Emsal Mahkeme Kararı Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/64 E. 2021/369 K. 29.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ

ESAS NO : 2020/64 Esas
KARAR NO : 2021/369

DAVA : İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan)
DAVA TARİHİ : 22/01/2020
KARAR TARİHİ : 29/03/2021
GEREKÇELİ KARARIN
YAZILDIĞI TARİH : 28/04/2021

Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Bankacılık İşlemlerinden Kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı borçluların müvekkili bankadan ……. numaralı ticari kredisini kullandığını, kredi borcu ödemelerini zamanında yapmaması üzerine hesabı kat edilerek hesabının kat edildiğine dair ihtarname kendisine keşide edildiğini, ihtarnameye rağmen borcunu ödemeyen davalılar hakkında Büyükçekmece ….. İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçluların yasal süresi içinde borca itiraz ederek takibi durdurduğunu, ancak borçluların itirazının haksız olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin her türlü dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla davalılar borçlular tarafından Büyükçekmece …… icra Müdürlüğü’nün ……. E. sayılı dosyasına yapılan itirazın iptaline ve takibin devamına davalı borçlunun alacağın %60’ından aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalılara tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle: davacının talebinin yerinde olmadığını ve davanın reddi gerektiğini, zaman aşımı itirazında bulunduklarını, icra dosyasından da anlaşılacağı üzere davacının itirazı öğrendiği tarihten itibaren bir yıllık süre içerisinde itirazın iptali davası açması gerekirken bu süre geçtikten sonra dava açıldığını, müvekkillerinin davacı bankadan dava dilekçesinde belirtilen numaralı ticari krediyi kullanmadığını, müvekkilleri hakkında Büyükçekmece …… İcra Müdürlüğü’nün …… E. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibinin haksız olduğunu, hukuk düzenince kendilerine tanınan bir hak olan borca itiraz hakkımızı kullandıklarını, bu hakkı kullanmada kötü niyet olmadığını, hukuk düzeninde iyi niyetin varlığının esas olduğu ve kötü niyet olduğunu iddia edenin bunu ispatlamakla yükümlü olduğunu, davacının davayı açmakta hukuki yararı bulunmadığını, bu nedenlerle davanın reddine, İİK’nun 67. maddesinin 2. fıkrası gereği hükmolunan meblağın %20sinden aşağı olmamak üzere uygun bir tazminata mahkum edilmesine, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davacıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Usulüne uygun duruşma açılmış, ön inceleme aşamasında uyuşmazlık konuları re’sen belirlenerek taraflarca gösterilen deliller toplanmış ve konunun incelenmesinde uzmanlık gerektiren yönler olduğundan bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle dava sonuçlandırılmıştır.
Büyükçekmece ……. İcra müdürlüğünün ……. Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; davacı bankanın, dosyamız davalıları aleyhine 50.000,00-TL asıl alacak, 242,72-TL ihtarname masrafı olmak üzere toplam 50.242,72-TL ile takip tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek temerrüt faizine baz asıl alacak tanımına uygun olarak hesaplanan tutarlara takip tarihinden tamamen tahsiline kadar belirtilen krediler için hesap tablolarında belirtilen oranlardan işleyecek temerrüt faizleri, faizlerin gider vergisi, icra harç ile masrafları ve vekalet ücreti ile birlikte tahsili için icra takibine geçildiği, borçlulara ödeme emrinin tebliği üzerine borçluların süresinde itiraz ettiğini belirterek takibin durmasına sebebiyet verdiği, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkememizce dava dosyası ve davaya konu takip dosyasında bulunan belge ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş, Bankacı Bilirkişi ……..’ nın 06/01/2021 tarihli raporunda özetle; Davacı …A.Ş. ……. Şubesi ile Davalılardan … arasında akdedilen 03.04.2017 tarih, 400.000TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak davalı şirkete taksitli ticari kredi kullandırıldığı, söz konusu Genel Kredi Sözleşmesinde davalı …’ın Müteselsil Kefil sıfatıyla aynı miktar dahilinde imzasının bulunduğunun tespit edildiği, Dava konusu takip talebinde, dava konusu kredi ile ilgili faiz talep edilmediğinden, taleple bağlılık ilkesinden hareketle; iş bu dava dosyası kapsamında takip tarihine kadar faiz hesaplaması yapılmadığını, takip tarihi olan 09.07.2018 tarihi itibariyle dava konusu kredi ile ilgili dava konusu kredi borç bakiyesinin toplam 50.242,72-TL olduğu, davacı – alacaklı Bankanın talep edeceği Taksitli Ticari Kredi alacak tutarının 50.242,72TL olduğu, taksitli Ticari Kredi Asıl Alacak tutarı olan 50.000,00-TL’ye takip tarihinden itibaren %9 Temerrüt Faizi talep edebileceği, akdedilmiş olan Genel Kredi Sözleşmesi kapsamında Davalı …’ın, kefalet limitleri dahilinde müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olduğu görüş ve kanaatine varıldığı bildirilmiştir.

TÜM DOSYA MUHTEVİYÂTI KÜLLÎYEN TETKÎK EDİLDİĞİNDE;
Dava taraflar arasında ticari kredi kullanıldığından bahisle alacak olduğuna dair yapılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Öncelikle ispat müessesesini açıklamakta fayda var. Bilindiği üzere, hakim, davada hangi vakıaların ispat edilmesini tespit ettikten sonra, bu vakıaların kimin tarafından ispat edilmesi gerektiği sorusuyla karşılaşır; buna ispat yükü denir. Kendisine ispat yükü düşen taraf için, bu bir yükümlülük(mükellefiyet) değil, sadece bir yüktür(külfettir). Taraf kendisinin ispat etmesi gerektiği vakıayı ispat edemezse karşı taraf ve mahkeme onu mutlaka ispat etmesini isteyemez, bilakis kendisine ispat yükü düşen taraf , o vakıayı ispat edememiş sayılır.(Kuru, Medeni Usul Hukuku, 2016, sy 319)
Dava dosyamızda ispat yükü alacaklı olduğunu iddia eden davacı üzerindedir.
Davalıların kendilerine kredi kullandırılmadığına ilişkin itirazları ile ilgili olarak, cevap dilekçesi içeriği bir bütün olarak dikkate alındığında ve ayrıca kredi sözleşmesinde bulunan imzalara da itiraz olmadığı göz önüne alındığında bu itirazlara itibar edilmemiş ve bu sebeple taraflar arasında kredi sözleşmesinin imzalandığı kanaatine varılmıştır. Artık bu aşamada asıl borçlu olan davalı …’nin borcunun bulunup bulunmadığının tespiti gerekmektedir. Çünkü asıl borçlunun davacı bankaya olan borcu kadar davalı …’in sorumluluğu doğacaktır. Zira bu davalının sorumluluğu müteselsil kefil olmasından kaynaklanmaktadır.
Tarafların iddiaları doğrultusunda mahkememizce bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verilmiş ve yapılan inceleme neticesinde Davacı …A.Ş. ……. Şubesi ile Davalılardan … arasında akdedilen 03.04.2017 tarih, 400.000TL tutarlı Genel Kredi Sözleşmesine dayalı olarak davalı şirkete taksitli ticari kredi kullandırıldığı, söz konusu Genel Kredi Sözleşmesinde davalı …’ın Müteselsil Kefil sıfatıyla aynı miktar dahilinde imzasının bulunduğunun tespit edildiği, takip tarihi olan 09.07.2018 tarihi itibariyle dava konusu kredi ile ilgili dava konusu kredi borç bakiyesinin toplam 50.000,00 TL olduğu ve ayrıca ihtarname masrafının 242,72-TL olduğu, davacı Bankanın talep edeceği Taksitli Ticari Kredi alacak tutarının toplamda 50.242,72TL olduğu anlaşılmış, uyuşmazlığa konu kredi sözleşmesinin “Diğer Hükümler” başlıklı 6.1 maddesinde uyuşmazlık halinde banka kayıt ve defterlerinin delil olarak kabul edileceğine ilişkin delil sözleşmesi niteliğinde hüküm bulunması nedeniyle mahkememizce banka kayıtları üzerinde yapılan incelemeye itibar edilerek belirlenen bedel üzerinden, ayrıca alacağın likit olması nedeniyle icra inkar tazminatı talebi hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-DAVANIN KABULÜ İLE;
-Davalının aleyhine yapılan Büyükçekmece …. İcra Müdürlüğünün ……. esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu İTİRAZIN İPTALİNE,
-Takibin aynen DEVAMINA,
-Asıl alacağın %20’sine tekabül eden icra inkar tazminatının davalıdan alınarak DAVACIYA ÖDENMESİNE,
2-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi uyarınca alınması gerekli 3.432,08-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 858,03-TL harcın mahsubu ile bakiye 2.574,05-TL harcın davalılardan tahsil edilerek hazineye İRAD KAYDINA,
3-Arabuluculuk sonuç tutanağı tarihi itibariyle yürürlükte bulunan tarifeye göre tahakkuk eden 1.320,00-TL arabuluculuk ücretinin davalılardan tahsili ile hazineye İRAT KAYDINA,
4-Davacının kendisini bir vekil ile temsil ettirdiği anlaşıldığından karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca tayin ve takdir olunan 7.331,55-TL ücreti vekaletin davalılardan tahsili ile davacıya VERİLMESİNE,
5-Davacı tarafından ödenen 54,40-TL başvurma harcı, 858,03-TL peşin harç, 960,50-TL tebligat ve bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.872,93-TL yargılama giderinin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE,
6-Gider avansından artan olur ise karar kesinleştiğinde davacıya İADESİNE,
Dair; 6100 sayılı HMK.’nun 341. ve devamı maddeleri gereğince gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde İSTİNAF kanun yolu açık olmak üzere taraf vekillerinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 29/03/2021

Katip …
¸e-imza

Hakim …
¸e-imza