Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/649 E. 2021/311 K. 15.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/649 Esas
KARAR NO : 2021/311

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 02/10/2020
KARAR TARİHİ : 15/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 14/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil banka ile dava dışı … Tıp ve Bilişim Tek. Tic.Ltd. Şti. VE KEFİL … arasında imzalanmış olan 11.10.2013 tarihli 500.000,00 TL bedelli Genel Kredi Sözleşmesi ve yine aynı tarihli çek sözleşmesi tanımlandığını, borcun ödenmediğini, hesabın katı ile birlikte davalıya müvvekkil banka tarafından 1 adet uyarı mektubunu tebliğe çıkarıldığını, ihtarlarda öngörülen süreler içinde borcun ödenmemesi üzerine icra takibine geçildiğini, davalının yasal süresi içerisinde borca ve tüm ferilerine itiraz ettiğini ve takibin durdurulduğunu, borçlunun yetki itirazının usulüne uygun olmadığını, davalının kullanılan ürünü geri ödemediğini, asıl borçlunun tacir olduğunu, bu nedenlerle itirazın iptali ile takibin devamına, itiraza konu edilen alacağın %20 sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı cevap dilekçesinde özetle; icra takibinde Küçükçekmece İcra Dairelerinin yetkili olmadığını, açılan dava yönünden davanın Bakırköy Asliye Tiaret Mahkemesinde sadece kendisi aleyhinde açıldığını, davalı olarak adresinin Beyoğlu olduğunu yani Çağlayan Adliyesinin görevli olduğunu, icra takibinde gönderilen tebligat içerisinde hiçbir şekilde borcun kaynağı hakkında bir belge olmadığını, dava dilekçesi içeriğinden bankanın at hesabından kaynaklanan borç olduğunu öğrendiğini, usulüne uygun icra takibi ile öğrenmesi gerektiğinden davanın reddinin gerektiğini, dosyanın arabuluculuğa gitmesinin dava şartı olduğunu, arabuluculuk görüşmelerine davet edilmediğini veya tebliğ edilmediğini, usulsüz ve hukuka aykırı düzenlenen arabuluculuk tutanağının reddinin gerektiğini, kefil olduğu şirketin borcundan dolayı hatırladığı kadarıyla 2015 yılında kredi borcunun kat edildiğini, yapılan icra takibinin kapatılmış olmasının gerektiğini, borcunun kefil sıfatından kaynaklandığını, öncelikle asıl borçludan tahsili gerektiğini tahsil edilemezse borcun tarafına ihtaratının gerekli olduğunu, işletilen faizlerin ve ferilerinin hukuka ykırı olduğunu, davanın reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava, kredi sözleşmesi ve çek sözleşmesi gereğince bankacılık işlemlerinden kaynaklı alacağın tahsili için girişilen icra takibine vaki itirazın İİK’nun 67.maddesi gereğince iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir.
Davalı tarafından borca itirazında ayrıca icra dairesinin yetkisine de itiraz edilmiş olup, davanın esasından önce bu hususun açıklığa kavuşturulması gerekmektedir. Zira bilindiği üzere itirazın iptali davalarının görülebilmesi için usulüne uygun bir takibin bulunaı özel dava şartıdır.
Borçlunun icra dairesinin yetkisine itirazı öncelikle irdelenir ve sonuca bağlanır. Bu husus mahkemenin yetkisine de itiraz olması halinde bundan da önce irdelenir. Çünkü mahkemenin yetkisine itiraz ilk itirazlardan olmasına rağmen, icra dairesinin yetkisine itiraz dava şartlarını kapsamaktadır.
Küçükçekmece … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; Alacaklı davacının davalı kişi aleyhine 2.476,95-TL toplam alacağın, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ve tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek temerrüt faizi ve değişen oranlardaki faizi ile borçludan tahsilini talep ettiği, ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlu tarafından hem yetkiye hem de borcun esasına itiraz edildiği ve takibin durdurulduğu anlaşılmıştır.
İtirazın süresinde olduğu ön sorunu aşıldıktan sonra araştırılacak husu takibin yetkili icra dairesinde yapılıp yapılmadığı konusudur. İcra dairelerinin yetkisinin belirlenmesi konusu Hukuk Muhakemeleri Kanunun yetkiye ilişkin bölümlerine atıfta yapılarak çözülmelidir. Zira İİK’da bu konuda HMK’ya atıf yapılmıştır.
HMK genel yetki kuralına göre bir davada davanın açıldığı tarihte davalı yerleşim yeri mahkemeleri uyuşmazlığı çözmede genel yetkili mahkemelerdir. Bununla birlikte sözleşmeden kaynaklanan davalarda da sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemeleri de yetkili kılınmıştır. Sözleşmede bu konuda hüküm yok ise yetkili mahkeme Türk Borçlar Kanunu’nun 89. Maddesine göre belirlenecektir. İlgili maddeye göre sözleşmede ifa yeri tespit edilemiyor ise para borçları götürülecek borçlardan olması nedeniyle alacaklının yerleşim yeri mahkemeleri de davayı görmeye yetkili sayılacaktır. Yukarıda da belirtildiği gibi ilgili bu hükümler ayrıca kesin yetki halinin bulunmaması durumunda icra dairelerinin yetkisini tespitte de uygulancaktır.
Tüm bu açıklamalar doğrultusunda olayımızı tekrar irdelediğimizde, davalının yerleşim yerinin …/… olması ve bu haliyle Küçükçekmece icra dairelerinin yetki alanı dışında olması sebebiyle HMK madde 6’ya göre yetkili icra dairesinde takip yapılmamıştır.
Sözleşmede ifa yerinin tespit edilememesi ve uyuşmazlığın para borcundan kaynaklanması nedeniyle alacaklı olduğunu iddia eden davacının da yerleşim yeri icra daireleri takip yapmaya yetkili olup, olayımızda davacının yerleşim yerinin Mecidiyeköy olması nedeniyle TBK madde 89 uyarınca takip etkili icra dairesinde yapılmamıştır. Yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere itirazın iptali davalarında usulüne uygun yetkili icra dairesinde takip yapılması dava şartlarından olup gelinen aşamada usulüne uygun yapılmış bir takipten söz edilemeyeceğinde “usul esâstan mukaddemdir” (esastan önce usul gelir-Mecelle-i Ahkâm-ı Adliyye) kuralı gereği aşağıdaki şekilde akrar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-Davanın USULDEN REDDİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gereken 59,30-TL maktu ilam ve karar harcının davacı tarafından peşin yatırılan 54,40- TL harçtan mahsubuna, bakiye kalan 4,9-TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davacıdan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendisi üzerine bırakılmasına,
5-Gider avansından artan olması halinde karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere davalı …’in yüzüne karşı, davacının yokluğunda verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.15/03/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza