğu, davalının kumaştaki ayıp nedeniyle 1.620,38 TL zararının oluştuğu, davalının ayıplı kumaş nedeniyle oluşan zararının davacı alacağından mahsubu sonrasında davacının davalıdan 10.672,43 – 1.620,38 = 9.052,05 TL alacaklı hale geldiği görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.
Dava dilekçesi, cevap dilekçesi, taraf beyanları. bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı bir bütün olarak değerlendirildiğinde;
Dava, 2004 sayılı İcra İflas Kanunu’ nun 67. maddesine dayalı itirazın iptali isteminden ibarettir.
Dava konusu, taraflar arasındaki kumaş boyama ilişkisine karşılık cari hesaba dayalı para alacağının tahsili için, davacı tarafça davalı hakkında başlatılan icra takibine vaki davalının itirazının iptali ile icra inkar tazminatının davalıdan tahsili istemine ilişkin olduğu görülmüştür.
Yargılamaya konu Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasının incelenmesinde; 10.672,43 TL asıl alacak asıl alacak ve 193,86 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 10.866,29 TL’ nin takip tarihinden itibaren faiziyle tahsili talep edilmiştir. Davalıya ödeme emri tebliğ edilmiş, davalı borçlu vekili süresinde itirazında borca itiraz ettiğini belirtmiştir. İtiraz üzerine takibin durduğu ve süresinde iş bu davanın açıldığı görülmüştür.
Dava konusu yapılan miktar 10.866,29 TL’ dir.
Taraflar tacir olup delil olarak ticari defterlere dayanıldığından TTK’nun 83 ile 85 ve HMK’nun 222’nci maddeleri uyarınca tarafların ticari defter ve belgeleri üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiştir.
Davacının ve davalının incelemeye konu ticari defterlerinin yasal şartları taşıdığı ve taraflar lehine delil niteliğinin olduğu dosya kapsamı içeriğinden anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki ticari ilişkinin varlığı fatura ve ticari defter ve ticari kayıtlar içeriğinden anlaşılmaktadır.
* Davacının ve davalının ticari defterler kayıtlarının incelenmesinde;
– Davacının 2019 yılında davalı şirkete yönelik 11 adet fatura düzenlendiği; iş bu faturaların tamamının davacı şirketin ticari defter ve kayıtlarına işlendiği; davalı şirketin ticari defter ve kayıtlarına 9 adet faturanın işlendiği, ancak 2 adet faturanın davalının defterlerine işlenmediği, taraflar arasındaki kayıtlar arasında bu iki faturadan kaynaklı farkın bulunduğu,
– Davalının defter ve kayıtlarında yer almayan faturaların bir tanesinin 19.02.2019 tarihli … numaralı, İFADE FATURASI açıklamalı KDV dahil 56.022,52 TL tutarlı olduğu; iş bu faturanın tarafların ticari defter ve kayıtlarındaki cari hesap farklılığına herhangi bir tesirinin bulunmadığı,
– Davalının defter ve kayıtlarında yer almayan faturaların bir tanesinin 19.02.2019 tarihli …. numaralı, İFADE FATURASI – REKLEMASYON açıklamalı KDV dahil 1.714,83 TL tutarlı olduğu; iş bu faturanın tarafların ticari defter ve kayıtlarındaki cari hesap farklılığına tesirinin bulunduğu,
– Davacının ticari defter ve kayıtlarına göre icra takibi tarihi itibariyle davalıdan 10.672,43 alacaklı gözüktüğü,
– Davalı tarafın defter ve belgelerinden, 01.01.2018 tarihi itibariyle davacı taraftan 9.010,62 TL alacaklı gözüktüğü; 31.03.2019 tarihi itibariyle davacıya 19.471,72 TL tutarlı borçlu gözüktüğü; ancak 2018 yılından gelen virman açıklamalı 6.361,54 TL miktarlı mahsup yapıldığı, akabinde 01.04.2019 tarihli 4.129,18 TL tutarlı ve 16.05.2019 tarihli 4.129,18 TL tutarlı kayıt işlemi ile icra takibi tarihi itibariyle hesabın sıfırlandığının gözüktüğü; ancak 9.010,62 TL ve 6.361,54 TL miktarlı davalı kayıt işlemlerinin herhangi bir dayanak belgeye dayanmadığı, davalının davacıyı borçlu çıkartır toplam 15.372,16 TL kayıt işlemlerini yazılı delil ile ispatlayamadığı anlaşılmıştır.
* Davalı tarafın, davacının teslim ettiği ürünlerdeki ayıptan kaynaklı 19.02.2019 tarihli … numaralı, İFADE FATURASI – REKLEMASYON açıklamalı KDV dahil 1.714,83 TL tutarlı fatura kestiği ve bu miktar kadar sorumlu olmadığı şeklindeki iddiasının incelenmesinde;
– Taraflar arasında malın teslimi noktasında ihtilaf bulunmamaktadır. Taraflar arasında kumaş boyası ilişkisi ve buna dayalı olarak teslimin gerçekleştiği,
– Teslim edilen mallar üzerinde davacının yaptığı boya kumaşı sırasında hatalı boya yapıldığı, bu sebeple ile kumaşların ayıplı olduğu ve bu ayıbın davacıya e-mail yoluyla ihbar edildiği görülmüştür.
* 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nda tacirler arasındaki ihbar ve ihtarların ne şekilde yapılacağı 18/3. Maddesi “Tacirler arasında, diğer tarafı temerrüde düşürmeye, sözleşmeyi feshe, sözleşmeden dönmeye ilişkin ihbarlar veya ihtarlar noter aracılığıyla, taahhütlü mektupla, telgrafla veya güvenli elektronik imza kullanılarak kayıtlı elektronik posta sistemi ile yapılır.” şeklindedir.
– Madde gerekçesinde, “… Bu maddenin üçüncü fıkrasında üç köklü değişiklik yapılmıştır. (1)Hükümdeki şekil, geçerlilik şartı olmaktan çıkarılmış, ispat şartına dönüştürülmüştür. Bu amaçla eski metinde yer alan “muteber olması için” ibaresine metinde yer verilmemiştir. Bu değişikliğin sebebi, geçerlik şartının artık haklı bir gerekçesinin bulunmaması ve teknikteki hızlı gelişmedir. Ayrıca hiçbir modern kanunda bu kadar ağır bir geçerlilik şartı yer almamaktadır. Şartın tacir gibi basiretli bir işadamı için öngörülmüş olması da anlamsız bulunmuştur. (2) İadeli taahhütlü mektup taahhütlüye dönüştürülmüştür. Çünkü , burada varma teorisinin kabulünü haklı gösterecek bir gerekçe mevcut değildir. (3) Güvenli elektronik imza hem Borçlar Kanununda kabul edilmiş hem de düzenli bir sisteme bağlanmıştır. Hükme bu olanak da eklenmiştir.” şeklinde açıklanmış ve böylece tacirler arasında ihtar ve ihbarlar için öngörülen şekil şartı geçerlilik şartı olmaktan çıkarılmıştır.
– Tacirler arasında satışa konu malın ayıplı çıkması halinde, alıcının yasal haklarını kullanabilmesi için 6102 sayılı TTK.’nun 18/1-c maddesindeki süreler içerisinde ayıp ihbarında bulunması zorunludur. Bu süreler, satılan malın ayıplı olduğu teslim sırasında açıkça belli ise iki gün, açıkça belli değilse sekiz gündür. (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 25.05.2016 Tarih ve 2014/19-861 E. – 2016/632 K. Sayılı ilamı.), (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi, 27.10.2020 Tarih ve 2018/2028 E. – 2020/1087 K. Sayılı ilamı.) ve (İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 14. Hukuk Dairesi, 29.11.2018 Tarih ve 2018/725 E. – 2018/1428 K. Sayılı ilamı.)
– Bu durumda, davalı alıcı tarafından yukarıda anlatılan TTK’nın 18/3. maddesindeki usule göre, maldaki ayıpla ilgili muayene ve ihbar yükümlülüklerinin süresi içerisinde ve kanunda belirlenen usule uygun yerine getirilmesi gerekmektedir.
– Tesktil Mühendisi Bilirkişi tarafından hazırlanan 14.04.2022 tarihli ek rapordan da anlaşıldığı üzere; davalının, davacıya boya için gönderdiği kumaşların hatalı boyamadan kaynaklı abraj hatalarının bulunduğu, kumaş üzerindeki abraj nedeniyle kumaşların ayıplı hale geldiği anlaşılmıştır. Ayıbın, çıplak gözle incelemeyle anlaşılabilecek nitelikte açık ayıp olduğu anlaşılmıştır.
– Tarafların ticari defter ve kayıtları ile mail yazışmaları dikkate alınıdğında ve davacının davalıya malı ne zaman teslim ettiği ispat edilemediğinden, işin olağan akışına göre kumaşları kesmeden süresinde davalının ayıp ihbarı yaptığı kabul edilmiştir.
* 6098 sayılı TBK’nın Satım sözleşmesinde alıcının seçimlik hakları başlıklı 227. maddesinde; “satıcının satılanın ayıplarından sorumlu olduğu hâllerde alıcı;1-Satılanı geri vermeye hazır olduğunu bildirerek sözleşmeden dönme, 2-Satılanı alıkoyup ayıp oranında satış bedelinde indirim isteme, 3-Aşırı bir masrafı gerektirmediği takdirde, bütün masrafları satıcıya ait olmak üzere satılanın ücretsiz onarılmasını isteme, 4- İmkân varsa, satılanın ayıpsız bir benzeri ile değiştirilmesini isteme, Alıcının genel hükümlere göre tazminat isteme hakkı saklıdır. Satıcı, alıcıya aynı malın ayıpsız bir benzerini hemen vererek ve uğradığı zararın tamamını gidererek seçimlik haklarını kullanmasını önleyebilir. Alıcının, sözleşmeden dönme hakkını kullanması hâlinde, durum bunu haklı göstermiyorsa hâkim, satılanın onarılmasına veya satış bedelinin indirilmesine karar verebilir. Satılanın değerindeki eksiklik satış bedeline çok yakın ise alıcı, ancak sözleşmeden dönme veya satılanın ayıpsız bir benzeriyle değiştirilmesini isteme haklarından birini kullanabilir.” hükmü düzenlenmiştir.
– Madde hükmü doğrultusunda, davalının ayıp oranında satış bedelinden indirim isteme seçimlik hakkını kullandığı anlaşılmış ve dosya kapsamında bu hakkını kullanmasının hukuka uygun olduğu anlaşılmıştır. Ayıp nedeniyle zarar miktarı 1.620,38 TL’ dir.
– Yukarıdaki tespitler kapsamında, davacının icra takibi tarihi itibariyle 10.672,43 TL alacaklı olduğunu yazılı delil ile ispatladığı; ancak, ayıp nedeniyle sorumluluğu bulunduğundan, ayıptan kaynaklı zarar miktarı olan 1.620,38 TL’ nin mahsubu sonrasında, bakiye 9.052,05 TL alacaklı olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıdaki tespitler kapsamında, davacının kayıtlarının aksinin davalı tarafça yazılı olarak ispatlanamadığı anlaşılarak, davacının iddiasını kısmen ispat ettiği ve davalının bu ispatı ortadan kaldıracak herhangi bir yazıl delil sunmadığı görülerek, açılan davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
Takip tarihinden önce davalı taraf temerrüde düşürülmediği, gönderilen ihtarnamenin iade edilmesi sebebiyle faiz talebinin reddine karar verilmiştir.
Yaptırılan bilirkişi incelemesine göre alacağın likit olmadığı anlaşıldığından, icra inkar tazminatın ve yine takibin kötüniyetli başlatıldığının da ispat edilemediği görülerek kötüniyet tazminatının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davacının davasının KISMEN KABULÜ ile KISMEN REDDİNE,
-Bakırköy ….İcra Müdürlüğünün ..Esas sayılı icra dosyasına davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptali ile takibin asıl alacak 9.052,05 TL üzerinden kaldığı yerden aynen devamına,
-Fazlaya ilişkin istemin REDDİNE,
-Yasal şartları oluşmayan icra inkar tazminatı talebinin REDDİNE,
-Yasal şartları oluşmayan kötü niyet tazminatı talebinin REDDİNE,
2- Harçlar tarifesi uyarınca alınması gereken 618,34 TL harçtan davacı tarafça peşin yatırılan 185,57 TL peşin harcın mahsubu ile bakiye 432,77 TL harcın davalıdan tahsili ile hazineye irat KAYDINA,
– Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00 TL arabuluculuk ücretinin; 1.095,60 TL’ sinin davalıdan, 224,40 TL’ sinin davacıdan tahsili ile hazineye irat kaydına,
– Davacı tarafça sarf edilen toplam 247,77 TL harcın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
3- Davacı tarafından sarf edilen bilirkişi, tebligat ve posta masrafı olmak üzere toplam 1.882,00 TL yargılama giderinin kısmen kabul – red oranı ve takdiren %83′ ü olan 1.562,06 TL’ sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, bakiye masrafların davacı üzerinde bırakılmasına,
– Davacı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın karar kesinleştiğinde davacı tarafa İADESİNE, (Gerekçeli kararın tebliğe çıkarılma masraflarının kalan gider avansından karşılanmasına)
4- Davalı tarafça yatırılan gider avansından arta kalan miktarın davalı tarafa İADESİNE,
5- Davanın kabul miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 5.100,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6- Davanın red miktarı dikkate alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 1.814,24 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,

Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davacı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.10/05/2022

Katip ….
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza